Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/972 E. 2021/389 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
(Görevsizlik Kararı)
ESAS NO : 2020/972 Esas
KARAR NO : 2021/389

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … …
VEKİLİ : Av. … ….UETS
DAVALI : …(TC. …) …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2020
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekilinin 09/12/2020 tarihli dava dilekçesini özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 01/09/2017 tarihinde Açık Satış Noktası Sözleşmesi tanzim edildiğini, bu sözleşme ile taraflar karşılıklı olarak çeşitli yükümlülükler altına girdiğini, müvekkili şirket tarafından sözleşme uyarınca yerine getirilmesi gereken yükümlülükler eksiksiz olarak yerine getirilmiş ve bu çerçevede davalıya 30.000,00-TL’lik nakit bazlı katkı sağladığını, davalı taraf bu sözleşmenin 2. Maddesi uyarınca ” müvekkili şirketin Bayi ve Distribütör vasıtasıyla dağıtımını yaptığı bira ürünlerini düzenli ve süreklilik arz ederecek şekilde satın almayı” 3. Maddesi uyarınca da ” müvekkili şirketin pazarlama, dağıtım ve satışını gerçekleştirdiği bira ürünlerinden 35.000-Litre ürünü müşterilerine satmayı” taahhüt ettiğini, ancak karşı taraf sözleşmeye aykırı olacak şekilde bu taaahhüdü yerine getirmediğini, işletmesini kapatarak müvekkilden mal almayı son verdiğini, karşı tarafın iletmesini kapattığı ve faaliyetine son verdiği bandırma Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/… D.İş sayılı dosyası ile yapılan keşif ve bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, müvekkili ile davalı arasında imzalanmış olan sözleşmenin 20. Maddesinde, işleticinin işletmeyi kısmen veya tamamen çalıştırmaması, devretmesi veya sözleşmede yazan hükümlerden birini ihlal etmesi gibi nedenlerle sözleşmenin feshine sebebiyet vermesi halinde katkının kendisine ödenmemiş kısımının talep hakkını yitireceği, kendisine ödenen katkı payının da ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte geri ödeneceği ve 50.000,00-TL cezai şartında davalı tarafından müvekkili şirkete ödeneceği hüküm altına alındığını, davalının sözleşmeye aykırı davranması sonucu, müvekkili tarafça Bursa 6. Noterliği’nin 03/09/2020 tarihli ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de söz konusu Açık Satış Noktası Sözleşmesinin feshedildiği belirtilerek müvekkili tarafından davalıya yapılan toplam 30.000,00-TL katı payı bedeli ile 50.000,00-TL ceza şart bedelinin avans faizi ile birlikte müvekkile ödenmesi gerektiği ihtar edilmesine rağmen davalı ihtarnameye hiçbir itirazda bulunmayarak, aleyhine, Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine itiraz ettiğini, anılan bu sebeplerle; davalı tarafın yapmış olduğu itirazın iptaline, takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekaleti ücretin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalıya usulüne uygun tebligata rağmen, davaya cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
GEREKÇE;
Dava; davacı şirket ile davalı arasında imzalanan Açık Satış Noktası Sözleşmesi’nin, davalı tarafça fesih edilmesinden kaynaklı, davacı şirket tarafından sözleşmeye istinaden davalıya verilen 30.000,00-TL katkı payının ve fesih nedeniyle 50.000,00-TL cezai şart miktarının, davalıdan tahsili amacıyla, aleyhine başlatılan Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasına yapılan takibe, itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı icra takip dosyasının uyap sistemi üzerinden incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 18/09/2020 tarihinde, 322,96-TL ihtar gideri, 1.084,60-TL Tespit Dava Masrafı, 1.450,00-TL Tespit Vekalet Ücreti, 50.000,00-TL Cezai Şartı, 30.000,00-TL Asıl alacak, 1,19,-TL İşlemiş faiz, 4,01-TL İşlemiş faiz, 5,36-TL İşlemiş faiz, 205,48-TL işlemiş faiz, 123,29-TL işlemiş faiz olmak üzere, toplam 83.196,89-TL miktar üzerinden, takip başlatıldığı, davalının ise 02/10/2020 tarihli itiraz dilekçesi ile takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce 17/12/2020 tarihinde Balıkesir Ticaret Odası’na müzekkere yazılarak, davalının tacir kaydı bulunup bulunmadığı bilgisi sorulmuş olup, 29/12/2020 tarihli müzekkere cevabında, davalı …’ın herhangi bir şahıs veya şirket kaydının bulunmadığı yönünde bilgi verdiği görülmüştür.
Mahkememizce, 04/03/2020 tarihinde, Balıkesir Bandırma Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak, davalının tacir olup olmadığının tespiti açısından 2017,2018,2019,2020 yıllarına ilişkin VUK 177/1,2,3 maddeleri uyarınca yıllık alım, satım gayri safi hasılat miktarlarına ilişkin beyannamenin celbi istenmiş olup, 16/03/2021 tarihli yazı cevabında, davalının 16/02/2017 tarihinden itibaren ….adresinde bar, meyhane ve birahanelerde içecek sunum faaliyetinden kayıtlı iken, …/01/2018 tarihinde işini terk ettiği hususları anlaşıldığına ilişkin cevap verilmiş olup, 2017-2018 yılı GV beyannamelerinin dosyamıza gönderildiği görülmüştür.
Davalıya ait Gelir İdaresi Başkanlığı 2017-2018 yılı vergi beyannamelerine ilişkin bilgilerin dosyaya ibraz edildiği, görülmüş olup, gerek davanın ticari dava olup olmadığı gerekse de tarafların tacir olup olmadığı hususunun netleştirilmesinin gerektiği, davacının tacir olup olmadığına ilişkin tereddüt bulunmamakla birlikte davalının tacir olup olmadığının değerlendirilmesinin gerektiği, bu hususta 2007/12362 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 1/a maddesinde “Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, bu düzenleme gereği VUK 177 inci maddesindeki vergi beyannamesinin verildiği yıllın yeniden değerleme oranına göre tahlil edilmesinin gerektiği, davalının alım satım işi dışındaki bir işte iştigal ettiği, bu sebeple VUK 177/2 inci maddesinin esas alınacağı, davacının 2018 yılına ait beyan ettiği dönem içinde elde edilen hasılat miktarının 6.975,00 TL olduğu, bu miktarın limitlerin çok altında kaldığı bu sebeple davalının tacir kabul edilmemesi gerektiği kanaatine ulaşılmış olup,
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; Asliye Ticaret Mahkeme’lerinin görevini belirleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanu’nun 5. Maddesinin 1. Fıkrası “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.” düzenlemesini getirmiştir. Ticari davaların neden ibaret olduğunu düzenleyen aynı yasanın 4. Maddesi 1. Fıkrası ise” Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda ve maddenin b,c,d,e,f, bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır düzenlemesini getirmiştir.
Somut olayda davalı taraf tacir olmayıp, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava olmadığı gibi taraflar arasındaki ihtilafın Ticaret Mahkemeleri’nin görevini belirleyen TTK’nın 4. Maddesinde sayılan işlerden olmadığı, açık satış sözleşmesinin aynı konuyla alakalı Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin onadığı 2016/… esas, 2016/… kararından anlaşılacağı üzere mutlak ticari dava niteliğindeki davalardan olmadığı anlaşılmakla bu hususla ilgili yargılama yapma görevi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olup mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde Görevli ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
HMK 331/2.madde gereğince; yargılama gideri harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren “2 hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu”açık olmak üzere tarafların yüzüne karşı yapılan inceleme sonunda karar verildi.27/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır