Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/167 E. 2022/381 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2021/167
KARAR NO : 2022/381
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…. UETS
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …. UETS
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2020
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
Öncesinde mahkememizin 2020/… Esas ve 2020/… Karar sayılı görevsizlik kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilen, Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/…. Esas 2020/….Karar sayılı kararı gereğince yargı yeri belirlenmek üzere Bursa Bölge Adliye Mahkemesine gönderilen dosya Bursa Bölge Adliye Mahkemesinin 2020/…. Esas 2021/…Sayılı kararı ile mahkememiz yargı yeri olarak belirlendiğinde, mahkememizde açılan davanın açık muhakemesi sonunda ;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin davalı şirkette sigortalı olarak çalıştığını, davalı şirketin birden fazla şubesinin bulunduğunu,… Park şubesini açıldıktan müvekkiline davalı şirket hissedarının ortaklık sözleşmesi yapmak istediğini beyan ettiğini ve ortaklık sözleşmesi yapıldığını, ortaklık sözleşmesine istinaden müvekkiline toplamda 165.000,00.-TL tutarlı keşide ve vade tarihi belli olmayan 36 adet senet imzalattırıldığını, ayrıca vergi ve SGK harcamaları için 100.000,00.-TL’lik senet imzalattırıldığını, daha sonra davalı şirket yetkililerinin davalı şirketin… Park şubesi ile aynı adreste … San. Ltd. Şti. İsimli şirketi kurduklarını ortaklık sözleşmesi ile müvekkilini davalı şirkete karşı borçlandırdıklarını, müvekkilinin bu şirketteki hissesini noter aracılığı ile 05/04/20217 tarihinde …’a devir ettiğini, daha sonra müvekkili tarafından vergi ve sgk borçlarına karşılık alınan 100.000,00.-TL’lik senet üzerinden icra takibi başlatıldığını, bu senedin keşide ve vade tarihinin boş olarak düzenlendiğini ve sonradan doldurulduğunu, takibi itiraz ettiklerini ve takibin durdurulduğunu, bu nedenle ortaklık sözleşmesinin iptalini, 07/02/2017 ve 05/04/2017 vade tarihli 100.000,00.-TL bedelli senetten dolayı borçlu olunmadığının tespitini, toplamda 165.000,00.-TL tutarlı 36 adet senetten dolayı borçlu olunmadığının tespitini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir,
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle: taraflardan hiçbirinin tacir olmadığını bu nedenle öncelikle görev itirazında bulunduğunu, müvekkilinin ortaklığın tarafı olmadığını, ortaklık sözleşmesinin …, … ve … olduğunu, bu nedenle söz konusu davada müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini ve davanın husumet yönünden reddinin gerekeceğini, davacının müvekkili şirkete ortak edilmeye çalışılmadığını, müvekkili şirketin bu yönde bir iradesinin bulunmadığını, ortaklık sözleşmesinin yapılması aşamasında ve bu sözleşmeye istinaden verilen senetler hususunda davacının kandırıldığı ve aldatıldığına yönelik iddiasının sözleşmeci taraflar arasında ileri sürülebilecek şahsi nitelikte bir defi olmadığını, dolayısıyla sözleşmenin tarafı olmayan 3. Kişi müvekkili şirkete karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, davacının teminat senedi olduğunu iddia ettiği 07.02.2017 tanzim tarihli senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir ibare olmadığını, ilgili senedin verilmesine dayanak teşkil eden ortaklık sözleşmesinin tarafı olmadığından, senedin teminat senedi olduğunun müvekkili şirkete karşı ileri sürülmesi mümkün olmadığını, bu nedenle davanın usulden reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMSİ VE GEREKÇE:
Dava dava dışı 3. Kişi ile davacı arasındaki adi ortaklık sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespiti ile adi ortaklığa sermaye olarak koyulan ve teminat olarak verilen bonoların iptaline ilişkin tespit davasıdır.
Her ne kadar yargı yeri belirlemesine ilişkin Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 19/02/2021 Tarih, 2020/1702 Esas ve 2021/161 Karar sayılı kararında davanın kambiyo senedine dayalı olduğu dolayısıyla Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu yönünde kararı mevcut ise de, bu kararın benimsenmesi mümkün değildir.
Şöyle ki; HMK 111. Maddesinde terditli dava düzenlenmiştir. Terditli dava ; davacının aynı davalıya karşı aralarında hukukî ya da ekonomik bağlantı bulunan birden fazla talebini, bu talepler arasında aslilik-ferilik ilişkisi kurarak aynı dava dilekçesinde ileri sürmesi sonucunda ortaya çıkar. Terditli davalar doktrinde iki şekilde tasnif edilmişlerdir. Gerçek terditli davada, mahkeme, davacı tarafından ileri sürülen asli talebi reddettiği takdirde, ferî (yardımcı) talebi veya talepleri inceleyebilecektir. Diğer bir ifadeyle, ferî (yardımcı) talebin veya taleplerin incelenebilmesi için asli talebin reddedilmesi gerekmektedir. Gerçek olmayan terditli dava ise mahkemece asli talep kabul edildiği takdirde, bu talebin yanında ileri sürülen ferî (yardımcı) talebin veya taleplerin incelendiği dava türüdür. Burada da mahkemenin ferî talep veya talepler hakkında inceleme yapıp karar verebilmesi için asli (ilk) talebi kabul etmesi gerekir . Hmk 111. Maddenin lafzından kanun koyucunun hukukumuzda her iki türdeki terditli davanın da kabul ettiği sonucu çıkmaktadır. Yine 111. Maddenin 2. Fıkrasında ise mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz şeklinde bir düzenleme mevcuttur.
Dolayısıyla davada görevli mahkeme asli talebe göre belirlenir. Feri talep bonoya ilişkin olsa da, burada da bonoların yazılı sözleşme ile sermaye taahhüdüne konu olduğu açıktır. Asli talep yönünden ise tarafların tacir olmadığı ve adi ortaklık sözleşmesinin Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmediği yani mutlak ticari davaya konu olmadığı gözetildiğinde mahkememiz görevli değildir.
Somut olayda davacı öncelikle adi ortaklık sözleşmesinin iptalini bu sözleşmeye istinaden verilen bonolar nedeniyle de borçlu olunmadığının tespitini istemektedir. Her ne kadar davacının düzenlemiş olduğu senetler adi ortaklık sözleşmesinin tarafı olmayan …Güzellik … Ltd. Şti. Adına düzenlenmiş ise de, adi ortaklık sözleşmesinin tarafı …Güzellik … Ltd. Şti.’nin yetkilisi olan …’dur. Dolayısıyla asli talep yönünden husumet yöneltilebilecek kişi de … olmalıdır. Bu asli talep incelenmeden feri talep yönünden bir karar da verilemeyeceği gözetilerek, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile REDDİNE,
İhtiyati tedbirin dava dosyası kesinleşinceye kadar devamına,
2-Alınması gereken 80,70.-TL karar ve ilam harcı ile Arabuluculuk masrafı olan 1.320,00.-TL olmak üzere toplamda 1.400,70.-TL’nin peşin alınan 4.525,54.-TL harçtan mahsubu ile, bakiye 3.124,84.-TL bakiye harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana İADESİNE,
3-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Asgari Avukatluk Ücret Tarifesi 7/2 uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi uyarınca davacı tarafa İADESİNE,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekillinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okundu, usulen anlatıldı. 31/03/2022

İş bu kararın gerekçesi 22/04/2022 tarihinde yazılmıştır.

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı