Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/774 E. 2022/113 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/774 Esas – 2022/113
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/774 Esas
KARAR NO : 2022/113

HAKİM : ….
KATİP :….

DAVACI :… TÜRK ANONİM ORTAKLIĞI -…
VEKİLLERİ : Av….. UETS
Av…. UETS
DAVALILAR : 1-…(TC…..
2- …(TC. ….
VEKİLİ : Av….. UETS
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2020
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/02/2022
Mahkememizde görülmekte olanİtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Bankanın Yalova Şubesi ile dava dışı… İnş.İth.İhr.San.ve Tic.Ltd.Şti. arasında akdedilen Kredi Genel Sözleşmesine istinaden adı geçen borçluya krediler açılmış ve kullandırıldığını, davalı … ile …’nın ise müvekkil Banka ile imzalanan Kredi Genel Sözleşmesi’ne müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza koymak suretiyle sorumluluk altına girdiklerini, Kredi Genel Sözleşmesi’nden kaynaklanan kredilerin ticari nitelikli krediler olduğunu, borçlulara borcunu ödemesi hususunda Bursa 2.Noterliği’nin 17.01.2020 tarih … yevmiye no’lu kat ihtarnamesi gönderilmiş, hesap kat ihtarnamesi davalılara 21.01.2020 tarihinde tebliğ edilmiş ancak borç ödenmediğini, borçlunun borçlarını ödememesi üzerine Bursa 12. İcra Müdürlüğü’nün 2020/…E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalılar tarafından yer yönünden yetki ile takibe, ödeme emrine, borca, ferilerine, gecikme tazminatına, işlemiş ve işleyecek faize, uygulanan faiz oranına itiraz edildiğini, davalıların itiraz dilekçesi tarafımıza tebliğ edildiği ve zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu, müvekkil Banka ile imzalanan Kredi Genel Sözleşme’sinde, ihtilaf olması halinde salt mahkemelerin değil aynı zamanda icra dairelerinin de yetkisi kararlaştırılmış olmasına rağmen işbu itirazın yapılmış olması tamamen mesnetsiz, hukuk dışı ve Müvekkil Bankanın alacağını tahsile yönelik takibini uzatma amaçlı olduğunu, davalı-borçlunun imzaladığı Kredi Genel Sözleşmesi’nin 19.maddesinde, işbu sözleşmeden doğacak anlaşmazlıkların çözümünde Yalova ve Bursa Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu kabul ettiğinden , Bursa Mahkeme ve İcra Daireleri de özel yetkili olup, muterizin yetkiye ilişkin itirazı hukuken dayanaksız kaldığını, Yargıtay 13.H.D.’nin 17.04.2008 tarih 2008/4533 E. – 5478 K. sayılı kararında da ifade edildiği üzere Kredi Genel Sözleşmeleri ile kullandırılan krediler ticari nitelikli olduğu, ticari nitelikteki Kredi Genel Sözleşmelerindeki yetki şartının 6102 sayılı TTK’nda hükme bağlanan ticari teselsül karinesi ve kefaletin fer’iliği ilkesi gereği kefilleri bağlayacağı yönündeki Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 19.11.2015 tarih , 2015/4766 E. 2015/15190 K. sayılı kararı da mevcut olduğu, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 1992/11437 E. – 1993/8920 E.sayılı dosyasında da açıkça belirtildiği üzere kredi sözleşmesinde kredi koşulları için kararlaştırılan koşullar tarafları bağlayıcı nitelikte olduğu, taraflar ile müvekkil Banka arasında imzalanan Kredi Genel Sözleşmesi’nin Temerrüt Faizi ve Oranı başlıklı 19.maddesinde “Bankaca kredilere uygulanan en yüksek faiz oranına bu oranın %50’sinin ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizinin uygulanacağı ve bu şekilde hesaplanan faizi , bu faizin vergisini ve diğer eklentilerini ve Bankanın yapacağı her türlü masraflar ile ödemeyi kabul ve taahhüt edildiği “ kararlaştırıldığı, takibe geçildiği dönemde müvekkil Bankaca kredilere uygulanan faiz oranının %19 , temerrüt faiz oranının da %28,6 olduğu faiz genelgesinden görüleceği, banka kayıtları incelendiğinde , istenen faiz oranının sözleşme ile kararlaştırılan faiz oranı olduğu görüleceği, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 93/4696 E.-94/5268 K. , Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 92/317 E.-92/287 K. , Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 93/2068 E.-94/1917 K. sayılı kararları incelendiğinde, sözleşmede kararlaştırılan temerrüt faiz oranının uygulanması gerektiği yönünde kararlar verildiği, ayrıca, gerek takip talebinde gerekse ödeme emrinde takibe konu her bir kredinin temerrüt faiz oranları belirtildiği, bilindiği üzere 22 Kasım 2006 tarih ve 26354 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararı gereği Bankalar kredi faiz oranlarını serbestçe belirleyerek uygulamakta olduğunu, yine Ticaret Kanununun 8. madde hükümleri gereği yasanın tayin ettiği miktardan fazlaya ilişkin faiz ödenmesine dair sözleşmeler geçerli olduğu, Bakanlar kurulu kararı, Ticaret Kanununda yer alan düzenlemeler ve şikayetçi borçlu ile müvekkil Banka arasında imzalanan kredi sözleşmeleri ve ekleri ile Kredi Genel Sözleşmelerinde yer alan düzenlemeler gereği müvekkil bankadan kullanılan kredilerde hesabın katı anında dava konusu kredilere cari faiz ve temerrüt tarihinden itibaren %28,6 faiz oranı üzerinden faiz talep edildiği, Kredi sözleşmeleri hükümleri, Bakanlar Kurulu kararı yasal düzenlemeler ve yerleşik Yargıtay İçtihatları gereği borçluların faiz oranına yönelik itirazlarının iptali gerektiği, davalılara hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edilmiş olması sebebiyle, hesap kat’ında belirtilen kalemler yönünden alacak kesinleşmiş olduğundan davalının itirazının iptali ile davanın kabulü gerektiği, davalı Kredi Genel Sözleşmesinin 29-30-31.34-37sayfasında borçlular tarafından müteselsil kefil olarak 1.500.000 TL azami miktar üzerinden kefil olunduğu kendi el yazısıyla belirtilmiş olduğu, yine 29-30-31.sayfada “sözleşmeyi müzakere etmek suretiyle, menfaatime aykırı olabilecek düzenlemeleri ve sonuçlarını bilerek ve anlayarak kabul ettiğimi, bu suretle müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girdiğimi,ticari kararımın bu yönde olduğunu ve Kredi Genel Sözleşmesinin tamamını okuduğumu ve her sayfayı imza veya paraf etmeye gerek olmadığını,sadece imza hanesinin bulunduğu sayfayı imzalamış olmakla tüm sözleşme hükümlerinin hakkımda geçerli olacağını kabul,beyan ve taahhüt ederim” şeklinde beyanın yer aldığı görüleceği, Yargıtay 19.H.D.’nin 1997/8390-1998/1501 E.K. sayılı ilamında “kredi sözleşmesi kefilinin süresiz kefaletindeki feragatinin borçlu ile birlikte sözleşmenin devam ettiği sürece yükümlülük altına sokacağı , kredi borcunun sıfırlanmasının sözleşmeyi sona erdirmeyeceği” belirtildiği, hatta yine Yargıtay 19.H.D.’nin 2004/6918 E.-2005/3261 K. sayılı ilamında mevcut olan kredi borcunun kapatılması için sonradan alınan krediden de kefilin sorumlu olduğu yönünde karar verildiği görüleceği, ayrıca ; müşterek ve borçlu müteselsil kefil olan davalı Yargıtay 19.H.D.’nin 1992/4458-1993/447 E.K. ,2005/3527-12777 E.K. sayılı ilamlarında da görüleceği üzere temerrüdünün sonuçlarından da yani temerrüt faizi ve vergisinden de sorumlu olduğu, Yargıtay 19.H.D.’nin 1992/11228-1993/8772 E.K. bu doğrultuda olduğu, kredi borcunun tahsili için asıl borçlu lehine ipotek verilmesi, kredinin kefilleri hakkında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız takip yapmaya engel olmadığı, kefillerin sorumluluğu eski Borçlar Kanunu’nun 487/1.maddesi yeni Türk Borçlar Kanunu’nun 586.maddesinde hükme bağlandığı, anılan düzenlemeye göre kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını üstlenmiş ise alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri paraya çevirmeden evvel kefil aleyhinde takip yapabileceği, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2014/5245 E. – 8731 K. , Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2005/10226 E.-8339 K.,Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 1993/7502 E.-1994/7547 K. , 1999/1148 E.-1624 K. sayılı ilamlarında bu yönde kararlar verildiği, yine , davalı-borçluların haksız ve kötü niyetli itirazı nedeni ile takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemek zorunluluğu doğduğu belirtilerek Bursa 12.İcra Müd.’nün 2020/…E. sayılı dosyasındaki alacağa yaptığı itirazının iptaline , takibin devamına ; davalınn takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Bursa 12. İcra Müdürlüğü nezdinde yürütülen 2020/…Esas sayılı ilamsız icra takibi yetkisiz icra dairesinde açılmış olduğunu, şöyle ki, İİK m. 50/1 hükmü yollamasıyla HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla uygulandığı durumda borçlu addedilen müvekkilleri adresinin bulunduğu yer icra dairesi olan Yalova İcra Daireleri yetkili olduğunu, HMK m. 17 ve Yargıtay içtihadı uyarınca söz konusu yetki sözleşmesi geçersiz olduğundan yetki itirazının kabulüne, takibin iptaline ve davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiğini, müvekkillerinin kefaleti TBK m. 583 ve TBK m.584 hükümlerine aykırı olduğunu, sözleşmede bulunan imzasız sayfalardaki hususları ve hükümleri kabul etmediklerini, davacı tarafından ileri sürülen kefalet ilişkisinin yer aldığı iddia edilen genel kredi sözleşmesi dosya ve icra takibi kapsamında ibraz edilmemiş olduğunu, ilgili sözleşmede “müteselsil kefil” ifadesi ve “kefalet tarihi” müvekkilleri el yazısı ile yazılmadığından TBK m. 583 hükmüne aykırılık söz konusu olduğunu, bununla birlikte kefalet ile ilgili müvekkilleri eşlerinin rızaları alınmadığını, bu durumda hem TBK m. 583 hükmüne hem de TBK m. 584 hükmüne aykırılıktan ötürü kefalet geçersiz olduğunu, davacının ileri sürdüğü alacağın asıl borçlusu tarafından takibe konu borcun daha önce yapılandırıldığı anlaşılmakta olduğunu, bu yapılandırma sebebiyle borcun miktarında artış meydana gelmiş olduğunu, TBK m. 583/3 hükmüne göre kefilin sorumluluğunu artıran değişikliklerde yine kefalet için öngörülen şekil şartına uyulması zorunlu olduğunu, mevcut durumda bu şekil şartına uyulmadığını, asıl borcu arttıran değişiklikler konusunda müvekkilleri rızaları alınmamış olduğunu, söz konusu genel kredi sözleşmesinin her sayfasında müvekkilleri imzaları bulunmadığını, müvekkilleri sözleşmenin asli unsurları konusunda bilgi sahibi olmadığını, bu sebeple sözleşmenin imzasız sayfalarındaki husus ve hükümleri kabul etmediklerini, davacı tarafından keşide edilen Bursa 2. Noterliği …yevmiye numaralı 17.01.2020 tarihli hesap kat ihtarına müvekkillerce keşide edilen Beyoğlu 57. Noterliği … yevmiye numaralı 07.02.2020 tarihli ihtarname ile itiraz edilmiş olduğunu, bu itiraz kapsamında kefalet sözleşmesinden rücu edildiği ve söz konusu borçtan dolayı müvekkilleri sorumluluğunun bulunmadığının belirtilmiş olduğunu, itirazlarını içeren ihtarname 13.02.2020 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş olduğunu, müvekkilleri, Yalova 4. Noterliğinin …yevmiye numaralı 10.10.2018 tarihli ihbarnamesi ile TBK m. 599 uyarınca bahsi geçen kredi sözleşmesine ilişkin kefalet sözleşmesini feshetmiş olduğunu, fesih ihbarnamesi 22.10.2018 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş olduğunu, bu husus Yalova 4. Noterliği’nin 24.01.2020 tarihli tebliğ şerhi ile sabit olduğunu, fesih bildirimi davacıya ulaştığı andan itibaren müvekkilleri ilgili borçtan herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafından keşide edilen Bursa 2. Noterliğinin .. yevmiye numaralı 17.01.2020 tarihli ihtarnamesi içeriğinde 24.12.2019 ve 26.12.2019 tarihlerinde kat edilmiş borçlara yer verilmiş olduğunu, takibe konu borçtan müvekkilleri sorumlu olmasının mümkün olmadığını, zira davacıya 22.10.2018 tarihinde tebliğ edilen ihbarname ile söz konusu kefaletten rücu edilmiş olduğunu, davacı, daha önce takibe konu alacak ile ilgili ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe girişmiş olduğnu, söz konusu ipotek davalı müvekkillerce teminat gösterilmiş olduğunu, İİK M. 45 hükmü uyarınca alacaklının müvekkillere karşı giriştiği takip usul ve yasaya aykırı olup mükerrer tahsilat yapması ihtimaline binaen takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini, anılan bu sebeplerle; davanın reddine, davacının İİK m. 67/2 hükmünce %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELLİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalılar aleyhine Bursa 12. İcra Müdürlüğü’nün 2020/…Esas sayılı icra takip dosyası ile başlatılan takibe itirazın iptali davası olup yasal süresi içerisinde açılmıştır.
Mahkememizce Bursa 12. İcra Müdürlüğü’nün 2020/…Esas sayılı icra takip dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı Banka vekili tarafından, 19/06/2020 tarihinde, …, … ve… aleyhine, 384.516,23-TL asıl alacak, 44.210,07-TL işlemiş faiz, 2.210,50-TL Bsmv, 755,36-TL ihtarname masrafı ve 14.210,00-TL çek depo bedeli olmak üzere toplam 455.902,16-TL miktar üzerinden, asıl borçlu … İnş. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti ve …. aleyhinde Bursa 12.icra Müdürlüğü dosyasında tahsilde tekerrür olmamak kaydı takip başlatıldığı, davalılar ….ve…’nın 31/07/2020 tarihli itiraz dilekçesi ile takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı banka tarafından asıl borçlu … İnş. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti ve … aleyhinde Bursa 12.icra Müdürlüğü’nün 2020/…Esas sayılı dosyasında tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıltığı anlaşılmakla mahkememizce dosyanın uyap sistem üzerinden celp ve incelenmesine, dosyada tahsilat ve satışların bulunmadığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinde yetkiye ilişkin maddede; Yalova ve
Bursa Mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğu mukavele edilmiş bulunmakla, Mahkememizce, davalı tarafın yetkiye dair itirazının İİK madde 50. Gereğince HMK 17. Maddesi ile TTK’nun 7. Maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce, dava dosyası, ibraz edilen deliller ve davacı banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak icra takip tarihi itibariyle davacının var ise alacaklı olduğu miktar ve faizinin belirlenmesi yönünden, dosya tüm ekleri ile birlikte konusunda uzman Bankacı Bilirkişi….a teslim edildiği, bilirkişinin 24.07.2021 tarihli raporu mahkememize ibraz ettiği görülmüştür.
24.07.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 394.516,23
TL asıl alacak, 44.210,07 TL işlemiş faiz, 2.210,50
TL BSMV, 755,36
TL ihtar masrafı olmak üzere 441.692,16 TL nakit borç toplamı, 14.210,00
TL gayri nakdi depo bedeli ile genel borç toplamının 455.902,16
TL olduğu, toplam nakit borç tutarının; icra masrafları, vekâlet ücreti ve takip tarihinden
ödeninceye kadar asıl alacak tutarına işletilecek % 28,50 temerrüt faizi, faizin % 5 gider vergisi
(BSMV) ile birlikte, tahsilde tekerrür etmemek ve kısmi geri ödemelerin TBK. ‘nun 100. maddesi
uyarınca önce faiz ve masraflardan düşümü sağlanmak kaydıyla tahsilinin gerektiği, ayrıca; 14.210,00 TL. gayrinakdi kredinin depo edilmek üzere nakden ödenmesi
gerekmekte olduğu yönünde hesaplama yapıldığı görülmüştür.
Alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonucunda, davacı bankanın Yalova Şubesi ile dava dışı asıl borçlu …. İnş. İth. İhr.
San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 27.10.2014
tarihli, 600.000,00 TL tutarlı tutarlı Genel Kredi Sözleşmesinde; davalılar …
ve…, dava dışı …. ’nın 1.500.000,00 TL. Limitle,” müşterek
borçlu ve müteselsil kefil” sıfatı ile kefalet imzası yer aldığı, sözleşmenin kefalet hükmü kısmında müşterek müteselsil kefillerin 6098 S. TBK. ‘nun
kefaletin geçerlilik şartı olarak kabul ettiği el yazısı ile yazılmış (Kefeler türü, kefalet tarihi,
kefalet tutarı ve imzadan oluşan) kefalet beyanları bulunmakta olduğu, kefalet sözleşmesinde davalı kefillerin kefalete ilişkin
eş rızası beyanları bulunmamakta olduğu, ancak davacı banka vekili tarafından dosyaya davalıların eş rıza belge asıllarının ibraz edildiği, ayrıca sunulan Ticaret Sicil gazetesinde kredinin kullandırıldığı, imzalandığı tarihte davalı … ve… dava dışı asıl borçlu… İnş.İth.İhr.San.ve Tic.Ltd.Şti.’ nin ortakları olduğunun görüldüğü, Borçlar Kanunu’nun sözkonusu 584. Maddesi gereğince asıl borçlu şirketin ortağı olan davalılar yönünden eş rızasının aranmadığı, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’nin “Kefil Kabul Beyanı”
kısmında; davalı kefillerin imzalı beyanları yer aldığı, söz konusu beyanlarda; Kredi
Sözleşmesinin 24.10.2014 tarihinde kendilerine teslim edildiği, sözleşme içeriğinde Genel
işlem Koşullarının bulunduğu ve bunların aleyhe doğuracağı hususların anlatıldığı,
sözleşme hükümlerinin karşılıklı müzakere edilebileceğinin belirtildiği, kefalet hükümleri
hakkında bilgi verildiği” açıklanmakta olduğu, Kredi Sözleşmesinin Kefalet Hükmü bölümümde ise kefillerin; “…her sayfayı imza
ve paraf etmeye gerek olmadığı, sadece imza hanesinin bulunduğu sayfayı imzalamış
olmakla tüm sözleşme hükümlerinin geçerli olacağı” ‘na ilişkin beyanları bulunmakta olduğu, davaya konu borcun asıl borçluya kullandırılan kredilerden kaynaklanan borç; 2 adet Taksitli Yapılandırma
kredisi ile 2 adet çek banka garanti tutarı tazmininden oluştuğu, dava dışı asıl borçlu …Ltd. Şti. davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefiller
… ve…, dava dışı müteselsil kefil … aleyhine keşide
edilen Bursa 2. Noterliğinin 17.01.2020 tarih ve… y. no.lu kat ihtarnamesinde, mevcut borcun
16.01.2020 tarihi itibariyle 393.121,31 TL. ulaştığı, bu tutarın 1 gün içinde ödenmesi, toplam 14.210,00 TL. tutarındaki 7 adet çekin iade edilmesi veya bedelinin depo edilmek
üzere nakden ödenmesi ihtar edildiği, ihtarnamenin davalı … ve… ‘ya 21.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, bankanın verdiği 1 günlük ödeme
süresinin de ilavesi ile temerrüdün 23.01.2020 tarihinde oluştuğu, her ne kadar davalılar … ve ….’nın …San. Tic. Ltd. Şti.
‘ne hitaben keşide ettiği ve bilgi için aralarında davacı … ‘ın da bulunduğu
Bankalara gönderilen Yalova Noterliği ’nin 10.10.2018 tarih ve…no.lu “Kefaletten
Cayma” ihtarnamesinde; muhataplarla yapılan Kefalet Sözleşmesindeki kefaletlerinden
görülen lüzum üzerine vazgeçildiğini, kredi sözleşmelerinin bu günden itibaren hükümsüz
kaldığını, kendilerini bağlamayacağına dair fesih ihtarnamesinin tebliğ tarihi olan 22.10.2018 tarihinden itibaren
müvekillerinin ilgili borçlardan sorumlu olmadıklarını iddia etmişse de, kefilliktan
cayan kişinin, cayma tarihinden önce kefalet ettiği firmaya kullandırılan kredi borçlarından
sorumlu olduğu, yeniden yapılandırma; yeni bir kredi açıldığı anlamına
gelmediği gibi, borcu artıran bir unsur da olmadığından davalıların kredi borçlarından sorumluğunun devam ettiği, ayrıca İİK. ‘nun 45. maddesi, asıl kredi borçlusu için geçerli olup, müteselsil
kefillere uygulanmadığı, müteselsil kefiller asıl borçlu için ipotek vermiş olsa dahi, ipotek
sorumluluğu yanında, kredi sözleşmesindeki kefaleti nedeniyle ayrıca kefaleten de
sorumluluğu bulunmakta olduğu, kaldı ki; kat ihtarnamesinden de anlaşılacağı üzere davalı
müteselsil kefiller, asıl borçlu lehine ipotek teminatı vermedikleri, ipotek teminatı veren
müteselsil kefil, dava dışı … olduğu, kredi borcunun tahsili için asıl borçlu lehine ipotek verilmesi, kredinin kefilleri hakkında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız takip yapmaya engel olmadığı,müşterek borçlu ve müteselsil kefillerin asıl borçlunun borcundan olan sorumluluğu,
kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçları ile sınırlı olduğu, davalı müteselsil kefillerin Kefalet
limiti 1.500.000,00 TL. icra takibinde talep edilen borcu karşılayacak miktarda olduğu, Taraflar arasındaki sözleşmenin 12. Maddesinde; “Müşterinin temerrüdü halinde Banka,
vadesinde ödenmeyen anapara (nakde dönüşen gayrinakdi krediler dâhil) ile hesaba tahakkuk ettirilmiş
olan fakat zamanında ödenmeyen faiz, komisyon, ücret, masraf, fon kesintisi, vergi ve diğer eklentileri ister
tahakkuk ettirildikleri hesapta, isterse ayrı bir hesapta takip edilsin, bunlardan oluşan meblağa, Bankaca
kredilere uygulanan en yüksek faiz oranına bu oranın % 50 ‘sinin ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden
faiz uygulama yetkisine sahiptir” hükmü yer aldığı, davacı Bankanın kredilere uyguladığı en
yüksek faiz oranı % 19 olduğu ve temerrüt faiz oranının da % 28,6 olduğu, dava dilekçesinde
açıklanmış bulunmakta olduğu, uygulanan % 19 en yüksek faiz oranından hareketle hesaplanan
temerrüt faiz oranı (19 *1,5 = % 28,5) yıllık % 28,5 olduğu, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu gereği yapılan hesaplamalara göre nakit alacak yönünden toplam borç tutarının;394.516,23- TL asıl alacak, 44.210,07-TL işlemiş faiz, 2.210,50-TL BSMV, 755,36-TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 441.692,16-TL alacak olduğu; davacı bankanın çek sorumluluk bedelinden kaynaklı gayri nakdi alacak talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise , kefaletin verildiği anda borcun belirli ya da belirlenebilir olması gerektiği, kefalet sözleşmelerindeki belirlilik ilkesi uyarınca kefil olunan açısından belirli yani ferdileştirilmiş bir borcun varlığının arandığı, kefilin yalnızca kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile bağlı olduğu, Çek Kanununun ödeme yükümlülüğü maddesi uyarınca, hesap sahibi ile banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayrinakdî kredi sözleşmesi hükmünde bulunduğu, henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden de söz edilemeyeceği, belirsiz alacak için kefalet sözleşmesi kurulamayacağı, bu nedenle çek depo bedelinden hesap sahibinin sorumluluğunun bulunduğu ancak kredi sözleşmesini imzalayan müteselsil kefilin risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinden sorumlu olabilmesi için kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerektiği, eldeki kredi sözleşmesinde ise depo talebinin müteselsil kefilleri de kapsayıp kapsamayacağı hususunda açık bir hüküm bulunmadığı, davalıların depo bedelinden sorumluluklarının bulunmadığı; (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 06/11/2018, 2018/19-689 Esas-2018/1624 Karar ) , anlaşılmakla; Mahkememizce, davanın kısmen kabulü ile; davalıların Bursa 12. İcra Müdürlüğünün 2020/…Esas sayılı icra takibine itirazının kısmen iptaline, icra takibinin; 394.516,23- TL asıl alacak, 44.210,07-TL işlemiş faiz, 2.210,50-TL BSMV, 755,36-TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 441.692,16-TL üzerinden, , takip tarihinden itibaren asıl alacağa işletilecek %28,50 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’si ile icra masrafları, vekalet ücreti ile birlikte devamına, faiz oranında fazlaya ilişkin ve depo talebine yönelik istemin reddine, ayrıca alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla asıl alacağın %20 si tutarında icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalıların Bursa 12. İcra Müdürlüğünün 2020/…Esas sayılı icra takibine itirazının KISMEN İPTALİNE,
İcra takibinin; 394.516,23- TL asıl alacak, 44.210,07-TL işlemiş faiz, 2.210,50-TL BSMV, 755,36-TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 441.692,16-TL üzerinden, , takip tarihinden itibaren asıl alacağa işletilecek %28,50 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’si ile icra masrafları, vekalet ücreti ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin ve depo talebine yönelik istemin REDDİNE,
2-Alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla asıl alacağın %20 si tutarında hesap edilen 78.903,24-TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen ve müştereken alınıp davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı banka harçtan muaf olduğundan, 54,40-TL başvuru harcı, 30.172,00-TL karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 30.226,40-TL harcın, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 39.134,61 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak müştereken davalılara VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanan 500,00-TL bilirkişi ücreti ve 77,70-TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 577,70-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 559,70-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk hizmeti 1.278,86-TL’sinin müştereken ve müteselsilen davalılardan; 41,14-TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
8-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/02/2022

Katip….. Hakim ….
E-İmzalı E-İmzalı