Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/144 E. 2021/479 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
(Görevsizlik Kararı)
ESAS NO : 2021/144 Esas
KARAR NO : 2021/479

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI/KARŞI DAVALI : … …
VEKİLİ : Av. …
….UETS
DAVALI/KARŞI DAVACI : …(TC. …) …
VEKİLİ : Av. … …. UETS
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2021
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekilinin 23/02/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında, davalının hissedar bulunduğu, … numarasında kayıtlı 4178 m2 yüzölçümündeki arsa niteliğindeki gayrimenkulün komşu 2409 ada 1 parselle tevhidi sonucu oluşacak taşınmaz üzerinde inşaat yapılması amacıyla Bursa 10. Noterliğinde 12/12/2006 tarihli düzenleme şekilde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile Bursa 16. Noterliği 06/12/2012 tarih ve … nolu DŞGSV ve kat karşılığı inşaat ek sözleşmesi tanzim edildiği ve tevhit işlemi yapıldıktan sonra inşaatlara başlandığını, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca müvekkili Kooperatif üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmiş olup davalı arsa sahibine ait bağımsız bölümler, üstelik de fazladan yapılan imalatlarla birlikte, tamamlanıp kendisine teslim edilmek istenildiğini, ancak davalı taraf, halen dahi müvekkile isabet eden dava konusu bağımsız bölümü teslim almadığını ve müvekkile devrini de gerçekleştirmediğini, davalı arsa sahibi dava konusu bağımsız bölümü teslim almamakla birlikte müvekkile isabet eden bağımsı bölümlerden … numaralı dairenin tapusunu da vermemekte direndiğini, bu doğrultuda arsa sahibi ile pek çok kere görüşülmesine rağmen sonuç alınamadığından müvekkile isabet eden anılan bağımsız bölümün tapusunun iptali ile müvekkili adına tescili amacıyla işbu davanın açılması gerektiğini, davalı aleyhine müvekkili tarafça yine aynı isteme ilişkin olarak Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/… Esas sayılı dosyasıyla dava açıldığını ve davalının, müvekkil Kooperatife devretmediği…parsel üzerinde bulunan A blok 17, B Blok 1-2 ve 5, D Blok 9-11-16-17 ve 18 Nolu bağımsız bölümlerin tapularının iptali ile müvekkili Kooperatif adına tescili talep edildiğini, mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda, 15/02/2018 tarih ve 2014/… Esas 2018… Karar sayılı ilam ile taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği müvekkil kooperatifin yükümlülüklerini yerine getirdiği belirtilerek anılan bağımsız bölümlerin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili kooperatif adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği ve kararın kesinleştiğini, görüleceği üzere müvekkili taralar arasındaki sözleşme hükümleri doğrultusunda edimlerini yerine getirdiği ancak davalının devretmesi gereken bağımsız bölümleri vermediği emsal kararla sabit olduğunu, anılan bu sebeplerle; davanın kabulü ile… sayılı taşınmaz üzerinde bulunan …numaralı bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili kooperatif adına tesciline, davanın tapu iptali ve tescil talebini içermesi sebebiyle dava konusu taşınmazın el değiştirmesinin önlenmesi amacıyla dava sonuna kadar dava konusu bağımsız bölüm üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekaleti ücretin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı vekili 15/04/2021 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; eser sözleşmesinin bir türü olan arsa yapı karşılığı inşaat sözleşmesi TBK Md. 147/6 gereğince 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, davaya karşı zamanaşımı itirazında bulunarak reddine karar verilmesini, dava dosyasına bakması gereken mahkemenin Asliyu Hukuk Mahkemesi olduğunu, daha önce taraflar arasında görülen ve her defasında davacı Kooperatifn haksız olduğu tescil edilen tüm davaların Asliye Hukuk Mahkemelerinde görüldüğü, bu nedenle görev itirazında bulunduğunu, eğer mahkeme aksi kanaatte ise, dava şartı olan arabuluculuk aşaması tamamlanmadan dava açıldığı için davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı vekilinin Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/… Esas sayılı dosyasında; sanki daha önce de kendilerine devir edilmeyen taşınmazlarla ilgili haklı bir dava açtığı ve bu davasının kabul edildiği şeklide bir imada bulunduğunu, oysa karar incelendiğinde, 01/08/2014 tarihinde müvekkile karşı tapu iptali ve tescili davası açan davacının davasının haksız olduğu, müvekkili davalıya ödemesi gereken borçları ödemesi halinde tapularının davacı adına verileceğinin hüküm altına alındığının görüleceğini, davalının halen müvekkili davalıya gerek gecikmiş kira borçları gerekse de sözleşmeden kaynaklı cezai şart nedeniyle borcu bulunduğunu, bu sebeple edim sırasının davalı müvekkile ait olduğu iddiası doğru olmadığını, müvekkili tarafından iş bu dava öncesinde T.C Bursa 11. İcra Müd. 2019/… ve 2019/… sayılı dosyaları ile davacı aleyhine icra takipleri yapıldığını, davacının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davacının dava tarihi itibariyle müvekkili davalıya borçlu bulunması nedeniyle, sözleşmeden kaynaklı borçlarını henüz tam olarak ifa etmediğinden, dava dilekçesinde talep ettiği tapu iptali ve tescili davasının reddi gerektiğini, Bursa 11. İcra müdürlüğü’nün 2019/… ve 2019/… Esas sayılı dosyalarındaki itirazın iptali ve kötü niyetli borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talebinde bulunduklarını, anılan bu sebeplerle; TBK mad. 147/6 gereğince zamanaşımı itirazının kabulüne, davanın zamanaşımı yönünden reddine, görev itirazının kabulüne, dosya hakkında görevsizlik kararı verilerek HMK mad. 115/2 gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise, arabuluculuk aşaması tamamlanmaması nedeniyle usul yönünden reddine, karşı davanın kabulü ile, davacı borçlunun Bursa 11. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… ve 2019/… Esas sayılı dosyalarına vaki itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, davacı-karşı davalının haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin gerek Esas dava gerekse de karşı davan yönünden S.S Merkent Konut Yapı Kooperatifinden tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Asıl dava, taraflar arasında akdedilen gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince… sayılı taşınmaz üzerinde bulunan …numaralı bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile kooperatif adına tescili istemi; karşı dava ise taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince davalı kooperatif aleyhine Bursa 11. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasında cezai şartın tahsili istemi ile Bursa 11. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasında kira alacağının tahsili istemi ile başlatılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu görülmüşür.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin, diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK ‘nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 99. maddesi uyarınca, Kooperatifler Kanunundan kaynaklanan hukuk davalarının tarafların sıfatlarına bakılmaksızın ticari dava olduğu kabul edilmişse de, taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklandığından, genel olarak kooperatif ve ortakları arasındaki uyuşmazlıkların ifade edildiği, Kooperatifler Kanununun anılan hükmünün somut olayda uygulama yeri olmadığından eldeki davanın Kooperatifler Kanunu gereği ticari dava olduğu sonucuna ulaşılması mümkün olmadığı gibi eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ‘nun 124/1. maddesinde “kooperatifler ” ticaret şirketleri arasında sayılmış ise de, aynı maddenin 2. bendinde kooperatifleri “şahıs şirketleri” ve “sermaye şirketleri” arasında gösterilmemiştir. TTK ‘nın 124. maddesinin 1 ve 2. bentleriyle, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde yapı kooperatifinin “ticari şirket” olmadığı, sosyal niteliği ağır basan kendine özgü bir ortaklık olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı, yapı kooperatifi olup tacir niteliği taşımadığından, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu nedenlerle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın ve Karşı Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dosyanın Görevli BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
HMKnun 20 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır