Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/794 E. 2021/271 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/794 Esas – 2021/271
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/794 Esas
KARAR NO : 2021/271

HAKİM : ..
KATİP : ..
DAVACI :..
(TC: ..) …
VEKİLLERİ : Av. … UETS
Av. …

DAVALILAR : 1- .. SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ – ….
VEKİLİ : Av. … UETS
: 2- ..
(TC: …) ………
VEKİLİ : Av. …UETS

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/10/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekilinin 12/10/2020 tarihli dava dilekçesini özetle; 25/11/2018 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki 16 … 49 plaka sayılı otomobil, Bursa İnegöl ilçesi, Avm kavşağı yönünden Belediye Kavşağı istikametine sol şeritte seyir halinde iken yaya geçidine yaklaştığında bisikletli …’ya çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrası otomobilin ön kısmıyla bisikletin sol yan kısmına çarpılması nedeniyle davacı …’nın ağır yaralandığını, Bursa İnegöl Devlet Hastanesi 25/11/2018 tarihli Adli Muayene Raporuna göre davacının kaza sonucu hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını, 09/03/2020 tarihli T.C Balıkesir Üniversitesi Adli Tıp Polikliğini Adli Bilirkişi Uzmanlar Kurulu Mütalaa Raporuna göre dava konusu olan 25/11/2018 tarihli trafik kasasının davacı …’nın vücutta engellilik ölçütüne göre oluşturduğu engellilik oranının %34 olduğunu, kusur bakımından meydana gelen kaza sonucu trafik tespit tutanağına göre, … 2918 Sayılı KTK’nın sürücülere ait kusurlarından 47/1-c maddesini ihlal ettiğine kanaat getirildiğini ve aynı kanaatin İnegöl 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/…Esas-2019/… Karar sayılı gerekçeli kararında da benimsendiğini, ancak müvekkilinin, kazanın kaza tespit tutanağında belirtilen şekilde gerçekleşmediğini beyan ettiğini, 25/11/2018 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağında meydana gelen kazanın oluşumunda 16 … 49 Plaka sayılı aracın sürücüsü …’ın 2918 sayılı KTK’da sürücülülere ait kusurlardan sayılan 52/1-a maddesini (aracın hızını yaya geçitlerine yaklaşırken azaltmamak) ihlal ettiğinin belirtildiğini, ne var ki kaza tespit tutanağı, yaralanması nedeniyle hastaneye kaldırılan müvekkilinin yokluğunda düzenlenmiş olup davalı sürücü kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğunu, bu nedenle yukarıda bilgiler ışığında sürücü … 25/11/2018 tarihli trafik kazası sonucu vermiş olduğu zararı borçlar Kanunu haksız fiil sorumluluğu esaslarına göre tazmin etmekle yükümlü olduğunu, trafik kazasına karışan aracın… sigortacısı ölüm, yaralama veya diğer zararlardan sorumlu olduğunu, uyuşmazlığa konu olantrafik kazasında kusurlu sürücünün kullandığı aracın… sigortacısı…Sigorta A.Ş olduğunu, dolayısıyla davalı sigorta şirketi borçlar Kanunu kusursuz sorumluluk hallerinden tehlike esasına dayalı sorumluluk esaslarına göre söz konusu zararı tazminle yükümlü olduğunu, 08/05/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine hasar dosyası açılması ve Adli Tıp Kurumu Adli Raporuna’na göre mağdur hak sahibine poliçe teminatlarının ödenmesi konusunda müracaat edildiğini, bunun üzerine davalı şirket tarafından 20.610,00-TL tazminat ödemesi yapıldığını, ancak bu tutar, vekil edende oluşan kalıcı sakatlık oranına kusur durumuna ve tazminatı etkileyen diğer parametrelere göre oldukça düşük olduğunu, anılan bu sebeplerle; fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla ve HMK md. 107’de düzenlenmiş belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, (davalı sigorta şirketi yönünden, poliçe şart ve limitleri dahilinde) 50.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sürücü …’dan tahsiline, 1.400,00-TL sürekli sakatlık Adli Tıp Rapor ücretini de içerecek şekilde yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı…Sigorta A.Ş vekilinin 02/12/2020 tarihli cevap dilekçesini özetle; davacının müracaatı üzerine, davanın %31 malul kaldığı kabul edilerek kaza tespit tutanağı ve ceza dosyası uyarınca %25 kusur oranı üzerinden 06/10/2020 tarihinde sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 20.610,00-TL ödeme yapıldığı, davacı vekili tarafından imzalanan sulh protokolü ve ibraname ile, “kazaya konu taleplerimize istinaden açılmış bulunan hasar dosyasına konu tüm alacaklara ilişkin olarak…Sigorta A.Ş’den veya sigortalısından iş bu hasar dosyasına ilişkin olarak başkaca hiçbir tazminat, talep, hak ve alacağımız kalmadığını ve bahse konu hasar dosyasıyla ilgili olarak fazlaya ilişkin her türlü taleplerimizden, faiz ve fer’ilerinden ve benzeri her ne nam altına olursa olsun her türlü talep iddialarımızdan gayrikabili rücu olarak feragat ettiğimizi ve…Sigorta A.Ş’yi ve sigortalısını iş bu hasar dosyasına ilişkin gayrikabili rücu olarak, tam ve kesin surette ibra ettiğimizi” şeklinde belirttiğini ve feragat ettiğini, ibra sözleşmesi, gerek öğretide ve gerekse Yargıtay uygulamasında borcu sona erdiren hallerinden birisi olarak kabul edilmekte olduğunu, davacıda oluşan maluliyet oranının %34 olduğunun belirlendiğini ancak bu oranın gerçeği yansıtmadığını, “Kişinin trafik kazası sebebiyle oluşan yaralanması 16/12/2020 ve 09/03/2020 tarihli raporlarda kayıtlı bulgulara göre, 20/02/2019 tarih ve 30692 sayılı erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik hükümlerince %31 oranında tüm vücut fonksiyon kaybına neden olacak niteliktedir.” şekilde tespitte bulunulduğunu netice itibariyle de ödeme bu maluliyet oranı üzerinden yapıldığını, dosyada asıl uyuşmazlık, ödemenin yeterli olup olmadığı noktasında olduğunu, maluliyet raporları arasında farklılık bulunduğu dikkate alındığında, bu husustaki uyuşmazlık giderilmediği müddetçe bakiye tazminat çıkacağının açık olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, … sigortası kapsamında müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu sigortalısının kusuru oranında olduğunu, anılan bu sebeplerle; davacının zararının düzenlenen ibraname karşılığında tam ve eksiksiz olarak karşılandığı dikkate alınarak haksız davanın reddini, her durumda, davacının maluliyet oranını hatalı hesaplandığı dikkate alınarak bu hususta yeniden muayene edilmek sureti ile … sigortası genel şartları A.5/c maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre rapor alınmasını, kazının meydana gelmesindeki kusur oranlarının alanında uzman kusur bilirkişi aracılığıyla tespitini, dolaylı gider zarar kaleminde bulunan rapor ücretine yönelik haksız istemlerin her durumda reddini, müvekkili şirketin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını, fazlaya dair taleplerin reddini talep etmiştir.
CEVAP; davalı … vekilinin 04/02/2020 tarihli cevap dilekçesini özetle;
Kazanın 25.11.2018 tarihinde müvekkili … idaresindeki 16 … 49 plakalı otomobil AVM Kavşağı yönünden Belediye Kavşağı istikametine seyrederken önüne aniden çıkan ve trafik akımını doğru kontrol etmeden bisikleti üzerinde yaya geçidinden geçmek isteyen bisiklet sürücüsü …’ya yandan çarpması sonucu gerçekleştiğini, olayla ilgili İnegöl 3. Asliye Ceza Mahkemesinde 2019/… E. Nolu dosya ile yargılama yapıldığını, olayda davalı müvekkili … ve davacı …’nın ikameti İnegöl’de olduğunu, olayın İnegöl’de meydana geldiğini, davalı sigorta şirketinin merkezi ise İstanbul’da olduğundan, bu davaya bakmaya Bursa Mahkemelerinin yetkili olmadığını, kanaatlerince İnegöl Mahkemeleri yetkili olduğunu, kusur yönünden; davacı … söz konusu kazada tamamen kusursuz olmadığını, bisikleti kullanır halde yaya geçidinden trafik akışını kontrol etmeden geçmeye çalıştığını, adeta kazaya davetiye çıkardığını, olay akabinde tutulan kaza tespit tutanağında “bu kazanın oluşumunda bisiklet sürücüsü … 2918 sayılı KTK nun sürücülere ait kusurlardan 47/1c (Trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara uymamak) “Bisikleti eliyle iteleyerek yürüme geçmesi gerekirken bisikletinin üzerinde sürerek geçmek” kusurunu ihlal ettiği…” ibareleri yer aldığını, müvekkili beyanlarına ve olay yeri fotoğraflarına ve kaza yeri tutanağına bakıldığında davacının dediği gibi arka kısımdan çarpma değil yandan çarpma söz konusu olduğunu, buna sebep davacının aniden müvekkili önüne çıkması olduğunu, kim olursa olsun davacının bu hareketi kazayı kaçınılmaz kıldığını, olayda müvekkili de mağdur olduğunu, davacı kontrolsüzce ve birden önüne çıktığı için davacıyı gördüğü anda durmaya çalışmışsa da kazadan kaçınamadığını, olay akabinde hastanede davacıyı ailesiyle ziyaret etmiş davacı orada kendisinin kusurlu olduğunu ve müvekkiliden şikayetçi olmadığını söylediğini, ancak daha sonra belki de ailesinin baskısıyla davacı olmuş ve orada ifadesini değiştirdiğini, 6098 Sayılı TBK madde 52- Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/196 E., 2020/7321 K. “müterafik kusuru olduğu iddiasına göre, zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde BK’nun 44.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması hususunun tartışılmaması doğru görülmemiştir.” Sigorta şirketi davacıya 20.610,00 TL ödeme yaptığını, maddi tazminat yönünden bu sebeple davanın reddi gerektiğini, davacı, kaza sebebiyle acı ve ızdırap duyduğundan bahisle fahiş miktarda manevi tazminat talep ettiğini, davacının manevi tazminat talepleri günümüz şartlarına, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve kazadan sonra meydana geldiği iddia olunan maluliyete uygun olmadığını, müvekkile bir kusur izafesi halinde bile istenilen tazminat miktarı fahiş ve nedensiz zenginleşme niteliğinde olduğunu, davacının gerçek maluliyet hesaplamasının yapılabilmesi için mahkemenizce tarafsız bir adli tıp kurumundan denetime elverişli bir bilirkişi raporu alınması gerekmekte olduğunu, anılan bu sebeplerle; öncelikle dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesine, açıklanan nedenlerle davanın usul ve esastan reddine, bağımsız-tarafsız bir adli tıp kurumundan davacının maluliyetinin hesaplatılmasına, davacıya ait SGK kayıtlarının dosyaya delil olarak alınmasına, kaza yeri incelemesi için keşif yapılmasına, İnegöl 3. Asliye Ceza Mahkemesi 2019/… E. Nolu dosyanın ve 2019/… nolu savcılık dosyasının delil olarak dosya arasına alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE; 6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. “7. maddesinde de,” davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hallerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denilmektedir. Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. Maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir.
HMK 16. madde hükmü, HUMK’taki düzenlemeye oranla daha genişletilmiş ve ayrıntılandırılmıştır. Ancak HMK’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup haksız fiile ilişkin davalardaki yetki kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetkidir. ” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu,27.05.2015 tarih, Esas No: 2013/11-2359, Karar No: 2015/1443)
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Somut olayda, dava trafik kazasından kaynaklanmakta olup trafik kazasının netice itibari ile bir haksız fiil olduğu, davaya konu trafik kazası İnegöl’de meydana geldiği, davalı sigorta şirketinin yerleşim yerinin İstanbul ve yine sigorta sözleşmesini yapan acentenin de dosyaya ibraz edilen poliçe ve hasar dosyasından İnegöl olduğu, ayrıca davacı ile davalı …’ın yerleşim yerinin de İnegöl/Bursa olduğu anlaşılmakla, davalının HMK’nın 19/2.maddesi gereğince usulüne uygun yetki itirazı gereğince, Mahkememizin yetkisizliğine , dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İnegöl Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ( Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir,
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı tarafın 6100 sayılı HMK’nın 116/1-a maddesi gereğince süresinde usulüne uygun yetki itirazında bulunduğu anlaşılmakla yetki itirazı 6100 sayılı kanunun 6. maddesi gereğince yerinde görüldüğünden mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, dava dilekçesinin yetki yönünden REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İNEGÖL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne ( Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine,
3-Harç ve masrafların yetkili mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davalı sigorta şirketi vekilinin yokluğunda, davalı … vekili ile davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır