Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/787 E. 2022/1328 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :2020/787
KARAR NO :2022/1328

BAŞKAN :… …
ÜYE :… …
ÜYE :… …
KATİP :… …

DAVACI :… -TC Kimlik no- …
VEKİLİ :Av. … –

DAVALILAR :1- … -TC Kimlik no- …

2- … – …
VEKİLİ : Av. … – [16473-74560-54699] UETS
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :03/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketten satın alınan iplik bedeline karşılık verdiği her biri 500.000,00.-TL olan 4 adet çek bedelinin vadelerinde ödenememesi nedeniyle davalı ve davalı şirket yetkilisi …’un talebi üzerine ve davacının davalıya duyduğu güven sonucu 2.000.000,00.-TL miktarlı borcunun teminatı olarak sözlü inanç sözleşmesine istinaden 24.200 kg 20/2 bükülü %100 akrilik iplik ile 40.000 metre dokunmuş olup yıkanmamış olan % 100 Admira kumaşın ve 22.500 metre tül Greenmand kumaşı borcun güvencesi olarak davalı şirket ve davalıya teslim ettiğini; bu şekilde davalı şirketin alacağı güvence altına alınmasına rağmen davalıların 4 adet çekini Bursa 10. İcra Müdürlüğünün 2019/14290 Esas sayılı dosyası ile takibe koyup tahsil edilen 408.000,00-TL hariç davacının 4.194.203,00 TL bedelindeki mallarını haczettiğini ve borcun güvencesi olarak emaneten alınan 24.200 kg 20/2 bükülü %100 akrilik iplik ile 40.000 metre dokunmuş olup yıkanmamış olan % 100 Admira kumaşın ve 22.500 metre tül Greenmand kumaşı iade etmedikleri gibi teminat amacıyla teslim edilen malların iadesine ilişkin arabuluculuk taleplerinin sonuçsuz kaldığından dava konusu iplik ve kumaşların davalılar tarafından davacıya aynen iadesine, iadenin mümkün olmaması durumunda 24.200 kg 20/2 bükülü %100 akrilik iplik ile 40.000 metre dokunmuş olup yıkanmamış olan %100 Admira kumaşın ve 22.500 metre tül Greenmand kumaşın dava tarihindeki değerinin bilirkişi aracılığı ile belirlenmesine ve belirlenecek olan alacağın davalıların iadeden kaçındıkları 08.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müştereken ve mütesselsilen davalılardan tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine ve yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve mütesselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkillerinden … İplik Tekstil Kon…. Ltd. Şti. ile davacı … arasındaki ticari ilişkiye istinaden ödeme aracı olarak davalıya verilen her biri 500.000,00 TL bedelli 4 adet çekten kaynaklı toplam 2.000.000,00.-TL borcun vadesinde ödenemeyeceği düşüncesi ile iş bu borca teminat olarak 24.200 Kg 20/2 bükülü %100 akrilik iplik, 40.000 metre dokunmuş olup yıkanmamış olan %100 admira kumaş ve 22.500 metre tül Greenmand kumaşın teslim edildiği iddiasına dayanılmakta borç güvenceye alınmış olmasına rağmen davalının alacaklısı olduğu çekleri takibe koyduğunun beyan edildiğini, ancak aynı tarafın takibe konulan çeklerden kaynaklı borcun varlığını kabul ederek 12.12.2019 tarihli protokolü imzaladığını, borca mahsuben 12.12.2019 tanzim, 30.12.2019 vade tarihli 2.408.000,00.-TL bedelli bono keşide edildiğini, tüm bu hususların dava dilekçesi ile sabit olduğunu, davacı tarafın iş bu protokolde belirtilen vade ve miktarlarda ödeme yapılmasına yani protokole uyulmasına karşın borcuna mahsuben keşide edilen bononun Bursa 9. İcra Müdürlüğü 2020/1044 E. Sayılı dosya ile takibe konulduğunu iddia ettiği gibi diğer bir yandan borcun ödenmesi amacı ile alacaklı tarafla görüşme yapıldığını ifade etmekte olduğunu, davacı tarafın iddialarının barındırdığı çelişkilerin bizatihi iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu zaten gösterir durumda olduğunu, ayrıca ikame olunan kötü niyetli ve hukuki mesnetten uzak davanın, usuli eksikleri nedeni ile de görülebilirlik şartlarını taşımamakta olduğunu, bu nedenle öncelikle usule ilişkin beyan ve itirazlarının değerlendirilerek davanın usulden reddine; usule ilişkin itirazların kabul görmemesi halinde asılsız iddialar üzerine bina edilen davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, dava konusu edilen davacıya ait tekstil ürünlerinin taraflar arasındaki borç ilişkisi kapsamında davalı yada teminat olarak teslim edilip edilmediği, akabinde teminat olarak verilen ürünlerin davacı tarafa iadesinin gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmedi ise aynen iadesinin gerekip gerekmeyeceği, aynen iadesi mümkün değil ise bedeline hükmedilmesinin gerekip gerekmeyeceği konularında olduğu anlaşıldı.
Mahkememizce Bursa 4.İş Mahkemesinin 2020/299 Esas sayılı dosyasının celbine, davacı işçisi … yönünden yeniden SGK il müdürlüğüne yazı yazılarak adı geçen işçinin 2018 yılı ve sonrasına ilişkin SGK’lı çalışmalarını gösterir kayıtların celbine, Bursa 2.İcra Ceza Mahkemesine yazı yazılarak dosyanın bir daha ki duruşmadan sonra Bursa 2.İcra Ceza Mahkemesinin 23/12/2021 tarihli celsesinden önce gönderileceği bilgisinin verilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamında tanık dinlenmesine karar verilmiş, davacı tanığı Mustafa Sünger beyanında; davacı iş yerinde devere bölümünde çalıştığını, sevkiyatta da çalıştığını, Göksin iplik şirketinden devamlı iplik aldıklarını, çalıştığı firmada kumaş imalatı yapıldığını, 2018 yılı mart ayında işe başladığını, Muhasebe bölümünde de … olduğunu, onun da 2018 yılı şubat ayı gibi başlayıp 2019 yılı şubat ayı gibi işten ayrıldığını, 2019 yılı ağustos ayı gibi kendisinin izin kullandığını, Devere işinde Uğur Yaman ve Oğuz beyin bulunduğunu, davalı firmaya kumaş sevkıyatlarının o dönemde yapıldığını, kendisinin telefonda öğrendiğini, izinden döndükten sonra haciz işlemlerinin gerçekleştiğini, sonrasında da iş yeri faaliyetlerinin durduğunu ve iş yerinin kapandığını, 2020 yılı içerisinde … çalışanı Yaşar Ülkü’nün kendisine geldiğini, halen çalışıp çalışmadığını sorduğunu, kendisinin iş yeri kapandığından dolayı çalışmadığını söyleyince sana devere makinesi alalım deste olalım diye söyledim. Ancak bunun karşılığında da 100.000,00 150.000,00 TL para yardımı yapacaktı. Ancak bunun karşılığında 8. Ayda gönderilen malları teslim aldığıma dair bir belge imzalamasını istediğini, kendisinin de bunu kabul etmeyince durumu Dilek Hanım ve Oğuz Beye bildirdiğini, bir plan içerisinde olduklarını da söylediğini, sevkıyat işlerini de Okan Bey sonrasında da kendisinin yaptığını, davalı firmadan da bu durumu yani kendisinin o bölümde çalıştığını bildiklerini beyan ettiği anlaşıldı.
Yine davacı tanığı Dilek Kaya beyanında; davacı firmada tekstil işçisi olarak çalıştığını, davalı firmanın 2015 yılından beri çalıştıkları bir firma olduğunu, en son ticari ilişkilerinde 2 milyon TL’lik bakiye borç kaldığını, ancak buradaki sıkıntının büyük ölçüde davalı firmanın ürettiği ipliklerde ana renklerimizi verememesinden kaynaklı olduğunu, iplikleri kumaşa döndürdükten sonra ana toptancıya gönderdikten sonra solduğunu, kendisinin talebi doğrultusunda ödeme için çekler verildiğini, daha sonra … ile birlikte firmalarına geldiklerini, kendisini emniyete almak için borcu kadar mal vermesini Ahmet Bey’den istediklerini, kendisinin de yanlarında olduğunu, Ahmet Bey’in vermek istemediğini, kendisi de gözüme bak ben senin 1 metre malını yer miyim dediğini, yani bu malları teminat olarak aldığını, satış yaptıkça ben size vereyim bu mallar bende dursun dediğini, Ahmet bey istersen fatura irsaliye keseyim dediğini, kendisinin de bunları mal satın alma şeklinde almıyorum diye söylediğini, yüklemelerin bir kısmını kendisinin yaptığını, Göksimin kendi işçileri şoförünün geldiğini, 3 gün boyunca yükleme ve sevkıyat olduğunu, 2019 yılı 8. Ayının 1,2 ve 3’ünde olduğunu, 1 tır dolu mal gittiğini, sevkıyat sonrası ihtiyati haciz kararı sonrası fabrikaya hacze gelindiğini, verilen teminatlara rağmen haciz gerçekleştirildiğini, kendileri ile defalarca görüştüklerini, malları versin ki satalım borçlarını ödeyelim istedik ancak malları vermediklerini, hatta bizim orada mallarımız var onları haczedin diye söylediklerini, ancak buna rağmen fabrikadaki malların haczedildiğini, fabrikayı sıfıra düşürdüklerini, üzüm yemek yerine bağcıyı dövdüklerini, …’ın 1 şubat 2018de işe başladığını, 9 Şubat 2019’dan sonra iş yerine hiç gelmediğini, yani ayrıldığını, zaten kendilerini onun yüz üstü bırakıp gittiğini, kendisinin bu malları teslim alması gibi bir durum söz konusu olmadığını, kendilerini malları verin satalım borcumuzu ödeyelim dediğimde … mallarınız bende 1 metresini yemek nasip olmasın, nakit ödeme getirin mallarınız bende diye söylediğini, hesap mutabakatı yapalım dediklerini, gelin dediler mali müşavir ile gittiklerini, hesapları kendilerine göstermediklerini, oyalayıp gönderdiklerini beyan etmiştir.
Mahkememizce davacı işçisi … yönünden yeniden SGK il müdürlüğüne yazı yazılarak adı geçen işçinin 2018 yılı ve sonrasına ilişkin SGK’lı çalışmalarını gösterir kayıtların celbine, Bursa 2.İcra Ceza Mahkemesine yazı yazılarak dosyanın bir daha ki duruşmadan sonra Bursa 2.İcra Ceza Mahkemesinin 23/12/2021 tarihli celsesinden önce gönderileceği bilgisinin verilmesine karar verilmiş, Bursa C.Başsavcılığı’nın 2021/2651 soruşturma sayılı evrakının akıbetinin beklenmesine karar verilmiş, akabinde Bursa CBS’nin 2021/2651 Soruşturma sayılı evrakının akıbetinin beklenmesine, kamu davası açılıp açılmadığı ya da kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilip verilmediği, soruşturma devam ediyor ise hangi aşamada olduğu konularında bilgi ve belgelerin sorulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin duruşmada alınan beyanında; soruşturma dosyasında yürütülen soruşturmanın tamamlanarak davalı … ve şüpheli … hakkında dilekçeleri ekindeki iddianameye göre özel belgede sahtecilik suçundan kamu davası açılmış olup iddialarının teyit edilmekte olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce bu davada delil mahiyetinde görülen mal teslim belgelerinde sahtecilik iddiasına konu edilen davacı …’ın müştekisi olduğu Bursa CBS’ce yürütülen soruşturma sonucunda sanıklar … ve … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kamu davası açıldığı anlaşılmakla ceza davasındaki maddi vakıaya ilişkin yapılacak yargılama ve sonucuna ilişkin belirlemelerin bu davayı doğrudan etkileyeceği anlaşılmakla şüpheliler hakkında özel belgede sahtecilik suçundan açılan Bursa 10. ASCM’nin 2022/263 Esas sayılı dosyasının sonuçlanmasının ve kesinleşmesinin bu dava için bekletici mesele yapılmasına karar verilmiş, bu dosya için bekletici mesele yapılan Bursa 10. ASCM’nin 2022/263 Esas sayılı dosyasının sonuçlanmasının ve kesinleşmesinin bu dava için bekletici mesele yapıldığı anlaşılmakla beklenmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce bu dosya için bekletici mesele yapılan Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/263 esas sayılı dosyasının karara çıkartıldığı bildirilmekle gerekçeli karar örneği ile birlikte yaptırıldıysa bilirkişi incelemesine ilişkin rapor ve duruşma tutanakları ile birlikte istinaf incelemesine gitmedi ise fiziki ortamda gittiyse UYAP ortamında istenmesine karar verilmiş ve gönderildiğinden dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede; dosya kapsamında alınan raporlar, tanık beyanları ve ilişkili ceza dosyalarının tetkik ve incelenmesi ile davalının davacının iddia ettiği gibi bir malı teslim almadığı, nitekim davacının davalıya takibe konu çeklerden kaynaklı borçlu olmadığına yönelik ikame ettiği mahkememizin 2020/261 esas sayılı menfi tespit davasının reddine karar verildiği, davacının kendisinde Hüseyin Türkmen’e ait olduğu iddia edilen evrakların ıslak imzalı halinin bulunmadığı yönündeki beyanın hayatın olağan akışına aykırı ve gerçek dışı olduğu, davacı yanın ısrarlı bir şekilde kendilerinde Hüseyin Türkmen’in imzasının bulunduğunu iddia ettikleri evrak asıllarının bulunmadığını bu belgelerin davalının uhdesinde olduğunu iddia etmekte ise de hayatın olağan akışında sipariş formlarını düzenleyen davacı olduğuna göre davalı çalışanı tarafından imzalandığı iddia edilen sipariş formlarının ıslak imzalı nüshasının kendisinde olması, nüshalardan birinin davalıda olması gerektiği, mal teslimini yaptığını iddia eden tarafın teslime ilişkin evrakın ıslak imzalı aslını kendi elinde bulundurduğu, ıslak imza bulunmayan nüshalardan birini teslimin yapıldığı tarafa verdiği, ancak davalıya verilen nüshada Hüseyin Türkmen’e ait olduğu iddia edilen bir imza bulunmadığı, davalı …’un, davacı yanın özel belgede sahteciliğe ilişkin şikayeti neticesinde açılan ceza davasının soruşturma aşamasında dinlendiği ve polis tarafından ifadeye çağrılmak için arandığında …’ın aralarındaki ticari ilişkinden kaynaklı düzenlenen evraklar nedeniyle kendisini şikayet ettiği bilgisi verildiği, bunun üzerine davalı … elinde … ile yaptığı ticari faaliyete dair ne kadar evrak varsa hepsini yanında götürdüğü ve ifade sırasında bu evrakların asıllarını polis memuruna teslim ettiği, davalı haklılığını ispat adına ve polis tarafından muhafaza edileceği düşüncesi ile elindeki bütün evrakları teslim ettiği, yani davacı fabrika müdürü …’ın imza asıllarının bulunduğu evrak asıllarının mudanya polis merkezinde olduğu, davacı yanın kendi elinde bulunması gereken ve Hüseyin Türkmen’in ıslak imzasının bulunduğunu iddia ettiği nüshayı ibraz edemediğine göre iddialarının tamamen asılsız olduğunun açık olduğu, zaten resmi kayıtlarında da böyle bir mal tesliminin bulunmadığının davacının kabulünde olduğu, davalı ve davacı şirket çalışanı hakkında özel belgede sahtecilik nedeniyle açılan davada beraat kararı verildiği, bunun yanı sıra davalı adına mal teslim aldığı ve buna ilişkin sipariş formlarını imzaladığı iddia edilen Hüseyin Türkmen’in mahkememizce celp edilen ve incelenen Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesi 2022/263 esas sayılı dosyasının 16.06.2022 tarihli 2.celsesinde mahkeme huzurunda dinlenilen Hüseyin TÜRKMEN; “Ben Göksin iplik firmasında şoför olarak çalışıyordum. ATC firmasından kumaş alınacağı söylendi. Bende kamyonumuz ile birlikte Ülkü ile birlikte malzemeleri aldık. Önce bir kamyon kumaş yüklendi. Suriyeli çalışanlar yükledi. Başında yetkili yoktu. Suriyeliler vardı. Malzemeyi indirdik. İkinci araba ile kumaş almaya gittik. Malzemelerin hatalı bozuk olduğundan dolayı ikinci arabayı indirmeden geri gönderdi. Sonra diğer kumaşları da yükleyip geri götürdük. Ben oraya girerken … oradaydı. Bizi gördü, yukarı çıktı. Malzemeyi suriyeliler indirdi. Suriyeliler Okan bey’e irsaliyeyi imzalattı, getirdi, bende götürdüm firmamda sevkiyatçı …’a verdim. Hatırladığım kadarıyla aldığım belgeler sevk irsaliyesiydi .Dosya içerisinde bulunan sipariş formu altındaki adı yanındaki imza gösterildi, soruldu: Bu imza benim değil dedi.” şeklinde beyanda bulunduğu, davacının sözde sözlü inanç sözleşmesinin varlığına dayanak olarak gösterdiği sipariş formlarındaki imzanın kendisine ait olmadığını beyan etmesi üzerine mahkemece tanığın yazı ve imza örnekleri alındığı, davacı tarafça davalı firmaya yalnızca kumaş gönderildiği, kumaşları almak için … iplik’e ait kamyonla iki sefer yapıldığı, ilk kamyon geldiğinde … tarafından bu kumaşların inceletildiği, kumaşların işe yaramaz, hurda mahiyetinde olduğunun anlaşılması üzerine önce ikinci seferde gelen sonra ilk seferde gelen kumaşların yine … iplik’e ait kamyonla davacı tarafa aynen iade edildiği, gönderilen kumaşların 5-6 bin metre civarında olduğu, kumaşlar yüklendikten sonra … iplik şöförlerine teslim edilen sipariş formlarının kumaşlar iade edildikten sonra iade alındığına dair imzalanarak şöförlere teslim edildiği tanıkların ve …’ın anlatımları ile anlaşılmış, somut olayda ispat külfeti davacı yan üzerinde olduğundan ve ancak yazılı delil ile ispatı mümkün olduğundan davacının sözlü inanç sözleşmesi, iş bu sözleşme kapsamında davalıya mal teslimi yapıldığı, sözlü inanç sözleşmesi kapsamında teslim olunan malların davalı tarafından takibe konu edilen çeklerden kaynaklı borcun teminatı olarak verildiği, davalı şirket adına malları teslim alırken imza attığı iddia olunan ….. ……. isimli şahsın mal teslim almaya yetkili olduğu, mesajlaşmada bahsi geçen malların sözde sözlü inanç sözleşmesine konu mallar olduğu yönündeki iddialarının tamamı ispata üstelik yazılı delil ile ispata muhtaç olup davacının bu iddialardan hiç birini ispat edemediği sonucuna varılmıştır.
Davacı taraf davalı taraf arasındaki ticari ilişkide davacı yanın davalıdan iplik satın aldığı ticari ilişkide 2019 yılında davalıya olan döviz cinsinden borçlarının TL bazında yükselmesi nedeniyle ödeme güçlüğü yaşaması nedeniyle davalıya bu ticari ilişki çerçevesinde 4.000.000,00 TL bocu için aralarında yapmış oldukları anlaşma gereği her biri 500.000,00 TL bedelli 8 adet çeklerin davalı yana verildiği, ilk 4 adet çekin ödendiği ancak bakiye 4 adet çekin ödenmemesi nedeniyle icra takiplerinin başlatıldığı, davalı yanın ayrıca aynı ticari ilişki çerçevesinde davacı yandan icraya konulan çekler nedeniyle icra dosya borcunun ulaştığı tutar bakımından 2.408.000,00 TL tutarlı bir bononu alındığı, ikinci kez alınan bononun da tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla yeniden ayrı bir icra dosyasından icra takibine konu edildiği, mahkememiz 2020/261 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davasına konu edilen iş bu davada dava tarihi itibariyle ve yargılamanın sürdüğü tarihler itibariyle borcun tamamen ödenmemiş olduğu bu nedenle davacı yanın menfi tespit davasının yerinde olmadığı, yeniden başlatılan icra takibinin tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla başlatılmış olup açık olduğu anlaşılmış olup, icra takiplerine karşı yapılan itirazlar, mükerrerlik ve davacı yanın icra takiplerinden dolayı davalıya borçlu bulunmadığına dair itirazlar ve karar çıkan dosyalar bakımından süren istinaf yargı süreci baki kalmak kaydıyla iş bu davada davacı yanca ileri sürülen taraflar arasındaki iş bu ticari ve hukuki süreçte davalı firma ile müvekkili arasındaki ilişkinin daha çok güvene dayalı olarak yürütüldüğü ve bu kapsamda borç ödeme yönünden sıkıntıya giren davacı yandan davalının yine aynı güven ilişkisi içerisinde borcunun teminatı olarak nitelikleri dava dilekçesinde belirtilen 62.500 metre kumaş ürünü ile 24.200 kg 20/2 bükülü % 100 akrilik ipliği davalı yana borcunun teminatı olarak verdiği, davalı yanın ise hem elinde bulunan çekler nedeniyle icra takibi başlatıp, hem daha sonra ilk dosyanın haczi esnasında yapılan protokol üzerine alınan bono nedeniyle icra takibi başlatılıp hem de haciz işlemi sırasında müvekkiline ait makine ve ürünler haczedildiği böylece bir koyundan 3 post çıkartıldığı şeklinde iddia, itiraz ve şikayetlerde bulunmuş ise de her icra takibi ve açılan dava yönünden hukuki durum ayrı ayrı inceleme konusu yapılarak gerekçelendirilmiş ise de verilen teminatlara rağmen davacı yana ait mallar üzerinde yapılan haciz bakımından değinilmek gerekirse, taşkın haciz var ise buna ilişkin şikayetlerin mercii de İcra Hukuk Mahkemeleri olacaktır.
Burada söz konusu olan ise davacı yanın davalıya iş bu borç ilişkisi kapsamında emaneten vermiş olduğu iplik ve kumaş ürünlerinin tüm icra takibi, haciz işlemlerine rağmen müvekkiline teslim edilmeyen ürünler nedeniyle müvekkilinin 2.000.000,00 TL zararının ve dahi alacağının doğduğu iddiasıdır. Davacı kumaş üretip satan bir firma olup davalı firma ile yakın ve bağlantılı işler yapmış ve dava konusu olan iplik ve kumaş ürünlerini bu çerçevede davalı yana emaneten vermiş olduğunu iddia etmektedir. Aralarında gerçekleşen ticari ilişkide davacı yan hem iplik ve kumaş ürünlerinin davalı elinde tutulup kendilerine iade ve teslim edilmemesi sebebiyle piyasaya satış yapıp borçlarını ödeme imkanından mahrum bırakılıp hem de davalı yanca icra takiplerine devam edilmesi sebebiyle müvekkilin çift taraflı olarak zora düşürüldüğünü, öte yandan davalı tarafın teslim ettiği ipliklerin de ayıplı olması sebebiyle piyasaya verilen ürünlerin kendilerine iade gelmesiyle birlikte ayrıca zarar ettiklerini, neticeten davalı yana teslim edilen ve iade edilmeyen ürün bedellerini talep ettiklerini beyan etmişler, ise de davacı yanın mal teslimine ilişkin düzenlenmiş, bir fatura, sevk irsaliyesi ve dolayısıyla ticari defter ve dayanağı herhangi bir kayıt düzenlenmediği anlaşılmış olmakla ticari defter ve dayanağı kayıtlar üzerinde bu nedenle herhangi bir inceleme yapılamamıştır. Tacirler arası her türlü işlem de ticari olup resmi ve yazılı şekilde kanıtlanmalıdır.
Davacı yanca işlemin inançlı işlem olduğu ileri sürülmüş olmakla davacı ve davalı tanıkları ayrı ayrı dinlenmiş ise de davacı iddialarının incelenmesi bakımından tanık olarak gösterdikleri isimler mahkememizde dinlenmiş ise de ve gerek davacı ve gerekse davalı tanık anlatımları ile bir kısım malların emaneten davalı yana teslim edildiği dinlenen tanık anlatımlarından anlaşılmış ise de bu malların yeniden davacı yana iade edildiğine dair davalı tanık beyanları da bulunduğu anlaşılmıştır. Burada önemli olan husus mal teslim edilip edilmediği, teslim edildi ise bu malların yeniden davacı yana iade edilip edilmediği, iade edilmedi ve halen davalı yan elinde olduğu kabul edilmesi halinde ise bu malların niteliği, metraj ve ağırlığının ve dahi bedelinin neden ibaret olacağı konularının tümü ispata muhtaçtır. Tacirler arası her türlü teslim hususu da yazılı delillerle kanıtlanmalıdır. Davacı tarafça davalı yana teslim edildiği belirtilen malların davalı çalışanı Hüseyin Türkmen imzasına adi yazılı belge ile teslim ed,ildiği, davalı yanca yeniden iade edildiği iddia olunan mallara ilişkin kendi çalışanı … tarafından düzenlenen belgenin ise sahte olduğu, teslime ilişkin her türlü belgenin asılları getirtilerek teslim alan ve teslim eden imzaları bakımından imza incelemesi yapılması, davalı yanın belge aslını mahkemeye teslim ve ibraz etmemesi halinde bu husususun aleyhine değerlendirilerek malların davalı yan elinde olduğunun mahkemece kabul edilmesi gerektiği ve bu yönde işlem yapılması hususunda mahkememizden talepte bulunmuş ise de davalı yan tarafından ellerinde belge aslının bulunmadığı belirtilmiş olup mahkememizce de bu konudaki inceleme taleplerinin davanın esasına etkisi olmayacağından reddine karar verilmiştir. İnançlı işlemler her türlü delil ile ispat edilebilir ise de dinlenen tanık anlatımları ancak bir kısım malların davacı yandan davalı yana emaneten teslim edildiği yönünde belliliğe sahip olup sonrasında davacı yana iade edilip edilmediği hususunda çelişkili beyanlar bulunmakta olup, davacı yanın dediği gibi teslim belgelerine itibar olup bir kısım malın emaneten davalı yana teslim edildiği, ve iade olunduğuna dair belgenin sahte olduğu ispat olunsa dahi teslim edilen malların niteliği, metrajı, ağırlığının ve bedelinin ne olduğu, olacağı hususları ispat muhtaç bulunmaktadır..Bu hususların ise karşı tarafça kabul edilmeyen adi yazılı belge ile ispatı, tacirler arası bir işlemde mümkün bulunmamakta olup, davacının iddia ettiği tutar, miktar ve değerde bir malı davalıya teslim ettiği ve sonrasında bu malın kendilerine iade edilmediği hususunun tanık anlatımları ya da adi yazılı belge ile ispati mümkün görünmemektedir. Davacı tanık anlatımları ile bir kısım malların davalı yana teslim edilip iade edilmediğine dair beyanlara dayalı olarak da bu meblağda bir ticari davada hüküm kurmak mümkün değildir. İspat kuralları bakımından davacı yanın iş bu halde 2.000.000,00 TL değerinde dava dilekçesinde belirtilen nitelik ve içerikte malı davalıya emaneten teslim ettiği ve sonrasında kendisine iade edilmediğine dair hususlarda davalıya yemin teklif etme hakkının bulunduğundan söz edilebilir ise de davacı yanın dava dilekçesinde ve dillerinde açıkça yemin deliline dayanmadığı anlaşılmakla bu husus kendisine hatırlatılmamış, yukarıda açıklanan tüm bu hususlar kapsamında ispat edilemeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70.-TL harçtan peşin olarak alınan 34.155,00.-TL harcın mahsubu ile bakiye 34.074,30.-TL harcın talep talinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,
3-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Asgari Avukatluk Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 199.000,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/12/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza