Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/316 Esas – 2022/646
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/316 Esas
KARAR NO : 2022/646
HAKİM :….
KATİP :….
DAVACI :…SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ -.
VEKİLİ : Av…..UETS
DAVALI :1-… OTOMOTİV PAZARLAMA ANONİM ŞİRKETİ.
VEKİLİ : Av. . UETS
DAVALI :2-… SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ BURSA ÖZLÜCE ŞUBESİ ….
VEKİLİ : Av. … UETS
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ : 27/04/2021
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili…San. Ve Tic. Ltd. Şti’ye ait 16 …813 plakalı 2020 model CITROEN C3 AIRCROSS marka gri renkli araç, sıfır olarak davalı şirket bayiisinden satın alındığını, aracın fabrika çıkışı orijinal boyasında dalgalanmalar olduğunun fark edildiğini, bunun üzerine araç müvekkil tarafından ilgili servise götürülmüş, ancak servis tarafından ‘araçta üretim kaynaklı bir sorun yoktur’ cevabı alınmış olduğunu, sıfır kilometre bir aracın kapılarının boyasının dalgalı olması ayıp niteliği taşıdığı ve ileriki süreçte arabanın değerinin düşmesine neden olduğunu, bu sebeple müvekkili derhal, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarından; aracın değiştirilmesi veya bedel indirimi talep ettiğini, ancak davalılarca müvekkili tercihi yönünde olumlu herhangi bir dönüş yapılmadığını, oysa Sıfır kilometre ayıplı araç satan bayinin bu sorumluluğu alması gerektiği, söz konusu ayıp hususunda teknik bilirkişi raporu alındığını, ekte sunulu teknik bilirkişi mütalaası ile görüldüğü üzere; yapılan incelemede aracın sağ ön ve sağ arka kapı boyasının dikey doğrultuda dalgalı yapıda olduğu, sonradan boyanmadığı, fabrika çıkışı orijinal boya olduğu, sıfır olarak satın alınan bir araçta tespit edilen boya hatasının olmaması gerektiği dolayısıyla aracın mevcut haliyle ayıplı olduğu, aracın bu şekilde ayıplı olarak satışının yapıldığı kanaatine varıldığı, araç boyasında dalgalanmalar olması ve/veya boya kalınlıklarının standart sınır ölçülerinde olup olmadığı ilk bakışta anlaşılamayacak nitelikte teknik inceleme gerektiren gizli ayıp kapsamında olduğunu, aracın boyası orijinal olsa da bu boyadaki dalgalanma ve farklılık durumunun aracın satışı sırasında değer kaybına neden olacağı ve bu ayıbın gizli ayıp olduğu yönünde emsal birçok Yargıtay kararının mevcut olduğunu, müvekkili tarafça her ne kadar arabuluculuk bürosuna başvuru yapılmış ise de anlaşma sağlanamadığını, anılan bu sebeplerle; dava ve taleplerin kabulüne, müvekkili satın aldığı otomobilin ücretsiz olarak misli ile değiştirilmesine, kabul edilmemesi halinde, ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme hakkını kullanarak indirim bedeli ve aracın değer kaybı tazminatı olarak şimdilik toplam 2.000,00-TL’nin temerrüt tarihi olan arabuluculuk tutanağı tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı… Otomotiv Pazarlama Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar davacı yan, dava dilekçesinde Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun Hükümlerinden bahsetmişse de, huzurdaki davada tarafların tacir olması nedeniyle, Türk Ticaret Kanununun 23.maddesinin göndermesiyle, ayıptan kaynaklanan sorumluluğa ilişkin iddialar hakkında Türk Borçlar Kanununun ilgili hükümleri uygulanacağı, dolayısıyla, davacı yanın iddialarını ve davayı hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle beraber, huzurdaki davaya konu uyuşmazlığın, Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekmekte olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nın “ayıptan sorumluluk” başlıklı maddesinde açıkça belirtildiği üzere davacı taraf, söz konusu taleplerini yalnızca satıcı konumundaki kimseye karşı yöneltebileceği, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı tarafın iddiaları hakkında; ithalatçı/distribütör fiirma konumundaki müvekkil şirkete başvurulması mümkün olmayacağı, dolayısıyla, davacı yanın bir hak iddiası mevcut ise, dava konusu aracın satın alındığı firmaya Borçlar Kanunu hükümlerince başvurulması gerektiği, zira müvekkil şirketin son kullanıcılara doğrudan araç satış ve servis hizmeti sunulması faaliyetinde bulunmadığını, öyle ki müvekkil … Otomotiv Pazarlama Anonim Şirketi; Citroen marka araçların ve bu araçların yedek parçalarının ithalatçısı olup, Citroen marka araçların pazarlanması, dağıtımı ve bu araçlar için satış sonrası hizmetlerinin yetkili satıcı, yetkili servis ve yetkili yedek parça satıcıları kanalıyla sağlanması hususunda faaliyet göstermekte olduğu, dolayısıyla müvekkil şirket, üretici/imalatçı ya da satıcı sıfatını haiz olmadığı, müvekkil şirket yalnızca ithalatçı/distribütör firma sıfatını haiz olup, huzurdaki davanın Türk Borçlar Kanunu hükümleri gereğince müvekkil şirkete yöneltilmesi mümkün olmadığını, davacı yandan araç satış sözleşmesinin ve faturasının celp edilmesine karar verilmesini talep ettikleri, bu sebeplerle, huzurdaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini talep ettikleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Alıcının seçimlik hakları” başlıklı 227. Maddesi gereğince, alıcıya misli ile değişim ile bedelden indirim yapılması talebini terditli olarak isteme hakkı tanımadığı, dolayısıyla davacının seçimlik haklarından hangisini talep ettiğini açıklaması gerektiği, TBK m.227 kapsamında yalnızca satıcıya yönlendirilmesi mümkün olan bedelden indirim yapılmasını talebinin, satım sözleşmesinin tarafı olmayan, ithalatçı konumundaki Müvekkil Şirkete yönlendirilmesi de mümkün olmadığı, yukarıda sunulan 6098 sayılı TBK’nın 227. maddesindeki seçimlik haklardan yalnızca satıcı sorumlu olduğu, davacı yan, harca esas değeri 2.000 TL olarak göstermiş olup, iş bu husus usule, yasaya ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğu, zira dava konusu aracın fatura bedeli belli olup, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı yanın talepleri iş bu fatura tutarı ile satılan araca ilişkin olduğu, kaldı ki yine kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı yanın ilk talebi aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi olduğu, bu sebeple, davacı yanın dava değerini usule, yasaya ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olarak göstermiş olması karşısında, huzurdaki davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiği, dava konusu araçta herhangi bir ayıp bulunmadığı, davacı yan, dava konusu aracın kapısında boya dalgalanması olduğunu iddia ettiği, iş bu iddia tamamen görsel ve göreceli bir iddia olduğu, böyle olduğu halde müvekkil şirket, şirket politikası gereği müşterilerinin üst düzey memnuniyetini sağlamayı amaçladığından, diğer davalı … bayisine boya konusunda uzman bir teknik ekip yönlendirmiş ve dava konusu aracı incelettirdiği, inceleme sonucunda araçta görsel, fiziksel yahut üretimden kaynaklı başkaca bir ayıp olmadığı tespit edildiği, bu husus, davacı yan tarafından dosyaya sunulan 12/01/2021 tarihli kapanış iş emri ile de sabit olduğu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla Sayın Mahkeme’nin dava konusu aracın ayıplı olduğuna kanaat getirmesi halinde ise; davacı tacir olup, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olduğu, TTK’nın ‘’Ticari satış ve mal değişimi’’ başlıklı 23. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde:‘’Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür.’’ hükmü yer almakta olduğu, davacı taraf ise, yasal yükümlülüklerine aykırı davranarak kendisine tanınan yasal süre içerisinde müvekkil şirket’e herhangi bir bildirimde bulunmadığı, basiretli davranma borcu olan tacir davacının sessiz kalması TBK’nın 223/2 fıkrası uyarınca aracın ‘’ayıpla birlikte kabulü’’ anlamına gelmekte olduğu, TBK m. 223/2’de açıkça alıcının süresi içerisinde ayıbı bildirmemenin kabul olduğu düzenlemesi yer aldığı, dolayısıyla, dava konusu araç, davacı yan tarafından sunulan ruhsat örneğinden de görüleceği üzere, 18/12/2020 tarihinde davacı yana teslim edilmiş ve trafiğe çıktığı, dolayısı ile Türk Ticaret Kanunu’nun 23/2. Maddesi uyarınca ayıba ilişkin bildirimin aracın tesliminden itibaren en geç 8 gün içerisinde yapılması gerekiyorken, müvekkil şirkete herhangi bir bildirim yapılmadığı, bu aşamada davacı yanın araçta ilk inceleme ile fark edemeyeceği herhangi bir husus mevcut olmadığı, zira davacı yanın araçtaki ayıp iddiası, kapıdaki boya dalgalanmasına, yani ilk bakışta tespit edilebilecek görsel bir hata olduğu iddiasına dayanmakta olduğu, bununla birlikte kabul anlamına gelmemek kaydıyla, Sayın Mahkemenin, dava konusu araçtaki ayıp iddiasının ilk bakışta fark edilemeyecek olmasına kanaat getirmesi halinde ise dava konusu araç, davacı yanın dosyaya ibraz ettiği 12/01/2021 tarihli iş emri uyarınca sabit olduğu üzere; yetkili servis tarafından, kapılarda boya dalgalanması olduğu iddiası ile incelemeye alındığı, davacı yanın aracı incelemeye kendi isteği ve talebiyle götürmüş olduğu dikkate alındığında, inceleme tarihinden evvel ayıp iddiasının olduğunun kabulü gerektiği, bu halde TBK m.223 ve TTK m.23 gereğince davacı yanın müvekkil şirkete “hemen” bildirimde bulunması gerekmekte olduğu, ancak davacı yan, bu tarihe kadar herhangi bir bildirimde bulunmadığı, davacı tarafın davaya delil olarak gösterdiği ve makine mühendisi bir bilirkişiden kendilerinin insiyatifi ve seçimi ile alınan teknik bilirkişi mütalaası, bilimsellikten tamamen uzak ve yüzeysel olarak hazırlanmış olup, delil mahiyeti taşıması hukuken mümkün kabul anlamına gelmemek kaydıyla, huzurdaki dava konusu aracın kapısında boya dalgalanması olduğuna ilişkin iddianın, aracın kullanımını etkilemediği ve araçtan beklenen faydayı azaltmadığı ve dahi araçtan yararlanmayı engellemediği; ez cümle, aracın ayıplı olmadığı hususu izahtan vareste olduğu, araçtaki ayıp iddiasını kabul ettiğimiz anlamına gelmemekle beraber, davacının misliyle değiştirme ya da bedel iadesi talebine karar verilmesi için, davacı tarafından araç üzerinde bir takyidatın bulunmadığına dair bir temiz kağıdının sunulması gerektiği, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davanın kabulüne karar verilmesi halinde, araçtaki değer kaybının hesaplanıp müvekkil şirkete ödenmesine karar verilmesi gerektiği, zira dava konusu araç, bir süredir davacı yanın kullanımında olduğu belirtilerek davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini
talep etmiştir.
CEVAP; Davalı … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yasal süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı, otomobil vekil edenimizce 18.12.2020 tarihinde -0- km olarak davacıya satıldığı, davacı 18.12.2020 tarihli teslim belgesi ile dava konusu aracı ayıpsız ve kusursuz bir şekilde teslim aldığını beyan ettiği, davacının dava konusu ettiği ayıp iddialarının temeli, araçta bir boya problemi olduğuna dayandığı, ayıp iddialarının hiçbir şekilde kabulü anlamına gelmemekle birlikte davacının boya dalgalanması şeklinde ifade ettiği ayıp iddiaları gizli ayıp niteliğinde olmayıp basit bir kontrolde görülmesi muhtemel iddialar olduğu, somut olayda davacının tacir olma hükümlerini düzenleyen Türk Ticaret Kanunu’nun genel ilkelerine ve ayıba ilişkin hükümlerine uygun davranmadığı ortada olduğu, vekil eden şirketin pasif husumet ehliyeti bulunmadığı, müvekkil …, sıfır km ve ikinci el araç satışı yapmakta olup Citroen marka araçların bayiliğini yapmakta olduğu, bu haliyle müvekkil şirketin üretim sürecine herhangi bir katkısı bulunmadığı, araçta üretim kaynaklı hiçbir ayıp bulunmamakla birlikte üretimden kaynaklanan ayıp iddiasını müvekkile karşı ileri sürmesi mümkün olmadığından davanın müvekkil şirket yönünden pasif husumet nedeniyle reddi gerekmekte olduğu, davacı tarafça dosyaya sunulan teknik mütaala delil sıfatına haiz olmadığı, davacı tarafın davaya delil olarak gösterdiği ve makine mühendisi bir bilirkişiden kendilerinin insiyatifi ve seçimi ile alınan teknik bilirkişi mütalaası, bilimsellikten tamamen uzak ve yüzeysel olarak hazırlanmış olup, delil mahiyeti taşıması hukuken mümkün olmadığı, dava konusu araçta herhangi bir ayıp bulunmadığı, davaya konu araç satış işlemi öncesinde tüm ayar ve kontrolleri yapılarak ayıptan ari bir şekilde davacıya teslim edildiği, davacı aracı kontrol ederek herhangi bir hata/eksik tespit etmediğini araç teslim formu ile beyan ettiği, araç teslim formu ve satış föyü dilekçe ekinde olduğu, davacının dava konusu aracın kapısında boya dalgalanması olduğunu iddiası üzerine, diğer davalı tarafından müşteri memnuniyeti kapsamında boya konusunda uzman bir teknik ekip yönlendirmiş ve dava konusu aracı incelettiği, inceleme sonucunda araçta görsel, fiziksel yahut üretimden kaynaklı başkaca bir ayıp olmadığı tespit edildiği, bu husus ekte sunulu iş emirleri ile de sabit olduğu, dava konusu aracın kapılarındaki boya orijinal ve sorunsuz olduğu, araçta gizli ayıp yahut üretim kaynaklı bir ayıp bulunmadığı, araçta herhangi bir ayıp olduğunu kabul etmemekle birlikte, doktrin ve yargıtay kararlarında kabul edilen görüşe göre, satıcının ayıptan sorumlu tutulabilmesi için satılan üründeki ayıbın önemli/esaslı bir ayıp olması şartı aranmakta olduğu, teknik yönden itirazlarımız ışığında somut olayda, ayıba ilişkin şartlar hiçbir şekilde oluşmadığından davacının davasının hem esas hem usul yönünden reddi gerekmekte olduğu, davacı istekleri orantısız ve hakkın kötüye kullanılması kapsamında olduğu, ihtilaf konusu otomobilde var olduğu iddia olunan ayıbın aracın tümden kullanımı ortadan kaldıran türden olmadığı gibi risk ve tehlike barındıran bir zarara sebep olma ihtimalide bulunmadığı, aracın değeri ile ayıp iddiaları birbirine orantılandığında, misli ile değişim talebinin kabul edilemez ölçüde bir istek olduğu kendini gösterdiği, kabul anlamına gelmemekle birlikte, olası ayıp miktarında indirim ve aracın değeriyle ayıp iddiasının orantılı bir değerlendirmesinin yapılmasını talep ettiklerini belirterek davanın reddine, Mahkeme masrafları ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; 18.12.2020 tarihinde satın alınan 16 …813 plaka sayılı aracın ayıplı olduğu iddiasından kaynaklı, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, bu mümkün olmaz ise araçta ayıp nedeniyle oluşan değer kaybının tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflarca gösterilen kanıt ve belgeler toplanmış, davacı tarafından bildirilen tanığın dinlenmesine karar verilmiştir.
Davacı Tanığı …: “Ben davacı şirket ortaklarından biriyim. Davaya konu aracı 2. Bir araç olarak davalı şirketten aldık. Aracı müşteri ziyaretlerinde kullanmak için aldık. Birde aile içi kişisel olarak kullanmak amacıyla aldık. 1812/2020 günü aracı cuma günü yoğun bir günde satın aldık. Aracı da aynı gün akşam 18:00- 18:30 gibi teslim aldık eve gittik. Cumartesi pazar zaten sokağa çıkma yasağı olduğu için arabayla bir yere çıkmadık. Müşteriler pandemi sürecinden dolayı randevu vermediğinden dolayı dışarı çıkmadığımız için araba kapalı otoparkta durdu. Aracı bu süre zarfından 1 – 2 kere anca kullanmışımdır. Dışarı çıkardığımda güneşli bir havada arabadaki boya kusurunu gördüm. Gördüğüm gibi de davalı firmayı aradım. Yılbaşı öncesi olduğu için yoğunluk olduğunu, yılbaşından sonra aracı getirmemi söylediler. Yılbaşından sonra aracı davalı firmaya götürdüm. Arabayı yarım saat inceleyip sonra bana teslim ettiler. Kalite departmanındaki bayan bana benim gördüklerimi gördüklerini ancak yetkilinin PSA olduğunu kendilerinin sadece ana bayi olduğunu yetkili dispirütör olan PSA olduğu karar verici mercinin PSA olduğunu söylediler. Arabayı bana geri verdiler. PSA ile iç yazışma yapıp randevu günü aldılar. Tahmini bana 1 hafta sonra gel aracı tekrar getir PSA yetkilileri aracı kontrol edecekler. Sabah 09:00 gibi aracı bıraktım. PSA görevlisi ben geldiğimde orada değildi. Ben aracı bırakıp oradan ayrıldım. Aynı gün içinde inceleme bittiği için bana aracı teslim almamı söylediler. Aracı teslim alırken PSA yetkililerin koyduğu formu önüme koydular. Bende formda kusur yoktur yazıyor ancak bu konuştuğumuz değildi dedim. Onlar da bu raporun nihai rapor olduğunu, istersen hakkımı yasal yollardan arayabileceğimi söylediler. Bizde aracı alıp önce rapor aldık. Sonra da yasal yollara başvurduk. Araç halen şirketimizde bulunmaktadır…” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce, davaya konu araç üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak söz konusu araçta ayıp olup olmadığı, ayıbın niteliği ile taraf iddia ve savunmaları doğrultusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor düzenlenmesine yönelik karar verildiği, bu nedenle 21/01/2022 tarihinde Makine Mühendisi Mehmet Yakup Gültekin refaketinde yapılan keşif sonrası, dosya bilirkişiye teslim edilmiştir.
22/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu 16 …813 plakalı araç,…şase numaralı olduğu, araç üzerinden
okunan bilgiler ile ruhsat bilgilerinin uyuştuğu , dava konusu araç olduğu, keşif esnasında , aracın dış kaporta parçaları boya kalınlık
cihazı ile boya kalınlık ölçümü yapıldığında, sağ arka kapı ile sağ ön kapı boya kalınlıkları , fabrikasyon değerlerine uygun
olduğu, haricen müdahale edilerek boyanmadığı , ancak dikey doğrultusunda boya renk farklılıklarının mevcut olup , dava konusu aracın ayıplı olduğu , bahse konu ayıp güneş ışığında dikkatli belli bir
açıdan bakınca fark edilebilecek nitelikte olduğundan gizli ayıp nitelinde olduğu, Yargıtay 13.H.D 2016 / 18538 E , 2018 / 8115 K , 18.09.2018 T kararı ile Yargıtay 13.HD. T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1991/10870 kararından anlaşılacağı üzere, satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbimetod” ve
“tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, Yargıtay tarafından öteden beri
uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsendiği, ( 13.HD.
T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1991/10870),
nisbi metoda göre Ödenecek Bedel = ( Kararlaştırılan Bedel x Ayıplı Değer)/Ayıpsız Bedel şeklinde
orantı kurularak yapılması gerektiği, 220.370,63 TL ( İNALLAR 18.12.2020
tarih , INE2020000000830 sayılı e-fatura ) satış tarihindeki ayıpsız bedel 220.370,63 TL , satış tarihindeki ayıplı bedel: 210.000.00 TL olmak üzere,220.370,63 TL ( kararlaştırılan bedel ) – 210.000,00 TL ( nispi metoda göre belirlenen bedel )
= 10.370,63 TL ( on bin üç yüz lira ) semen tenzili hesap edildiği, sonuç olarak, dava konusu 16 …813 plakalı araç ; CITROEN marka , C3 AIRCROSS FEEL 1.5 BLUE
HDI 120 S& S EAT 6 tipi , 2020 model aracın sağ ön ve arka kapısında boya hatası olduğu ,
dolayısıyla aracın ayıplı olduğu ve ayıbın gizli ayıp olarak nitelendirildiği, dava konusu araçta 10.370,63 TL ( on bin üç yüz lira ) semen tenzilinin olabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı vekilinin 01/04/2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde fazlaya İlişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; ayıp nedeniyle satış bedelinde indirim hakkını kullanarak 2.000,00 TL nın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep edildiği, dava konusu araçtaki ayıbın gizli ayıp olduğu tespit edildiği, ayıptan kaynaklanan semen tenzili talebinizi, 10.370,63 TL’nın davalıdan faiziyle birlikte tahsili olarak ıslah ettikleini, ıslah talebi neticesinde 8.370,63 -TL’ sı kalan bakiye harcını yatırmak suretiyle dava değerimizin toplam 10.370,63TL üzerinden hesaplanmasını talep etmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacının, davalı … Otomativ San. Tic. A.Ş’den, 18.12.2020 tarihinde, dava konusu .. model aracı satın aldığı, 2 yıl süreli garanti belgesinde davalı… Otomotiv Pazarlama A.Ş’nin (… Otomotiv Pazarlama A.Ş.) aracın ithalatcısı olarak imzasının bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce davaya konu araç üzerinde yapılan keşif ve alınan gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporuna göre, aracın dış kaporta parçaları boya kalınlık
cihazı ile boya kalınlık ölçümü yapıldığında, sağ arka kapı ile sağ ön kapı boya kalınlıkları fabrikasyon değerlerine uygun
olduğu, haricen müdahale edilerek boyanmadığı , ancak dikey doğrultusunda boya renk farklılıklarının mevcut olup , dava konusu aracın ayıplı olduğu , bahse konu ayıp güneş ışığında dikkatli belli bir
açıdan bakınca fark edilebilecek nitelikte olduğundan gizli ayıp nitelinde olduğu, taraflar tacir olup davada uygulanması gereken Türk Ticaret Kanunu’nun 23/1-c maddesinde “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” düzenlemesinin yer aldığı, maddenin atıf yaptığı Türk Borçlar Kanunu’nun 223. maddesinde yer alan “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” düzenlemesine göre araçta bulunan boya renk farklılıklarının gizli ayıp niteliğinde olduğundan davacının söz konusu ayıbı teslim tarihinden itibaren 2 ve 8 günlük süreler içerisinde değil ortaya çıktığı tarihte derhal satıcıya bildirmekle yükümlü olduğu, ayıbın ortaya çıktığı tarihte davacının aracı dosya kapsamında mevcut kabul ve kapanış iş emrine göre 12.01.2021 tarihinde servise götürdüğü, servis tarafından davalı Stellantıs Otomotiv Pazarlama A.Ş (… Otomotiv Pazarlama A.Ş.) tarafından yönlendirilen boya teknik ekibinin yaptığı incelemeye göre araçta üretim kaynaklı bir sorun yoktur cevabı üzerine, söz konusu ayıp hususunda 11.03.2021 tarihli teknik bilirkişiden rapor alındığı anlaşılmaktadır.
Davalı taraf ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı savunmuştur. Ayıp ihbarı bakımından Yargıtay yerleşik içtihatlarından da anlaşılacağı üzere aracın ayıp niteliğinde olduğu iddia edilen arızaya ilişkin olarak yetkili servise götürülmesi, hukuki olarak ayıp ihbarı olarak değerlendirilmektedir (Yargıtay 19 Hukuk Dairesi, 11.05.2015 tarih, 2015/5501 Esas, 2015/6929 Karar). Somut olayda, davacı tarafından, davaya konu araç boyasında dalgalanmalar olması nedeniyle, aracı yetkili servise götürüldüğü uyuşmazlık konusu olmamakla, bu şekilde ihbar yükümlülüğünün yerine getirildiğinden davalıların bu yöndeki itirazları yerinde değildir.
6098 sayılı TBK’nın Satım sözleşmesinde alıcının seçimlik hakları başlıklı 227. maddesinde; “satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı;1-Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, 2-Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, 3-Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, 4- İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme, Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıdaki madde hükümlerinde de görüleceği üzere üreticinin yada ithalatçının satılan üründe var olan ayıplara ilişkin olarak alıcıya karşı sorumluluğuna dair bir düzenleme mevcut olmayıp alacının tüm seçimlik haklarını satıcıya karşı kullanacağı düzenlenmiştir. Davalı … Otomotiv Pazarlama A.Ş (… Otomotiv Pazarlama A.Ş.) aracın ithalatçısı konumunda olup davacının aracı davalı … Sanayi ve Ticaret A. Ş.’den satın aldığı sabittir. Ancak araç 18.12.2020 tarihinde satın alınmış olunup garanti süresinin 2 yıl olduğu davaya konu üretim kaynaklı ayıbın garanti süresi içerisinde ortaya çıktığı görülmekle davalı… Otomotiv Pazarlama A.Ş (… Otomotiv Pazarlama A.Ş.) de diğer davalı satıcı ile birlikte ayıplı maldan dolayı sorumluluğunun bulunduğundan davalıların husumet itirazları yerinde değildir.
Davaya konu araçta tespit edilen boya farklılıklarına ilişkin ayıbın, aracın kullanımını etkileyen bir nitelik taşımaması dikkate alındığında bu ayıbın sadece aracın değerini etkileyen bir husus olduğu, boyasındaki ayıptan kaynaklanan değer kaybı karşılaştırıldığında aracın misli ile değiştirilmesi yerine ayıp nispetinde bedelin tenzili yoluna gidilmesinin hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varıldığı, davacının da ıslah dilekçesi ile mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu ile tespit edilen 10.370,63 TL semen tenziline ilişkin seçimlik hakkını kullandığı anlaşılmakla, Mahkememizce, ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulü ile, 10.370,63 TL semen tenziline ilişkin alacağın arabuluculuk tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, 10.370,63 TL semen tenziline ilişkin alacağın 30/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 708,42-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 203,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 505,12-TL harcın müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 843,00-TL harç, 600,00-TL bilirkişi ücreti ve 124,25-TL tebligat giderinden oluşan toplam 1.567,25-TL yargılama giderinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … San ve Tic A.Ş vekillerinin yüzüne karşı, davalı… Otomotiv Pazarlama A.Ş vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/05/2022
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim ….
¸e-imzalıdır