Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1096 E. 2022/375 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1096 Esas – 2022/375
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1096 Esas
KARAR NO : 2022/375

HAKİM : …
KATİP :….

DAVACI : … ANONİM ŞİRKETİ -….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALILAR : 1- … TC. .
2- … TC….
VEKİLİ : Av…..
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/11/2021
KARAR TARİHİ : 01/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/04/2022

İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 04/11/2021 tarih 2021/…. Esas 2021/…. Karar sayılı görevsizlik kararı sonucu, mahkememize tevzi edilen itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelende;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili İnegöl Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne hitaben ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Sigorta Şirketine, 200200025468056 numaralı … Özel İşyeri Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan…. riziko adresli yapıda, 18.08.2020 tarihinde yangın meydana geldiği, riziko adresli binanın kiracısı sigortalı….. Şti. olup, binanın maliki davalılar olduğu, müvekkil sigorta şirketi davalıların kusurundan kaynaklanan yangın nedeniyle sigortalısının uğradığı zararı gidermiş, kusurlu ve sorumlu olan davalılara, Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesinde düzenlenen “Halefiyet ilkesi” gereği İnegöl İcra Müdürlüğü’nün 2021/….E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, davalıların hukuka aykırı ve haksız itirazları nedeniyle takip durduğu, yangının, davalıların kusuru ile meydana geldiği, müvekkil sigorta şirketi tarafından sigortalanan binada, sigortalı ile davalılar arasında işyeri kira sözleşmesi akdedildiği, dava dışı sigortalı ise işyerini sigortalı binada işletmekte olduğu, 18.08.2020 tarihinde sigortalı işyerinde yangın meydana geldiği, işbu yangın nedeniyle işyerinde bulunan yiyecek içecek stoğu, ambalaj stoğu, depo yapısı karkas sistemi ve çatı, elektrik tesisatı, asma tavan, cam balkon, parke kaplama, ses ve kamera sistemi, masa-sandalye, kompozit kaplamalar, cam doğramalar, pvc kapı, dolaplar, aydınlatma sistemi, çocuk oyun parkuru, boya-badana, sensörlü kapı gibi binadaki birçok şey yandığı, Bursa Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı İtfaiye Şube Müdürlüğü tarafından tanzim edilen yangın raporunda, “Olayın Nedeni” bölümünde; belirlenemeyen bir nedenle işyerinin depo kısmında yangının çıktığı kanaatine varılmış, yangının çıkış nedeninin ve çıkış yerinin bilirkişi tarafından tespitinin uygun olduğu belirtildiği, müvekkil sigorta şirketi tarafından yaptırılan ekspertiz incelemeleri neticesinde; “Binanın ana tesisatında (elektrik sayaç panosunda) tesisatı koruyan 300 mA eşik değerli yangın koruma rölesinin de bulunmaması nedeniyle ısınan kablonun w otomat sigortayı açmadan alevlendiği, yangın koruma rölesi olması durumunda tesisat kablosunda oluşan ısıyı algılayarak 0,3 saniye içinde enerjiyi keseceğinden alevlenme olmayacağı, Bina maliklerinin kiraladığı yerin (özellikle depo bölümünün ve baca fan besleme) elektrik tesisatı bakımından yapımındaki bozukluklar (kusuru, özensizliği, teknik koşullara, planlara uymazlığı) sonucu oluştuğu görüş ve kanaatine varılmıştır.” denildiği, yangının davalıların kusuru nedeniyle meydana geldiği bilimsel ve denetime açık şekilde ispatlandığı, dilekçeye ek olarak sunulu ekspertiz raporunda da görüldüğü üzere; sigortalı binada yiyecek içecek stoğu, ambalaj stoğu, depo yapısı karkas sistemi ve çatı, elektrik tesisatı, asma tavan, cam balkon, parke kaplama, ses ve kamera sistemi, masa-sandalye, kompozit kaplamalar, cam doğramalar, pvc kapı, dolaplar, aydınlatma sistemi, çocuk oyun parkuru, boya-badana, sensörlü kapı gibi birçok zarar meydana geldiği, müvekkil sigorta şirketi tarafından hasar gören binaya dair ekspertiz raporu ile tespit edilen hasar miktarını ekte sunmuş olduğu banka dekontundan da görüleceği üzere banka kanalıyla sigortalıya ödendiği ve 23.09.2020 tarihinde 220.712,49 TL zararı karşılandığı, sigorta şirketi dava şartı olan zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğu, ancak anlaşma sağlanamadığı belirtilerek davanın kabulüne, dava sonuna kadar davalılar adına kayıtlı tüm taşınır ve taşınmazların kaydı üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, davalıların İnegöl İcra Müdürlüğü’nün 2021/3400 E. sayılı icra takibine haksız itirazlarının iptali ile takibin kaldığı yerden tüm ferileri ile birlikte devamına, haksız itiraz nedeni ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde iş bu davanın TTK md. 1472 “Halefiyet İlkesi” gereği açıldığı beyan edilmiş olup, davacının halefiyet ve diğer iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla ilgili madde gereğince, somut olayda, davacı … A.Ş.nin sigortalısı ile müvekkiller arasında zarara uğrayan taşınmazın kiralanmasına ilişkin kira sözleşmesi mevcut olup, uyuşmazlığın temelde kira akdinden kaynaklandığı, buna göre Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarihli kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, poliçeden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu dâvası için de söz konusudur” şeklinde vurgulandığı, H.M.K.’ nın 4. Maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevini düzenlemiş olup, bu maddeye göre, mahkemece, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği dikkate alınarak, 6100 sayılı HMK 114/c maddesi delaletiyle aynı Yasanın 115/2.maddesi gereğince mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, ayrıca taşınmaz “….adresinde bulunması sebebiyle yetkili ve görevli mahkeme İnegöl Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu, esasa ilişkin olarak ise, yangının çıkış sebebi itifaiye raporu ile belirlenmediği, yangın nedenine ilişkin davacı sigorta şirketi tarafından yapılan ekspertiz incelemesinin kabulü mümkün olmadığı, müvekkil tarafından kira sözleşmesi ve mevzuat kapsamında gerekli tüm yükümlülükler yerine getirildiği, yangının çıkış nedeni ile müvekkillerin yükümlükleri arasında illiyet bağı bulunmadığı, sigorta şirketi tarafından tespit edilen zarar afaki olup, gerçek ile uyarlı olmadığı, dava dışı kiracılara davanın ihbar edilmesini talep ettiklerini, alacak likit olmayıp, yargılamaya muhtaçtır.davacı icra takibinde kötüniyetli olup, kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, temerrüt koşulları oluşmadığından, takip talebi ile talep edilen faize itiraz ettiklerini belirterek davacının ihtiyati tedbir taleplerinin reddine, İhbar talebinin kabulü ile davanın …. Şti. ‘ ne ihbar edilmesine, öncelikli olarak görev ve yetki itirazlarımızın kabulü ile davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise icra takibine, ödeme emrine, borca, borcun esasına, icra takibine dayanak yapılmış bulunan belgelere, dekontlara, raporlara, içeriklerine ve halefiyet hakkına, faize, faizin oranına, icra harç ve masraflarına ve takibin tüm fer’ ilerine karşı itirazlarımızın kabulü ile davanın esastan reddi ile takibin iptaline, davacı hakkında %20’de az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti yargılama giderleri ve harçların davacı aleyhine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, özel işyeri paket sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia edilen davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkin takibe itirazın iptali davasıdır.
HMK’nın 114/1-c maddesine göre “mahkemenin görevli olması” dava şartıdır. Aynı Kanun’un 115/1 maddesine göre mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Aynı maddenin 2 nolu bendine göre ise mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Diğer taraftan Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3. maddesi uyarınca iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ticari davalar sayılmış, 5. maddesinde de ticari davalara Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılacağı belirtilmiştir. 4. madde hükmüne göre bir davanın ticari dava sayılması için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması (mutlak ticari dava) gerekir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Davacı sigorta şirketi, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınması gerekir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Buna göre her ne kadar sigortalı tacir olsa da celp edilen ticaret sicil kayıtları incelendiğinde, bina maliki olan davalıların tacir olmadığı, ayrıca davanın sigorta sözleşmesinden kaynaklanmadığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 4-a maddesinde, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği yasal düzenlemesi karşısında, somut olayda, bina malikleri olan davalıların, “Süleymaniye Mah. Mimarsinan Cad. No: 76 İnegöl/Bursa” adresinde bulunan mülklerini 01.12.2018 tarihli kira sözleşmesi ile sigortalı ….San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘ ne kiraya verdikleri, takibe konu alacağın da, 18.08.2020 tarihinde kiraya konu binada meydana gelen yangın nedeniyle zarardan kaynaklı sigortalı ….Ürün. Sav. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia edilen davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkin takibe itirazın iptali davası olup, davacının Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. Maddesinde düzenlenen halefiyet ilkesi gereği açtığı davada, sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınması gerektiği, bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın Sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkememizce dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme SULH HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili İNEGÖL NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi 01/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır