Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1060 E. 2022/462 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1060 Esas – 2022/462
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :2021/1060
KARAR NO :2022/462

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR :1-… –

VEKİLİ : Av.
DAVALI : …TAAHHÜT, YAPI MALZEMELERİ, GIDA ÜRÜNLERİ, ÇEYİZLİK EŞYA, HALI, MOBİLYA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ. –
VEKİLİ :Av.
DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/02/2021
KARAR TARİHİ : 11/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/05/2022
Öncesinde Karacabey Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/10/2021 tarihli 2021/esas 2021/ sayılı gönderme kararı ile mahkememize gönderilen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri adına 31.10.2017 tarih ve 25.000,00 TL tutarlı çek bedelinin tahsili için Karacabey İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı yanın 25.000,00 TL tutarındaki asıl alacak tutarı olan çek bedelini ödemesine karşın takibin ferilerine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve İcra Müdürlüğünce takibin durmasına karar verildiğini, takibe konu alacağın İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… E-2019/340 K sayılı kıymetli evrakın iptali kararına konu edilen, müvekkilinin elinde kaybolduğunu ve müvekkilinin hak sahibi olduğu tespit edilmesine rağmen ödenmeyen çek bedelinden kaynaklandığını, borçlu vekili itiraz dilekçesinde dava sürecinden müvekkilinin haberdar edilmediğini, dava neticesinden bilgilendirilmediğini, kararın ibrazı ile ödemenin yapılması gibi bir talepte bulunulmadığından bahisle vekâlet ücreti ve icra giderleri gibi takibin ferilerine yapmış olduğu itirazın yersiz olduğunu, takip dayanağı İzmir 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… E. sayılı dosya gerekçeli kararında belirtildiği üzere iptali talep edilen çeklerin müvekkillerine ait işyerinde meydana gelen hırsızlık neticesinde zayi olduğunu, 3 defa ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, söz konusu ilanlara rağmen ibraz edilmeyen çek bedelinin davalı tarafından ödenmediğinden icra takibi yoluyla tahsilinin zorunlu hale geldiğini, takibe konu edilen alacağın icra takibi başlatıldıktan sonra ödenmiş olması nedeniyle takipten kaynaklanan ferilerinden de borçlu sorumlu olduğunu, vadesi geçtiği halde ve çekin zayi olduğu ilanına rağmen ödeme yapmayarak takibin başlatılmasına sebep olan davalı borçlunun asıl alacakla birlikte vekalet ücreti tahsil harcı ve icra masraflarını ödemesi gerekirken asıl alacak tutarını ödeyerek takibin tüm ferilerine kötü niyetle yaptığı itirazın iptali gerektiğini, davalı borçlunun haksız ve dayanaksız takibin ferilerine ilişkin kısmi itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada taraf ehliyetine itirazları bulunduğunu, dava dilekçesinden de tespit edilebileceği üzere 3 tane hamil sıfatı ile davacı bulunduğunu, kıymetli evrakın 1 adet yasal hamili bulunabileceğinden bu hamil tespit edilmesi gerektiğini ve diğer iki hamil olmayan şahıs açısından davanın reddedilmesi ve dava ehliyeti bulunmayan iki davacıdan taraflarına ödenmek üzere yargılama gideri ve vekalet ücreti ödemeye mahkum edilmesi gerektiğini, bu kapsamda 3 davacının aynı anda dava ehliyeti bulunmayacağından bu hususta itirazlarının dikkate alınmasını talep ettiklerini, yetkili hamil hususunun İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… Es. Sayılı dosyasından da anlaşılamadığını, hak sahibi tespiti yapılırken çekin ciro edilip edilmediğinin de tespit edilmesi gerektiğini, bu kapsamda çekin halihazırda kim olduğu belli olmayan hak sahibinin eline ciro sebebiyle geçmişse müvekkiline karşı herhangi bir dava ve talep hakkı da söz konusu olmayacağını, davacının hamil müvekkili tarafından keşide edilen çeki kaybettiğini iddia ederek İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… esas sayılı dava dosyasından iptal kararı aldığını, bu kararı da müvekkil şirkete herhangi bir ihbar ve bildirimde bulunmadan ilamsız icra takibine dayanak ettiğini, müvekkili şirketin Karacabey … Şubesinde çek ödemeleri için yeterli miktarda bakiyeyi hazır tutmasına rağmen çeki kaybeden ve bu kapsamda kusurlu olan davacı müvekkilinden temerrüt olgusu gerçekleşmeden çek bedeli dışında herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunamayacağını, müvekkilinin davanın kendisine ihbar edilse ilgili bedeli ödeyecek durumda olmasına ve belirtildiği üzere bankada çek bedelini tutmasına rağmen temerrüt olgusu oluşmadan açılan icra takibi kötü niyetli olup bu kapsamda davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, zaten müvekkilinin sorumlu olduğu çek bedelinin ödendiği de dikkate alınması gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise dava dilekçesinde icra takibinde talep edilmiş olsa bile takip öncesi faiz talep edilmediğine de dikkat edilmesini talep etmekte olduğunu belirterek davacıların dava ehliyetine ilişkin itirazları da dikkate alınarak haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilerek yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacılara tahmiline karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; Karacabey icra dairesinin 2020/… esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından vekalet ücretine ilişkin yapılan itirazın iptaline ilişkin yasal koşulların oluşup oluşmadığına ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce davacı vekiline açıklayıcı beyanda bulunmak üzere süre verilmesine karar verildiği ve davacı vekilinin 01/03/2022 tarihli dilekçesi ile beyanda bulunduğu anlaşıldı. Davacı vekili beyanında; taraflarınca 31.10.2017 tarihli ve 25.000,00-TL tutarlı çek bedelinin tahsili amacıyla Karacabey İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. sayılı dosyası ile davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, ancak davalı yanın; söz konusu İcra takibinde asıl alacak tutarı olan 25.000,00-TL değerindeki çek bedelini ödemesine karşın takibin fer’ilerine (vekalet ücreti, tahsil harcı, takip sonrası faiz, masraf vs fer’ ileri) karşı haksız ve kötü niyetli olarak itirazda bulunmuş, takibin durmasına neden olduğunu, bu nedene davalı borçlu tarafından yapılan işbu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile davaya konu icra takibine devam edilebilmesi adına taraflarınca huzurdaki davanın ikame edilmesi zorunluluğu hâsıl olduğunu, takibe konu alacak, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… esas 2019/340 K. sayılı “Kıymetli Evrakın İptali” kararı ile müvekkilin elinde kaybolduğu ve müvekkil hak sahibi olduğu tespit edilmesine rağmen ödenmeyen çek bedelinden kaynaklanmakta olduğunu, takip dayanağı olan İzmir Mahkemesinin 2017/… E. sayılı dosyasından verilen gerekçeli karar ile de sabit olduğu tespit edilmesine rağmen ödenmeyen çek bedelinden kaynaklanmakta olduğunu, takip dayanağı olan İzmir Mahkemesinin 2017/… E. sayılı dosyasından verilen gerekçeli karar ile de sabit olduğu üzere iptali talep edilen çekin davacılara ait işyerinde meydana gelen hırsızlık neticesinde zayi olduğunu, ticaret sicil gazetesinde 3 kez ilan edildiğini, ilanlara rağmen davaya konu çek bedeli davalı tarafından ödenmemiş, bu nedenle davalı tarafın, takibe konu edilen asıl alacağa işbu icra takibinin başlatılmasından sonra ödediğinden itirazda bulunduğu takibin fer ‘ileri açışından da sorumlu olduğunun izahtan vareste olduğunu, ayrıca huzurdaki davada davalı yan tarafından ileri sürüldüğü üzere; takibe konu çekin iptaline dair ikame olunan davanın İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… E. sayılı dosyası ile kendisine ihbar edilmemiş olması sebebiyle somut olayda temerrüt halinin oluşmadığı ve bu sebeple aleyhinde başlatılan takibin usul ve yasaya aykırı olduğu şeklindeki iddialar da somut ve hukuki dayanaktan yoksun olup taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, zira takibe konu çekin, müvekkilinin iş yerinde meydana gelen hırsızlık sonucu zayi olduğundan ticaret sicil gazetesinde üçer ay arayla 3 kez ilan edildiğini, yine takibe konu çekin iptaline dair yürütülen yargılama aşamasında tüm bankalara bilgi yazısı gönderildiğini, çek bedelinin bloke edildiğine dair yazı yanıtı alınmadığını, kaldı ki somut olayda tacir olan davalının, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü olduğu ve bu yükümlülük uyarınca vadesi gelen çekin neden ödenmediği veya tahsil edilmediği hususunu araştırması gerektiği aşikâr olduğunu, buna karşın dosya içerisinde mevcut banka hesap hareketlerinden de anlaşılacağı üzere davalı yanın aksine bu durumu fırsat bilerek bankada hazır bulundurduğu çek bedelini derhal hesaptan çektiğini ve başka yerlere sarf ettiğini, dolayısıyla davalının, huzurdaki davada alenen kötü niyetli hareket ettiğinin açıkça ortada olduğunu, baştan beri izah olunduğu üzere; huzurdaki davada öngöremediği bir durum nedeniyle -işyerinde meydana gelen hırsızlık- mağdur olan ve hiçbir kusuru bulunmayan esasen davacı müvekkilleri olduğunu, buna karşın davacı müvekkiller tarafından, çekin çalındığı fark edilir edilmez yasal süresi içinde gerekli davanın ikame edildiğini, ve gerekli ilan yükümlülüğünün yerine getirildiğini, bu sebeple huzurdaki davada davacı müvekkillerinin alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla kötü niyetli şekilde hareket eden ve üzerine düşen basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı tutum ve davranışlarda bulunan esasen davalı olup, haklı davanın kabulü ile birlikte davaya konu icra takibinin devamına karar verilmesi gerektiğini belirterek davalı yan tarafından, davaya konu icra takibinde takibin fer ‘ilerine karşı yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, huzurdaki davada haksız ve kötü niyetli olan davalı hakkında icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davalının davaya konu çeke ilişkin olarak davacının beyanlarının aksine yapmakla sorumlu olduğu tek hususun çek bedelini ibraz süresince hesapta bulundurmak olduğu, davalının dava kendisine ihbar edilse ilgili bedeli ödeyecek durumda olmasına ve belirtildiği üzere bankada çek bedelini tutmasına rağmen temerrüt olgusu oluşmadan açılan icra takibinin kötü niyetli olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 59,30.-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 21,40.-TL harcın davacıdan alınarak, HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 3.000,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00.-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde, HMK’nun 341/2 maddesi gereğince miktar itibari ile kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/04/2022

Katip .
e-imza

Hakim .
e-imza