Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/79 E. 2022/816 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2020/79
KARAR NO : 2022/816
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …

VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2020
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
Mahkememizde açılan davanın açık muhakemesi sonunda ;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili …’un okuma yazmasının olmadığını, bütün işlemlerinde parmak izi kullandığını ve müvekkilinin 75 yaşında olduğunu, herhangi bir evrakı okuma ve anlama kabiliyetinde olmadığını, unutkanlıkları sebebiyle iradesinin sakatlandığını ve hileli davranışlarla imzasının kötü niyetli kişiler tarafından alınması olasılığının yüksek olduğunu, davaya konu senetteki imzanın kime ait olduğunun bu nedenle bilinmediğini, bu nedenle Bursa 20. İcra müdürlüğünün 2019/1462 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe itiraz edildiğini ve Bursa 1. İcra Hukuk Mahkemesinin takibi geçici olarak durdurduğunu, bu nedenle takibin teminatsız olarak durdurulmasını, davaya konu senet nedeni ile borçlu olunmadığının tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir,
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili ile dava dışı … arasında bir ortaklık bulunduğunu, bu ortaklık nedeni ile Setra marka otobüs alındığını, otobüsün 3 ay boyunca çalıştığını, sonrasında …’un müvekkilinden habersiz olarak otobüsü sattığını, bunun üzerine ortaklık nedeni ile yatırdıkları paranın nasıl ödeneceğini …’a sorduklarını, bu esnada davacı …’un da yanlarında olduğunu ve şuan paralarının olmadığını ancak senet verebileceklerini belirttiğini, ve davaya konu senedin hazırlandığını, ve davalı …’un senede kefil olarak imza attığını, bu nedenle davanın reddini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMSİ VE GEREKÇE:
Dava; irade sakatlığı ve yaşlılık, okuma yazma bilmeme iddiası ile imzalanan bono nedeni ile borçlu olunmadığnın tespiti iddisına dayalı menfi tespit davasıdır.
Dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilerek bononun düzenlendiği tarih itibari ile davacının yaşlılığı nedeni ile fiillerinin anlam ve sonuçlarını kavrayıp kavrayamacağı hususunda rapor düzenlenmesi istenilmiştir. Adli Tıp Kurumunun 29/07/2021 tarihli raporunda; …’un tanısının F06- Mental Diğer Bozukluklar beyan hasarı ve disfonksiyonu ve fiziksel hastalıklara bağlı olduğu, yaşlılığı nedeniyle fiillerin anlam ve sonuçlarını kavrayamayacağı kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Dosya yeniden Adli Tıp Kurumuna gönderilerek 13/09/2021 tarih ve 11.05.2021.24/613 sayılı raporda dikkate alınarak yeniden rapor düzenlenmesi istenilmiştir. Adli Tıp Kurumunun 11/06/2022 tarihli raporunda; …’un tanısının F06- Mental Diğer Bozukluklar beyan hasarı ve disfonksiyonu ve fiziksel hastalıklara bağlı olduğu, 11.05/.2021.24/613 sayılı rapor da dikkate alınarak 30/09/2018 tarihi itibariyle fiillerin anlam ve sonuçlarını kavrayamayacağı, o tarih itibariyle akli sağlınını ve temyiz kudretinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Fakat davacının akli sağlığının yerinde olmadığı tespit edilmiş ise de, tarafların iddialarından, davalı ile davacının oğlu arasındaki otobüs işletilmesine yönelik adi ortaklık ilişkisinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Davacının oğlunun borcunu ödemek amacıyla bu bonoyu imzaladığı, yine davalının beyanlarından Karacabey’de bulunan davacı arazilerinden satılan olursa o para ile borcun ödeneceğini söylendiği görülmektedir. Uyap üzerinden yapılan incelemede davacıya ait Karacabey Canbaz köyünde arazilerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının bononun imzalandığı sırada akli sağlının yerinde olmaması senet metninden anlaşılan defi olup herkese karşı ileri sürülebilecek bir defi ise de, tek başına menfi tespit kararı vermek adına yeterli değildir. Davacının akli sağlığı yerinde olsaydı hayatın olağan akışında bu senedi yine imzalayacak olduğu sabit ise , bu durumda yalnızca temyiz kudretinin bulunmaması sebebiyle menfi tespit kararı verilemeyecektir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.02.2010 Tarih, 2010/19-97 Esas ve 2010/83 Karar sayılı kararında benzer bir olayda ” ….Öte yandan, 9.3.1955 Tarih,22/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında özetle, “…Mümeyyiz olmayan kimse temyiz kudretine sahip olsa idi aynı suretle hareket edecek yani normal zekalı bir insan dahi aynı tarz¬da muamelede bulunacak idi ise, temyiz kudretinden mahrum oldu¬ğunu ileri sürerek muamelenin hükümsüzlüğünü dermeyan edeme¬melidir…Başka tabirle mümeyyiz olmayan tarafından hukuki muamele¬nin hükümsüzlüğü iddiası objektif hüsnüniyet kaidelerine aykırı olduğu takdirde dinlenmez, zira bir hakkın suistimali durumuna girer ve kanuni himayeden mahrum olur.” denmektedir.
Buna göre, Aliye Topsakal’ın bononun tanzim tarihi itibariyle ehliyetsizliği saptandığı takdirde, 9.3.1955 Tarih,22/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında değinilen hususlar da göz önünde bulundurularak, temyiz kudretine sahip olmayan bu kişinin, temyiz kudretine sahip olsa idi aynı surette hareket edip etmeyeceği yani, normal zekalı bir insan gibi aynı tarz¬da muamelede bulunup bulunmayacağı da irdelenerek, sonucuna göre hüküm kurulmalıdır…” 1995 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı’na atıf yaparak verdiği karar ve tespitler mevcuttur.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede davacının temyiz kudreti yerinde olsaydı da aynı surette hareket edeceği, bunun aksinin ispatlanmadığı, davacının temyiz kudretinin yerinde olmadığını ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanımı teşkil edeceği kanaatine varıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70.-TL karar ve ilam harcı ile 7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00.-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin, 1.536,98.-TL peşin harçtan mahsubu ile, bakiye 136,28.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana İADESİNE,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Asgari Avukatluk Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 12.500,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafa İADESİNE,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okundu, usulen anlatıldı. 30/06/2022

İş bu kararın gerekçesi 05/08/2022 tarihinde yazılmıştır.

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı