Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/31 E. 2022/232 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/31 Esas – 2022/232
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/31
KARAR NO : 2022/232
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : …SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. ….UETS
DAVALI :… İNŞAAT TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – ….UETS
VEKİLİ : Av… UETS
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 16/01/2021
KARAR TARİHİ : 08/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dilekçesinde Özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında; ticari ilişki mevcut olduğunu, ticari ilişki nedeni ile davacının davalı şirketten 26.09.2017 tarihli 012097 sıra no.lu ve 14.160 TL bedelli fatura ile 18.07.2017 tarihli 012081 sıra no.lu ve 11.770,50 TL bedelli faturaya bağlı olarak toplam 25.930,50 TL alacağı olduğunu, davalı şirketin tüm uyarılara rağmen borcunu ödememesi üzerine, alacağın tahsili için davalı şirket aleyhine Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2017/…esas sayılı dosyası ile icra takibi baştatıldığını, davalı |şirketin işbu icra takihine itiraz üzerine icra müdürlüğü tarafından 27.11120147 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, davacının davalı şirket aleyhine Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/…esas; 2020/551 karar sayılı dava dosyasında itirazın iptali davası açtığını, Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinde yapılan yargılamada ve alınan 24.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının davalıdan toplam 25.930,50 TL alacaklı olduğunun sabit bulunduğunu, Bursa 2- Asliye Hukuk Mahkgmesindeki yargılama devam ederken davacı şirketin vekillerinin davayı takip etmemesi, ihmalde bulunmaları nedeni ile dosyanın işlemden kaldırıldığını, davacının yeniden dava açmak için dosyanın işlemden kaldırılması kararının kesinleşmesini beklediğini, karar sonrasında arabuluculuk merkezine başvuru yapılarak Arabuluculuk anlaşmama tutanağı tutulduğunu, açıklanan ve resen gözetilecek diğer nedenlerle davacı şirketin alacağının tahsili için işbu davanın açılması zaruretinin doğduğunu, Bursa 2.İcra Müdürlüğünün 2017/…esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini ve takibin devamını, davalı alacağın en az %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2017/…esas sayılı dosyası incelendiğinde; Alacaklısının… En. Dan. Mek. Elek. Test Ölçüm Tek.Kont. Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. borçlusunun … El. Makine Otom. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin görüldüğünü, alacağın 26.09.2017 tarihli 14.160,00 TL tutarlı fatura ile 18.07.2017 tarihli 11.770,50 TL tutarlı fatura, toplam alacağın 25.930,50 TL olduğunun görüldüğü, Bursa 2.İcra Dairesi 2017/…esas sayılı dosyası olmadığından ödeme emrinin borçlusuna tebliğ tarihi, ödeme emrine itiraz tarihleri görülemediği anlaşılmıştır.
CEVAP; Davalı Vekili Dilekçesinde Özetle; Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında dava konusu konutların proje, tadilat ve mekanik tesisat projelerinin yapılması hususunda sözleşme mevcut olmadığını, davacı şirket tarafından haksız ve kötü niyetli olarak takip konusu faturaların kesilerek müvekkili şirkete gönderildiğini, müvekkili şirkete gönderilen 17.10.2017 tarihli örnek no:7 ödeme emri ile öğrenildiğini ve süresi içinde bu takibe dolayısıyla bu faturalara itiraz edildiğini, söz konusu faturaların daha öncesinden müvekkili şirkete gönderilip tebliğ edilmediği gibi müvekkili şirketin ticari defterlerinde de buna ilişkin her hangi bir kayıt bulunmadığını, Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinde yapılan yargılamada ve alınan 24.05.2019 tarihli bilirkişi raporunun eksik değerlendirmelerden oluştuğunu, bu itibarla kesinleşmeyen bir davanın bilirkişi raporunun bu davada esas alınmasının hukuka uygun olmadığını, fatura bedellerinin yüksek olup bu miktarlarda işin yapıldığının kabul edilebilmesi için ancak yazılı bir sözleşme veya belge ile ispat edilmesinin gerektiğini, ispat edilememesi durumunda ilgili oda kaydından söz konusu işin kaç paraya yapılacağının sorulmasını ve bu yönde karar verilmesinin gerekli olduğunu, müvekkiline karşı açılmış bulunan asıl davanın reddini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi 23/09/2021 Tarihli Raporunda Özetle; Davacı taraf 2017 yılı ticari defter açılış tasdiklerinin yasal sürelerinde yapılmadığını, davacı taraf 2017 yılı kapanış tasdiki zorunlu yevmiye defteri kapanış tasdikinin yasal süresinde yapıldığını, ticari defterlerde işbu dava kapsamında incelenen kayıtların tek düzen hesap planı ile muhasebe uygulamalarına uygun hazırlandığını, ticari defterlerin birbirini teyit eder nitelikte olduğunu, davacı taraf ticari defterlerinde; davalı tarafa 3 adet fatura ile 51.713,50-TL (kdv dahil) mal/hizmet satışında bulunulduğunun, davalı taraftan banka transferi aracılığı ile 25.783,00- TL ödeme alındığının, 31.12.2017 tarihi itibarı ile davalı taraftan 25.930,50 TL alacaklı olduğunun kayıtlı bulunduğunun görüldüğünü, Davalı vekili tarafından inceleme gün ve saatinde bilirkişi incelemesi sırasında sunulan Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/…esas sayılı dosyasi bilirkişi raporu ile bilirkişi ek raporunun işbu dava dosyası ile ilişkisi olup olmadığı hususunun hukuki yorumu, kabul ve takdirinin Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde olduğunu, davalı taraf 2017 yılı açılış tasdiki zorunlu ticari defterleri açılış tasdiklerinin yasal sürelerinde yapıldığını, kapanış tasdiki zorunlu yevmiye defteri kapanış tasdikinin de yasal süresinde yapıldığını, işbu dava kapsamında görülen defter kayıtlarının tekdüzen hesap planı ile muhasebe uygulamalarına uygun olduğunu, ticari defterlerin birbirini teyit eder nitelikte olduğunu, davalı ticari defterlerinde; davacı taraftan 1 adet fatura ile 25.783,00 TL (kdv dahil) mal/hizmet alışında bulunulduğunun, davacı tarafa banka transferi aracılığı ile 25.783,00 TL ödeme yapıldığının, 31.12.2017 tarihi itibarı ile davalı tarafın davacı tarafa borç/alacak bakiyesinin bulunmadığının kayıtlı olduğunun görüldüğünü, davacı tarafça davalı aleyhine, Bursa 2.İcra Dairesi 2017/…esas sayılı dosyası ile oluşturulan ilamsız takipte ödeme emri asıl alacağına konu edilen ve davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlı, 26.09.2017 tarihli 14.160,00 TL tutarlı fatura ile 18.07.2017 tarihli 12.770,50 TL tutarlı faturaların davalı taraf ticari defterlerinde kayıtlı bulunmadığını, davalı vekilinin bilirkişi inceleme gün ve saatinde bilirkişi incelemesi sırasında sunduğunu, yapı ruhsatlarının teknik bilirkişi konusu olduğunun düşünüldüğünü, davacı tarafın ticari defterlerinde davalı taraftan alacağı şeklinde kayıtlı, 25.930,50-TL tutarlı bakiyeyi kabul etmesi durumunda icra takip tarihi itibarı ile faiz hesabı yapıldığında işlemiş faizin 7.538,32- TL olarak hesaplanacağı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine Bursa 2.İcra Dairesi’nin 2017/…esas sayılı dosyasında 26/09/2017 tarihli 14.160,00 TL bedelli ve 18/07/2017 tarihli 11.770,50 TL bedelli proje yapım işi iddiası kapsamında fatura alacağından kaynaklı takibe itirazın iptali niteliğinde olduğu, tarafların tacir olduğu, tarafların ticari defter tutma yükümlülüğünün bulunduğu, davacı tarafın dava dilekçesinde ticari defterlere dayandığı, HMK 222/3 maddesinde “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün bulunduğu davacının ticari defterlerinde takip konusu 26/09/2017 tarihli 14.160,00 TL bedelli ve 18/07/2017 tarihli 11.770,50 TL bedelli faturaların bulunduğu ancak davalının ticari defterlerinde buna ilişkin fatura kaydının bulunmadığı, davalı tarafından faturalara konu işin davacı tarafından yapıldığı iddiasının kabul edilmediği, davacının itirazın iptaline konu ettiği alacağın miktarı itibariyle kesin delillerle ispatlanmasının gerektiği, davacının Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/…esas 2020/551 karar sayılı dosyasında istenen BA/BS formları ile mahkememizce istenen BA/BS formlarında farklılık bulunduğunu bu nedenle davalının ticari defterlerinin bu durumda esas alınamayacağını, mevcut durumun araştırılmasının gerektiğini iddia ettiği, mevcut davanın ticari dava olduğu, her iki tarafın tacir olduğu, davacının ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin usulüne uygun şekilde tutulmuş olmasının yeterli olduğu, mahkememizce BA/BS formlarının ticari defter mahiyetinde bir incelemeye tabi tutulamayacağı, BA/BS formları arasında farklılık bulunması halinde bile ticari defterlerin geçerliliğini etkileyemeyeceği alacağın niteliği gerekiği kesin delillerle ispatlanabileceği, davacının dava konusu alacağını kesin deliller ile ispat edemediği, yemin deliline dayanmakla birlikte yemin hatırlatılmasına rağmen yemin deliline başvurmadığı, davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş olup, davacı vekili mahkememizin 3.celsesinde hakimin reddini talep ettiğini bildirmesi üzerine hakimin reddine ilişkin davacının dilekçe sunması için süre verilmiş verilen süre içerisinde dilekçenin davalıya tebliğine karar verilerek duruşma ertelenmiş, ertelenen duruşma üzerine hakimin reddine ilişkin talep HMK 41 inci maddesi uyarınca talep geri çevrilmiştir. Her ne kadar davacı vekili hakimin reddi talebinde bulunmuşsa da her iki taraf ve vekilleri ile uzaktan ya da yakından tanışıklığın ya da husumetin bulunmaması, taraflara telkin veya tavsiyede bulunmaması, hakimin reddinin gerekeceğini gösterir inandırıcı herhangi bir delil gösterilmemesi, hakimin reddinin talep edildiği zamanın davacı vekiline yemin hakkının hatırlatılmasından sonra oluşu gözetilerek talebin yargılamayı uzatmaya matuf olduğu değerlendirilerek talep geri çevrilmiştir. Yemin hakkı kesin delillerden olup, ispat yükü kendisinde olan taraf yemin deliline dayanıp yemin teklifinde bulunarak davacının davasını ispat edebilmesi mümkündür. Davacı kendiliğinden başka deliller ile birlikte yemin hakkını kullanabilmekle birlikte, Yargıtay yerleşik içtihatları doğrultusunda hakim ispat yükü kendisinde olan tarafa dilekçesinde yemin deliline dayanmışsa yemin hakkını hatırlatmak zorundadır. Yemin hakkının hatırlatılması davacının iddiasını ispat edemediği göstermekle birlikte mahiyeti itibari ile ihsası rey anlamına gelmeyecektir. Yemin hakkı hatırlatıldıktan sonra davasını ispat edemediğini anlayan davacı, hakimin reddi talebinde bulunarak yargılamayı uzatabileceği gibi bir başka hakimin davasına bakması halinde başka hakimin davayı farklı yorumlayabileceği değerlendirilerek hakimin reddi kurumu kötüye kullanabilecektir. Kanun koyucu HMK 41 inci maddesinde hakimin reddi talebinin kötüye kullanılmasını engellemek için hakimin reddi talebinin geri çevrilmesi yolunu düzenlemiş, bunu da esas kararla birlikte istinaf denetimine açarak hakimin keyfi olarak hakimin reddi talebini engellemesinin önünü açmıştır. Bu şekilde HMK 38 inci maddesindeki hakimin reddi prosedürünün her talepte işletilmesinin önüne geçilmiştir. Mahkememizce davacı vekilinin hakimin reddi talebinin süresinde yapılmaması, ret sebebinin bariz şekilde mesnetsiz ve delilsiz olduğu, yargılamayı uzatmaya matuf olduğu değerlendirilerek hakimin reddi talebi geri çevrilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 449,08-TL peşin harçtan mahsubu ile arta kalan 368,38-TL’nin karar kesinleştiğinde davacı yana İADESİNE
3-Davalı Mehmet ÖNEN kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL arabuluculuk masrafının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/03/2022
Katip ..
¸e-imzalıdır

Hakim ..
¸e-imzalıdır