Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/811 E. 2021/166 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/811 Esas
KARAR NO : 2021/166
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … … …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … … UETS
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2020
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava; davacı vekilinin 15/10/2020 tarihli dava dilekçesini özetle; davalı … 2006 yılından itibaren … müvekkili şirketin hafriyat döküm faaliyetlerini yürütmesi için kiraladığını, davalı taraf ile 17/02/2007 tarihinde kira sözleşmesi akdetmesinin yanı sıra, 15//2006 tarihinde ayrıca kamyon başına belirlenen ücret karşılığında hafriyat döküm sözleşmesi akdedildiğini, sonraki süreçte de 20.02.2016 tarihli sözleşme ve 23/05/2016 tarihli Kira ve Döküme ilişkin sözleşmelerinde de akdedildiğini, 17/02/2007 tarihli Kira Sözleşmesi ve 23/05/2016 tarihli Kira ve Döküme ilişkin sözleşme incelendiğinde; davalı tarafın taşınmazı 17/02/2007 tarihli sözleşme ile müvekkiline ilk başta 5+3 yıl olacak şekilde 8 yıllığına kiraladığını ve akabinde 23/05/2016 tarihli sözleşme ile kira süresini 23/05/2018 tarihine kadar uzattığının görüldüğünü, davalı tarafın müvekkiline iş yerine olarak kiraladığı taşınmazını aynı zamanda üzerinde hafriyat dökümü yapabilmesi için de kiraladığını ve müvekkil ile anlaşarak buna dair sözleşme akdettiğini, bu sözleşmenin de bitim tarihinin 23/05/2018 tarihinde uzatıldığını, 20/02/2016 tarihli sözleşme incelendiğinde, davalının taşınmazının hayvan yeri için de kiraladığı ve hayvan yeri için ayrıca kira bedeli aldığının görüldüğünü, sözleşmeler devam ettiği süece davalı tarafın sözleşmelere aykırı davranmama ve hafriyat döküm işini başka bir gerçek veya tüzel kişiye vermeyeceğine dair taahhüt altına girdiğinin anlaşıldığını ancak 2017 yılına gelindiğinde, davalının sırf daha fazla para kazanabilmek için, müvekkili ile imzalamış oldukları sözleşmeleri ve taahhütlerini hiçe saymış ve müvekkilinin halen kiracılık sıfatı ile döküm anlaşması devam etmesine rağmen gayri resmi olarak … San. Ve Tic. A.Ş ve… San. Ve Tic. A.Ş ile 07/03/2017-06/12/2017 tarihlerinde kiracılık ve hafriyat taşıma konusunda sözleşme imzalandığını ve muvafakatname verdiğini, bahsedilen şirketler ile anlaşma sağlandıktan sonra hiç bir gerekçe göstermeden, müvekkiline taşınmazın tahliyesi sağlamak için ihtarnameler gönderildiğini, ve 21/02/2018 tarihinde Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesi 2018/…Esas sayılı dosyası ile Tahliye davası açıldığını, Bursa Sulh Hukuk Mahkemesi 2018/…Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu; ” Her ne kadar davacı tarafça 17/02/2007 tarihli kira sözleşmesi gereğince kiracı olan davalının kira süresi dolduğu gerekçesiyle tahliyesi talep edilmiş ise de, davalı tarafça dayanılan 23/05/2016 tarihli belgeyle, 2015 yılında biten sözleşmenin 2 yıl süreyle uzatıldığı, bilirkişinin itibar edilen raporuna göre bu belgedeki imzanın kooperatifi temsile yetkili kişilerin elinin ürünü olduğu, buna göre kira süresi dolmazdan evvel açılan davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.” şeklinde karar verildiğini, davalı Kooperatif müvekkili şirket ile imzaladığı sözleşmeler kapsamında girdiği taahhüt ve edimlerine aykırı davrandığını, davalı taraf bu şekilde hareket ederek müvekkilinin döküm sözleşmesi ve ayrıca kiracısı olduğu taşınmaza bahsi geçen dava dışı şirketleri soktuğunu ve tahliye davası açarak sözleşmelerin askıda kalmasına ve müvekkilinin süreç boyunca ve halen daha hafriyat ve diğer işlerini yapamamasına, üçüncü şahıslarla yaptığı anlaşmaları iptal etmesine, yeni işler alamamasına, davalının kurumlara başvuruları sonucu çeşitli para cezaları yemesine ve benzeri iş ve işlemlere yol açarak müvekkili şirketi zarara uğrattığını, davalı tarafın tahliye davasını kaybetmesine rağmen sözleşmelerin askıya alınmasına yol açan kötü niyetli davranışlarına devam ettiğini, ve Bursa 7. Sulh Hukuk Mahkemesi 2019/…Esas sayılı dosyası ile yeni bir tahliye davası daha açtığını, anılan bu sebeplerle; fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile talep edilebilir tazminat tutarı belirlenebilir olduktan sonra taleplerinin HMK md. 107/2’ye göre artırmak kaydı ile şimdilik, davanın kabulü ile HMK md. 107/2’ye göre artırılmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın hakkın doğumundan itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı taraftan tahsili ve müvekkile ödenmesine, davalı Kooperaitf adına tespit edilecek taşınmaz ve taşınır mallar ile bankalar dahil üçüncü şahıslar nezdindeki hak ve alacakları üzerine karar kesinleşinceye kadar teminatsız olarak ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekaleti ücretin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı vekilinin 30/11/2020 tarihli cevap dilekçesini özetle; davanın görevsiz Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış olmasından dolayı görev itirazında bulunarak, dosyanın görevsizlik kararı verilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının iş bu davasını HMK 107/2 kapsamında belirsiz alacak davası olarak açamayacağından, davacının açmış olduğu davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, zamanaşımı, hak düşürücü yönünden itirazlarını beyan ederek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davalı müvekkilinin davacı şirket ile 15//11/2006 tarihli sözleşmenin 5. Maddesi gibi Kooperatife gelir sağlamak amacı ile anlaşma imzalandığını, 15/11/2016 tarihli sözleşmenin imzalanmasından kısa bir süre sonra taraflar sefer başına döküm ücreti üzerinden yaptıkları bu anlaşmayı ortadan kaldırarak bu kez 17/02/2007 tarihli sözleşme ile kiralama konusunda anlaştıklarını ve buna anlaşma gibi müvekkilli davalı Kooperatif tapu ile maliki bulunduğu …17/02/207 tarihli yazılı sözleşme ile davacı … San. Tic. Ltd. ŞTİ’ye kiraladığını, kiralama süresinin 5+3 olmak üzere 8 yıl olarak kararlaştırıldığını, 15/11/2006 ve 17/02/2007 tarihli sözleşmeler kapsamında, söz konusu taşınmazın davacı şirkete hafriyat ve toprak depolama yapmak üzere verildiği ve sözleşme bitiminde de kiracı davacının taşınmazı tarıma uygun olarak bırakmak mecburiyetinde olacağının belirtildiğini, davacının söz konusu taşınmazda yapacağı toprak dolgu, depolama geri dönüşüm ruhsatları alması için davacıya muvafakat verilmesi, müvekkili Kooperatif yönetim kurulu tarafından kararlan alındığını ve ilgili yasal birimlerde işlem yapılması için davacıya noterlikten de muvafakatname verildiğini, dava konusu taşınmazda hafriyat toprağı ve inşaat yıkıntı atıkları depolama izin tesisi belgeleri verildiğini, ancak davacının bu ruhsata aykırı davranmış olması nedeniyle ilgili faaliyet izin belgelerinin iptal edildiğini, 17/02/2007 tarihli sözleşmenin 6. maddesinin ihlal edildiği bu nedenle sözleşmenin feshinin sabit olduğunu, davacının kiracılık sıfatının kalmadığı ve işgalci duruma düştüğünün açık olduğunu, anılan bu sebeplerle; öncelikle görevsizlik kararı verilerek davanın usulden reddine karar verilmesine, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı nedeniyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, süresinde açılmayan davanın zaman aşımı itirazları nedeniyle reddine, nihayetinde usul ve yasaya aykırı hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilerek yargılama gideri ve vekillik ücretinin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Asliye Ticaret Mahkeme’lerinin görevini belirleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanu’nun 5. Maddesinin 1. Fıkrası “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.” düzenlemesini getirmiştir.
Ticari davaların neden ibaret olduğunu düzenleyen aynı yasanın 4. Maddesi 1. Fıkrası ise” Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda ve maddenin b,c,d,e,f, bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır düzenlemesini getirmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 1.maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir.
Taraflar arasında 2006 yılında düzenlenen hafriyat sözleşmesinden sonra 2007 yılında kira sözleşmesi düzenlendiği, 2016 tarihinde sözleşmelerin güncellendiği, davacının talebinin davalının başka şirketlere kiralamış oldukları yerde hafriyat yapmalarına izin vererek kendilerini zarar uğratması ve sözleşmelere aykırı davranması sebebiyle zarar iddiası kapsamında 10.000 TL belirsiz alacağa ilişkin olup, uyuşmazlığın temelinin … davacı şirketin hafriyat döküm faaliyetlerini yürütmesi için kiralanması kapsamında kiraya verenin sözleşmeye aykırı davranması sonucu oluşan zararın tazminine ilişkin olduğu, yukarıda izah edildiği üzere kira ilişkisinden kaynaklı davalarda Sulh Hukuk Mahkemeleri görevli olduğu göz önüne alındığında aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir.
KARAR; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme SULH HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde Görevli SULH HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-HMK 331/2.madde gereğince; yargılama gideri harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren “2 hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu”açık olmak üzere tarafların yüzüne karşı yapılan inceleme sonunda karar verildi. 23/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır