Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/742 E. 2022/1021 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
(KISMEN KABUL KISMEN RED)
ESAS NO : 2020/742 Esas
KARAR NO : 2022/1021
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2020
KARAR TARİHİ : 11/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince mahkemeye sunulan 23.09.2020 tarihli dilekçe ile özetle;
Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında iş ilişkisi kurulduğunu, müvekkili şirketin davalı
şirkete özel karbür rayba, içten su vermeli karbür matkap ve pilot ön delik içten su vermeli
karbür matkap ucu sattığını, satıma konu ürünlerin davalı şirkete teslim edildiğini, ancak
davalı şirketin müvekkilinden satın almış olduğu ürün bedellerini ödemediğini, söz konusu
satıma ilişkin borcun ödenmesi için Bursa 24. Noterliği’nin 14.07.2020 tarih ve 21086
yevmiye numaralı ihtarnamenin davalı şirkete gönderildiğini,
davalı şirkete satılan ürünlerin faturalarının kesildiğini, davalı şirkete teslim
edildiğini, davalı tarafa yapılan ihtarnameye rağmen fatura alacağının ödenmemesi
nedeniyle Bursa 12. İcra Müdürlüğü’nün 2020/4631 Esas sayılı dosyasından icra takibi
yapıldığını, davalı şirketin borcu olmadığından bahisle icra takibine itiraz ettiğini, itirazın
iptali için huzurdaki davanın ikame edildiğini, dava açılmadan önce Arabuluculuğa
başvurulduğunu ancak bir sonuç alınamadığını, müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarına işlenmesi ve faturaların ve ürünlerin teslim
edilmesiyle, davalı şirketin müvekkili şirkete borçlu olduğunun anlaşılacağını, teslim edilen
ürünlerin 2 adet faturasına göre hesap yapılarak takip başlatıldığını, faturaların dilekçe
ekinde sunulduğunu, müvekkili şirkete ait defterlerin usulüne uygun tutulduğunu, cari
hesap ekstresi ve faturaları doğrular nitelikte olduğunu,
davalı tarafın Arabuluculuk görüşmeleri sırasında ürünlerin teslim edildiğini kabul
ettiğini, buna rağmen davalı tarafça icra dosyasındaki borca ve ferilerine haksız olarak
itiraz edildiğini, itirazın iptali gerektiğini, satıma ilişkin ürünlerin davalı şirketin kendisinin
seçip uygun gördüğünü, davalı şirkete özel üretilen ürünler olduğunu, ürünlerin davalı
şirkete 2 parti halinde teslim edildiğini, İlk faturanın ilk teslim edilen ürünleri gösterdiğini,
davalı şirketin ilk partide teslim edilen ürünleri kullandığını ve memnun kaldığını ve 2. Parti
ürünleri sipariş ettiğini ve 2. Faturanın kesildiğini, satıma ilişkin ürünlerin davalı şirkete
özel olarak üretildiğini ve davalı şirketin işini görür nitelikte olduğunu belirterek ürün
bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan takibe haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle takibin
durduğunu belirterek, davalarının kabulüne, Bursa 12. İcra Müdürlüğü’nün 2020/4631
Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına , davalı şirketin haksız
itirazı nedeniyle davalı şirket aleyhine alacağın %20 si oranında inkar tazminatına
hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesini
talep etmiştir.

Davalı Polimer Teknik Makine Müh. San. Tic. Ltd. Şti. vekilince mahkemeye
sunulan 22.10.2020 tarihli dilekçe ile özetle: Öncelikle yapılan takibin usul ve yasaya aykırı
olduğunu, takip dosyasında 7 örnek olarak düzenlendiğini ve uyapa işlenmiş farklı
rakamlar içeren düzenlenmelerin mevcut olduğunu, takipteki alacak miktarının taam olarak
anlaşılmadığını, usul ve yasaya uygun bir takip bulunmadığından öncelikle davanın usul
hükümleri doğrultusunda reddi gerektiğini, davacı tarafın müvekkili şirket aleyhine başlatılan takip ve açılan dava esas
yönünden de haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin özel alaşımlı çelik
ürünlerin işlenmesi için davalı şirket ile gerekli görüşmeler yapıldığını, davacı şirket
temsilcisinin kendi gözetimi altında bu ürünleri kırıp işlemeye yönelik taahhüdü ile işlem
konusu çelik ürünleri yine davacı şirket temsilcisi tarafından yerinde görülmesi üzerine
(EK:1 Whatsaap görüşmesi) müvekkil şirkete 11.06.2020 tarihli fiyat teklifinin geçildiğini,
davacı şirket ile 22.06.2020 tarihli GIB2020000000033 ve 26.06.2020 tarihli
GIB2020000000034 numaralı fatura içeriğindeki yer alan çelik işleme takımlarını satın
aldığı, davacı tarafa talaşlı imalata tabi tutulacak çelik malzeme gösterilmiş ve temin
edilecek kesici takımların işlenecek malzemenin başarılı bir şekilde talaşlı imalat yapması
gerektiği belirtilmiştir. Davacı tarafın temin ettiği kesici takımların davacının kendi
gözetiminde talaşlı imalata tabi tutulan çelik malzemenin işlenmesi sırasında işlevini yerine
getirmediğini, talaşlı imalat operasyonu sırasında kırılıp dağıldığı ve ayıplı olduğunun
ortaya çıktığını,
davacı tarafından temin edilen kesici takımların işlevini yerine getirmemesi
nedeniyle 27.06.2020 tarihli tutanağın tutularak iade 5 adet matkap ucu ile 5 adet raybanın
davacı firmaya iadesine karar verildiğini,
davacı şirket tarafından satın alınan emtianın ayıplı çıkması nedeniyle satın alınan
bir kısmının incelenmek üzere geri alındığını, bu süreçte davacı firma ile mail yazışmaları
yapıldığını, mail yazışmaları akabinde herhangi bir olumlu sonucun alınmaması üzerine
03.07.2020 tarihli PTA2020000000016 numaralı iade faturasının kesildiğini, daha önce
aldıkları ürünlere ilaveten kalan ürünlerin alınmasının talep edildiğini ve Bursa
18.Noterliğinin 21.07.2020 tarihli 34421 yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek
sözleşmeden dönüldüğünün bildirildiği,
Davacı şirkete tarafından haksız içerikle müvekkili şirket aleyhine Bursa 24.
Noterliğinin 14.07.2020 gün ve 21086 yevmiye no’lu ihtarnamesinin keşide edildiği
görülmüş ve Bursa 18.Noterliğinin 04.08.2020 tarihli 36652 yevmiye 36652 yevmiye
numaralı ihtarnamesi ile önceki ihtarname içeriğindeki konulara benzer hususların ihtar
edildiğini,
karşılıklı yazışmalarla davacı şirketçe ayıp ihbarına ilişkin olarak gerekli mercilerle
görüşülüp müvekkili şirkete bilgi verileceğinin belirtildiği halde şirketin talebine olumlu
cevap verilmediği, tüm ticari ilke ve mevzuatın amir hükümlerine aykırı direnç gösterildiği
iade faturasının kabul edilmediğini, davacı şirkete süresi içerisinde ayıp ihbarında
bulunulduğunu, sözleşmeden dönme hakkının kullanıldığını belirterek, haksız ve hukuki
mesnetten yoksun davanın reddini, davacı şirketin açık ve kasıt içeren kötüniyeti
nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere tazminatın davacı şirketten tahsilini ve müvekkili
şirkete ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı
tarafa yüklenilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bursa 12. İcra müdürlüğünün 2020/4631 esas sayılı icra dosyası, Bursa 24. Noterliğinin 14/07/2020 tarih ve 21086 yevmiye nolu ihtarnamesi, cari hesaptan kaynaklanan hesap ekstresi, taraflar arasında yapılan yazışmalar e-postalar, hesap ekstreleri, mutabakatlar, mektuplar, vergi, fatura vs. Tüm mali deliller, arabuluculuk görüşmelerine dair belgeler, ticari defter ve belgeler, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı,
Davalı Tanığı … ” Ben 2008 yılından bu senenin Temmuz ayına kadar Polimer Teknik Makinede görev yaptım. 2020 yılında proje müdürü olarak çalışmaktaydım. Yurt dışına yapacağımız bir proje için davacı firmadan karbür matkap sipariş ettik. Bize göndermiş oldukları ürünleri teslim ettiler. Teslim aldığımızda ürünlerde herhangi bir sıkıntı yoktu. Ancak üretim aşamasında bir miktarı kırılmaya başladı. Biz kırılan parçaları iade ettik. Yanlış hatırlamıyorsam 3 adet matkap ve 2 adet raybayı karşı tarafa iade ettik. Raybalar matkap ile birlikte sipariş edilirdi. Raybaları da davacı firma üretmiştir. Biz bunları iade ettik. Biz ürünleri aldıktan bir gün sonra matkapların bir kısmı kırıldı. Kırılma yaşandıktan sonra sıkıntı yaşanmasın diye diğer matkap parçalarını da kullanmayı bıraktık. Biz siparişleri baştan vermiştik. Davacı firma üretip parça parça bize teslim edecekti. Sorun ilk teslim edilen ilk parti ürünlerde olduğu için daha sonrakilerin de sorunlu olacağının kanaatine vardığımızdan diğer ürünleri kullanamadık. Bizim üreteceğimiz çeliklerin niteliğini davacı tarafa bildirmiştik. Onlar istediğimiz işi yapabilecek matkap ve rayba üreteceklerini taahhüt ettiler. Davacı firma bizzat gelip çelik malzemelerimizi görmedi. Biz bu çelik malzemeleri kimyasal yapısı teknik bilgilerini, çapını karşı tarafa ilettik. Karşı taraf geldiğinde bizim çelik malzemelerimiz henüz temin edilmemişti. Davacı firma bu yüzden çelik ürünleri göremedi. Biz satın alma departmanına matkapların sorunlu çıktığına ilişkin bildirimde bulunduk, onlarda davacı tarafa bildirimde bulunmuşlar. Görgüm bilgim bundan ibarettir, tanıklık ücret talebim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bursa 12. İcra Müdürlüğünün 2020/4631 Esas sayılı icra takip dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından davalı borçlu aleyhine 06/08/2020 tarihinde, fatura alacağından kaynaklı toplam 42.910,00 TL alacak üzerinden takip yapıldığı, davalının 19/08/2020 tarihli itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Dava, davacı tarafça 22.06.2020 tarihli GIB2020000000033 ve
26.06.2020 tarihli GIB2020000000034 numaralı fatura bedellerinin tahsili amacıyla
başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesine
ilişkindir. İbraz edilen deliller kapsamında davalının ayıp iddiasında bulunduğu malların incelenmesi için davalı firmada keşif yapılarak, davacı tarafında elinde bulunan malların davalı firma nezdinde bulundurmak suretiyle keşfin yapılmasına karar verilmiş, dosya metalurji mühendisi ve makine mühendisi bilirkişilere tevdi edilmiştir.
26/12/2021 Tarihli Bilirkişi Raporuna göre;
“davacı tarafından temin edilen kesici takımların bir kısmının
Temmuz 2020 tarihli ürün ilk deneme çalışmaları sırasında davacı tarafça geri alındığı,
( ölçülerinde içten su vermeli karbür matkap) 25.12.2021 tarihinde
heyetimiz nezaretinde yapılan deneme çalışması sırasında kesici delik delme matkap
takımının davalı tarafta bulunmaması ve davacı tarafın yeni kesici takım getirmemesi
nedeniyle çelik malzemedeki delik delme operasyonunun muadil matkap kesici takımla
yapıldığı, diğer talaşlı imalat işlemlerinin davacı tarafça temin edilen kesici takımlarla
yapıldığı (ön pilot delik delme, Rayba ve freze ile delik delme) ve davalı tarafça Temmuz
2020 tarihinde davacının da hazır bulunduğu sırada kesici takım deneme çalışmalarına ait
görsellerin heyetimize sunulması ve heyetimizce yapılan değerlendirme sonucunda;
davacı tarafça temin edilen ve 22.06.2020 tarihli GIB2020000000033 ve 26.06.2020 tarihli
GIB2020000000034 numaralı faturalara konu, 6 adet içten su vermeli karbür matkap, 7 adet özel karbür rabya, 2 adet pilot ön delik içten su vermeli karbür matkap, 2 adet özel karbür freze olmak üzere toplam 18 adet farklı çap ve ölçülerindeki farklı işlemlerin yapılması amaçlı temin edilen karbür kesici takımların ayıplı olduğu, işlevini yerine getirmediği, ürünlerden
beklenen faydanın sağlanamadığı, taraflar arasında satışa konu karbür kesici takımlar ve işlenecek çelik malzeme
konularında hazırlanmış yazılı bir sözleşme düzenlenmediği, davacı tarafla yapılan şifahi görüşmeler ile yapılan mail yazışmaları sonucunda
22.06.2020 tarihli GIB2020000000033 ve 26.06.2020 tarihli GIB2020000000034
numaralı faturalar içerindeki karbür kesici talaşlı imalat kesici takımlarının davalı
tarafa satıldığı, 2 adet fatura bedelinin KDV dahil 42.467,27 TL olduğu, heyetimizce 25. 12.2021 tarihinde davalıya ait işyerinde satışa konu kesici
takımlarla davacının belirtiği makine devir ve ilerleme hızı ile yapılan deneme
çalışmaları sonucunda satışa konu karbür kesici takımların işlevini yerine
getirmediği, ürünlerden beklenen faydanın sağlanamadığı ve kesici takımların ayıplı
olduğu ” belirtilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itiraz ettiği, itirazların değerlendirilmesi ile dosyanın aynı bilirkişilere 16/03/2022 tarihinde tevdi edildiği, ek rapor alındığı, itirazlar göz önüne
tutularak yeniden inceleme yapıldığı 26.12.2021 tarihli kök raporda belirtilen
görüş ve kanaatlerinde bir değişiklik bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.

31.05.2022 tarihli 6. No’lu duruşmasında aldığı ara karar doğrultusunda davalı tarafta bulunan ve denemesi yapılan ürünlerin taraflar arasında
düzenlenen faturada belirtilen ürüne ait olduğu ve faturada ki miktarların belirtilmesi
hususunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
12/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusu uyuşmazlıkla ilgili davacı tarafça 22.06.2020 tarihli GIB2020000000033 ve
26.06.2020 tarihli GIB2020000000034 numaralı faturaların düzenlendiği, fatura
kapsamlarına göre davalı tarafça satın alınan 6 adet içten su vermeli karbür matkap, 7 adet özel karbür rayba, 2 adet pilot ön delik içten su vermeli karbür matkap, 3 adet özel karbür frezeden 6 adet ölçülerinde içten su vermeli karbür matkabın
davalı elinde bulunmadığı, yerine muadil matkapla deneme çalışması yapıldığı, davalı
firma elinde bulunmayan 6 adet ölçülerinde içten su vermeli karbür
matkap kesici takımın faturalardaki bedelinin KDV dahil 18.475,14 TL olduğu,
davalı elinde bulunan ve denemesi yapılan 7 adet özel karbür rayba 2 adet pilot ön delik içten su vermeli karbür matkap, 3 adet özel karbür freze
olduğu ve faturalardaki bedelleri toplamının KDV dahil 23.992,13 TL hesaplandığı, 6 adet içten su vermeli karbür matkap kesici takımın davalı elinde bulunmadığı ve heyetçe denenemediği, faturalar
içeriğindeki bedelin KDV dahil 18.475,14 TL olduğu, yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

Tüm Dosya Kapsamı Değerlendirildiğinde; Davacı tarafından davalıya üretilip satıldığı ve bedeli bedeli ödenmediği iddia olunan malların bedelinin tahsiline ilişkin Bursa 12. İcra müdürlüğünün 2020/4631 esas sayılı dosyasında yapılan takibin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı görülmüştür. Tarafların fatura kesilen ürünlerin miktarı ve fatura bedelleri hususunda ihtilaf bulunmamakla birlikte ihtilaf davacı tarafından üretilip satılan ürünlerin ayıplı olmadığı ayıplı ise ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte, gerek taraf beyanları gerek inkar edilmeyen yazışmalar ve tüm dosya kapsamından davacı ile davalı arasındaki ilişkinin satış sözleşmesinden mi yoksa eser sözleşmesinden mi olduğunun tespiti gerekmektedir. “Meydana getirme (imal) unsuru eser sözleşmesi ile satım sözleşmesi arasındaki en önemli farktır. Satım sözleşmesinde satıcı, sözleşmenin yapıldığı sırada bir malın mülkiyetini devretmeyi üstlenirken, eser sözleşmesinde ise yüklenici iş sahibinin istemi üzerine kural olarak bir şey meydana getirmeyi ve bedel karşılığında teslim etmeyi üstlenmektedir. Nitekim, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 24.04.1978 gün ve E:3, K:4 sayılı içtihadının gerekçesinde, sözleşmede emek unsurunun değil de nesne teslimi üstün ise eser sözleşmesi değil, satım sözleşmesinin söz konusu olacağı belirtilmek suretiyle ayırt edici unsurun meydana getirme olgusu olduğu vurgulanmıştır.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/15-2694 esas 2017/1425 karar sayılı kararı.) Yukarıda alıntı yapılan HGK kararında da belirtildiği üzere eser sözleşmesi ile satım sözleşmesi arasındaki ayrımda emek ve imal unsurunun ayırt edici unsur olduğu, dava ve cevap dilekçesi, tanık beyan, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamında davacının, davalının belirttiği özelliklerde ve nitelikte ürün üretmeyi taahhüt ettiği ve bu ürünleri imal edip davalıya teslim ettiği anlaşılmakla taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu kabul edilmelidir. Dava konusu uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığının kabulü ile birlikte davalı ve davacı eserin fatura bedeli ve eserin teslimi konusunda uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmış olup uyuşmazlık davacı tarafından davalıya üretilip gönderilen ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. TBK 474”de “İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir.” ve aynı kanunun 477 maddesinde “Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır. belirtildiği üzere ayıp hususunda iş sahibi imkan bulur bulmaz derhal inceleme yapıp ayıpları gözden geçirmek ve bildirmekle yükümlüdür. şeklinde belirtildiği üzere ayıp ihbarı gerek açık ayıpta gerekse de gizli ayıpta imkan bulunur bulunmaz yapılmak zorundadır. Ayıp ihbarının süreside yapıldığının Yargıtay yerleşik içtihatları kapsamında her türlü delille ispatı mümkün olup, dosya kapsamında bulunan taraflar arasındaki yazışmalar ve tanık ifadeleri incelendiğinde ayıp ihbarının süresinde yapıldığı anlaşılmıştır. Ayıp ihbarının süresinde yapıldığının kabulü ile birlikte ayıbın bulunup bulunmadığının tartışılması gerekmektedir Yargıtay yerleşik içtihatları kapsamında her türlü delille ispatı mümkün olup, dosya kapsamında bulunan taraflar arasındaki yazışmalar ve tanık ifadeleri incelendiğinde ayıp ihbarının süresinde yapıldığı anlaşılmıştır. Ayıp ihbarının süresinde yapıldığının kabulü ile birlikte ayıbın bulunup bulunmadığının tartışılması gerekmektedir. “Kural olarak, eser sözleşmelerinde işin yapıldığını ve teslim edildiğini kanıtlama külfeti yükleniciye, eserin ayıplı olduğunu kanıtlama külfeti ise iş sahibine aittir. İş bedelinin ödenmesi için açılmış olan bir davada, iş sahibi kendisini ancak ayıpları ispatla kurtarabilir; eserin sözleşmeye uygunluğuna sadece itiraz yeterli değildir. Ayıp, eser sahibine teslim edilen eserin niteliklerinde, sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına göre teslim edilmesi gereken eserin özellikleriyle karşılaştırıldığında, ortaya çıkan sapmadır. Kısaca ayıp, teslim edilenle, teslim edilmesi gereken arasındaki farktır (YAVUZ, Nihat: Ayıplı İfa, Seçkin Yayınevi, 2. Baskı, Ankara 2010, sh. 437-438-447). Buna göre, ayıbın ortaya çıkarılması için iş sahibi tarafından teslim edilen ile sözleşmede kararlaştırılanın karşılaştırılması ve eksiklikler bulunması halinde teslim edilen eserin ayıplı olduğunun kabulü gereklidir. Eserin ayıplı olduğu her türlü delil ile ispatlanabilirse de, tanık delili, zayıf ve çürük bir delildir. Tanığın bir vakıayı tamamen hatırında tutması ve gerçeği olduğu gibi anlatması zordur. Bundan başka, ahlak, din, şeref ve namus gibi manevi yönleri zayıf olan kişilerin, bilerek gerçeğe aykırı tanıklık yapmaları mümkündür. Bundan dolayı, tanık delili ancak küçük tutarlar ve senede bağlanması imkansız olan hukuki işlemler ve hukuki fiiller için caizdir (KURU, Baki; ARSLAN, Ramazan; YILMAZ, Ejder: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Yetkin Yayınları, 22. Baskı, Ankara 2011, sh431-432). Somut olay bu ilke ve kavramlar ışığında değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki sözlü eser sözleşmesi uyarınca davalının evindeki bir kısım imalatın davacı yüklenici tarafından yapıldığı konusunda ihtilaf bulunmayıp, davalı iş sahibi tarafından ayıp savunmasında bulunulmuş ise de ayıbın varlığı konusunda bir delil tespiti yaptırılmadığı gibi ayıbı kanıtlayan tanık delili gibi zayıf bir delilin dışında başkaca kuvvetli bir delil de sunulamamıştır. Ayıplı olarak yapıldığı ileri sürülen işler, davalı tarafça yapıldığı yerden sökülüp atıldığından mahkemece de ayıbın varlığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırma olanağı kalmamış; bu nedenle, ispat yükü üzerinde olan davalı iş sahibince ayıbın varlığı yöntemince kanıtlanamamıştır.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/15-1976 esas 2015/1184 karar sayılı kararı) Yukarıda değinilen HGK kararında izah edildiği üzere eserin yapıldığının ve teslim edildiğinin ispat külfeti yükleniciye aitken malın ayıplı olduğunun ispat külfeti iş sahibinde olup, tanık delili ile ayıbın ispatı mümkün olmakla birlikte tanık beyanlarının sübjektif olacağı göz önüne alınarak delil tespiti gibi bir delil olmadan tek başına tanık deliline itibar edilmesi kural olarak mümkün değildir. Davalı tarafından ayıplı olduğu belirtilen ürünlerin tespiti için mahkememizce keşif kararı ve yerinde inceleme yetkisi verilmiş olup, bilirkişi heyetince fatura
kapsamlarına göre davalı tarafça satın alınan 6 adet içten su vermeli karbür matkap, 7 adet özel karbür rayba, 2 adet pilot ön delik içten su vermeli karbür matkap, 3 adet özel karbür frezeden 6 adet ölçülerinde içten su vermeli karbür matkabın
davalı elinde bulunmadığı, yerine muadil matkapla deneme çalışması yapıldığı, davalı
firma elinde bulunmayan 6 adet ölçülerinde içten su vermeli karbür
matkap kesici takımın faturalardaki bedelinin KDV dahil 18.475,14 TL olduğu,
davalı elinde bulunan ve denemesi yapılan 7 adet özel karbür rayba 2 adet pilot ön delik içten su vermeli karbür matkap, 3 adet özel karbür freze
olduğu ve faturalardaki bedelleri toplamının KDV dahil 23.992,13 TL hesaplandığı, 6 adet içten su vermeli karbür matkap kesici takımın davalı elinde bulunmadığı ve heyetçe denenemediği, faturalar
içeriğindeki bedelin KDV dahil 18.475,14 TL olduğu tespit edilmiş olup, 23.992,13 TL’Lik bedele ilişkin ürünlerin ayıplı olduğu tespit edilmekle birlikte 18.475,14 TL’lik ürünün ayıplı olduğunun ispat edilemediği, ürünlerin ayıplı olduğununu ispatının ancak malların incelenmesi ile ispat edilebileceği değerlendirilmekle davalının 18.475,14 TL’lik ürün açısından ayıp iddiasını ispat edemediği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü kısmen reddine karar verilmiş olup, davalının ayıp olgusuna dayandığı, alacağın tartışmalı olması birlikte değerlendirildiğinde alacağın likit ve yasal şartları taşımadığı kanaatine ulaşılarak icra inkar tazminatına hükmedilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

Hüküm ;gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; Bursa 12.İcra Dairesi’nin 2020/4631 esas sayılı icra takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile icra takibinin 18.475,14 TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-Yasal şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 1.262,03-TL harcın peşin alınan 518,25-TL harçtan mahsubu eksik kalan 743,78 -TL bakiye harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça yapılan 315,50-TL posta tebligat masrafından oluşan yargılama giderinin kabul oranına göre 135,82-TL’sinin ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 518,25-TL olmak üzere toplam 654,07-TL davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalı tarafça yapılan 2.600,00 TL bilirkişi ücreti, 419,90 TL keşif harcından oluşan toplam 3.019,90-TL yargılama giderinin ret oranına göre 1.719,83-TL’sinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin kabul ret oranına göre 751,74-TL’sinin davalıdan, 568,26 -TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
9-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,

Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/10/2022

Katip … Hakim …
e-imzalıdır.