Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/764 E. 2022/95 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/764
KARAR NO : 2022/95

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…. UETS
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/09/2020
KARAR TARİHİ : 26/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; davacı …’in … Şekerleme San ve Tic A.Ş.’nin ortağı olup, Türk Ticaret Kanunu 394. Madde gereğince halihazırda 594.849,26-TL huzur hakkı alacağı bulunmakta olduğunu, davacı müvekkil … uzun yıllardır … Şekerleme San ve Tic A.Ş Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmış olup bu görevi 21.06.2019 tarihinde sonlandırıldığını, davaya konu edilen huzur hakkı alacağı genel kurullarda ve şirketin tüm kayıtlarında belli olup ayrıca şirket kayıtları ile de sabit olduğunu, belirlenen rakamların tüm yönetim kurulu üyeleri için tahakkuk ettirilerek vergi dairesine de gerekli bildirimler yapıldığını, … Şekerleme San ve Tic A.Ş. tarafından huzur hakkı bedelinin ödenmemesi üzerine davacı tarafından 23.09.2019 tarihinde Bursa 18. İcra Müdürlüğü 2019/… E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, … Şekerleme San ve Tic A.Ş.’nin yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin belirlenmesi için 15.04.2019 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında yönetim kurulunun belirlenememesi üzerine bir kısım ortaklar tarafından TTK 531. Maddesi uyarınca dava açılmış ve bu dava halen Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/…E sayılı dosyası ile devam etmekte olduğunu, Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/…E sayılı dosyasından tesis edilen 26.09.2019 tarihli ara karar ile “. İhtiyati Tedbir İsteminin KABULÜ ile; davalı şirketin organsız kalması nedeniyle davalı şirketin yönetim ve temsil anlamında her türlü iş ve işleyişini yürütmek üzere SMMM … ile Hukukçu …’in yönetim ve temsil kayyumu olarak atanmasına,…” karar verildiğini ve mahkeme dosyasının halen derdest olduğunu, Kayyım Heyeti tarafından Bursa 18. İcra Müdürlüğü 2019/… E sayılı takibe itiraz edildiğini, 02.10.2019 tarihli itiraz dilekçesinde ” … Tüm dosya borcunun tamamına itiraz etmekle birlikte ayrıca alacaklı … tarafından açılan icra takibinde borcun konusu “şirket huzur hakkı” olarak gösterilmiş olmasına rağmen takibin dayanağı belge tek sayfadan oluşan ve “ücret tahakkuku” adı altında sunulan bir evraktır. Evrak içeriğinden iddia edilen alacağın huzur hakkı alacağı olduğu anlaşılmamaktadır. Ayrıca yapılan icra takibi belirlenebilir bir alacak olmadığı gibi buna ilişkin evrak ve belge sunulmamıştır. Varlığı iddia olunan alacak teknik bir inceleme neticesinde uzman bilirkişilerce tespit edilebilecek mahiyette olup icra takibi yalnızca belirli alacaklar için gerçekleştirilebilmektedir. Yargılamaya muhtaç alacak iddiasına karşı itiraz etmekteyiz. Bununla birlikte tüm borcun yanında özellikle ödeme emrine ek belgeden gösterilen 455.091,12-TL nin de evveliyatı şirket tarafından anlaşılmamakta ve bilinmemekte olup belirsiz ve likit olmayan icra takibinin tamamına karşı itiraz etme zorunluluğu doğmuştur….” denilmekte olduğunu, alacak konusu değişik aşamalarda duruşma ve toplantılarda dile getirildiğini , bu konuda inceleme yapılmasının dava açılmasına sebebiyet verilmemesinin talep edildiğini, şirket kayıtları kayyım heyetinin denetiminde olup itiraz dilekçesi üzerinden yaklaşık 1 yıl geçtiğini ve halihazırda itirazın geri alınmadığını ve 1 yıllık sürede dava açılmasının zarureti karşısında işbu dava açılması gerektiğini, davanın açılmasına sebebiyet verilmesi nedeniyle her türlü yasal başvuru haklarımızı da saklı tutmakta olduklarını, davacı …’in davalı şirketten huzur hakkı nedeniyle 594.849,26-TL (Fazlaya ilişkin haklar ve hesapta hatadan kaynaklanacak haklar saklı kalmak kaydıyla) anapara alacağı bulunduğunu, İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davasında alacaklı-davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın da likit olması şartı aranmakta olduğunu, somut uyuşmazlıkta da alacağın likit ve belirlenebilir mahiyette olduğunu, “…somut olayda davalı şirket, söz konusu satım sözleşmesi nedeniyle satıcı davacıya olan borcunun miktarının belirlenebilmesi için gereken bütün unsurları bilmekte veya bilmesi gereken bir konumda; kısaca, davacıya ne miktarda borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olduğunu, davalının bizzat belirleyebileceği borç miktarı ile, davacının düzenlediği faturadaki tutarı karşılaştırmak suretiyle faturanın gerçek borcu gösterip göstermediğini denetlemesinin; buna bağlı olarak da, eğer hakkındaki İcra takibinde talep edilen alacak gerçeğe uygun ise, borca itiraz etmemek suretiyle, icra inkar tazminatına mahkum olmaktan kurtulmasının fiilen ve hukuken mümkün olmadığını, buna rağmen, borca itiraz etmiş olan davalının, icra ve inkar tazminatından sorumlu tutulmasının hem somut olay özelliklerinin ve hem de yasal düzenlemelerin gereği olduğunu belirterek davanın Kabulüne, davalının Bursa 18. İcra Müdürlüğü 2019/… E sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptaline , takibin devamına , davacı lehine davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle zamanaşımı itiraz ve def’inin kabulüne karar verilmesini, itirazın iptaline konu icra takibinde talep edilen ve şartları oluşmayan faiz ve fahiş olan faiz oranına itiraz itiraz etmekte olduklarını, dayanak takibe konu asıl alacağa yıllık %19,50 oranında işleyecek reeskont-avans faiz talebi fahiş olup takipteki faiz ve faiz oranı fahiş olup, itirazımız yapılacak bilirkişi incelemesi ve emsal banka kayıtları ile ispat olunacağını, Bursa 18 İcra Müdürlüğü 2019/… Esas sayılı icra takibine itiraz edilmesinde; Davalı şirketin hukuki yararı bulunup, likit ve belirlenebilir bir alacak mevcut olmadığını, iş bu davaya konu icra takip tarihinin 23.09.2019 tarih ve 594.849,26 TL bedelli, dayanağı “… huzur alacağı” olan ilamsız icra takibi başlatıldığını, 25.09.2019 tarihinde şirkette tebliğ edilmiş ise de; davacının, Bursa 1 Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/476 Esas sayılı konkordato talepli davası 17.09.2019 tarihinde reddedildiğini, 23.09.2019 takip tarihi ve tebliğ tarihi itibariyle şirket organsız olup,yetkili yönetim kurulu bulunmadığı gibi kayyım da henüz atanmadığını, diğer hissedar grubu tarafından Bursa 3 Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/…Esas sayılı dava ise 24.09.2019 tarihinde açıldığını , Mahkemece 26.09.2019 tarihinde Davalı … ve ŞekerlemeA.Ş’ye temsil ve yönetim kayyımı SMMM … ve Hukukçu … ‘i temsil ve yönetim kayyımı olarak atandığını, hal böyle iken; tebliğ tarihi 25.09.2019 olan icra takibine, 26.09.2019 tarihinde atanan temsil ve yönetim kayyım heyeti 02.10.2019 tarihinde gerekçeli olarak itirazda bulunmak zorunda kalıp; takibe dayanak bedel bakımından belge ve bilgi sunulmadığı, inceleme gerektiği, bedelin likit ve belirlenebilir olmadığı yönünde itirazda bulunmak zorunda kalındığını, başlatılan icra takibi ile aynı gün davacı tarafından bu defa Bursa 18 İcra Müdürlüğü 2019/… sayılı ilamsız takibi ile ortaklar hesap alacağı ve 944.597,49 TL bedeli icra takibi başlattığını, yine diğer ortak ( Davacının oğlu ) … tarafından da Bursa 18 İcra Müdürlüğü 2019… Esas sayılı dosyadan 89.628,98 TL bedelli huzur hakkı alacağı için takipler başlatıldığını, davalı şirketin 2014 yılından başlamak üzere 15.04.2019 Tarihine kadar Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığını, alacak kayıtlarının tamamının davacının Yönetim Kurulu Başkanı olduğu dönemde oluşmuş olması ve alacağın likit olmadığı, dayanak belge sunulmadığı ve yargılamayı gerektirdiği görüldüğünden takibe itiraz edildiğini, İİK 67.maddedeki şartlar sağlanamadığından; işbu takibe şirkettin ve Davacı dahil tüm şirket ortaklarının yüksek menfaati ve işletmenin devamı ve dahi inceleme ve Yargı denetimi gereken niteliği, icra takibine dayanak belge olarak tek sayfadan oluşan ve ”ücret tahakkuku” adı altında sunulan evrak içeriğinden itiraz etme zorunluluğu doğduğunu, davalı Şirketin, ana sözleşmesi gereği A grubunu oluşturan 2 hissedar ve B grubunu oluşturan 2 hissedar olmak üzere Yönetim Kurulu 4 hissedardan oluşmakta olup, A ve B grubu hissedarlardan seçilen 2 hissedarın birlikte imzası ile şirketi temsil etmekte olduğunu, şirketin, en son genel kurulu tarihi 11.03.2019 tarihi olup, yönetim kurulu süresi bittiğini, iş bu nedenle, bu tarih sonrasında hiç bir yönetim kurulu üyesi sıfatı bulunmayan şirket hissedarlarına huzur hakkı-ücret ödenemediğini, zira yasal olarak yönetim kurulu üyesi sıfatları olmadığını, davacının dava dilekçesinde, Yargıtay ve doktrince kabul edilen görüşün yeni YK seçilene kadar mevcut yönetim kurulunun devam edeceğini beyan etmiş iseler de; bu beyana itibar edilmesi mümkün olmadığını, ibraz edilen Yönetim Genel Kurul Karar defteri ve tutanakları sabit,11.03.2019 ve 15:00 tarihinde kararlaştırılan “Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı” toplantı yeter çoğunluğu sağlanmamış, bu defa 01.04.2019 tarihinde alınan yönetim kurulu kararı ile çağrısız olarak olağanüstü genel kurul toplantı tarihi 15.04.2019 olarak kararlaştırılıp aynı yönetim kurulu kararı ile ” Şirket Yönetim Yönetim Kurulumuzun görev süresinin işbu yönetim kurulu toplantısı tarihi itibariyle sona ermiş olması nedeni ile yeni yönetim kurulu üyelerinin belirlenmesine ilişkin yapılacak 15.04.2019 olağanüstü genel kurul toplantısına şirket zararını önlemek amacı ile şirket hesaplarının bulunduğu bankalara para yatırma-çekme, havale -EFT işlemlerinin gerçekleştirilmesi, TC Mahkemeleri ve icra daireleri, SGK, Vergi Daireleri nezninde şirketin taraf olduğu işlemlerle ve şirket personel maaşlarının ödenmesi ile her türlü belge-talimat-döküman imzalanması ve söz konusu işlemlerin yerine getirilmesi amacı ile şirket YK Başkanı … ve …’nin müştereken yetkilendirilmesine oy birliği ile karar verilmiştir.” denmekte olduğunu, 11.03.2019 tarihinde yönetim kurulu toplanamadığını ve görevin son bulduğunu, oy birliği ile imza edilen 01.04.2019 tarihli karar ile davacı dahil yönetim kurulu üyeleri görevlerinin son bulduğunu kabul ettiklerini, hal böyle iken; davacının, açık ve belirli olmayan icra takibinde talep ettiği ücret alacağı talebi bakımından – kabul anlamına gelmemek kaydı ile- yönetim kurulu üyeliği sona erdikten sonraki dönemi de talep etmekte olduğunu, davacının dava dilekçesinde, uzun yıllar davalı şirket bünyesinde yönetim kurulu başkanlığı yapmış olduğu ve görevinin 21.06.2019 yılında sona erdirildiği belirtilmiş ise de; şirketin en son genel kurulu tarihi 11.03.2019 tarihi olup, yönetim kurulu süresi bittiğini, iş bu nedenle, bu tarih sonrasında hiçbir yönetim kurulu üyesi sıfatı bulunmayan şirket hissedarlarına huzur hakkı-ücret ödenmediğini, davalı şirketın, yönetim kurulunu oluşturamadığını Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/… E. Sayılı dosya ile Av. … ve …’ı ”temsil kayyımı” olarak atadığını, yine genel kurulda yönetim oluşturulamadığından Mahkememizin 2019/… E. Sayılı dava dosyası ile dava dışı diğer hissedarlar tarafından bölünme ve şirketin tasfiyesi talepli dava açılıp, bu defa Yönetici Kayyım sıfatıyla aynı heyet göreve getirildiğini, davalı … Şekerleme San ve Tic. A.Ş’nin 21.03.2017 tarihli ” Olağanüstü Genel Kurul Toplantı” tutanağının 4 .maddesi ile Yönetim Kurulu Başkanı …’a aylık 28.500 TL, YK Başkan Yardımcı …e 25.000 TL,Üye Mesude Tatveren ‘e 10.000 TL ve Üye …’ye aylık net 5.000 TL ücret ödenmesini kararlaştırıldığını, ancak, takibe dayanak tek sayfadan oluşan kayıt incelendiğinde; devreden 455.091,12 TL olup; 2019 yılı Ocak-şubat-Mart-Nisan ve Mayıs ayları için ayrı ayrı 28.691,88 TL talep edildiği de meydanda olduğunu, bu talebin şirket genel kurul kararına aykırı olduğunu belirterek davalı Şirket aleyhine açılmış olan iş bu itirazın iptali davasının esastan ve usulden reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli alacaklı hakkında icra takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili Av. Salih Duman’ın mahkememizin 26/01/2022 tarihli oturumunda davadan feragat ettiğini bildirdiği anlaşıldı.

Davalı vekilinin de ayın oturumda feragata bir diyecekleri olmadığını, taraflar arasında gerekli protokol ve anlaşmanın gerçekleştiğini, yargılama gideri ile vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirdiği anlaşıldı.
Dosyanın incelenmesinde, davadan feragat eden davacı vekili Av. …n vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu anlaşıldı.
6100 sayılı HMK’nın 307. ve devamı maddeleri uyarınca feragat; davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olup karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan, kayıtsız ve şartsız hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilen, kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğuran ve davaya son veren tek taraflı bir taraf işlemidir.
Bu nedenlerle; mahkememizce vaki feragat nedeni ile davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70.-TL harcın peşin yatırılan 7.184,29.-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 7.103,59.-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, davacı yana İADESİNE,
3-Taraflarca yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
4-Taraflarca yapılan giderlerin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 sayılı HMK’nın 333. Maddesi uyarınca taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi.26/01/2022
Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza