Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/196 E. 2022/193 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
(Birleştirme Kararı)
ESAS NO : 2021/196 Esas
KARAR NO : 2022/193

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … -….UETS
DAVALILAR : 1- … (TC. …) …
2- … (TC. …) …
: 3- … – ….
DAVALILAR VEKİLİ : Av. … -….UETS
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/03/2021
KARAR TARİHİ : …/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket, iştigal ettiği alan gereği oto alım- satım işleri yapmakta olduğunu, davalı şirket ve davalı şirketi işleten diğer davalılar … ile … da oto-alım satım işleriyle uğraşmakta olduklarını, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete ya da diğer davalılara araç satışları gerçekleştirilmiş olduğunu, müvekkili şirketçe kendisine olan borçların ödenmesinde davalılar lehine ileri vadeler oluşturulmuş, çeşitli borç yapılandırmalarına imkan sağlanmış olup, davalı şirketin zorlandığı dönemlerde müvekkili şirket ya da yetkilileri tarafından çekilen kredi tutarları, taksitleri daha sonra davalılar tarafından ödenmesi taahhüdü ile davalı şirkete tevdii olduğunu, müvekkili şirket ile davalılar arasında 07.11.2014 tarihli adi yazılı sözleşme ile, davalıların çeşitli araç alım satımlarından, müvekkil şirket tarafından çekilerek davalılara tevdii olunan kredi tutarlarının ödemelerinden vs. kaynaklanan borçlar, alacağın temliki işlemleri, temliklerin karşılıksız kalmasının sonuçları, yine temlik dışı kalan alacaklar düzenleme görmüş olduğunu, yine bu sözleşmenin bağılı olarak, aynı gün Bursa 17. Noterliği’nin 07.11.2014 tarihli …yevmiye no.lu alacağın temliki sözleşmesi yapılarak, davalı tarafın alacaklısı bulunduğu Bandırma 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/…, Bandırma 2. İcra Müdürlüğü’nün 2014/… Bandırma 3. İcra Müdürlüğü’nün 2014/…, Bandırma 2. İcra Müdürlüğü’nün 2014/… sayılı dosyalar alacağı müvekkili şirkete temlik edildiğini, alınan temliklerin kısmen ya da tamamen ödenmemesi, tahsil olunamaması halinde davalıların zaten mevcut borçları nedeniyle 450.000-TL müvekkili şirkete borçlarının bulunduğu 07.11.2014 tarihli adi yazılı sözleşmede kayıt altına alındığını, 07.11.2014 tarihli adi yazılı sözleşmede vurgu yapılması gereken bazı yönler ele alındığında, şu hususların göze çarptığını, Müvekkile şirkete, Bursa 17. Noterliği’nde düzenlenen alacak devri belgesi ile yapılan temlikler; 2011-2014 yılları arasında müvekkil şirket tarafından davalı tarafa satılan araç bedellerinin, … Demirtaş Şubesinden davalı şirket için müvekkil şirket tarafından çekilerek davalı tarafa verilen ve tamamı davalılaf tarafından ödenmesi gereken kredinin, 21.01.2014 – 21.01.2015 tarihleri arasını kapsayan taksitlerinin, yine davalı şirket ya da diğer davalılar tarafından müvekkili şirkete verilen ancak ödenmemiş olan müşteri çek ya da bonolarının karşılığını teşkil etmekte olduğunu, temlik alınan alacakların tahsili halinde bu kısımdaki alacaklar ödenmiş sayılacak, tahsil edilememesi halinde davalılar bu alacaklardan sorumludurlar ve sadece taraflar arasında açık hesap olarak nitelenen 56.000,00 TL kadar bir tutarın ödendiğinin varsayılacağını, tahsillerin kısmen ya da tamamen yapılamaması durumunda davalıların 450.000 TL tutarında müvekkili şirkete borçlu bulundukları kabul ve taahhüt edilmiş olduğunu, ancak gelinen aşamada, temlik alınan dosyalardan çok cüz’i tahsilat yapılabilmiş ise de, söz konusu dosyalardan tahsil imkanının kalmadığını, yine ayrıca; … Demirtaş Şubesi’nden çekilerek davalı tarafça kullanılan kredinin 21.01.2015 sonrasına dair 15.000-TL’den ibaret taksit tutarları ise, taksitler tümden bitene değin her ayın 21’inde düzenli olarak davalılarca bankaya ya da müvekkili şirkete ödeneceğini, davalıların temlik verdikleri dosyalar dışında kalan 110.000,00TL. tutarındaki ayrık tutulan ve davalılar tarafından müvekkil şirkete yapılması gereken ödeme, müvekkil şirkete davalılar tarafından devir ve teslimi yapılacak araçlar ile ayni olarak gerçekleştirileceğini, ancak – davalılar tarafından böyle bir ödeme söz konusu olmadığını, temlik işlemi sonrası, temliklerin dışında kalan ve davalıların ödemekle yükümlü bulunduğu yine ayrıca 54.000 Euro’luk bir borç bulunmakta olduğunu, yine davalıların temlik verdikleri dosyalar dışında kalan 190.000 TL gibi ayrık tutulan ve davalılarca ödenmesi gereken bir bedel daha bulunmakta olup buna karşılık da, söz konusu tutar bitene değin davalılarca her ay 16.000 TL.’lik taksitler halinde müvekkili şirkete ödeme yapılması gerekmekte olduğunu, davalıların müvekkili şirkete olan borçları nedeniyle aleyhlerinde Bursa 16.icra Müdürlüğü’nün 2020/… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olup, davalılar; yukarıda açıklaması yapıldığı üzere, müvekkile olan borçları başlatılan takip tutarının çok çok üzerinde bulunduğu bütün detayı ile ortada olduğu halde takibe süresinde yapmış oldukları itirazları ile müvekkil şirkete herhangi bir borçlarının bulunmadığını ileri sürdüklerini, aynı zamanda yetki İtirazında da bulunduklarını, müvekkili tarafça her ne kadar arabuluculuk bürosuna başvuru yapılmış ise de anlaşma sağlanamadığını, anılan bu sebeplerle; davalıların icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin, takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte devamına, tahsilde tekerrür etmemek ve fazlaya dair hakların saklık kalmak üzeri takip tutarının fer’ileri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekaleti ücretin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Her üç davalının da ikametgahı Bandırma ili olduğunu, taraflar arasında her hangi bir yetki sözleşmesi de bulunmadığını, bu nedenle öncelikle Bursa icra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olmaması sebebiyle, yetki itirazında bulunduğunu, mahkeme aksi kanaatte ise, esasa ilişkin beyanında; davalı …. Otomotiv İnşaat Taşımacılık Temizlik Yemek Hizmetleri San. Tic . Ltd. Şti. Açısından husumet itirazında bulunduğunu, gerek sözleşme içeriğinden gerekse imzaların istiklali ilkesi gereği atılan imzalardan anlaşılacağı üzere, şirket imzası bulunmaması nedeni ile, bu borçlunun sözleşmeden kaynaklanan her hangi bir sorumluluğu ve borç ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, bu nedenle bu davalıya karşı husumet yöneltilemeyeceği gibi davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, taraflar arasında eskiye dayalı olarak oto alım satımı nedeni ile ticari ilişki bulunmakta olduğun, bu ticari alım satım nedeni ile vekil edenlerden … ve oğlu … davacı … Oto’nun sahipleri olan…’e borçlanmış ve aralarında borç yapılandırılmasına yönelik 20.11.2013 tarihli sözleşme imzalanmış olduğunu, bu sözleşme hükümlerine göre … Demirtaş şubesinden … Otomativ adına çekilen kredi ile borç kapatılarak, taksitler vekil edenler tarafından ödeneceğini, bunun karşılığında, vekiledenler 7 adet gayrimenkulü borç ödendikten sonra geri alınmak üzere tapuda devir etmiş olduklarını, zaten davacı da dava dilekçesinin 2.bendinde çekilen bu krediden bahsetmiş ve aylık taksitlerinin 15.000.-TL olduğunu belirttiğini, daha sonra taraflar bu kredi sözleşmesindeki ödemelerden vazgeçerek aralarında 2.bir sözleşme yapmışlar ve tüm borcu bir ödeme planı içerisine alarak vekiledenler tarafından çek ve senetler verilmek sureti ile aralarındaki ilişkiyi bu yöne tevcih ettiklerini, … …-… … ile vekiledenler arasındaki borç alacak ilişkisi 2.sözleşme ile yeni yükümlülüklere dönüştürüldükten sonra vekiledenler bu borçları da kapatarak borç-alacak ilişkisini sonlandırmış olduklarını, bu ödemelere dair tüm belgeler Bandırma 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyasına sunulmuş mahkemeye de ayrıca sunulacağını, vekil edenler tüm borçlarını kapatmalarına rağmen, taraflar arasında alacak-borç ilişkisi kalmamasına rağmen aralarındaki sözleşmeye istinaden teminat olarak verdiği gayrimenkulleri geri alamadığı için, sözleşmeye taraf olan … …-… …’e Bandırma 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyası ile dava açmış ve henüz dosyanın derdest olduğunu, bu davada ayrıca davalılar muvazaalı olarak gayrimenkulleri 3.şahsa devrettiğinden … da davalı gözükmekte ve mahkeme tarafından gayrimenkuller üzerine tedbir konulduğunu, söz konusu davada davalılar delil olarak davaya konu 07.11.2014 tarihli sözleşmeyi ibraz etmişler ve ayrıca tarafların ilk borç-alacak ilişkisini doğuran 20.11.2013 tarihli sözleşmenin ilk sayfasını sahte olarak düzenleyerek dosyaya ibraz etmiş olduklarını, ibraz ettikleri sahte sözleşmeden dolayı, kriminal tarafından sahtelik belgelendiği için … …-… … hakkında Bursa 18.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018… Esas sayılı dava dosyası açılmış olduğunu, bu sözleşmelerin geçersiz ve sahte olduğuna ilişkin Bandırma 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyasına beyanda bulunduklarını, vekiledenlerden … ve … ile alacak-borç ilişkisinde doğuran ilişki nedeni ile imzalanan sözleşmenin tarafı dava dışı … … ve … … olduğunu, vekiledenlerin … Oto ile alacak-borç ilişkisi bulunmadığını, nitekim davacı yan dava dilekçesinde “müvekkili şirkete Bursa 17.Noterliğinde düzenlenen alacak devri belgesi ile yapılan temlikler, 2011-2014 yılları arasında müvekkil şirket tarafından davalı taraf satılan araç bedellerinin,… Demirtaş şubesinden davalı şirket için müvekkil şirket tarafından çekilerek davalı tarafa verilen ve tamamı davalılar tarafından ödenmesi gereken kredinin 21.01.2014-21.01.2015 tarihleri arasını kapsayan taksitlerinin…” ve yine “…. Demirtaş şubesinden çekilerek davalı tarafça kullanılan kredinin 21.01.2015 sonrasına dair 15.000.-TL’den ibaret tutarları ise,taksitler tümden bitene değin her ayın 2l’ inde düzenli olarak davalılarca bankaya ya da müvekkil şirkete ödenecektir.” ibarelerine yer verdiğini, bu nedenle aslında borç doğumunun … Demirtaş şubesinden çekilen kredi olduğu kabul edilmiş olup, bu borç ilişkisi davacı şirket ile vekiledenler arasında değil, dava dışı … …-… … arasında olduğunu, dolayısıyla alacak-borç ilişkisine davacı şirket taraf olmayıp davacı sıfatı da bulunmadığını, nitekim vekiledenlerin Bandırma 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/… Esas numarasında kayıtlı davada vermiş olduğu ve borcun ödenmediğine ilişkin cevapta, iş bu davaya konu 07.11.2014 tarihli sözleşme ve sözleşmede yer alan yükümlülükler ileri sürülmüş olduğunu, Bu da göstermektedir ki, taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisi davacı şirkete ait bir alacak olmadığını, vekiledenler tarafından sadece 2 sözleşme imzalanmış olduğunu, ilk sözleşme aslı ve bunun hükümlerini bertaraf eden sahte sözleşme savcılık emanette olup, 2.sözleşme aslını da Bandırma 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyasına sunduğunu, 07.11.2014 tarihli ön sayfasında imzalarımızın bulunmadığı, taraflar arasındaki önceki sözleşmedeki hükümleri bertaraf edecek şekilde hükümler içeren sahte bir sözleşme fotokopisi ile aslında dava dışı … …-… … ile vekiledenler arasında bir borç ilişkisi değil de, başkaca bir borç nedeniyle şirket alacaklıymış gibi alacak davası açılmış olduğunu, yani aslında 07.11.2014 tarihli bir sözleşme hiç imzalanmamış ve hüküm doğurmadığını, vekiledenler … Oto’ya borçlandıkları bir sözleşme imzalamadıkları gibi, ilk sayfası imzasız olan bu sözleşme daha önce belirtildiği gibi vekiledenler ile … …-… … arasında gerçekte imzalanan sözleşmeleri bertaraf edecek şekilde sahte olarak düzenlenmiş ve gerçek borcu göstermeyen sahte bir sözleşme oluşturulduğunu, ve bu sözleşme Bandırma 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/… Esas sayılı dosyasına … …-… …’e vekiledenlerin borçlu olduğunun delili olarak sunulduğunu, sözleşmeden doğduğu iddia edilen alacağın neye ilişkin olduğunun belirlenmediği, davacı yan dava dilekçesinde icra takibine konu ettikleri ve sözleşmeden kaynaklandığını iddia ettikleri 300.000.-TL alacağının olduğunu söylediklerini, yapılan icra takibinden bu alacağın vekiledenler tarafından davacı şirkete temlik edilen dosyalardan kaynaklandığı gözükse de, dava dilekçesi anlatımından bu alacağın neye göre hesaplandığı, neyin karşılığı olduğu kesinlikle anlaşılmadığını, bu borcun 190.000.-TL’sinin temlik edilen dosyalardan kaynaklandığı düşünülse bile(ki dosyalarda temlik edilen alacaklar bunun çok üstündedir.) temlik edilen dosyalar açık ve işlem gören dosyalar olduğunu, karşı yan bu dosyaları temlik alarak alacağı bu yöne tevdi etmiş ve ayrıca işlemler yapmış, borçlu mal varlıklarını haczettiğini, bu temliklerin ne zaman hükümsüz kalacağı, ne zaman vekiledenlere rücu edileceği, borcun kesin bir borç ikrarını içerip içermeyeceği, nezaman muacceliyet kespedeceği sözleşme içeriğinden anlaşılmadığını, dolayısıyla bir alacağın doğumu ve istenebilir hale gelmesi söz konusu olmadığını, yine dilekçe içeriğinden anlaşılan temlik dosyaları dışında kalan 110.000.-TLlik başka bir alacaktan bahsedilmekte olduğunu, bunun ayni bir ödeme olduğu, vekiledenlerin 1,2 veya 3 araç vereceği ancak bunun yerine getirilmediğinin belirtildiğini, ancak yine sözleşmenin ilk sayfasının 3.paragrafında “…yine 1-2 veya 3 adet araç verilecek … ve …’a yaklaşık 110.000.-TL değerinde yukarıda belirtilen rakamlar doğrultusunda bu temlikleri almış bulunduklarını, denmekte olup bunun vekiledenler açısından bir borç mu alacak mı olduğu, bu araçların vekiledenlere mi verileceği,yoksa vekiledenler tarafından mı verileceğinin anlaşılamadığını, bu anlatımın vekiledenler için bir borç doğurması ve bu anlama gelmesinin mümkün olmadığını, ayrıca yine cümlenin gelişinden eğer bu bir alacaksa bu alacak için de icra dosyalarının temlik alındığı söylenmekte olduğunu, kabul etmedikleri sözleşmenin vekiledenlerden … açısından hüküm ifade edip etmeyeceği hususunda ise, borç doğurduğu iddia edilen 07.11.2014 tarihli sözleşmenin hiç bir yerinde vekiledenin imzası bulunmadığını, bu sözleşmenin ilk sayfasının imzasız ve sahte olarak düzenlendiği iddiasını yinelemekle birlikte 2.sayfasında bulunan imza da vekiledene ait olmadığını, dolayısıyla bu sözleşmeden kaynaklanan bir borç dahi olsa ki bunu kesinlikle kabul etmediklerini, vekiledeni bağlayan ve vekiledenin sorumluluğunu doğuracak geçerli bir sözleşme ve imza bulunmadığını, dava dışı … …-… … ile imzalanan 20.11.2013 tarihli sözleşmenin tarafı olan vekileden … bu sözleşmenin de ilk sayfası sahte olarak düzenlendiğinden şikayetçi olmuş ve bu kişiler hakkında Bursa 18.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018… Esas sayılı dosyasında evrakta sahtecilik sebebiyle dava açılmış olduğunu, şimdi de vekiledenin imzalamadığı bir sözleşme ile vekileden borç altına sokulmak istenmekte olduğunu, tüm bu anlatımların ışığında vekiledenlerden … Otomotiv İnşaat Taşımacılık Temizlik Yemek Hizmetleri San. Tic . Ltd. Şti. Açısından ortada borç doğurucu bir sözleşme bulunmadığını, davacıya borcu olduğu iddia edilen sözleşme sahte olarak düzenlenmiş ve taraflar … …-… … ile vekiledenler …-… arasında yapılan ve gerçekteki borç-alacak ilişkisini gösteren 2 adet sözleşmeyi bertaraf etmek için şirket alacaklı gösterilerek yapılmış olduğunu, sözleşmede yazılı hükümler muacceliyet kespetmiş istenebilir ve gerçek bir borç ikrarı içeren hükümler olmaktan çok uzak ve borç doğurucu hükümler olmadığını, vekiledenlerden …’ın sözleşmenin hiç bir yerinde imzasının bulunmaması nedeni ile sözleşmeden doğan bir borç yükümlülüğü bulunmadığını, anılan bu sebeplerle; yetkisizlik nedeniyle iptal kararı verilmesini, aksi takdirde müvekkilleri aleyhine başlatılan icra takibinin iptaline, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masrafları ve ile ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Mahkememizin 2021/… Esas sayılı dosyasının celp ve incelenmesinde, mahkememiz iş bu dosyası ile aralarında, tarafları ve konuları bakımından hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu, davanın aynı hukuki ilişkiden kaynaklandığı ve dava dosyalarının birlikte görülmesinde usul ekonomisi yönünden de yarar görülmekle, aralarında bağlantı bulunan işbu dava dosyası ile mahkememiz heyetinin 2021/… Esasında kayıtlı davanın HMK’nun 166/1 Maddesi uyarınca birleştirilmesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Aralarında bağlantı bulunan işbu dava dosyası ile mahkememiz 2021/… Esasında kayıtlı davanın HMK’nun 166/1 Maddesi uyarınca BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Yargılamanın Mahkememizin 2021/… Esas sayılı dosyası üzerinden YÜRÜTÜLMESİNE, esasının bu şekilde KAPATILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, esas hakkındaki hüküm ile birlikte kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. …/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır