Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/106 E. 2022/1133 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/106 Esas
KARAR NO : 2022/1133

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … (TC. …)
2- … (TC. …)
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … (TC. …) …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/02/2021
KARAR TARİHİ : 03/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15.03.2019 günü 16.03.2019 gününe bağlayan gece saat 04.00 sıralarında davalı …’e ait 16 … 69 plakalı mercedes Vito marka aracı ile Mudanya’dan Bursa istikametine doğru seyir halinde iken Bursa Korupark Avm lambaları batçığı çıkışında müvekkilleri …’ın annesi, …’nın kızı müteveffa …’ya çarpması sonucu ölümlü trafik kazası meydana gelmesine sebep olduğunu, müteveffa … olay günü olay yerinde vefat ettiğini, söz konusu trafik kazası ile ilgili müvekkillerizşz davalı …’den şikayetçi olmuş ve Bursa 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/621 esas sayılı dosyası ile davalı … hakkında taksirle ölüme sebebiyet vermekten ceza davası açılmış ve dava halen daha derdest olduğunu, bu ölümü trafik kazasının meydana gelmesi esnasında hem alkolü hemde yasal hız sınırlarının üstünde bir hızla araba kullandığı gerek ifadelerden gerekse de ceza dosyasında bilirkişi raporunda sabit olduğu üzere gerekli dikkat ve özeni göstermemiş olduğunu, davalı … bu olayda tam ve ağır kusurlu olduğunu, yaşanan olay sebebi ile müvekkilleri destekten yoksun kaldıklarını, 17.08.1996 doğumlu müvekkili … vefat eden annesi ile birlikte yaşamakta ve üniversitesi öğrencisi olup onun desteğinden yoksun kaldığını, iş bu sebeple müvekkili … yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talep etme zorunluluğunun olduğunu, 20.02.1943 doğumlu müvekkili … da vefat eden kızı … ile, evleri arka arkaya olup, babasına maddi manevi anlamda destek olmuş olduğunu, yaşanan bu vefat olayından ötürü müvekkili Necati Ankara’nın kızının desteğinden yoksun kaldığını, ayrıca yaşanan bu elim kazadan dolayı annesi vefat eden müvekkili …’ın kimsesiz kaldığını, annesi ile babası boşanmış olduğundan annesi ile birlikte yaşamakta olduğunu, annesiz kalan müvekkili büyük bir üzüntü içinde olup, bir an acısını hafifletmek adına 100.000,00-TL manevi tazminat talep ettiklerini, aynı şekilde kızını kaybeden müvekkili … içinde evlat acısını hafifletmek adına 100.000,00-TL manevi tazminat talebinde bulunduklarını, müvekkilleri hak kaybına uğramaması adına …’ın kazaya karışan 16 … 69 plakalı aracı/araçları ile taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, ayrıca müvekkilleri lehine dava ederken, ileride hükmedilecek tazminat alacaklarında dikkate alınmak üzere TBK md. 76 gereği her biri için ayrı ayrı 10.000,00’er TL geçici ödeme yapılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, anılan bu sebeplerle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile; ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, her kalemde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre vefat sebebi ile oluşan maddi tazminat (destekten yoksun kalmadan kaynaklı) tutarı belirlenerek şimdilik her bir davacı/vekil eden için ayrı ayrı 100,00 TL’nin her iki davalıdan tahsiline karar verilmesini ve sürücü/malik yönünden olay tarihinden; sigorta şirketi yönünden sigorta limitini aşmamak ve poliçe ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi, yargılama giderleri avukatlık ücretiyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılara ödetilmesine, sürücü/ruhsat sahibi olan davalı …’den her bir vekil edenim için ayrı ayrı 100.000,00’er TL’sı manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekaleti ücretin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Motorlu araç kazalarından doğan maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak zamanaşımı konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan madde gereği, davanın zamanaşımı süreleri geçtikten sonra açılmış olduğundan davanın reddi gerektiğini, esasa ilişkin ise; müteveffanın desteğinden yoksun kalan davacılar için müvekkili şirket tarafından 3.522,00-TL tutarında destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi ile davacıların maddi zararı karşılandığını, iş bu ödeme ile müvekkili şirketin sorumluluğu sona ermiş olup, huzurdaki haksız davanın müvekkili şirket yönünden reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olacağını, dosyada mübrez kusur oranlarını gösterdiği ileri sürülen raporların hiçbiri mahkemeniz kararına dayanak teşkil edebilecek nitelikte olmayıp, en doğru ve geçerli tespitin yapılabilmesi için hem Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunlululuk arz ettiğini, sayın mahkemeniz nezdinde görülen işbu davada ispat külfeti davacılarda bulunmakta olup, 6100 Sayılı HMK’nun 190. Maddesi gereği, müteveffanın, davacılara “destek” olduğu hususunun ispatlanmasının zaruri olduğunu, buna göre destekten yoksun kama tazminatı talep edenlerin, müteveffanın kendilerine destek olduğunu ispat etmekle mükellef olduğunu, zira destek kavramı ile mirasçılık kavramları birbirinden farklı olup, salt mirasçısı sıfatını haiz olmak, müteveffanın destek sıfatını haiz olduğu anlamına gelmediğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, zararın tespiti için; davacı tarafından elde edilen kazanımların belirlenmesi ve aleyhe hüküm kurulacak olması halinde bu kazanımların belirlenecek tazminattan indirilmesi gerektiğini, bu kapsamda tazminat hesabı da uzmanlık gerektirdiğinden, hazine müşteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzmanı seçilerek anılan hesaplamalar yaptırılmalı, bu konuda uzman olmayan hukukçulara bu görev tevzi edilmemesi gerektiğini, davacı yanın dava dilekçesinde tazminata hükmedilmesi halinde hükmedilecek tazminat tutarına avans faizi işletilmesi talebi hukuki dayanaktan yoksun ve isabetsiz olduğunu, anılan bu sebeplerle, öncelikle zamanaşımı def’inin ve usuli itirazların dikkate alınarak, davanın reddine, Kusur durumunun tespiti için, Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden ve Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasına, tazminat oranı ve miktarının tespiti için, yukarıdaki hususlar tamamlandığında Hazine Müsteşarlığı Aktüerler Sicili’ne kayıtlı aktüer bilirkişiden rapor alınarak gerçek zararın tespit ettirilmesine, davanın ikame edilmesine sebep olunmadığından harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı itirazları doğrultusunda davanın reddini talep ettikleri, huzurdaki davanın hukuki yarar yokuluğu nedeniyle red edilmesi gerektiğini, davalı müvekkile ait ve yine davalı müvekkil sevk ve idaresinde bulunan 16 LNS 69 plaka sayılı aracın 16.03.2019 tarihinde karışmış olduğu ölümlü trafik kazası meydana gelmiş olduğunu, davaya konu kazada müvekkil tarafa atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, bu nedenle de davacıların talepleri ispata muhtaç olduğundan reddi gerektiğini, dava konusunun temelini teşkil eden kaza müteveffa …’nın kusuru ile meydana gelmiş olup, işbu kazaya ilişkin davalı müvekkilin herhangi bir kusuru bulunmadığından, tazmin yükümlülükleri de bulunmadığını, meydana gelen kazada müteveffa …; Bursa Korupark AVM lambaları batçığı çıkışında yaya yoluna kapalı bulunan alanda ve yine karşıdan karşıya yaya olarak geçilmesinin mümkün olmadığı bir alanda gece kollarını iki yana açmış bir şekilde durur iken ve üzerinde siyah koyu renk kıyafetler ile yani görüş imkanını düşük olduğu bir zamanda kazanın meydana geldiğini, yine müteveffanın yapılan otopsisinde ziyadesiyle alkollü olduğu da belirtildiği, yani müteveffa … hiç bir şekilde yolu kontrol etmediği gibi yine yayalara kapalı bulunan bir alanda kollarını açmış vaziyette adeta intihar eder şekilde hem kendisini hem de trafiği tehlikeye atmış ve kazanın meydana gelmesine asli kusuruyla sebebiyet vermiş olduğunu, meydana gelen kazada; güvenli geçiş kurallarına uymamış; KTK 68/b-3 ‘te düzenlenmiş olan; “Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır.” maddesi ve KTK 68/c düzenlenmiş bulunan; “yaya yollarında, geçitlerde veya zorunlu hallerde taşıt yolu üzerinde bulunan yayaların, trafiği engelleyecek veya tehlikeye düşürecek şekilde davranışlarda bulunmaları veya buraları saygısızca kullanmaları yasaktır.” maddelerini ihlal etmek sureti ile kazanın meydana gelmesine asli kusuru ile sebebiyet vermiş olduğunu, Trafik Kazası Tespit Tutanağı’ndaki aleyhe olan beyanları kabul etmemekle beraber müteveffa …’nın kural ihlalinde bulunmuş olduğu 16.03.2019 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı ile de sabit olduğunu, Bursa 26. Asliye Mahkemesi 2019/621 E sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunu da kabul etmediklerini, henüz karar verilmemiş olup yargılamanın devam etmekte olduğunu, yine huzurdaki davada ispat külfeti davacılarda olduğundan müteveffa …’nın talepte bulunan davacılara hangi oranda ve nasıl destek olduğunun ispatlanması da gerektiğini, müteveffa kaza tarihinde uzun yıllar sonra yeni ceza evinden tahliye olduğunun öğrenilmiş olup, taraflara nasıl bir destek olduğunun ispatı izahtan vareste olduğunu, yine davacı …’ın müteveffa annesi ile birlikte yaşadığı ve onun desteği ile geçimini sağladığı hususu da müteveffanın ceza evinde olduğu düşünüldüğünde ispata muhtaç olduğu gibi davacı … adına sunulan öğrenci belgesi de Sayın Mahkemenizce incelendiğinde görüleceği üzere, kaza tarihinden yaklaşık 1,5 yıl sonra kayıt yaptırılmış olup 1 sınıf öğrencisi olduğunu, tüm bunlarında davacı tarafın huzurdaki davaya zemin hazırlama çabasından başka birşey olmadığının göstergesi olup, davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu kaza tamamiyle müteveffa …’nın kusuru nedeniyle meydana geldiğini, bu nedenle de müvekkil tarafa atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, müteveffanın yolun ortasında ellerini iki yana açık olarak bulunması ve intihar etme eylimi içerisinde olması nedeniyle davaya konu kaza meydana gelmiş olup, tüm bu süreç içerisinde ziyadesiyle manen üzülen davalı müvekkil taraf olduğunu, bu şekilde bir kazaya karışması davalı müvekkili derinden sarsmış ve psikolojisini ziyadesiyle etkilemiş olup, davacıların manevi tazminat isteklerinin reddi gerektiğini, anılan bu sebeplerle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekaleti ücretin davacılara yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER; Kaza tespit tutanağı, poliçe ve hasar dosyası, sosyal ve ekonomik durum araştırması, SGK kayıtları, Bursa 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/621 Esas sayılı dosyası, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nin 01/12/2021 tarih, 53306942-101.02-2021/132478/16457 sayılı adli tıp raporu, 02/03/2022 tarihli Karayolları Fen Heyet raporu, 01/06/2022 tarihli Karayolları Fen Heyeti ek rapor ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; 15/03/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle, destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat istemi ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağına göre;
Kazanın oluş şekli; Trafik kaza tespit tutanağında; “Sürücü …’ in sevk ve
idaresindeki 16 … 69 plakalı aracı ile Mudanya yolu geliş Korupark batçık içinden orta şeritten Acemler
istikametine seyrederken batçık çıkışında orta şeritten yolun sağ tarafından gelip orta şeride geçip yolda
yürümekte olan yaya …’ ya aracının sağ ön kısımları ile çarpması ve çarptıktan sonra yayanın
yaklaşık 23 metre ileriye düşmesi neticesi tek araçlı maddi hasarlı ve ölümlü kaza meydana gelmiş olup yaya
…’ nın olay yerinde 112 nin verdiği bilgiye göre eks olması sonucu kaza meydana geldiği, kazanın oluşumunda maktül yaya …’nın 2918 sayılı kanununda yaya kusurlarından 68/1-a-2 maddesinde yayaların yürümesine ayrılmış kısımların kullanılmasının mümkün olmadığı veya bulunmadığı hallerde taşıt trafiğini tehlikeye düşürecek şekilde taşıt yolunda yürümek maddesini ihlal ettiği, aynı kazadaki sürücü …’in ise sürücülere ait kusurlarından 52/1-a maddesinde aracın hızını kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, tünellere, köprü ve menfezlere yaklaşırken azaltmamak maddesini ihlal ettiği belirtilmiştir.
Mahkememizce, Bursa 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/621 Esas sayılı dosyasının celp ve incelenmesinde, Trafik Uzmanı Bilirkişi …’dan alınan 14/12/2020 tarihli kusura ilişkin bilirkişi raporunda özetle; Müteveffa yaya …’ ın işletme hızı yüksek, üç şeritli ana arter yolun yaya
trafiğine bilhassa orta refüj kısmından demir bariyer ve tel çitlerle kapatılmış olan kısmından batı-doğu
yönünde geçiş yapmak niyetiyle yürüdüğü esnada üç şeritli yolun orta şeridine giriş yaptığı an itibariyle
Mudanya-Bursa Şehir Merkezi istikametine yolun orta şeridinde seyretmekte olan olaya konu 16 … 69
plakalı aracın ön kısımları ile kendisine şiddetli sayılabilecek ölçüde çarptığı, çarpma neticesinde olay
yerinde yapılan tespitlerle Müteveffa yayayı 23 metre ileri fırlattığı, yayanın kendisi açısından yasak olan yol
bölgesi sınırlarında çarpmaya maruz kaldığı, meydana gelen mevcut kazanın ana etken unsurunun yaya
ihlalinden kaynaklı olduğu mevcut tüm bilgi ve belgelerden anlaşılmış, bu sebeple yaya …’ nın
2918 S.K.T. Kanunu yaya kusurlarından 68/b maddesini (Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen
yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden
geçmeleri yasaktır) ihlal ettiği kanaatine varıldığı, 16 … 69 plakalı araç sürücüsü …’ in ise; 10 derece çıkış eğimi olan, azami hız limiti
50 km/hz olan üç şeritli ve toplam 10.5 metre yol genişliğine sahip geniş görüş açısı olan yolun orta şeridine
kadar yürümüş olan yayaya şiddetli sayılacak ölçüde ihmali ile çarptığı, kazanın gerçekleştiği alan içerisinde
her ne kadar öncelikli konumda ise de olay anında aracını sevk ve idare ederken yola yeterinde dikkatini
vermediği, ihlalinin neticesinde taşıt yolu üzerinde yaya olarak yürüyen yayaya çarptığı, bu sebeple sürücü
…’ in yukarıda belirtilen aynı kanunun sürücülere ait kusurlarından 52/1-b (Sürücüler
hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği
şartlara uydurmak zorundadırlar ) ve diğer kusurlardan 47/1-d maddesini (Trafik güvenliği ve düzeni ile
ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere “Dikkat ve özen
yükümlülüğü” ) ihlal ettiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bursa Adli Tıp Kurumu Kimyasal Tahliller İhtisas Dairesinin 21/05/2019 tarihli raporuna göre; maktül …’nın kanında 161 mg/dL, 1,161promil etanol bulunduğunu, kanda ve idrarda etanol metabolitlerinden etilglukuronid (Etg) ve etilsülfat (Ets) bulunduğu, alkollü olan kişinin ölümünün trafik kazası ile husulü mümkün künt genel beden travmasına bağlı kafatası kaide, omur, kaburga ve ekstremite kemikleri kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve beyin sapı hasarı, trakea, akciğer, karaciğer ve medulla spinalis (omurilik) yaralanması sonucu meydana geldiği, cesetteki morfolojik değişiklikler,muhtelif faktörlere göre farklılık göstermekle birlikte bulunduğu yer, mevsim şartları ve otopside tespit edilen bulgulara göre; kesin olmamakla birlikte ölümün otopsi tarihi olan 16/03/2019 günü, saat: 13:00’dan 6-24 saat önceki zaman dilimi içerisinde meydana gelmiş olabileceğinin belirtilmiştir.
Dosya içerisinde bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü alkol raporuna göre; şüpheli …’in 16/03/2019 tarihinde saat 05.13’te 0.26 promil alkollü olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce, dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek, kusur durumunun tespiti için rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nin 01/12/2021 tarih, 53306942-101.02-2021/132478/16457 sayılı adli tıp raporunda özetle; Olay mahalli tek yönlü yol olup dört şeritli ve 17 metre genişlikte cadde sınıfında olduğu, hava açık, zemin asfalt kaplama ve yüzeyi kuru, vakit gece, yatay güzergah düz ve düşey güzergah eğimsiz, azami hız limiti saatte 70 kilometre olan meskun mahal olduğu, dosya içerisinde olayın oluş şeklini ve olay yeri özelliklerini anlatır trafik kazası tespit tutanağı bulunmakta olduğu, davalı sürücünün 0,26 promil alkollü olduğu,çarpma noktasının orta şerit üzerinde olduğu, sürücü idaresindeki araca ait 22 metre fren izinin bulunduğu, çarpma noktasının 22 metre ilerisinde müteveffa yayanın ve bu yayanın son konumunun 26 metre ilerisinde davalı sürücü idaresindeki aracın son konumunu aldığı, mahalde oto korkuluğun bulunduğu kaza tespit tutanağında ve dosya içerisinde mevcut belgelerde belirtildiği, davalı sürücü … bilirkişi raporu içerisinde bulunan ifadesinde özetle; yemek esnasında az bir miktar alkol de aldığını, Vito marka aracıyla ve yine Bursa merkeze dönecek olan Ersel Turan isimli arkadaşla yola çıktığını, Korupark batçık çıkışı civarında geldiğimde orta şeritten yaklaşık 80 km/h ile seyir halindeyken aniden orta şeritte balçık çıkışında bir karaltı gördüğünü, elleri hacaya doğru kalkıktı bu kişiye çarpmamak için fren ile birlikte sol tarafa doğru manevra yaptım ancak kurtaramayarak bu şaha çarptığını belirttiği, 14.12.2020 tarihinde Bursa 26.Asliye Ceza Mahkemesi’ne tanzim edilen …’a ait bilirkişi raporu görüldüğü, tüm dosya kapsamı, davalı ifadesi, kaza tespit tutanağı, bilirkişi raporu ve dosya içerisindeki tüm veriler bir bütün halinde incelendiğinde, olayın meydana geliş şekli, mahal şartları bir bütün halinde değerlendirildiğinde davalı sürücü …, sevk ve idaresindeki minibüsü ile seyri sırasında gece vakti yaya giriş-çıkışlarının demir bariyerlerle engellendiği yol bölümünde yolun sağından kaplamaya girip orta şeride gelen yayaya çarptığı olayda atfı kabil kusuru bulunmadığı, müteveffa yaya …, yayaların giriş-çıkışların demir bariyerlerle yasaklandığı yol bölümüne girmemesi, buna rağmen taşıt yolu üzerindeki araçların seyir durumlarını gözlemlemesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, yolun sağından kaplama girip kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü anlaşılmakla gerçekleşen olayda %100 (yüzde yüz) kusurlu olduğu
yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce, dosya içerisine daha önce mahkememizce aldırılan İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlenmiş 01/12/2021 tarihli kusur raporu ile, Bursa 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/621 Esas sayılı dosyasında alınan 14/12/2020 tarihli trafik uzmanı bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğundan çelişkinin giderilmesi için dosyanın Ankara Nöbetçi ATM’ye gönderilerek Karayolları Fen Heyetinden Seçilecek 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdii ile kazada hangi tarafın kusurunun bulunduğu hususlarında çelişkiyi giderir biçimde ayrıntılı olarak ve teknik veriler içerir rapor düzenlenmesine karar verildiği, bu hususta Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazıldığı, ve Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/48 Talimat sayılı dosyası ile, bilirkişi heyetinin raporunu dosyaya ibraz ettiği görülmüştür.
02/03/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Yaya …, yolu karşıdan karşıya geçmeden önce yayalar için yaya geçidi, okul geçidi ya da kavşak giriş ve çıkışlarının olmadığı bir yer olduğunu düşünerek, sol tarafından akan trafiği dikkate alması, trafiğin yoğunluğu geçmesine müsait değilse yolu karşıdan karşıya yaya okul geçidi, kavşak giriş ve çıkışlarının bulunduğu bir yerden yapması, ya da yolu karşıdan karşıya geçerken yaklaşan davalı 16 … 69 plakalı aracın kendisine olan hızını ve mesafesini tahmin ederek, taşıt yoluna çıkmaması, ilk geçiş hakkını 16 … 69 plakalı araca vermesi ve taşıt trafiği boşaldıktan sonra yolunu karşıdan karşıya geçmesi gerekirken, aksine hareketle gece vakti yayaların geçmesine uygun olmayan yol kesiminde yolu karşıdan karşıya geçmek istemesi ile olayın hazırlanması ve vukuuna neden olduğu anlaşıldığından, müteveffa yaya …’nın, olayın meydana gelmesinde %100 oranında tamamen kusurlu olduğu, sürücü …, yönetimindeki araç ile Mudanya yönünden Bursa şehir merkezi yönünde orta şeritte gecenin vakti halinde iken, yayanın yol üzerindeki hareketini gördüğünde, yayaya çarpmamak için 22 m. fren tedbiri ile birlikte direksiyon tedbiri aldığı, ancak çarpmayı önleyemediği olayda trafik kurallarına aykırı bir hareketi görülmediğinden, olayda kusursuz bulunduğu, aracın fren izi dikkate alındığında, yapılan hesaplamada aracın hızının olay mahallinde belirlenen meskun mahal hız sınırları içerisinde olduğu anlaşıldığından, Trafik Kazası Tespit Tutanağını düzenleyen görevlilerce ve bilirkişi … tarafından …’e hızdan dolayı verdikleri kusur gerekçesine ve verdikleri kusura iştirak edilmemiş olup, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi bilirkişi kurulu tarafından verilen 01.12.2021 tarihli raporda belirtilen kanaate iştirak edildiği, ayrıca; sürücünün olay sonrası yapılan ölçümünde 0.26 promil alkollü olduğu tespit edildiği, kaza saati ile ölçüm saati dikkate alındığında sürücünün kaza anındaki alkol düzeyinin 0.36 promil olduğu hesaplandığı, bu miktar alkol yönetmelikte müsaade edilen 0.50 promil düzeyin altında olduğu, alkolün sürücüler üzerindeki etkisi konusu nöroloji uzmanlarının konusu olmakla birlikte bu miktar alkolün sürücünün güvenli sürüşünü etkileyecek düzeyde olmayacağı değerlendirildiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce, dosyanın daha önceki Karayolları Trafik Fen Heyeti ile bir nörolog bilirkişiye tevdi ile, tüm dosya kapsamı dikkate alınmak suretiyle, kazanın alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti ile kusur durumunun belirlenmesine ilişkin ek rapor düzenlenmesine karar verildiği, verilmiştir.
01/06/2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; Dosyadaki bilgilerden, dava konusu kazanın 16.03.2019 günü saat 04.36 sıralarında meydana geldiği, saat 05.13’te yapılan ölçümde araç sürücüsü …’in 0.26 promil alkollü olduğunun ölçüldüğü anlaşıldığı, alkol sağlıklı bir yetişkinde kandan saatte 0.15 promil sabit hızla temizleneceği, buna göre yapılan hesaplama ile …’in kaza sırasında 0.26 + 0.09 = 0.35 promil alkollü olduğu hesaplandığı, alkol yine sağlıklı bir yetişkinde 0.20 promil kan düzeyinden itibaren etkisini göstermeye başlayacağı, 0.50 promil düzeyinden itibaren bu etki dışarıdan da fark edilebilir hale geleceği, alkol dikkati azaltır, kişiye kendine aşırı güven hissi verir, koordinasyonu bozar, refleksleri yavaşlatır, dış uyaranları algılamayı zorlaştıracağı, kan alkol düzeyi arttıkça uyku gelir, bir anestezi hali ortaya çıkacağı, alkol bütün bu etkileriyle kazaların ortaya çıkmasına neden olacağı, bununla birlikte, kazanın münhasıran bir kişinin alkollü olmasına bağlı olduğunu söyleyebilmek için, yalnızca o sürücünün güvenli sürüş yeteneğini bozacak derecede alkollü olması yeterli olmadığı, aynı zamanda alkollü sürücünün kazanın meydana gelmesinde tek başına (%100) kusurlu olması da gerektiği, dava konusu kazada, her ne kadar davalı taraf sürücüsü … alkollü ise de, kazanın ortaya çıkmasında etken olmuş başka dış faktörler (merhume yayanın asli kusurlu oluşu, …’in kusurlu bulunmayışı) bulunmakta olduğu, dolayısıyla, dava konusu kazanın münhasıran davalı taraf sürücüsü …’in alkollü olmasına bağlı olduğu söylenemeyeceği, müteveffa yaya …’nın olayda tam kusurlu olduğu, sürücü …’in olayda kusursuz olduğu, …’in alkollü olmasının münhasıran kazaya neden olduğunun söylenemeyeceği,
yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce, davacı vekilinin geçici ön ödeme talebi değerlendirilerek,”TBK’nın 76. maddesine göre, davacıların iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar ve ekonomik durumları da dikkate alınarak geçici ödeme isteminin kabulü ile, ileride hükmedilen tazminattan mahsup edilmek, tazminata hükmedilmemesi halinde yasal faizi ile birlikte geri verilmesine karar verilmek üzere davacı … için 10.000,00-TL ve … için 10.000,00-TL olmak üzere toplamda 20.000,00-TL geçici ödemenin davalılardan müteselsilen tahsili ile geçici ödemenin davacılara ödenmesine,” karar verilmişse de davalı … vekilinin itirazı üzerine yapılan değerlendirme sonucu, 30/06/2022 tarihli ara karar ile; ” Dosya kapsamında mevcut delil durumuna göre, davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının kabulü ile, mahkememizce verilen geçici ödemeye ilişkin ihtiyati tedbirin kaldırılarak varsa bu konuda davalı tarafça yapılan ödemenin yasal faizi ile birlikte davalı tarafa geri verilmesine,” dair karar verildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 16.03.2019 günü saat 04.36 sıralarında, Bursa ili, Nilüfer ilçesi, Nosap Balat mahallesinde, davalı … A.Ş.’ne ZMMS sigortası ile sigortalı ve davalı sürücü …’in yönetimindeki 16 … 10 plakalı araç ile Mudanya istikametinden Mudanya yolu caddesini takiben Acemler yönünde orta şeridi takiben seyir halinde iken, olay mahalline geldiğinde, taşıt yolu üzerinde yürümekte olan müteveffa yaya …’ya çarpması ile yaya …’nın ölümü ile sonuçlanan bir trafik kazasında mahkememizce alınan gerekçeli ve denetime elverişli raporlara göre kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …in kusurunun bulunmadığı, raporda da belirtildiği üzere, aracın frenleme izi dikkate alındığında, yapılan hesaplamada aracın hızının olay mahallinde belirlenen meskun mahal hız sınırları içerisinde olduğu anlaşıldığından, Trafik Kazası Tespit Tutanağını düzenleyen görevlilerce ve olayla ilgili olarak Bursa 16.Asliye Ceza Mahkemesine rapor sunan bilirkişi tarafından …’e hızdan dolayı verdikleri kusur gerekçesine ve verdikleri kusura iştirak edilmediği, ayrıca davalı …’in alkollü olmasının münhasıran kazaya neden olmadığının da tespit edildiği anlaşılmakla meydana gelen kazada kusuru bulunmayan davalı … aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davası ile sigortalının kusuru oranında sorumluluğu bulunan davalı … şirketi aleyhine açılan maddi tazminat davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi ve Manevi Tazminat Talebine yönelik davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 683,79-TL harçtan mahsubu ile, kalan 603,09-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak müştereken davalılara VERİLMESİNE,
4-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 10/3 uyarınca belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı … tarafından yapılan posta masrafına ilişkin 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
8-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/11/2022

Katip … e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır