Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/928 E. 2021/242 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2020/928
KARAR NO : 2021/242
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … …UETS
DAVALI : … –

VEKİLLERİ : Av. … – …UETS
Av. … – ….UETS
DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
Öncesinde Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/…Esas 2020/…Karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilen davanın açık muhakemesi sonunda;
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından Bursa 2. İcra Müdürlüğünce hazırlanan 3. Haciz ihbarnamesinin 19/06/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, 3. Haciz ihbarnamesi ile dosya borçlusunun ödemesi gereken miktar olan 13.968,24 TL’nin zimmetinde sayıldığından bahsedildiğini, söz konusu dosyanın varlığından 19/06/2019 tarihinde tebliğ alınan 3. Haciz ihbarnamesi ile haberdar olunduğunu, 1. Ve 2. Haciz ihbarnamelerinin muhtara tebliğ edildiğini, söz konusu alacağın zimmetinde bulunmasından kaynaklanmadığını, dosya borçlusunun,… Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi olduğunu, müvekkilinin borçlu şirkete ait hisselerinin tamamını diğer ortak …’a devrettiğini, bu devir sonrasında şirketin tek kişilik limited şirket haline geldiğinin tescil edildiğini, bu nedenle menfi tespit davasının kabulüne, borçlu şirketin, müvekkili yönünden herhangi bir alacağının olmadığının tespitini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu icra takibine konulan çekin keşide tarihinin 31/05/2016 olduğunu, davacının şirket ortaklığından ayrıldığı iddia edilen 03/11/2016 tarihinden önce oyduğunu, dolayısıyla borcun davacının şirket ortaklığından ayrılmadan doğmuş olduğunu, borca konu olarak alınan mal/hizmetten bizzat davacının fayda sağladığını, 1.ve 2. haciz ihbarnamelerine itiraz etmeyen davacının haksız olarak dava açtığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava; dava dışı şahıs ile davalı arasındaki icra takibinden gönderilen haciz ihbarnamelerine itiraz edilmesi ve 3. Haciz ihbarnamesinin gönderilmesi üzerine davacının dava dışı takip borçlusuna borcunun bulunup bulunmadığı hususuna yönelik menfi tespit davasıdır.
Öncesinde Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/… Esas 2020/…Karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilen dosya mahkememizin 2020/…Esas 2020/… Karar sayısı ile görevsizlik kararı verilerek görev yerinin belirlenmesi için Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmiştir. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2020/…Esas 2020/…Karar sayılı kararı ile mahkememiz yargı yeri olarak belirlenmiştir.
Mahkememizce işbu karar ; haciz ihbarnamelerine karşı açılan menfi tespit davalarında Yargıtay’ın müstakar uygulamaları gereği genel mahkemelerin görevli olduğu ve münferit olarak çıkan dayanak karar esas alındığında, takip dışı üçüncü kişi ile hiç alakası olmayan , yalnızca alacaklı ve borçlu arasındaki takibin konusuna göre görev belirlendiği takdirde , bu menfi tespit davalarının aile mahkemelerinde yahut idare mahkemelerinde dahi görülebileceği, bunun da hem hukuk metodolojisi ve sistematiği içerisinde tutarlı olmadığı, hem de ihtisaslaşmanın önüne geçeceği gerekçeleri ile yerinde görülmese de, kararın bağlayıcılığı nedeniyle dosya ele alınmıştır.
İcra dosyası içerisinde bulunan haciz ihbarnamelerinin tebliğ mazbataları incelendiğinde, birinci haciz ihbarnamesinin “5 nolu daireye” haber verildikten sonra muhtara bırakıldığı, ikinci haciz ihbarnamesinin de “daire 2’ye ” haber verilerek muhtara bırakıldığı görülmektedir. Tebligat kanunu 21/1 uyarınca tebligatın usulüne uygun yapılmış sayılabilmesi için, daire numarası yazılması yeterli olmayıp, komşunun isminin yazılması gerekmektedir. Dolayısıyla 1. ve 2. haciz ihbarnameleri davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiştir. Üçüncü haciz ihbarnamesi usulüne uygun tebliğ edilmiş ve davacı da işbu tebligat üzerine dava açmıştır. Birinci ve ikinci haciz ihbarnameleri usulüne uygun tebliğ edilmediği için takip borcunun davacı uhdesinde sayılması mümkün görülmemektedir. Nitekim birinci ve ikinci haciz ihbarnameleri usulüne uygun tebliğ edilseydi bu davanın açılmasına dahi gerek kalmadan davacı itiraz hakkını kullanabilecekti. Dolayısıyla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekliyle hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Davacı …’ın Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı talep dosyasına gönderilen haciz ihbarnamaleri kaynaklı borçlu olmadığının tespitine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 59,30.-TL harçtan, peşin olarak alınan 44,40.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 14,90.-TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yapılan 77,20.-TL yargılama gideri ve 44,40.-TL peşin harç toplamı olan 121,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı vekili yararına AAÜT ile hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair mahkememize verilecek dilekçe ile dair, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne açıkça okundu. 18/03/2021

İş bu kararın gerekçesi 16/04/2021 tarihinde yazılmıştır.

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı