Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/769 E. 2021/11 K. 07.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/769 Esas – 2021/11
T.C.
BURSA
3.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ ARAR

ESAS NO : 2020/769
KARAR NO : 2021/11

HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : …TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – … UETS
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ – …
… UETS
VEKİLİ : Av. … – … UETS
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/01/2021
Mahkememizde açılan alacak davasının açık muhakemesi sonunda ;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde, Davacı müvekkili ile davalı arasında, davalının …Mevkiinde bulunan tesislerinde 24 saat esasına göre özel güvenlik hizmeti verilmesi hususunda 15.09.2013 başlangıç tarihli sözleşme imzalandığını, anılan sözleşmenin 07.09.2016 tarihinde uzatıldığını ve 31.10.2016 tarihinde sonlanmasının kararlaştırıldığını, davalı uhdesinde çalıştırılan özel güvenlik görevlilerinden …‘in davalı ile akdedilen sözleşmenin bitmesi nedeniyle iş akdi sona ermişse de… Gaz tesislerinde çalışmaya devam ettiğini, ancak davadışı işçinin müvekkili şirketten kıdem ve ihbar tazminatı talebinde bulunduğunu, davalı… Gaz ile yapılan sözleşmenin eki niteliğindeki maliyet tablosu gereğince, çalışanların kıdem ve ihbar tazminatlarının davalı… Gaz tarafından ödenmesi gerektiğinden ilgili kalemlerin e-fatura hazırlanarak davalı tarafın yetkililerine gönderildiğini, fakat faturanın reddedildiğini ve ödeme yapılmadığını, sorumluluğun tamamen asıl işveren üzerine bırakıldığını, faturanın ödenmemesi üzerine davadışı işçinin Bursa 2. İş Mahkemesini 2017/… E. Sayılı dosyasında alacak davası açtığını, yapılan yargılama neticesinde kıdem ve ihbar tazminatına hükmedildiğini, söz konusu kararın Bursa 20. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibine konu edildiğini, dava dışı işçiye ödenen meblağların yapılan sözleşmenin gereği davalı yan uhdesinde olduğunu, ödenen meblağın rücuen tahsilini, 10.000 TL’nin ödemenin yapıldığı tarih olan 08.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : dava dışı davacı çalışanı …’e kıdem ve ihbar tazminatı ödendiğinden ve taraflar arası sözleşme eki maliyet tablosu, müvekkili Şirkete kesilen fatura gereği bu miktardan müvekkilinin şirketinin sorumlu olması gerektiğini, davacının bu davayı kısmi dava yahut belirsiz alacak davası olarak açmasında bir hukuki yararı bulunmadığını, …’e ne kadar kıdem ve ihbar ücreti verildiğinin açık bir şekilde belirtilmediğini, davacı tarafın sözleşme ekinde sunduğu belgeler de, tam meblağları bildiğini ancak eksik harç ödemek için hukuki yararı olmamasına rağmen davayı düşük tutardan açtığını, taraflar arasındaki sözleşmede kıdem ve ihbar tazminatlarından müvekkilinin Şirketinin sorumluluğuna dair bir hüküm bulunmadığını, davanın öncelikle hukuki yarar yokluğundan ötürü usulden reddinin gerektiğini, davanın senetle ispat kurallarına aykırı bir biçimde açıldığından davanın esastan reddinin gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir,
GEREKÇE :
Dava tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan ve işçiye ödenen işçilik alacaklarının rücuen tazminine ilişkindir.
Davacı, davalının işyerinin güvenliğini sağlamak amacı ile davalı şirkete personel temin etmektedir. İşçiler davacı şirketin işçileri olup, davalı tarafın işyerinde güvenlik hizmeti vermektedirler. Sözleşmeden anlaşıldığı üzere , taraflar götürü bedel üzerinden bir anlaşma yapmış olup, herhangi bir ek fiyatlandırma yapılmayacağı görülmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmede işçilik alacaklarından kimin sorumlu olacağı yazılı değildir. Diğer tüm alacaklar maliyet tablosunda gösterilerek davalı tarafından ödenmiştir. Bu hususta ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacının kendi işçisinin kıdem ve ihbar tazminatını ödemesi nedeniyle, hizmet alımı sözleşmesi ile davacının işçilerinin davalının işyerinde çalışmaları nedeniyle davalıya bu kalemlerin rücu edilip edilemeyeceği noktasında toplanmıştır.
Kural olarak işçinin alacaklarından işveren ve yüklenici müteselsilen sorumludur. Fakat bu yalnızca işçiye karşı geçerlidir. Taraflar arasındaki iç ilişkide bu işçilik alacaklarından kimin sorumlu tutulacağına dair sözleşme hükümleri uygulanacaktır. Taraflar arasındaki sözleşmenin de götürü bedel ile yapıldığı, davalının hizmetin aksamaması adına bu hizmeti ihale yolu ile temin ettiği tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davacı tacir olup, çalıştırdığı işçilerine kıdem ve ihbar tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu bilebilecek niteliktedir. Davalı ile akdedilen sözleşmeye bu bedelin başlangıçta yansıtılmadığı, bundan davalının sorumlu tutulması sonucunu doğurmayacağı gibi, davacının böyle bir talebi ileri sürebilmesi sözleşmede açıkça bir hüküm bulunması koşuluna bağlıdır. Maliyet tablosunda bu bedellerin davalı tarafından sözleşme bedeline eklenmemesi davalının sorumlu olduğu anlamına gelmeyecektir. Nitekim çalışılan işçiler ile işveren olan davacı arasında iş ilişkisi söz konusudur. Bu iş ilişkisi nedeniyle işçiye karşı asıl sorumlu olan davacı olup, davalının sorumluluğu müteselsilen sorumlu olsa dahi tali sorumluluktur.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin ters açıdan cereyan eden benzer bir olayda 26.01.2021 tarih, 2019/…Esas ve 2021/…Karar sayılı kararı ile “……İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir…….” şeklindedir. Dolayısıyla olayımızda müteselsil sorumlu olan davalı işçiye , kıdem ve ihbar tazminatını ödese idi, sözleşmede hüküm olmaması sebebiyle davacıya tam olarak rücu edebilecekti. Bu durumun mefhum-ı muhalifinden işbu davanın reddinin gerekeceği sonucu çıkmaktadır. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu harcın, peşin alınan 170,78.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 111,48.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Asgari Avukatluk Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafa İADESİNE,
6-Devlet bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL arabuluculuk masrafının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, bu hususta tahsil tezkeresi düzenlenmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/01/2021

İş bu kararın gerekçesi 22/02/2021 tarihinde yazılmıştır.

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı