Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1129 E. 2022/430 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2021/1129
KARAR NO : 2022/430
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …

VEKİLİ : Av. … – UETS
DAVALI : … – …

VEKİLİ : Av. … -UETS
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2021
KARAR TARİHİ : 08/04/2022
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’nun, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi, 4. Hukuk Dairesi ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemine ilişkin talep üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairelerinin kesin kararları arasındaki görüş ve uygulama uyuşmazlıklarının giderilerek 5235 sayılı Kanun m.35/1-(3) bendi uyarınca, kesin olarak yargı yeri olarak belirlenmesine karar verildiğinden dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil şirketin Karacabey ilçesinde sanayi tipi palet üretimi, satımı ve pazarlanması konusunda faaliyet gösteren ticari bir şirket olduğunu, davalının ise merkezi Bursa’da olan ancak Karacabey ilçesinde de şubesi olan bir şirket olduğunu, davalı şirketin Karacabey şubesi Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde tescilli olup Sırabademler Mahallesi Galericiler Sokak No:9 Karacabey adresinde faaliyet göstermekte olduğunu, davalı şirketin, müvekkil şirketten muhtelif tarihlerde palet siparişi talebinde bulunmuş olduğunu ve irsaliyeli faturalar karşılığında sipariş edilen paletlerin davalı şirkete teslim edildiğini, müvekkil şirket tarafından davalı şirkete irsaliyeli faturalar karşılığında teslim edilen paletlerden dolayı, davalı şirketin müvekkil şirket nezdinde cari hesabı oluşturulduğunu, müvekkil şirketin 2018 yılı cari hesap tablosuna göre 31.12.2018 tarihi itibariyle davalı şirketin müvekkiline 47.967,00-TL borcunun bulunduğunu, müvekkil şirket tarafından davalı şirkete bu hususta mutabakat formu gönderildiğini ve davalı şirket 31.12.2018 tarihi itibariyle müvekkil şirkete 47.967,00-TL borcu bulunduğu hususunda mutabık olduğunu elektronik posta yolu ile müvekkiline bildirdiğini, bu mutabakat formundan sonra 2019 yılında da tarafların ticari ilişkilerinin devam ettiğini, bu sürede davalı şirketin, müvekkil şirkete kısmi ödemede bulunduğunu, ancak davalı şirketin, mutabık olduğunu belirttiği borcun büyük kısmını ödemediğini, bu nedenle müvekkil şirket tarafından davalı şirkete Karacabey 1.Noterliği’nin 27.05.2019 tarih ve yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bakiye borcun ödenmesi için ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamede belirtildiği üzere 19.02.2019 tarihi itibariyle davalının müvekkil şirkete yasal faiz hariç olmak üzere 34.994,08-TL borcunun bulunduğunu, bahsi geçen ihtarname davalı şirkete 28.05.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarname ile davalı şirkete ödeme yapılması için beş (5) gün süre tanındığını, davalı şirketin, ihtarname gönderildikten sonra müvekkil şirkete kısmi ödeme yapmış olduğunu ancak 7.888,30-TL bakiye borç bırakmış, bu rakamı ödemediğini, davalı şirketin, bu zamana kadar kendisine gönderilen irsaliyeli faturaların hiçbirine ve keşide edilen ihtarnameye dahi itiraz etmeden kısmi ödemelerini yapmış olmasına rağmen kalan bakiyeyi ödememekte ısrar ettiğini, davalı şirketin, cari hesap bakiyesinden kalan tutarı ödemeyince mecburen işbu davaya konu icra takibini yapmak zorunda kaldıklarını, davaya dayanak olan Karacabey İcra Müdürlüğü’nün 2019 Esas sayılı dosyası 10.10.2019’da açıldığını, takip tarihi itibariyle asıl alacağa işlemiş faiz de dahil olmak üzere takip çıkış miktarı olarak davalının müvekkil şirkete 8.135,32-TL borcunun bulunmadığını, ancak davalı şirketin, haksız bir şekilde icra takibinde borca ve yetkiye itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, 6100 Sayılı HMK’nın 14.maddesinin 1.fıkrasında “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.” hükmü mevcut olduğunu, davalı şirketin Karacabey’de şubesi bulunduğuna göre Karacabey icra dairelerinin ve Karacabey mahkemelerinin dava konusu uyuşmazlığın çözülmesi bakımından yetkili olduğunu, davalının itirazı akabinde ticari anlaşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk müessesesine de taraflarınca başvurulduğunu, davalı taraf arabuluculuk görüşmelerinde de ödeme yapmayı kabul etmediği için tarafların anlaşmaya varamadığını, (Karacabey Arabuluculuk Bürosu’nun 2020/20350 Arabuluculuk Numaralı Dosyası), yasal şartları oluştuğundan dolayı işbu davayı açtıklarını, tüm bu sebeplerden dolayı, davalının Karacabey İcra Müdürlüğü’nün 2019/2223 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, davalarının kabulüne ve davalının müvekkiline %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava taraflar arasındaki İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
DOSYANIN KRONOLOJİK SEYRİ:
Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) “…Davacı tarafından İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) yönelik açılan davanın ticaret mahkemesinin görev alanına giren davalardan olduğu, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı gereğince dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemesinin Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu…” gerekçesiyle dosyanın Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği,
Mahkememizde dosyanın görülmeye devam ettiği sırada,
Yine mahkememize ait başkaca bir dosyada “07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararının yürürlük tarihi olan 01.09.2021 tarihinden sonra açılacak ticari davaların Bursa Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, öncesindeki davaların ise mahallerinde görülmeye devam etmesi gerektiği, aksi kabulün tabii yargıç ilkesine aykırı olarak geniş yorumlanması sonucu geçmişe etkili (makable şamil) uygulanması ve dosyanın mahkemelerine devredilmesinin hatalı olduğu, Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin 4. fıkrasının da gözden kaçırılmaması gerektiği, eski tarihli dosyalarla ilgili söz konusu yerlerde bağımsız asliye ticaret mahkemesi bulunmadığından Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararının, 01.09.2021 yürürlük tarihinin olduğu” gerekçesiyle dosyada görevli mahkemenin belirlenmesi amacıyla dosyanın, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’ne gönderildiği,”
Bursa Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; “ davanın açıldığı tarihte ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla davada görevli olduğu, bu görevinin, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Bursa ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ilişkin kararı nedeniyle sona erdiği, bu durumda, davanın açıldığı tarihte görevli olan ve sonradan görevi sona eren mahkemece verilen kararın esasen devir kararı olduğu, kararda aktarma, devretme, görevsizlik gibi farklı isimlendirmenin sonucu değiştirmeyeceği, bu nedenlerle, Hakimler Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı, Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi yargi çevresinin Bursa ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ilişkin kararı uyarınca, Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği, bu mahkemece verilen” görevsizlik kararının yerinde olmadığı” gerekçeleriyle Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 17/11/2021 tarih 2021/1939 esas 2021/1732 K. sayılı kararı ile Bursa Bölge Mahkemesi’nin yukarıda zikredilen kararı arasındaki görüş farklılığının giderilmesi amacıyla mahkememizce içtihadı birleştirme yolunun işletildiği, bunun üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin kesin nitelikle kararları arasındaki uyuşmazlığı gideren Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 21/02/2022 tarihli 2022/1073 esas 2022/2686 karar sayılı kararı ile “Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilerek, asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun bulunmadığı, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest doşyaların görülmeye devam edilmesi gerektiği şeklinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairelerinin kesin kararları arasındaki görüş ve uygulama uyuşmazlıklarının bu şekilde giderilerek 5235 sayılı Kanun m.35/1-(3) bendi uyarınca Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı öncesinde bakmaya devam ettiği davaların görülmeye devam edilmesine” karar verilmiştir.
GEREKÇE:
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin mezkur kararı ile yargı yerinin 01.09.2021 tarihinden önce açılan davalar için mahal mahkemeleri olarak belirlendiği, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin kararının usul ve yasaya uygun bulunmadığı anlaşılmakla, dosyanın mahal mahkesine tekrar iadesine karar vermek gerekmiştir.
Yine Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin diğer kararlarında yargı yeri belirlenmesinin ön şartı olarak iki farklı mahkeme tarafından verilmesi gereken bir görevsizlik ya da yetkisizlik kararı olması gerektiği kabul edilmiştir. Bu husus HMK 21. Maddede de tahdidi (numerus clausus) olarak sayılmıştır. Bunun dışındaki durumlarda yargı yerinin belirlenmesi usulünün işletilmesi mümkün değildir.
Dolayısıyla Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin içtihatları birleştirme kararının Bursa 4. Hukuk Dairesi’ni bağlayacağı ve dosyaların bu süreçte yaşamış olduğu gecikmeler dikkate alındığında, usul ekonomisi gözetilerek, dosyanın, yargı yerinin belirlenmesi amacıyla Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine gerek olmaksızın mahal mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş, bu sebeple aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Dosyanın Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2022/1073 Esas 2022/2686 Karar sayılı kararı dikkate alınarak mahal mahkemesine geri gönderilmesine, esasın bu şekilde kapatılmasına, mahal mahkemesi olan Karacabey 1. Asliye Hukuk ( Ticaret Mahkemesi sıfatı ile) Mahkemesine gönderilmesine,
HMK’nun 23/2. Maddesi gereğince dosyanın görevli ve yetkili Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 08/04/2022

İş bu kararın gerekçesi 08/04/2022 tarihinde yazılmıştır.

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı