Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/775 E. 2020/472 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/775 Esas
KARAR NO : 2020/472

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … UETS
DAVALI : … (TCN: …) …

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 02/10/2020 tarihli dava dilekçesini özetle; davalı taraça müvekkili şirket hakkında Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2020/…Esas sayılı takip dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi açıldığını, usulsüz tebligat nedeni ile müvekkili şirket takipten banka hesaplarına konulan haciz ile yeni haberdar olduğunu, takip dayanağı 20/11/2019 tanzim, 15/01/2020 vade tarihli ve 50.000,00-TL bedelli bono altında müvekkili şirkete ithafen atılan imzanın müvekkili şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığının tespitinin yapıldığını, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 17/05/2004 tarih ve 2003/8950 Esas 2004/5704 Karar sayılı ilamında belirtiliği üzere “Diğer yandan ödeme emrine itiraz etmemiş (ve bu nedenle hakkındaki takip kesinleşmiş ) olan borçlu da; borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabilir. Bir başka anlatımla icra takibine borçlunun itiraz etmemesi suretiyle icra takibinin kesinleşmesi menfi tespit davasının açılmasına engel teşkil etmez” Sayın Mahkemenin de malumu olduğu ve Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin 18/05/2015 tarih ve 2014/19604 Esas 2015/7389 Karar; yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 15/06/2015 tarih ve 2014/19386 Esas, 2015/8865 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere senetteki imzanın inkarına ilişkin menfi tespit davalarında kural olarak imzanın borçluya ait olduğunu kanıtlama yükümlülüğü hamiline ait olduğunu, somut olayda, taraflarınca takip dayanağı bono üzerinde bulunan imzalara ayrıca açıkça itiraz edilmekte olduğundan bu bonoya dayalı olarak açılan icra takibi sebebi ile takibe konu bonodaki imzaların müvekkili şirketi yetkilisinin eli ürünü olmadığının açık olduğunu, ispat yükümlülüğünün davalı taraf üzerinde bulunduğunu, müvekkili şirketi ile davalı arasında akdi ya da hukuki bir ilişki bulunmadığını müvekkili şirketin davalı lehine takibe konu edildiği şekilde bir bono düzenlenmesini gerektirir bir sebep olmadığını, müvekkili şirketin takip dayanağı bono sebebi ile borçlu olmadığının tespiti ile takip işlemlerinin davamı halinde müvekkili şirketin uğrayacağı telifisi imkansız zararların önüne geçebilmek adına tensiple birlikte takibin durdurulması adına iş bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, açıklanan bu nedenlerle; fazlaya ilişkin talep hakkı ile diğer dava, talep ve şikayet h aklarının saklı kalmak koşulu ile Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2020/…Esas sayılı takip dosyasında borçlu olunmadığının tespiti ile davalının dava konusu bonoda lehdar olması sebebi ile imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olup olmadığını tespit edilebilecek durumda olması kaynaklı kusuru gözetilerek dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının hüküm altına alınmasına, takip işlemlerinin devamı halinde müvekkili şirketin uğrayacağı telafisi imkansız zararların önüne geçebilmek adına tensiple birlikte takibin tedbiren durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE;
19/12/2018 tarihli Resmi Gazete yayınlanarak yürürlüğe giren 30630 Sayılı Yasa ile Değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5.maddesine eklenen madde (3) Dava Şartı Arabuluculuk başlıklı, madde 5/A- (1) gereğince; bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartıdır.
Aynı yasa ile 6325 Sayılı Kanuna ek olarak getirilen Dava şartı Arabuluculuk başıklı madde 18/A-1-2 gereği; ”…. İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir….” başlıklı hükümleri uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak öngörülmüş olup; davanın mahiyeti ve yasa maddesi ile getirilen tarafların arabuluculuk yolu ile üzerinde müzakere edip anlaşmaları mümkün bulunan bir miktar alacağa ilişkin olması nedeni ile yasa hükümlerinin özü itibari ile arabuluculuğa tabi olması gerektiği mahkememizce değerlendirilmiş olup; davacı yanca arabuluculuk yoluna başvurulmaksızın iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmakla, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6102 Sayılı TTK’nun 5/A maddesi, 6325 Sayılı Kanunun 18 (A) 1-2 maddesi gereği davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken karar ve ilam harcın 54,40-TL harcın, peşin alınan 874,43-TL harçtan mahsubu ile, arta kalan 820,03-TL bakiye harcın, karar kesinleştikten sonra ve talep halinde davacı yana iadesine,
3-Davacı vekilinin tedbir talebinin, mahkememizce 2020/… Değişik İş Dosyası ile değerlendirilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır