Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/966 E. 2020/707 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/966 Esas
KARAR NO : 2020/707

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … (TC:…)
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … … …

DAVA : Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 07/12/2020 tarihli dava dilekçesini özetle; müvekkili aleyhine Bursa 15. İcra Müdürlüğü’nün 2020/…. Esas sayılı icra takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu ödeme emrinin, müvekkiline 03/12/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, arabuluculuk süreci içerisinde icra dosyasının kesinleşeceğinden ve müvekkili aleyhine başlatılan haciz işlemlerinin kaçınılmaz olacağından, müvekkilinin zarara uğramaması için, icra işlem tehdidi kalmaması, mağduriyetinin önlenmesi için takip ve ödemelerin yargılama sonuna kadar durdurulması ve müvekkili tarafından dosyaya yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi için tedbir talep etme zorunluğu hasıl olduğunu, davalı taraf ile müvekkili arasında ki sözleşme, davalı tarafça müvekkilin ev sahibi olma hayaliyle gerçeğe aykırı beyanlarla kurulmuş olduğunu, davalı tarafın bu eylemleri sonucunda müvekkiline Kooperatif Üyelik Başvuru yaptırıldığını ancak aynı anda da sıralı senetler imzalatıldığını, sadece ortaklık başvurusu dilekçesinde ileriye dönük Kooperatif kararlarının kabulüne dair beyan dahi alınarak insanların ev sahibi olma hayalleri ile açık şekilde kullanıldığını, söz konusu dilekçede her ne kadar kooperatif ana sözleşmesi okutulduğuna dair madde bulunmakta ise de davalı Kooperatifçe kooperatife ait Ana Sözleşme müvekkiline okutulmadığı gibi ana sözleşme hakkında müvekkilinin aydınlatılmadığını, müvekkilinin ev sahibi olma hayali kullanılarak ortada var olmayan bir konu hakkında senetler imzalatıldığını, takibe konu senetler davalı ve müvekkili arasında taşınmaz yapımı ve teslimine dair teminat olarak verildiğini, sadece ortak talebi dilekçesi imzalatılarak senetler alındığını ve senetlere konu taşınmaz yapımı ile ilgili olarak aradan dört yıl geçmesine rağmen davalı tarafından yasal süresi dolmasına rağmen evlerin teslim edilmediği gibi inşaata dahi başlanmadığını, müvekkilinin söz konusu senetlerin henüz inşaata başlanmaması sebebiyle iadesini talep etmesi sonrasında yapılan şifahi görüşmelerde davalı taraf müvekkiline biraz daha beklemesini, yasal prosödürlerin sona erdirildiğini, inşaatın başlayacağını ve kısa sürede bitireceğini beyan ettiğini senet ödemelerine sonra da başlayabileceğini dile getirerek müvekkili senetlerin iadesinden vazgeçtiğini, ancak müvekkilin bu talebinin hemen sonrasında da takibe konu senetleri işleme koyduğunu ve müvekkili mağdur ettiğini, anılan bu sebeplerle; davaya konu senetlerin, davalıya boş halde verilmiş olması ve söz konusu senetlerin imza dışındaki vadelerinin vd. Unsurlarının alacaklı tarafça doldurulması, müvekkilinin ana sözleşmede yer alan şekilde ortaklık kabulüne dair işlemlerin davalı yanca yapılmamış olması ve senedin veriliş amacına konu taşınmaz alım ve yapım işleminin bugüne kadar gerçekleşmemesi ile davalı firma ticaret sicil kayıtlarından görüleceği üzere, bugüne kadar yasal yükümlülükleri gereği üyeleri davetle genel kurul yapılmamış olması, borcun aslında doğmadığı hususunda somut delillerinin bulunduğundan bu aşamada müvekkilinin telafisi güç zararlara uğramaması ve icrai işlem tehdidi altında kalmaması için teminatlı veya teminatsız olarak takip ve ödemelerin yargılama sonuna kadar tedbiren durdurulmasına, vade tarihleri davalı tarafça doldurulan senetlerden bir kısmının zaman aşımına uğraması sebebiyle kıymetli evrak vasfını yitirmiş olması sebepleriyle davanın kabulü ile müvekkilinin icra takibine konu senetlerden ve buna bağlı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine davalı aleyhine 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekaleti ücretin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE;
19/12/2018 tarihli Resmi Gazete yayınlanarak yürürlüğe giren 30630 Sayılı Yasa ile Değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5.maddesine eklenen madde (3) Dava Şartı Arabuluculuk başlıklı, madde 5/A- (1) gereğince; bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartıdır.
Aynı yasa ile 6325 Sayılı Kanuna ek olarak getirilen Dava şartı Arabuluculuk başıklı madde 18/A-1-2 gereği; ”…. İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir….” başlıklı hükümleri uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak öngörülmüş olup; davanın mahiyeti ve yasa maddesi ile getirilen tarafların arabuluculuk yolu ile üzerinde müzakere edip anlaşmaları mümkün bulunan bir miktar alacağa ilişkin olması nedeni ile yasa hükümlerinin özü itibari ile arabuluculuğa tabi olması gerektiği mahkememizce değerlendirilmiş olup; davacı yanca arabuluculuk yoluna başvurulmaksızın iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmakla, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6102 Sayılı TTK’nun 5/A maddesi, 6325 Sayılı Kanunun 18 (A) 1-2 maddesi gereği davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken maktu karar ve ilam harcının 54,40-TL harcın, peşin alınan 440,09-TL harçtan mahsubu ile, arta kalan 384,69-TL bakiyenin, kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacı yana İADESİNE,
3-Davacı vekilinin tedbir talebinin, mahkememizce 2020/960 Değişik İş Dosyası ile değerlendirilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır