Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/736 E. 2021/130 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/736 Esas – 2021/130
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/736 Esas
KARAR NO : 2021/130

HAKİM : ……
KATİP : … …

DAVACI : … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …UETS

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2020
KARAR TARİHİ : 11/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesini özetle; davacı şirketin, İş Sağlığı ve Güvenliği alanında hizmet verdiğini, davalı taraf da davacı şirketten iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi hizmeti aldığını, davacı şirket tarafından dosyaya ibraz olunan Personel Görevlendirme Detay Raporunda da görüleceği üzere, 30.11.2018 – 30.09.2019 tarihleri arasında davalı şirkete hizmet verdiğini ve bu hizmet karşılığında toplam 11 adet fatura düzenlendiğini, bu faturalardan 30.11.2018 tarihli 183,60-TL bedelli, 31.12.2018 tarihli 183,60-TL bedelli, 31.01.2019 tarihli 183,60-TL bedelli, 28.02.2019 tarihli 216,00-TL bedelli, 29.03.2019 tarihli 216,00-TL bedelli, 30.04.2019 tarihli 216,00-TL bedelli, 30.05.2019 tarihli 404,80-TL bedelli, 28.06.2019 tarihli 404,80-TL bedelli, 30.07.2019 tarihli 404,80-TL Bedelli, 29.08.2019 Tarihli 404,80-TL bedelli ve 30.09.2019 tarihli 404,80-TL bedelli faturalar olmak üzere toplam 3.185,05-TL tutarındaki fatura bedeli ödenmediğini, davalı taraf, takibe konu faturaları aldığını ve davacı şirkete 3.185,05-TL borçlu olduğuna ilişkin 31.10.2019 tarihli mutabakat mektubu imzaladığını, dosyaya ibraz edilen mutabakat mektubunda da görüleceği üzere, davalı şirketin davacı şirkete 3.185,05-TL borçlu olduğunu ve bizzat davalı şirket yetkilisi tarafından yazıldığını ve imzalandığını, ayrıca davalı şirketin faturaya konu hizmetleri davacı şirketten aldığını ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın … Katip programında da açıkça belli olduğunu, davalı tarafça fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle Bursa 17. İcra Müdürlüğü’nün 2019/…Esas Sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, davalı taraf borcu ödemediğini ve icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak takibi durdurmak için itiraz ettiğini, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa fatura tarihlerinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesine, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediği görülmüştür.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, itirazın iptali davası olup; yasal süresi içinde açılmıştır.
Bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2019/…Esas sayılı icra takip dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından davalı borçlu aleyhine 30.12.2019 tarihinde, fatura alacağından kaynaklı, 3.185,05 TL asıl alacak, 366,13 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.551,18 TL üzerinden takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağı olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşmesi bulunmamaktadır. Fatura konusu hizmetin yerine getirildiğine dair yazılı bir belge de yoktur. Kural olarak alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerindedir.
Yazılı bir belge bulunmaması sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmelidir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi haline ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır.
Dava dosyası, ibraz edilen deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı defterlerini ibraz ettiği halde davalı taraf mahkememizce verilen kesin süreye rağmen defterlerini ibrazdan kaçınmıştır, bu hususta davacı kayıtları dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
29/12/2020 Tarihli Bilirkişi Raporuna göre; davacı tarafın ticari defterlerinin sahibi lehline delil teşkil edebileceği ve davacının davalıdan takip tarihi itibariyle ticari defter ve kayıtlarına göre 3.185,05 TL tutarında alacaklı olduğu, davacı şirket ile davalı şirketin 31.10.2019 tarihindeki hesap bakiyesi (3.185,05 TL) mutabık kaldıkları, dosya kapsamından, davacı tarafından, davalı gönderilmiş herhangi bir ihtar olmadığından davacı tarafın işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla, bu sebeple mahkememizce dava ve takip talebi dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, icra takibinin 3.185,05- TL asıl alacak tutarı üzerinden talepnamedeki koşullarla birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, ayrıca alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla asıl alacağın %20 si tutarında icra inkar tazminatına da hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2019/…Esas sayılı icra takibine itirazının KISMEN İPTALİNE, icra takibinin 3.185,05- TL asıl alacak tutarı üzerinden talepnamedeki koşullarla birlikte DEVAMINA, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla asıl alacağın %20 si tutarında hesap edilen 637,01-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 217,58-TL harçtan peşin alınan 60,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 156,93-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
4-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-13 madde uyarınca 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin kabul ret oranına göre 1.183,90-TL’sinin davalıdan; 136,10-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 3.185,05-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davacı tarafça yapılan 122,85-TL harç ve 527,50-TL bilirkişi ücreti ve tebligat masrafından oluşan toplam 650,35-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 583,30-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/02/2021
Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı