Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1006 E. 2022/316 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
(Görevsizlik )
ESAS NO : 2021/1006 Esas
KARAR NO : 2022/316

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …(TC. …)
VEKİLİ : Av. … ….
DAVALI : …(TC. …) …
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 01/12/2021
KARAR TARİHİ : 24/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı taraf 16.09.2020 tarihinde müvekkili hakkında Bursa 18. İcra Dairesinde 2020/ …. numaralı dosyası ile icra takibi başlatmış olduğunu, müvekkili hakkında başlatılan haksız icra takibi sonucunda müvekkili cebr-i icra tehdidi altında bu borcu ödemek durumunda kalmış olduğunu, müvekkili ile davalı alacaklı arasında borç ilişkisi bulunmadığını, müvekkili işbu icra dosyasında borçlu olmamasına rağmen 06.08.2021 tarihinde haricen tahsil yoluyla borcu ödediğinden bu bedelin geri alınmasına ilişkin olarak işbu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, borç ilişkisi ciranta ile kurulmadığını, müvekkili işbu davaya konu senet borcunu senette de ismi mevcut davalı lehtar …’ya ödemiş olduğunu, ilk olarak 2.500 TL taksitle ödeme yapan müvekkili ödeme yaptığına dair belgeyi ekte sunduğunu, müvekkili borcu olan 2.500 TL’yi lehtar …’ ya hayvan (inek) satışı yaparak borcunu tamamen ödemiş olduğunu, müvekkili tüm borcu ödemiş fakat aradaki güven ilişkisi nedeniyle belge almadığından dolayı kanıtlayamadığını, ancak 2.500-TL’sini belgeyle ispat edebilmekte olduğunu, … işbu senedi kaybettiğini söyleyerek müvekkile ödediği tutarınca senedi geri vermediğini, bu hususta müvekkili iyi niyet sonucu ve borcu da ödemiş olduğundan dolayı senedin alınmasıyla ilgili bir işlem yapmamış olduğunu, bu olayların akabinde senet borcunu ödeyen müvekkili 16.09.2020 tarihinde icra takibi başlatılmış, alacaklıya senet ciro edilmiş olduğunu, ancak müvekkili aksini kabul etmemek kaydıyla kısmi şekilde ödediği göz önünde bulundurulduğunda müvekkili tekrar cebr-i icra tehdidi altına sokmaları hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, senedin kayıp olduğunu söyleyen … haksız, hileli ve hukuka aykırı şekilde senedi icra alacaklısına ciro etmiş olduğunu ve açılan icra takibi sonrasında müvekkili itiraz süresini kaçırmış ve karşılaştığı hacizler sebebiyle haksız yere bu borcu tekrardan ve faiziyle ödemek zorunda kalmış olduğunu, anılan bu sebeplerle; davanın kabülü ile müvekkili borçlu olmadığı halde cebri icra takibi neticesinde ödemek zorunda kaldığı 2.500-TL’nin (fazlasına ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla) ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte istirdatına, icra harç ve takip masraflarının davalıya yükletilmesine, vekâlet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalıya usulüne uygun yapılan tebligata rağmen, yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, bono bedelinin ödenmesi sonrasında, ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme nedeni ile geri istemine ilişkin ilişkindir.
HMK’nın 114/1-c maddesine göre “mahkemenin görevli olması” dava şartıdır. Aynı Kanun’un 115/1 maddesine göre mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Aynı maddenin 2 nolu bendine göre ise mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Diğer taraftan Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3. maddesi uyarınca iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ticari davalar sayılmış, 5. maddesinde de ticari davalara Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılacağı belirtilmiştir. 4. madde hükmüne göre bir davanın ticari dava sayılması için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması (mutlak ticari dava) gerekir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Somut olayda, dava, satışı yapılan hayvan karşılığında verildiği ileri sürülen bonoda yazılı bedel ödendikten sonra, senedin davalı tarafından takip alacaklısına ciro edilmesi sonucu yeniden ödenen bedelin, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki temel ilişki hayvan satım sözleşmesi olup, uyuşmazlık bonodan değil, hayvan satım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dosyaya celp edilen ticaret sicil kayıtlarına göre taraflar tacir olmadığı gibi, davada Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Sonuç olarak taraflar arasında uyuşmazlık kambiyo senedinden kaynaklanmayıp sebepsiz zenginleşme nedeniyle istirdat talep edildiğinden ve temel ilişki sözleşme ilişkisi olup, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkememizce dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dosyanın Görevli BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/03/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır