Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/724 E. 2021/336 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/724 Esas
KARAR NO : 2021/336

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … … …
VEKİLİ : Av. …..UETS
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. …… UETS
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2020
KARAR TARİHİ : 13/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili 16/09/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında mal alım satımı ile ilgili ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili davacınını, davalı şirkete mal satması sonucu, sattığı mallara karşılık olarak tanzim ettiği faturalardan kaynaklanan bakiye alacağı bulunduğunu, davalı tarafın söz konusu borcunu ödememesi üzerine, müvekkili davacı tarafından, davalı aleyhine cari hesap ekstresine dayalı olarak Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/. Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafın borca ve takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğunu, müvekkili tarafça arabuluculuk bürosuna başvuru yapılmış ise de, anlaşma sağlanamadığını , anılan bu sebeplerle; davalı tarafın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun borca, faiz ve ferilerine itirazının iptali ile takibin devamına, davalı tarafa aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekaleti ücretin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı vekili 19/10/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı müvekkili arasında 2019 yılı itibariyle ticari ilişki başladığını, taraflar iş bu ticari ilişkiden kaynaklanan tam alım satımlardaki USD kurumunu sabitlemiş ve bu sabit kur üzerinden Türk Lirası Cinsinden ticari ilişkilerini sürdürdüğünü, ancak davalı taraf düzenlediği 12/05/2020 tarihli faturada taraflar arasında anlaşılan basit USD kurunu uygulamadığını ve güncel kur üzerinden ürünlerini fiyatlandırarak müvekkili şirkete fatura düzenlediğini, kur farkı sebebiyle 12/05/2020 tarihli faturadaki bedel tarafların anlaştıkları miktarın çok üzerinde çıktığını, müvekkili şirketin taraflar arasındaki sözleşmelere aykırılık teşkil eden bu faturadaki bedelin sözleşme kapsamındaki kısmını ödediğini, kur farkına ilişkin kısmını ise haklı olarak ödemediğini, davacı tarafça 04/09/2019 tarihli 10.075,00-TL bedelli vade farkı faturası düzenlendiğini ancak vadeli bir işlemin vadesi geldiğinde kapatılmaması durumunda bu hususun o cari hesaba faturalandırılması amacıyla düzenlendiğini, bu uygulamayla alacaklının bu sebeple uğradığı zararı giderilmesi ve taraflar arasındaki ticari ilişkiye devem edilmesi amaçlandığını, ancak müvekkili şirket ile davacı şirket arasındaki alım satımlarda vadesi gelen işlemin kapatılmaması yani vadesi gelen borcun ödenmemesi gibi bir durum yaşanmadığını, müvekkili şirket davacı tarafa tüm ödemelerini süresinde ve eksiksiz yaptığını, bu sebeple 04/09/20219 tarihli 10.075,00-TL bedelli vade farkı faturasına ve bu fatura ile talep e dilen alacağa itiraz ettiklerini, davacı tarafın Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/…Esas sayılı icra takibine konu ettiği toplam 25.887,29-TL cari hesap alacağı yukarıda itiraz edilen sözde alacak kalemlerinden oluştuğunu, müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, anılan bu sebeplerle; davacı tarafın bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/…Esas sayılı icra dosyasına itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi talebinin reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekaleti ücretin de davacı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; davacı tarafından, davalı aleyhine Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/…Esas sayılı dosyası ile cari hesap alacağından kaynaklı 25.887,29-TL’nin tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı icra takip dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12/08/2020 tarihinde cari hesap ekstresinden kaynaklı 25.887,29-TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığı, davalı vekilinin 14/08/2020 tarihli itiraz dilekçesi ile takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki ticari nitelikteki satım sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağı olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşmesi bulunmamaktadır. Fatura konusu malın teslim edildiğine dair yazılı bir belge de yoktur. Kural olarak alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerindedir.
Yazılı bir belge bulunmaması sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmelidir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi haline ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır.
Dava dosyası, ibraz edilen deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, taraflar inceleme gününde ticari defter ve dayanağı belgeleri mahkememize ibraz ettiği anlaşılmakla, dosya tüm ekleri ile birlikte SMMM bilirkişi …’a tevdii edilmiştir.
Bilirkişi tarafından mahkememize ibraz edilen 17/02/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalı şirket 2019-2020 yıllarında ticari defterlerini (yevmiye ve defteri kebir) e-defter olarak tuttuğu, davacı şirketin e-defter beratlarının 01/2019, 01/2020 yıllarının ilk aylarının ve 12/2019, 10/2020 son aylarının kanuni sürelerde oluşturulduğu, davacı şirket 2019-2020 yıllarında ticari defterlerini (yevmiye ve defteri kebir) e-defter olarak tuttuğu, davacı şirketin e-defter beratlarının 01/2019, 01/2020 ilk aylarının ve 12/2019, 10/2020 son aylarının kanuni sürelerde oluşturulduğu, davacı şirket tarafından, davalı şirkete 2019-2020 yıllarında düzenlenen faturalar toplamının 1.018,273,62-TL, davacı şirket tarafından, davalı şirkete 04/09/2019 tarihinde düzenlenen vade farkı faturası 11.888,50-TL olduğu, davalı şirket tarafından, davacı şirkete yapılan ödemeler 997.000,00-TL ve davalı şirket tarafından, davacı şirkete düzenlenen 1 adet iade faturası 7.274,83-TL olmakla, davacı şirketin, davalı şirketten kalan açık hesap bakiye alacağı 25.887,29-TL olduğu,
Davacı ve davalı şirket arasında vade farkı uygulaması ile ilgili herhangi bir yazılı sözleşme olmadığı, davacı tarafından, davalı şirkete düzenlenen e-faturalarda (ödeme koşulu 90 gün) yazdığı, taraflar arasındaki ticari ilişkide, davacı şirket tarafından, davalı şirkete 04/09/2019 tarihinde 1 adet 11.888,50-TL vade farkı faturası düzenlendiği ve faturanın davalı ve davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflar arasında başka vade farkı faturası olmadığı,
Davalı şirket tarafından davacı şirkete 28/02/2019 tarihinde 20/06/2019 vade 200.000,00-TL ve 30/07/2019 vade 150.000,00-TL bedelli çek verildikten sonra mal alınmaya başlandığı ve malların farklı tarihlerde alındığı, buna rağmen davacı şirket tarafından, davalı şirkete vade farkı faturası kesildiği, daha sonrada davacı ve davalı şirket arasında 07/08/2019 tarihinde sözleşme imzalandığı ve davalı şirketin davacı şirkete toplam 430.000,00-TL vadeli çek vererek mal almaya devam ettiği, taraflar arasındaki ticari ilişkide USD kurumunu sabitlendiği konusunda yazılı bir anlaşmanın mevcut olmadığı,
Davacı ve davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin 28/02/2019 tarihinde başladığı ve 12/05/2020 tarihinde son bulduğu, davalı şirket tarafından, davacı şirkete son olarak 07/04/2020 tarihinde 40.000,00-TL 05/09/2020 vadeli çek ile ödeme yapılarak, davalı şirketin davacı şirketten 5.703,40-TL alacaklı duruma geçmiş olduğu, davacı şirket tarafından, davalı şirkete son olarak 12/05/2020 tarih 31.590,70-TL fatura düzenlendiği ve bu fatura sonucu davacı şirketin, davalı şirketten 25.887,29-TL alacaklı duruma geçtiği,
Davalı ve davacı şirket ticari defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği, davalı ve davacı şirketin 2019/2020 yılları BA-BS formlarının birbirini teyit ettiği, davacı tarafından, davalı şirkete düzenlenen 04/09/2019 tarih 11.888,50-TL bedelli vade farkı faturasının davalı ve davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafından, davalı şirkete son olarak 12/05/2020 tarih 31.590,70-TL fatura düzenlendiği, taraflar arasındaki cari hesap bakiyesinin bu faturadan kaynaklandığı, davalı şirketin ticari defterlerine göre takip tarihinde davalı şirketin davacı şirkete 25.887,33-TL borçlu gözüktüğü, davacı şirketin ticari defterlerine göre takip tarihinde, davacı şirketin, davalı şirketten 25.887,29-TL alacaklı gözüktüğü yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, delil olarak dayanılan taraf ticari defterlerinin incelenmesi sonucu HMK’nun 222.maddesi uyarınca tarafların ticari defterlerinin birbirini doğrulayan hususlarda kesin delil oluşturduğu, takip ve dava konusu cari hesaba kayıtlı faturaların her iki taraf defterlerinde kayıtlı olup, taraflarca BA-BS formu ile beyan edildiği,davalı ve davacı şirket ticari defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği, her ne kadar davalı taraf, davacı tarafın düzenlediği 12/05/2020 tarihli faturada taraflar arasında anlaşılan basit USD kurunu uygulamadığını ve güncel kur üzerinden ürünlerini fiyatlandırarak müvekkili şirkete fatura düzenlediğini, kur farkı sebebiyle 12/05/2020 tarihli faturadaki bedel tarafların anlaştıkları miktarın çok üzerinde çıktığını, davalı şirketin taraflar arasındaki sözleşmelere aykırılık teşkil eden bu faturadaki bedelin sözleşme kapsamındaki kısmını ödediğini, kur farkına ilişkin kısmını ise haklı olarak ödemediğini, yine davalı şirketin davacı tarafa tüm ödemelerini süresinde ve eksiksiz yapması sebebiyle 04/09/20219 tarihli 10.075,00-TL bedelli vade farkı faturasına ve bu fatura ile talep edilen alacağa da itiraz ettiklerini belirtmiş ise de, davacı tarafından, davalı şirkete düzenlenen 04/09/2019 tarih 11.888,50-TL bedelli vade farkı faturasının ve davalı tarafa son olarak düzenlenen 12/05/2020 tarihli faturanın davalı ve davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olup, davalı tarafından TTK’nun 21.maddesinde düzenlendiği üzere sekiz günlük süre içerisinde bir itirazın bulunmadığı, ayrıca davacı tarafından davalı tarafa kesilen vade faturasının tarihi, vade faturasından sonra davalı tarafından ödemelerin yapılıp ticari ilişkiye devam edilip taraflar arasındaki cari hesap bakiyesinin davacı tarafından, davalı şirkete son olarak düzenlenen 12/05/2020 tarih 31.590,70-TL faturadan kaynaklanması ve taraflar arasındaki ticari ilişkide USD kurumunu sabitlendiği konusunda yazılı bir anlaşmanın mevcut olmaması birlikte değerlendirildiğinde akdi ilişkinin ve fatura içeriğinin davalı tarafça kabul edilmiş sayılacağı, davalı tarafın ödemeye ilişkin belge de sunmadığı anlaşılmakla bu sebeple mahkememizce davanın kabulü ile davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, icra takibinin talepnamedeki miktar ve koşullar ile birlikte devamına, ayrıca alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla asıl alacağın %20 si tutarında icra inkar tazminatına da hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ ile Bursa 8.İcra Müdürlüğü 2020/…Esas Sayılı takip dosyasına davalı-borçlu tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, icra takibinin talepnamedeki miktar ve koşullar ile birlikte DEVAMINA,
2-Alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla davalı-borçlunun asıl alacağın %20 si oranında hesap edilen 5.177,45- TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
3-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 1.768,37-TL harçtan peşin alınan 442,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.326,27-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
4-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-13 madde uyarınca 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davacı tarafça yapılan 374,86-TL harç ve 546,50-TL bilirkişi ücreti ve tebligat masrafından oluşan toplam 921,36-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
7-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinn yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır