Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/192 E. 2021/541 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/190
KARAR NO : 2021/537

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…. UETS
DAVALI : … – … ….
VEKİLİ :Av. … -…UETS
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2021
KARAR TARİHİ : 21/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :22/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında davalı … tarafından Bursa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasından, 70.000,00 TL asıl alacak, 32.538,50 TL işlemiş faiz olmak üzere 102.538,50 TL takip tutarlı örnek no:10 ödeme emri gönderildiğini, 08/02/2021 tarihinde ödeme emrinin davacının ikametinin bağlı olduğu muhtara tebliğ edildiğini, davaya konu Bursa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasına dayanak 70.000,00 TL tutarında 01/01/2017 düzenleme ve 01/01/2018 ödeme tarihli bononun, davalı tarafından gerçeğe aykırı olarak kötüniyetli olarak doldurulmuş olup, davalı alacaklının müvekkil davacıdan böyle bir alacağı bulunmadığını, davacı … ile davalı … Bursa 16. Noterliği’nin 10/06/2016 tarihli onaylı ana sözleşmesi ile … Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti. unvanlı limited şirketi kurduklarını, davacı ile davalı bu şirketin kurucu ortakları olduğunu, takip borçlusu davacı … % 20, takip alacaklısı davalı … %80 oranında hisse sahibi kurucu ortak konumunda olduklarını, davalı takip alacaklısı … %80 paya sahip ortak olarak 10 yıllığına şirket müdürü olarak atanmış olup, temsil ve ilzama yetkili tek kişi olduğunu, davaya konu takip alacaklısı davalı ile takip borçlusu müvekkili davacının 10/06/2016 tarihinden bu yana davalının tek başına temsil ve ilzama yetkili olduğunu, dava dışı limted şirketin ortakları olduğunu, davalı alacaklı, % 80 hakim ortak olmasını ve tek başına temsil ve ilzama yetkili olmasını kullanarak, bu şirketi ortakların çıkarına değil, sadece kendi çıkarına yönetmesi, şirket hesaplarındaki paraları şahsi hesaplarına aktarması, diğer ortak olan davacının tüm taleplerine rağmen şirketin maddi durumuyla ilgili hiçbir bilgi vermemesi, davacının şirketin mali durumu hakkında bilgi almasını engellemesi, şirketin kuruluşundan sonraki hiçbir ortaklar kurulu veya genel kurul toplantısını yapmaması, ana sözleşmesinin 11.maddesinde düzenlendiği şekliyle hiçbir kar payı dağıtılmaması gerekçeleriyle, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona erdiğinden bahisle 21/09/2020 tarihinde Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyasında Ortaklıktan Çıkma ve Çıkma Payı talepli dava davacı adına tarafımızca ikame edildiğini, takip borçlusu davacının davalının hakim ortağı olduğu şirket aleyhine Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyasında, ortaklıktan çıkma ve çıkma payı alacağı talepli dava açması sonucunda şirket kayıtlarında yapılan bilirkişi incelemesiyle, davalı …’in şirket hesaplarındaki paraları şahsi hesaplarına aktardığı tespit edilmiş ve akabinde de daha önceden şirket işlemleri nedeniyle müşterilerde kullanılmak üzere davalıya verilmiş olan ve davalının sakladığı boş haldeki bono, davalı tarafından gerçeğe aykırı olarak düzenleme tarihi ve vade tarihi eklenerek, davalı tarafından takibe konulduğunu, takip borçlusu davacı tarafından, davalıyla birlikte hissedarı olduğu dava dışı limited şirket aleyhine dava açıldığını 21/09/2020 tarihinden sonra, müvekkil tarafından bu şirketin ticari işlemlerinde kullanılmak üzere verilmiş boş haldeki bononun, davalı tarafından yukarıda bahsi geçen ortaklıktan çıkma ve çıkma payı talepli dava açıldıktan sonra doldurularak takibe konulduğunu, davacı borçlu müvekkil tarafından, davalının % 80 hakim ortak olduğu ve tek başına temsil ve ilzama yetkili olması nedeniyle banka hesaplarındaki paraları istediği gibi şahsi hesabına aktardığı limited şirket aleyhine dava açıldıktan sonra, davalının şirketin henüz yeni kurulduğu 2017 yılında müşterilere verilmek için davacı tarafından kendisine verilmiş bonoyu, gerçeğe aykırı bir şekilde doldurmak suretiyle kötüniyetli olarak takibe koyduğu, bu şekilde davacının açtığı ortaklıktan çıkma ve çıkma payı talepli davada davacının hakkını almasına engel olmaya, yolsuz işlemlerinin ortaya çıkmasına neden olduğu için de zarar vermeye çabaladığının anlaşıldığını ve müvekkil davacının Bursa 4. İcra Dairesi Müdürlüğü 2020/… Esas sayılı dosyasına konu takipten dolayı borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, haksız ve kötüniyetli takip nedeniyle % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2020/… E. Sayılı dosya ile görülmekte olan davanın iş bu dava ile herhangi bir ilgisi olmadığı gibi bu davanın esasına da etkisi bulunmadığını, 2020/… E. Sayılı dava Ortaklıktan Çıkma ve Çıkarılma Payı talepli olup mevcut davanın ise kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davası olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte 2020/… E. Sayılı dava Ortaklıktan Çıkma ve Çıkarılma Payı talepli davadaki bilirkişi raporu kesin delil niteliğinde olmadığını, aynı zamanda senede karşı senetle ispat kuralı gereği takibe konu senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ispata yarayacak yazılı deliller arasında bilirkişi raporu yer almadığını, bununla birlikte kambiyo senetleri illetten mücerret olup bu husus kıymetli evrak hukukun en önemli ilkelerinden biri olduğunu, mücerret kıymetli evrak, doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız ve soyut olduğunu, kıymetli evrak bir defa doğduktan sonra, doğumuna sebep olan ilişkideki bir aksaklık veya bozukluk kıymetli evrakın geçerliliğine etkili olmayacağını, zira takibe konu senet hukuka uygun olarak tanzim edildiğini, hukuka uygun olarak tedavüle konulduğunu, bonoda yer alan imzanın davacıya ait olduğu noktasında bir uyuşmazlık bulunmadığını, davacının icra takibine konu olan senette yer alan imzaların kendisine ait olduğunu kabul etmekte olduğunu, yani bonodaki keşideci imzasının davacıya ait olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık olmadığını, davacının, davalıya borcu bulunmadığını iddia etmekte ancak hiçbir somut veriye dayanmayan, yalnızca inkardan ibaret bu beyanlar ileri sürmekte olduğunu, söz konusu inkarların huzurdaki dava açısından herhangi bir değeri bulunmadığını, kural olarak, bir vakıadan kendi lehine hak çıkaran taraf, o vakıayı ispatla mükelleftir. İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerli olup, huzurdaki davada da borçlu, icra takibine konu senetle ilgili olarak borçlu olmadığını ispat etmesi gerektiğini, davacının, borçlu olmadığını yazılı delile ispat etmesi gerekmekte olduğunu, bilindiği üzere kambiyo senedi vasfındaki bonoların, doğumuna sebep olan alttaki borç ilişkisinden bağımsız olarak, tarafları arasında soyut bir borç ilişkisi yaratacağını, bononun düzenlenirken tamamen doldurulmamış bono olarak düzenlenmesinin mümkün olduğunu, senede karşı senetle ispat zorunluluğu kuralı gereğince de borcun olmadığı, itfa, imha edildiği veya bononun tedavüle çıkarılırken anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu gibi itirazlar, ancak ve ancak yazılı bir belge ile ispatlanabileceğini, bu kapsamda da borçlunun, mahkeme ilamı, noterlikçe onaylı bir belge, noterden veya tevdii mahallinden alınan makbuz, havale makbuzu, banka dekontu veya imzası alacaklı tarafça ikrar edilmiş adi yazılı belge ibraz etmesi gerekeceğini, yerleşik yargı kararları da bu yönde olduğunu belirterek davanın REDDİNE, davacı yanın %20 den aşağı olmayan tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, davaya ve icra takibine konu edilen bono nedeniyle davacının borçlu olup olmadığının tespitine ilişkindir.
Bursa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020/…esas sayılı icra dosyasının celp ve incelenmesinde; davalı alacaklı vekili tarafından davacı aleyhine 70.000,00.-TL asıl alacak, 32.538,50.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 102.538,50.-TL alacağın tahsili istemiyle başlatılmış kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı dosyası ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… esas sayılı dosyaları UYAP sistemi üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
Sonrasında mahkememizce davacı vekiline yemin teklif etme hakkını kullanacak ise bu konuda beyanda bulunmak ve yemin metninin hazırlayıp sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekilinin mahkememizin 21/06/2021 tarihli oturumunda müvekkili ile görüştüğünü ve yemin teklif etme haklarını kullanmayacaklarını beyan ettiği anlaşılmıştır. Davacı yanin imzasını ikrar ettiği kambiyo senedinden kaynaklı borcunun bulunmadığı ve senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu ya da teminat senedi olduğu iddiasını ispata yönelik başkaca bir yazılı delil sunamamış ve yemin teklifinde de bulunmamıştır. Taraflar arasındaki şirket ortaklığının sona erdirilmesine dair mevcut derdest davanın bulunması, davalı alacaklının senetleri davacıdan şirket işlerinde kullanmak üzere teminat olarak alındığını ispat etmeyeceği gibi, gerek şirket kayıtlarından kambiyo evrakı giriş ve çıkışına rastlanmamış, davacı tarafça senedin teminat senedi olduğuna dair yazılı delil de sunulmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 225 ve devamı maddelerinde belirtildiği üzere, yemin taraflardan birinin, bir vakıanın doğru olup olmadığı hakkında beyanda bulunmasıdır. Bir vakıanın doğru olup olmadığına yemin edilirse, artık o vakıa hakkında başka delil gösterilmesine gerek yoktur. Bu anlamda, yemin delili kesin bir delildir. Davacı yan imzasını ikrar ettiği kambiyo senedinden kaynaklı borcunun bulunmadığı ve senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğuna ya da teminat senedi olduğuna dair iddiasını ispata yönelik başkaca bir yazılı delil sunamamış ve yemin teklifinde de bulunmamıştır. Davalı tarafça kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de, davacının takipte kötü niyetli olduğu ispatlanmamıştır. Kötü niyet tazminatı isteminin koşulları da oluşmamıştır. Tüm dosya kapsamı incelendiğinde davacı tarafça ispat edilemeyen davanın reddine, yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin de reddine karar vermek gerekmiş, hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Yasal koşulları oluşmayan KÖTÜ NİYET TAZMİNATI TALEPLERİNİN DE REDDİNE
2-Alınması gereken 59,30.-TL maktu harcın peşin alınan 1.751,11.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.691,81.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00.-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,

4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Asgari Avukatluk Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.900,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/06/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza