Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/942 E. 2021/117 K. 08.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/942
KARAR NO : 2021/117

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … -TC Kimlik no-…
VEKİLİ : Av. … – ….UETS
DAVALI : … – … …
VEKİLİ :Av. … -….UETS
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2020
KARAR TARİHİ : 08/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2021
Öncesinde Bursa 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/.. esas 2020… sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilen Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı …’ın, 1982 yılında kurulan davalı aile şirketinin kurucu ortağı olduğunu, halen %25 pay sahibi olarak ortaklığını sürdürdüğünü, davalı şirkete ait bazı taşınmazların satış suretiyle ortaklarına devri kararları alınmış ve bir kısım taşınmazlar yönünden uygulanırken, davacıya devri kararlaştıran taşınmaz bu güne kadar devredilmediğini, davalı şirketin 07.04.2016 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında; ……Sokağında bulunan bahçe niteliğindeki tapuda… lik taşınmazın tamamının ortaklardan …’ın sahibi olduğu … Tarım Makina Madencilik Nakl. San. Ve Tic. Ltd. Şti’ne satışına karar verilirken; aynı mevkide bulunan… yüz ölçümlü bahçe nitelikli taşınmazın ortaklardan …’ın sahibi olduğu … Yapı Yatırımlar A.Ş.’ne; yine aynı mevkide bulunan 3540 ada, 108 parsel sayılı 31.909,96 m2 yüz ölçümlü bahçe nitelikli taşınmazın da davacı ortak …’a devrine karar verildiğini, bu karar gereğince; ortaklardan …ve … taşınmazlarını tapuda üzerine geçirmiş ve ancak davacı yine; şirket çıkarlarını düşünerek ve ortaklarına duyduğu güven ile taşınmazın tapuda devrini yapmadığını, daha sonra ortaklar arsında çıkan uyuşmazlıklar nedeniyle; 07.04.2016 tarihli 4 nolu .. kararı ; 16.01.2017 tarih 1 nolu YK kararı ile iptal edildiğini, iptal kararı nedeniyle davacının taşınmazın devrini alamadığını ve diğer iki ortak taşınmazları devir aldıklarını, şirket kayıtlarına göre; …’ın sahibi olduğu şirketin halen tapuda gösterilen defter değerini bile ödemediğini, diğer ortak …’ın ise; bir kısmını ödemediğini ve kalan kısmı yönünden şirkette borçlu durumunun devam ettiğini, bu duruma göre; aynı mevkide benzer nitelikte ve ölçümlerde taşınmazların YK kararına göre iki ortak tarafından şirket mülkiyetinden kişisel mülkiyetlerine geçirilmiş iken, davacının payına düşen ve hakkı olan taşınmazı sadece iyi niyetle şirket çıkarlarını düşünerek hareket ettiği için hakkını elde edemediğini, yine … sayısında tapuda kayıtlı olan 20.023,95 m2 yüz ölçümlü arsa niteliğindeki taşınmazın; davalı şirketin 05.08.2013 tarihli yönetim kurulu kararıyla; taşınmazın 1/2 ortaklardan …a; 1/4 bölümünün ortaklardan …’a satılmasına oy çokluğu ile kararlaştırıldığını, gerçekte ortakların pay durumlarına ve anlaşmalarına göre; 1/4 pay …’a bırakıldığını ve ancak .. ve …’a kendi aralarında harici satış yaparak…a taşınmazın 1/2 si devir edildiğini, davacı ortak YK üyesi olup (genel kurulda taşınmaz devir kararlarının YK’nun oy birliği ile alınmasına ilişkin kararına rağmen) kararda imzası bulunmadığını, iki ortağa devirlerin yapılmasından sonra; Balıkesir Asliye Hukuk Mahkemesinde yeni dava konusu yapılan taşınmazın 1/4 payı, davacı …’a aidiyeti kabul edilerek davalı şirket üzerinde bırakıldığını, taşınmazların pay satışı gerçek değerleri üzerinden değil; defter değeri üzerinden yapılmış olup, devir alan şirket ortakları satış bedellerini yatırdıktan sonra kar payı olarak geri aldıklarını, ortakların payları oranına ve yine ortakların önceki anlaşmalarına göre 1/4 oranı kabul edilerek paylaşıldığı ve ancak davacıya düşen payın devrinin yapılmamasının nedeninin, davacının iyi niyetli olarak şirketin bilançosunun bozulmasını önlemek ve şartnamelere göre ihalelere girmesini sağlamak için olduğunu, davacının, ortaklarına duyduğu güvenden dolayı bu konuda ayrıca bir güvence de almadığını, davacının iyi niyetli olarak, aile şirketindeki birlik ve beraberliğin sürdürülmesini de istediğini; bu bağlamda tapuların usule aykırı olarak devirlerine ilişkin dava açma yoluna gitmediğini, hukuken yolsuz tescil niteliğindeki iş bu işlemlere dava açma hakkını saklı tutmakta olan davacının, yegane amacının hakkı olan taşınmazlara kavuşmak ve aile huzuru ile şirket itibarını korumak olduğunu, ortak …’ın tamamıyla kötü niyetli olarak, ortakların önceki anlaşmalarına ve diğer şirket ortaklarının açık kabulüne rağmen, iş bu davanın konusu olan taşınmazın davacıya aidiyetini reddettiğini, …’ın davacının yeğeni olup; şirketteki hissesini kurucu ortak olan (davacının kardeşi) babası…’dan bedelsiz aldığını, kurucu ortağın da bu taşınmazın davacı …’a ait olduğu yönünde beyan ve kabulü bulunmasına karşın, ikinci nesil ortak olan oğlu, bunu kabul etmemekte ve hukuki boşluklardan yararlanarak şirketin tasfiyesini sağlayarak hiç hakkı olmayan davacıya ait taşınmazlardan pay alarak haksız çıkar sağlamaya çalışmakta olduğunu, Balıkesir’deki taşınmaz hakkında ortaklardan…ın”ortaklığın aynen taksimi” için dava açmış ve ancak tarafların onayı ile taşınmaz tapuda yapılan idari işlemlerle parsellere bölünerek tapuya tescilleri yapıldığını, rızaî paylaşım sonucunda; şirket adına kayıtlanan ve aslında davacıya ait olan taşınmazın konumuna ve değerine göre yüz ölçümü fazla tutulduğunu, bu bölümün davacıya aidiyeti diğer tüm ortaklarca kabul ve muvafakat edilmesine karşın, şirket tasfiyesi için dava açan ortak …’ın karşı çıkması nedeniyle idari işlem gerçekleştirilemediğini, gelinen aşamada davacının ortaklıktaki kar payına karşılık alması gereken iki taşınmazı, salt ikinci nesil ortak …’ın tutum ve davranışı nedeniyle alamadığını, ortak …’ın dışındaki ortakların davacının hakkına saygı duymakta ve mağdur edilmesini istemediklerini beyan etmiş, bu nedenlerle davalı adına kayıtlı; … Sokağında bulunan bahçe niteliğindeki tapuda … yüz ölçümlü bahçe nitelikli taşınmazın şirket adına olan tapusunun iptali ile davacı … adına tapuya tesciline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin davalı şirket tarafından haklı ve hukuka uygun görüldüğünden, davacı talebinin tümüyle kabul edilmekle ve kabule yetkileri olduğu da gözetilerek, davanın talep gibi kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Bursa 5.Asliye Hukuk Mahkemesince davacının davalı şirkette %25 pay sahibi olduğu, davalı şirketin 07/04/2016 tarihli yönetim kurulu toplantısında; … sayılı taşınmazın davacıya devrine karar verildiği, yine davalı şirketin yönetim kurulunun 16/01/2017 tarihli kararı ile; davacıya devrine karar verilen söz konusu taşınmaza ilişkin alınan kararın iptal edildiği, bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın anılan şirketin yönetim kurulu kararının ifasıyla ilgili olduğu, buna göre şirket hukuku hükümlerine göre çözülmesi gereken uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşıldı.
Davacı vekilinin 08/02/2021 tarihli beyan dilekçesi ile davadan feragat ettiğini, tarafların karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirdiği anlaşıldı.
Davalı vekilinin de 08/02/2021 tarihli dilekçesi ile davacı tarafın feragat dilekçesine bir diyecekleri olmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirdiği anlaşıldı.
Dosyanın incelenmesinde, davadan feragat eden davacı vekili Av….’nın vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu anlaşıldı.
6100 sayılı HMK’nın 307. ve devamı maddeleri uyarınca feragat; davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olup karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan, kayıtsız ve şartsız hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilen, kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğuran ve davaya son veren tek taraflı bir taraf işlemidir.
Bu nedenlerle; mahkememizce vaki feragat nedeni ile davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30.-TL harcın peşin yatırılan 44.062,52.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 44.003,22.-TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Taraflarca yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
4-Taraflarca yapılan giderlerin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 sayılı HMK’nın 333. Maddesi uyarınca davacı tarafa İADESİNE,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi. 08/02/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza