Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/969 E. 2020/749 K. 21.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/969
KARAR NO : 2020/749

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …

VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …

VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2020
KARAR TARİHİ : 21/12/2020
Öncesinde Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/469 Esas 2020/499 Karar sayılı dosyasında verilen görevsizlik kararı ile Mahkememizde açılan davanın açık muhakemesi sonunda ;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin çok yakın arkadaşı olan … aracılığıyla davalı ile tanıştığını, davalı … isimli şahsı da dolandırdığını, … tarafından da davalı hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesi verildiğini, davalı … ve arkadaşlarına birtakım arsa satmış olduğunu, …’e olan yakınlığını kullanıp aynı şekilde müvekkiline de yakın araziler gösterip, göstermiş olduğu arazilerin kendisine ait olduğunu, çok fazla borcu olduğunu bu sebeple elinden çıkartmak istediğini söylediğini, müvekkiline birtakım yerleri göstermiş olup, tapular çıktığında bu arsalara villa yapacağını, aldığı arsaların çok değer kazanacağı vaadiyle, kendisinin olduğunu iddia ettiği arsalardan 1000’er m2 olmak üzere 2 adet 500.000 TL olmak üzere elden nakden ödeme karşılığında satış gerçekleştirdiğini, müvekkilinin öncelikle … İNŞAAT GAYRİEMENKUL adına kayıtlı eve gelen haciz dolayısı ile 3 yıl öncesinden sattığı …’ı öğrendiğini ve AV. … tarafından yürütülen dolandırıcılık davasının ise halihazırda devam ettiğini, müvekkilinin daha sonra davalının attığı tapu örneğini incelediğini, üzerindeki bilgilerin aslına uygun olarak değiştirildiği ve kendi resmini yapıştırdığını anladığını, bunun üzerine kendisi ile konuşmaya karar verdiğini, konuştuklarında ise müvekkilinin iki gün boyunca ısrar etmesine rağmen, her aramasında özellikle tapu hakkında sorular sorduğunu fakat davalının kabul etmediğini, sonrasında müvekkilinin ısrarlarına dayanamadığını ve neden yaptım bilmiyorum ama size güvence vermem gerekiyordu bu yüzden böyle bir şey yaptım diyerek kabul ettiğini, ama yerlerin yine de kendisinin olduğunu başkasının planlama işine aracılık ettiğini ve onların bu yerleri kendine vereceğini, güvence olarak da müvekkilime noter üzerinden satış vaadi sözleşmesi yapacağını’ söylediğini, davalının her fırsatta borcu olduğunu söylediğini, müvekkilinin tüm iyi niyetiyle davalının borcunu ödemesini beklediğini, davalı yüksek dozda antidepresan kullandığını ve yüksek dozdaki ilaçların davalıda yaratmış olduğu ruh hali müvekkilini ve çevresini tedirgin ettiğini, açıklanan nedenlerle, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde belirtilmiş olduğu yer karşılığı davalıya ödenmiş olan bedelin müvekkiline dava kesinleştiği tarihteki satış bedelinin işlemiş faizi ile ödenmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir,
CEVAP :Uyuşmazlığın çözümünde, hukuki yarar kavramının tespit davasındaki alacağının ayrıca irdelenmesinin gerektiğini, davacının müvekkilinden aldığı senetlere karşı icra takibinde bulunduğunu, davacı tarafın elinde kambiyo senedi varken ve bunu alacak takibine konu etmişken, bu davayı açmasında hukuki çıkarı olmadığını, açılan davanın esasa girilmeksizin sunulan vakıalar değerlendirilip, hukuki nitelendirmeler de yapılarak davanın dava şartlarından olan hukuki yarar yokluğundan REDDİNİ talep etmiştir.
GEREKÇE :
19/12/2018 tarihli Resmi Gazete yayınlanarak yürürlüğe giren 30630 Sayılı Yasa ile Değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5.maddesine eklenen madde (3) Dava Şartı Arabuluculuk başlıklı, madde 5/A- (1) gereğince; bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartıdır.
Aynı yasa ile 6325 Sayılı Kanuna ek olarak getirilen Dava şartı Arabuluculuk başıklı madde 18/A-1-2 gereği; ”…. İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir….” başlıklı hükümleri uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak öngörülmüştür.
Davanın mahiyetinin; yasa maddesi ile getirilen tarafların arabuluculuk yolu ile üzerinde müzakere edip anlaşmaları mümkün bulunan bir miktar alacağa ilişkin olması nedeni ile yasa hükümlerinin özü itibari ile ticari arabuluculuğa tabi olması gerektiği mahkememizce değerlendirilmiş olup; davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6102 Sayılı TTK’nun 5/A maddesi, 6325 Sayılı Kanunun 18 (A) 1-2 maddesi gereği davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 54,40 TL maktu harcın peşin yatırılan 5.123,25.-TL harctan mahsubu ile hazineye irat kaydına, bakiye 5.068,75 TL harcın istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan gider avansının, kullanılmayan kısmının HMK 333.Md. Uyarınca, karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 7/2 uyarınca 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
Dair; 2 hafta içerisinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 21/12/2020

İş bu kararın gerekçesi 05/02/2021 tarihinde yazılmıştır.

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı