Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/299 E. 2021/372 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2021/299
KARAR NO : 2021/372
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –

VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1- … –

VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR : 2- … – …
3- … – …
…,
VASİ/(LAR) : … – …

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 20/04/2021
KARAR TARİHİ : 26/04/2021
Öncesinde Bursa 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/… esas 2019/…sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilen dosyanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili… A.Ş’nin maliki olduğunu, … ve Birleşim Gıda isimli şirketlere kiraya verilen … Sokakta bulunan iş yerinin bahçesinde bulunan kalıplar 06/07/2011 tarihinde vinçlerle kamyonlara yüklenmek suretiyle çalındığını, bilahare Müvekkil şirkete imalat sorumlusu olarak çalışan … fabrika Müdürü olan … tarafından suç yerinde bulunan kalıplardan bir kısmının alınması için suç yerine gönderdiğinde …kalıpların yerinde olmadığını gördüğünü ve durumu müvekkiline bildirdiğini, durumu tespit etmek için suç yerine gelen müvekkil şirket yetkilileri ve … kalıpların akıbetin iş yerinde kiracı olarak bulunan şirket yetkililerine sorduklarında kalıpların vinçlerle kamyonlara yüklendiğini bu kamyonların Profil sanayi şirketinin elemanları tarafından gönderildiğini, düşündükleri için müdahale etmediklerini söylemeleri üzerine polise haber verildiğini ve konu hakkında soruşturma yapılması talebinde bulunulduğunu, 06/07/2011 tarihinde çalınan kalıpların 45 … 024 plakalı, 35 …30, 35 … 88 ve 45… 024 plakalı kamyonlarla…adresinde bulunan … A.Ş Ne götürüldüğünü ve bu yolda bu kalıplara hurda demir olarak Davalı … Ltd. Şti. tarafından irsaliye tanzim edildiğinin tespit edildiğini, davalı … Ltd. Şti kendi kayıtlarında hiçbir belge ile girişi yapılmayan kalıpları hiç görmeden irsaliye tanzim ederek … Ltd. Şti’ne hurda olarak satıldığını, bu davranışı ile davalı … Ltd. Şti iyi niyetli olarak kabul edilemeyeceğini, yapılan soruşturma sırasında ifade veren davalı şirket Yetkilisi … şirketin toptan huda işleri yaptığını, kamyon ya da tır bazında Türkiye’nin her yerinde içindeki malı görmeden ve iş yerine indirilmeden 3. Kişilerden alınan malı direkt fabrikaya irsaliye kesilmek sureti ile satış yaptıklarını, Dilekçede geçen malları bahsi geçre tarihlerde… Sitesi ad resinde hurda ticareti yapan ve … GSM numarasını kullanan … isimli esnaftan nakliyeci vasıtası ile satın aldıklarını, içinde ne olduğunu dahi bilmeden ve malı görmeden irsaliye ettiğini, her ne kadar daha sonra fatura ibraz edeceğini beyan etmiş ise de herhangi bir fatura ibraz edemediğini, ifadesi alınan Davalı … ise diğer davalı …’nın kendisini Haziran 2011 tarihinde aradığını elinde 92 ton hurda olduğunu söylediğini, kendisinin de …’yı … Firmasına yönlendirdiğini, ifade ettiğini, … ise 2011 yılının 7. Ayı içerisinde arkadaşı olan …’ın kendisine hurda var gel bir bakalım dediğini, bunun üzerine panayır mahallesinde ismini hatırlamadığı bir fabrikanın önüne geldiğini, orada Orhan isimli bir kişinin bu hurdaları alıp almayacağını sorduğunu daha sonra 52.000,00 TL ‘ye hurdaları satın aldığını, 57.000,00 TL’ye ise …’a sattığını ifade ettiğini, bahsi geçen şekilde kalıpları nakleden davalılar diğer davalı şirketin düzenlenmiş olduğu irsaliyelerle kalıpların hurda olarak İzmir Aliağa da bulunan … firmasına ekte birer sureti bulunan 06/07/ 2011 tarihli ve …. irsaliyelerle sattığını, her ne kadar müvekkil şirketin…Mahallesinde bulunan fabrikasından çalınan kalıplar 62.532,80 TL bedelle satılmış ise de bu bedel kalıpların hurda değeri olduğun, kalıpların halen ömrünü tamamlamadığını, yeni kalıp yapılması yaklaşık olarak müvekkil şirkete 2.500.000,00 TL’ye mal olacağını, bu nedenle müvekkil şirketin uğradığı zarar aslında bu miktarın olduğunu, açıklanan nedenlerle mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle davaya konu hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya tamamen imkansız hale geleceği açık olduğundan davalıların taşınmaz malları ve araçları üzerine 3. kişilere devrinin engellenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, 62.532,80 TL’nin 06/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazları olduğunu, hırsızlık nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini için açılacak davanın zamanaşımı BK 60’a göre öğrenmeden itibaren 12 yıl olduğun, davanın zaman aşımından reddi gerektiğini, müvekkil şirketin çeşitli yerlerinden kamyon ve tır bazında toptan hurda aldığını, şirkete bu hurda malzemelerini satmak isteyen kişi telefon açtığını veya şirkete ulaştığını, elinde hurda malzemesi olduğunu, ve satmak istediğini, söylediğini, müvekkil firma bölgelere göre büyük toptan mal alımına toptan sattığını, müvekkil satıcıya giden mallar için irsaliye kestiğini ve hangi firmaya satılacaksa o firmanın bulunduğu ile aynı gün ne kadar mal satılmış ise cinsine göre satın alan firmaya fatura kesildiğini, olayın oluşuna ilişkin davacının iddialarının kabul edilmez olduğunu, malların … Tic. A.Ş ye gönderilmek üzere bulunulan yerden nakliye temin edilmek suretiyle müvekkile mal satanların bizzat kendi ayarladığı nakliye araçları tarafından alındığını, davaya konu hurdalar da aynı şekilde alındığını, müvekkil hakkında soruşturma sonucunun beklenilmesini talep ettiklerini, haksız ve mesnetsiz olarak müvekkillere yöneltilen bu davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle reddini ve dosyanın yetkili Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini, öncelikle zaman aşımından ve her halükarda esastan reddini vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
Dava, Bursa 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/01/2021 tarihli 2012/… esas 2021/… sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi olunmuştur.
6100 Sayılı HMK’nun 1. Maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup, aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde;
GEREKÇE :
Dava haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkindir.
Davada Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın davalılarından birinin tacir olması ve fatura kesilmiş olması nedeniyle ticari iş bulunduğu kabulü ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. Maddesi uyarınca görev kamu düzeninden olup her aşamada değerlendirilebilir ise de; Ticaret Mahkemelerinin görevine ilişkin normlar HMK’da değil TTK’da yer almaktadır. Dolayısıyla Ticaret Mahkemelerinin görevine giren davaların tespiti Türk Ticaret Kanunu uyarınca tespit edilmelidir.
Davanın açıldığı tarih itibariyle henüz 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu yürürlükte değildir. 6103 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 2. Maddesi “Bu Kanunda aksi öngörülmemiş veya farklı bir şekilde düzenlenmemişse:
a) Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen olayların hukukî sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişlerse, o kanun hükümleri uygulanır.
b) Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleşmiş hukukî fiiller, bağlayıcılıkları ve hukukî sonuçları itibarıyla, bu tarihten sonra dahi, gerçekleştikleri tarihte yürürlükte bulunan kanuna tâbidir.” şeklinde olup, bu madde uyarınca işbu davada, davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan kanunun yani mülga 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun uygulanması gerekecektir.
6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi “….. bir davanın ticari veya hukuki mahiyeti itibariyle mahkemenin iş sahasına girip girmediği yalnız iptidai itiraz şeklinde taraflarca dermeyan olunabilir. İtiraz varit görüldüğü takdirde dosya ilgili mahkemeye gönderilir; bu mahkeme davaya bakmaya mecburdur; ancak, davanın mahiyetine göre tatbikı gerekli usul ve kanun hükümlerini tatbik eder. Ticari bir davanın hukuk mahkemesi, ticari olmıyan bir davanın ticaret mahkemesi tarafından görülmesi hükmün bozulması için yalnız başına kafi bir sebep teşkil etmez. ” şeklinde ticaret mahkemelerinin görevini belirlemiştir. İlgili mevzuat uyarınca ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev değil işbölümü ilişkisi olup, bu itirazın da ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde davanın açıldığı mahkeme görevli kabul edilerek yargılamayı yürütmelidir.
Tüm bu açıklamalar ışığında davanın 2012 yılının 6. Ayında açıldığı, o tarih itibariyle yürürlükte bulunan mevzuatın uygulanması gerektiği, bu mevzuata göre de; asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev değil, işbölümü ilişkisi olduğu, dolayısıyla davalının cevap dilekçesi ile iptidai itiraz olarak işbölümü itirazı ileri sürülmediğinden, asliye hukuk mahkemesince yargılamaya devam olunması gerektiği aşikardır. Nitekim yaklaşık 9 yıldır devam eden davada görevsizlik kararı da bu sebeple verilmemiştir.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 13.10.2015 tarih, 2015/10584 Esas ve 2015/9055 Karar sayılı kararında ve bir çok başkaca kararında benzer bu husus ” Somut olayda ise, davanın 6762 sayılı Kanunun yürürlük tarihinde açıldığı, davalıların işbölümü itirazında bulunmadıkları, dava tarihi itibariyle yürürlükteki 6762 sayılı TTK uyarınca Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev değil iş bölümü ilişkisi olduğu ve iş bölümü itirazı bulunulmadan verilen görevsizlik kararının bu nedenle bağlayıcı olmadığı anlaşılmakla davanın, ilk açıldığı asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. ” şeklinde ifade edilmek suretiyle görüşümüzü desteklemektedir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekliyle karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Mahkememiz görevsiz olup dava şartı bulunmadığından davanın usulden reddine,
Dosyanın görevli ve yetkili Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
Kararın istinaf kanun yoluna götürülmeksizin kesinleşmesi halinde yargı yeri belirlenmesi için dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesine gönderilmesine,
Harç masraf avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına dair kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 26/04/2021

İş bu kararın gerekçesi 26/04/2021 tarihinde yazılmıştır.

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı