Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/715
KARAR NO : 2023/608
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – [16783-87269-…] UETS
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16853-58976-….] UETS
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 11/09/2020
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Yatırım Holding A.Ş. kurulmuş veya kurulacak şirketlerin sermaye ve idarelerine iştirak etmek, vereceği yatırım kararları doğrultusunda kaynakları kanalize etmek, yatırım, finansman, pazarlama, organizasyon ve yönetim konularında danışmanlık yapmak hususlarında faaliyet gösteren İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne 1352/4 sicil numarası ile kayıtlı SPK’ya tabi, halka açık bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin birçok iştiraki ve bağlı ortaklığı bulunduğunu, davalı …Ş. (bundan sonra kısaca “…” olarak anılacaktır) müvekkil şirketin bağlı ortaklığı olup, … …’in %99,13’üne sahip hâkim ortağı olduğunu, davalı şirketin, müvekkilin bağlı ortaklığı olduğundan tüm idari, yönetim ve finansal yapısı, finansal işlemleri ve yönetimin yaptığı iş ve işlemler ile yönetim ve temsilin teşekkülü müvekkil şirketi etkilemekte olup konsolidasyona tabii olduğunu, müvekkil şirket hisseleri, şirketin önceki imza yetkilileri … ve … nedeniyle SPK tarafından Yakın İzleme Pazarı’na alındığını, müvekkil şirket ve yatırımcılarının ciddi anlamda zarara uğratıldığını, bu kişiler sebebiyle SPK tarafından müvekkil şirkete, …’a ve …’a birçok yaptırım uygulanmış, SPK tarafından … … hakkında birçok cezai ve hukuki süreç başlatıldığını, bu sebeple önceki dönem imza yetkilileri olan … ve …’ın ise 2017 yılında müvekkil şirket’in imza yetkilileri olarak tekrar seçilmediğini, müvekkili şirketin her konuda ve en geniş şekilde hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın Yönetim Kurulu Başkanı …’in şirket unvanı altına atacağı münferit imzası ile temsil ve ilzam edilmesine karar verildiğini, …’in aynı zamanda davalı … hissedarı ve müşterek imzası ile temsile yetkili olduğunu, müvekkil şirketi zarara uğratmaları, şirketin içini boşaltmaları, geriye dönük çek ve senet tanzim etmeleri, SPK tarafından yapılan suç duyuruları sebebiyle yeniden yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda imza yetkilisi olarak atanmayan … ve …, Müvekkil Şirket nezdinde sahte yönetim kurulu kararı, imza taklidi, Noter tasdiki ve İTO işlemleri yapmaları nedeniyle özel belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçundan, aynı zamanda müvekkil şirketin içini boşaltma ve geriye dönük usulsüz şekilde borçlandırmaktan nitelikli dolandırıcılık suçundan haklarında İstanbul 15’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/398 E. Sayılı dosyasında ceza davası açılmış ve yargılama devam etmekte olduğunu, ayrıca … ve …’ın müvekkil …’ın otellerini, kendi yetkilisi oldukları International … Hotel A.Ş.’ye sahte geriye dönük bir sözleşme tanzim ederek kiralayarak, bu sözleşmeyi ilgili tapularda şerh ettirmeye çalıştıklarını, sahte sözleşme sebebiyle, davacılar hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/102781 soruşturma numaralı dosyasında, savcılık tarafından yapılan soruşturma neticesinde, imzalandığı iddia edilen kira sözleşmesinin sahte ve gerçeğe aykırı olduğu tespit edilerek, sahte belge düzenlenmesi, söz konusu sahte özel belgeyi kamu kurumu olan Noter’de tasdik ettirilerek kullanılması, şüphelilerin kendi yararlarına, … Yatırım Holding ve … aleyhinde tasarrufta bulunması nedeniyle …, …, Ankara 24. Noterliği Katibi Hasan Tokmak ve Hüseyin Kara hakkında iddianame tanzim edildiğini, iddianamenin kabul edildiğini ve şüpheli …, … ve Hasan Tokmak’ın sahte, gerçekle bağdaşmayan ticari hayatın olağan akışına aykırı iş ve işlemleri nedeni ile Rüşvet, Özel Belgede Sahtecilik, Resmi Belgede Sahtecilik, tacir veya şirket yöneticilerinin dolandırıcılığı, Rüşvet Almak ve Vermek ve sair suçlar sebebiyle Ankara 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/635 E. Sayılı dosyasında ceza davası açıldığını, … ve …’ın müvekkil şirketin bağlı iştiraki olan davalı …’in mevcut yönetim kurulu üyeleri ve imza yetkilileri olduğunu, … ve … kasten ve hukuka aykırı davranışlarıyla …’in 2010 yılından bu yana olağan genel kurullarını yapmamış şirketi resmen atıl hale getirdiklerini, bu durumun vahameti bu zamana kadar defalarca izah edilmesine ve genel kurul yapılması talep edilmesine karşın hiçbir şekilde genel kurul yapılmadığını, tüm bu gerekçelerle, yeni Yönetim Kurulu Üyelerinin seçimi ile şirketin temsil ve ilzam yetkilerinin belirlenmesine içerir gündem ile genel kurulun derhal toplantıya çağırılmasına yönelik olarak müvekkil şirket …’e dava açtığını, Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen 2018/932 E. Sayılı dosyasında Mahkeme 2018/1128 K. Numaralı 19/09/2018 tarihli kararı ile şirketin yönetim kurulu seçiminin de içinde bulunduğu gündemle olağanüstü genel kurul yapılmak üzere kayyım atanmasına karar verdiğini, ancak Mahkemenin bu yönde bir karar verdiğini ve kayyum genel kurul yapılmasına yönelik gerekli işlemleri gerçekleştirmiş ise de, toplantı günü …’in yönetim kurulu üyeleri ve imza yetkilileri olan … ve … tarafından, …’teki imza yetkilerini kaybetmemek adına usulsüz ve hukuka aykırı yollarla 08.02.2019 tarihli genel kurul toplantısının yapılması engellendiğini, …, …’ın gerek …’teki yönetim kurulu üyelik süresi sona erdiğinden, gerekse davalı şirkette azınlık hissedarları statüsünde bulunmaları nedeniyle, söz konusu toplantıda istedikleri yönde karar alamayacaklarını, mevcut oy hakları ile yeni yönetimin oluşmasını engelleyemeyeceklerini bildiklerinden, şirkette hiçbir zaman hissesi olmayan ve şirkete yabancı olan üçüncü kişiler …, … ile iddia ettiği oranda hissedar olmayan … sahte ve geriye dönük olarak hazırlanmış ve kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri hisse senetleri ile toplantıya katılmaya çalışarak, genel kurul toplantısının teşekkül etmesine izin vermediklerini, davalılar … ve …’in adı, davalı şirketin kayıtlarında, ticari defterlerinde veyahut resmi kurum ve kuruluşların şirkete ilişkin kayıtlarında yer almadığını, bu kişilerin müvekkil şirketin bağlı ortaklığında hisse sahibi olduğu iddiaları tarafımızca toplantı günü öğrenildiğini, … ve … …’in % 99.13 oranında hissedarı olan … Yatırım Holding A.Ş.’nin …’teki hamiline yazılı hisselerini, … ve … tarafından yönlendirilen üçüncü kişilere usulsüz şekilde vermiş, bu üçüncü kişiler … hisselerini hukuksuz şekilde ellerinde bulundurarak …’in genel kurul toplantısına katılmaya çalıştıklarını, Ticaret Sicil kayıtları ve sunulan hamiline hisse senetleri açıkça çeliştiğinden sağlıklı hazirun cetveli oluşturulamadığı gerekçesi ile kayyım tarafından toplantı yapılamadığını, bu itibarla öncelikle … ve …, … ve … hakkında Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nın 2019/13599 Sor. Numaralı dosyasında sahtecilik ve dolandırıcılıktan soruşturma başlatıldığını, söz konusu suç duyurusunda alınan ifadede … ve …, …’te hissedar olmadıklarını, hisseleri hukuka aykırı olarak ellerinde bulundurduklarını ikrar ettiklerini, sonrasında ise müvekkil şirket tarafından, davalı şirketin mevcut paydaşlık ve hissedarlık yapısının 10.02.2016 tarihli resmi son hazirun cetveli ile aynı olduğunun tespit edilmesine yönelik Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2019/235 E. Sayılı dosya ile dava açıldığını, mahkemenin, davalılar …, …, … ve …’ın ellerinde bulundurdukları hamiline hisse senetlerini kasaya getirmelerine karar verdiğini, söz konusu hisselerin davalılar vekili tarafından 11.12.2019 Tarihli dilekçe ile mahkeme kasasına sunulduğunu, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki 2019/235 E. Sayılı davadaki yargılama devam ederken, …’in tek, hayati önemi haiz, parasal olarak da şirket malvarlığı içinde önemli paya sahip Bursa İli Osmangazi İlçesi Demirtaş Mevkii 398 Ada 11 parselde kayıtlı taşınmazın, davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri … ve … tarafından danışıklı olarak … isimli üçüncü bir kişiye devredilmeye yönelik iş ve işlem yapmaya çalıştıkları öğrenildiğini, bu hususların öğrenilmesi akabinde, Müvekkil Şirket tarafından ilgili kurumlara ve …’e derhal ihtarname gönderilmiş ve …’in Bursa İli Osmangazi İlçesi Demirtaş Mevkii 398 Ada 11 parselde kayıtlı taşınmazı ile ilgili olarak yapılacak satış/devir/ ayni hak tesis talebi başta olmak üzere herhangi bir işlem talebine itibar edilmemesi, Osmangazi Belediyesi’ne sunulan 05/11/2019 tarih ve 12440 evrak numaralı işlemin durdurulması, bu talebin işleme alınmaması, vergi dairesi ve tapu müdürlüğüne de bu şahıslarca ve … tarafından sunulacak bu şekilde ve benzer taleplere itibar edilmemesi, aksi halde bu şahısların hukuka aykırı ve suç teşkil eden eylemlerine itibar edilmiş olunacağı, müvekkil şirketin ve yatırımcılarının mağdur olacağı ihtaren bildirildiğini, bu süreç zarfında ayrıca davalı … yetkililerinin, Müvekkil Şirkete hiçbir şekilde çağrı yapmaksızın, 07.12.2019 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yaptığı, bu genel kurulu toplantısına ait tutanağı Bursa 22. Noterliği’nde 16.12.2019 tarih ve 34991 Yevmiye numarası ile tasdik ettirdikleri öğrenilmiştir. Söz konusu genel kurul toplantı tutanağında TTK’nın 416. Maddesine göre ilansız yapıldığı ve kanuni formalitelerin yerine getirildiği iddia edilerek, hazır bulunanlar listesinin tetkikinde, toplantıda şirketin 11.000.000.-TL ‘den ibaret bulunan 11.000.000 hisseye ayrılan sermayesinin 2.000.000 TL’sinin asaleten, 9.000.000.- TL’sinin vekaleten olmak üzere toplam 11.000.000.- TL temsil eden hissedarlar ve temsilcilerin hazır bulunduğu ve böylece TTK’nın 416’ncı maddesinde yazılı toplantı nisabının temin olduğu ve ayrıca toplantının davet hakkındaki merasimine riayet etmeksizin yapıldığı belirtilmiş ve toplantıda Yönetim Kurulu’na …, … ve … yönetim kurulu üyeleri olarak seçildiklerini, …, … ve …’ın şoförü olup, şirket yönetimi ile uzaktan yakından bir alakası bulunmamaktadır. Hatta bu şahsın yeğeni olan Ahmet Serbest, … ve … ile birlikte İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 2019/398 E. Sayılı davada yargılanmakta olduklarını, müvekkil şirketin davalı …’in %99,13 oranında sermayesine sahip olarak hakim hissedarı olduğunu, …’in sermayesinin tamamının temsil edildiği iddia edilen 07.12.2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına müvekkil şirket hiçbir şekilde katılmamış ve böyle bir toplantıdan da haberdar edilmediğini, bu genel kurul toplantısı evrakına dayanarak davalı … yetkilileri … ve … bu sefer de 07.12.2019 tarihli 14 sayılı Yönetim Kurulu kararı almış ve bu kararda da … 07.12.2022 tarihine kadar …’in Yönetim Kurulu Başkanı, … da Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak seçilmiş, davalı … müşterek imzalarıyla temsil ve ilzam etmelerine ve …’in Şirketi temsil ve ilzam yetkilerine son verilmesine karar verilmiştir. Sonrasında, 07.12.2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağı ve buna göre alınan yönetim kurulu kararı sicile tescil ettirerek, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlandığını, davalı şirketin … ve yetkilileri tarafından 07.12.2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan tüm kararlar toplantı nisabı oluşturulamadığından dolayı geçersiz olduğunu, zira müvekkilinin … Yatırım Holding A.Ş. davalı …’in %99,13 oranında hakim hissedarı olduğunu ve fiiliyat davalı şirketin %99,13 oranında sermayesine sahip bir şirketin katılmadığı ve davalı şirket yetkililerince TTK’da belirlenen usule uygun çağrılmadığı bir toplantıda karar alınmasının imkansız olduğunu, bu durumun 07.12.2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına davalı şirketin ortağı olmayan, yetkisiz kişilerin katıldığını göstermekte olduğunu, 07.12.2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararlar akabinde davalı şirketin yönetim kurulu tarafından alınan 07.12.2019 tarihli 14 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile davalı şirkete usulsüz bir şekilde yeni yetkililer atandığını, gerek 07.12.2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararlar, gerekse bu kararlara binaen yönetim kurulu tarafından alınan kararlar usulsüzdür ve geçersiz olduğunu, işin daha da vahim kısmı davalı … yetkilileri … ve …, …’in Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri ve Yönetim Kurulu Karar Defterinin zayi olduğunu, bu defterlerin müvekkil Şirket yetkilisi … tarafından çalındığı şeklindeki asılsız iddialarla, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/128 E. Sayılı davasını açtıklarını, şirket defterlerinin zayi olduğunu iddia ettiklerini, … ve … gerçek dışı iddialarla zayi davası açtığını, bunca zamandır defterler kendisinde bulunmasına karşın mahkemeleri yanılttıklarını ve meşgul ettiğini, yönetim kurulu genel kurulun devredilemez yetkilerine giren bir konuda karar aldığında bu husus da TTK’nu ilgili maddelerini ihlal ettiğini belirterek davanın kabulüne, davalı …Ş.’nin 07.12.2019 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısına istinaden alınan 07/12/2019 tarihli ve 14 sayılı yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun butlanının gçersizliğinin tespitine, buna ilişkin ilanın Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanmasına ve dava sonucunda yargılama ve vekâlet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkil … (“…”) Davacı …Ş.’nin (“… Holding”) eski dönemde bağlı şirketi olup, kurulduğu günden bu yana hem Davacı şirket … Holding için değer artışı sağlamış hem de genel risk dağıtımını sağlaması sebebiyle bağlı şirketi olarak faaliyetlerini sürdürdüğünü, bununla birlikte, son yıllarda davacı … bünyesinde bir ekonomik darboğaz yaşandığını, sermayesi halka açık olması sebebiyle davacı aleyhine SPK nezdinde birtakım yasal süreçlerin başlatılmasına sebep olduğunu, devam eden yasal takiplerde Davacı kendi lehine bir sonuç alamamış, son çare olarak yaşanan ekonomik sıkıntıları gerekçe göstererek Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/932 Esas sayılı dosyası ile tarafımıza genel kurulu toplantıya çağrı davası açtığını, mevcut durumda müvekkil şirket … 11.000.000,00 TL sermayeli bir anonim şirket olup işbu bakiye değerindeki sermayeyi temsil eden şirket hisseleri hamiline yazılı olacak şekilde bastırılmıştır. Gelinen noktada davacı …’in müvekkil şirkette herhangi bir payı bulunmamakla beraber davacı yan iddia ettiğinin aksine pay sahipliğine ilişkin hiçbir delil veyahut dayanak gösteremediğini, davacı tarafça mahkemeniz huzurunda görülmekte olan işbu dava ile aynı taraf, konu ve hukuki vakıadan kaynaklanan ikinci bir dava ikame edilmiş bulunmakta olduğunu, söz konusu iki davanın aynı tarihte ve peşi sıra esas numaraları ile açılmış halde olduğunu, davacı tarafın aynı taraflara sahip aynı konuya ilişkin ve aynı hukuki vakıadan kaynaklanan iki dava ikame etmesi her şeyden önce 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) “Dava Şartları” başlığını taşıyan 114/1-ı bendine aykırılık teşkil etmekte olduğunu, iş bu kanun hükmü uyarınca “aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” bir dava şartı olarak tayin edilmiş olup 2020/715 Esas sayısı ile ikame edilen ikinci davanın dava şartı yokluğundan dolayı usulden reddi gerekmekte olduğunu, ilk itirazlar kapsamında 2020/715 Esas sayılı ikinci dava bakımından derdestlik itirazımızı ileri sürdüklerini, bunun yanı sıra yine HMK’nun 114/1-h bendinde “davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması” dava şartı olarak tayin edilmiştir. Aynı taraf, konu ve hukuki vakıadan kaynaklanan ikinci bir dava ikame edilmesinde davacı tarafın hiçbir surette hukuki yararı bulunmamaktadır. Hal böyleyken 2020/715 Esas sayılı dava bakımından derdestlik ve hukuki yarar yokluğu sebebiyle kanunun öngördüğü dava şartları oluşmadığını, 2020/715 Esas sayılı davanın usulden reddi gerekmekte olduğunu, öte yandan davacının eş zamanlı olarak aynı taraf, konu ve hukuki sebebe ilişkin iki tane dava ikame etmesinde hukuki bir fayda bulunmadığı gibi, işbu husus medenî yargılama hukukunun en temel ilkelerinden biri olan “Usul Ekonomisi İlkesi”ne de aykırılık teşkil etmekte olduğunu, Genel Kurul Toplantısının, 07.12.2019 tarihi saat 12:00’da Kükürtlü, Çıta Sokak, No: 16, 16080, Osmangazi/Bursa adresinde yani … Termal Otel’de ilgili kanun ve yönetmelik hükümlerinde öngörülmüş usule uygun olarak tüm pay sahiplerinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) “Çağrısız Genel Kurul” başlıklı 416. Maddesinde hükmedildiği üzere bütün pay sahipleri veya temsilcileri aralarından herhangi biri itirazda bulunmadığı takdirde çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın genel kurul olarak toplanabilir ve işbu toplantı yeter sayısı toplantı süresince korunduğu takdirde karar alabileceğini, müvekkil şirket …’e ait 07.12.2019 tarihli genel kurul toplantı tutanağında şirket paylarının %100’ünü oluşturan pay sahipleri toplantıda hazır olarak bulunmuş ve toplantı süresince iştiraklerini sürdürdüklerini, müvekkil şirket …’in toplam sermayesi 11.000.000,00 TL olmakla beraber 2.000.000,00 TL bedelli pay asaleten, 9.000.000,00 TL bedelli pay ise vekaleten olmak üzere tüm paylar genel kurulda temsil edildiğini, şirketin dört hissedarından …’a ait 4.780.000,00 TL bedelli pay … tarafından vekaleten, …’a ait 3.000.000,00 TL ve …’a ait 1.220.000,00 TL bedelli paylar ise … tarafından vekaleten, …’a ait 2.000.000,00 TL bedelli pay ise asaleten temsil edilmiş bulunmaktadır. Tarafımızca dosyaya ibraz edilen 07.12.2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında hazır bulunanları ihtiva eden hazirun cetvelinden de anlaşılacağı üzere TTK’nun 416. maddesinin birinci fıkrasında belirtildiği gibi toplantıya tüm pay sahipleri ve temsilcileri iştirak etmiş olduğundan genel kurulun çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın toplanmasında hukuka aykırılık teşkil eden bir husus bulunmadığını, iş bu sebeple davacı yanın genel kurulun toplanmasına ilişkin ileri sürmüş olduğu hukuka aykırılık iddiası gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın çağrı veya bildirim yapılmadan gerçekleştirilen genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olacağı iddiası tamamen dayanaksız olup yukarıda yer vermiş olduğumuz kanunun açık hükmüyle de ters düşmekte olduğunu, kaldı ki davacı tarafın dilekçesinde TTK’nun 416. maddesi işaret edilerek “Bu durumda bir genel kurul toplantısının çağrısız yapılabilmesinin tek yolu, pay sahiplerinin toplantıya itiraz etmeksizin hep birlikte toplantıya katılım sağlamasıdır.” ifadesine yer verilmiş ve …’in kanuna uygun şekilde genel kurul toplantısı düzenlediği ikrar edildiğini, toplantıya iştirak eden pay sahipleri ve temsilcileri toplantı süresince katılımlarını devam ettirdiklerinden ve böylece genel kurulda alınmış bulunan kararlar kanunda öngörülen usule riayet edilerek alındığından geçerliliğini korumaktadır. Bu sebeple davacı yanın genel kurulda alınmış bulunan kararların yok hükmünde olduğu iddiası tamamen dayanaktan yoksun ve yersiz olduğunu, müvekkil şirket …’nin hisseleri 10.03.2009 tarih ve 001366 seri no’lu hisse senedi basımı faturasında hamiline senet şeklinde bastırılmış olup şirketin hamiline yazılı hisse senetleri halihazırda …, …, … ve …’ın himayesinde bulunduğunu, Türk Ticaret Kanunu’na göre anonim şirketlerde pay senetleri hamiline veya nama yazılı olmak zorundadır; nama yazılı hisse senedi ile hamiline yazılı hisse senedinin en temel farkı ise nama yazılı hisse senedinde hissedarın ismi ve adresi yazmakta iken hamiline yazılı hisse senedinde isim yazmaması olduğunu, böylece hamiline yazılı senedi uhdesinde bulunduran kimse aynı zamanda hak sahipliğini elde etmekte olduğunu, bunun yanı sıra hamiline yazılı hisse senetlerinin zilyetliği, hissedarlığın ispatı için de yeterli görüldüğünü, Hukuka uygun olarak faturalandırılan bu hisse senetlerinin teslimi ile başkaca herhangi bir işleme gerek kalmaksızın hisse devri gerçekleşmiş olacağını, nitekim müvekkil şirket … hissedarları …, …, … ve … söz konusu hamiline yazılı hisse senetlerinin %100’ünün zilyetliğini ellerinde bulundurmakta olduklarını, dava konusu şirketin hisseleri, 6762 Sayılı Kanun döneminde, 10.03.2009 tarihinde, hamiline yazılı şekilde basılmış olup hisselerin …, …, … ve …’ın zilyetliğinde olması ismi geçen şahısların pay sahibi olduğunu ispat etmekte olduğunu, nitekim birçok şirket genel kurulunda da hisselerin hamiline yazılı olduğunun vurgulandığını, öte yandan, şirketin hakim hissedarı olduğunu iddia eden davacı şirket müvekkil şirketin hisse senetlerinin ne zaman basıldığından ve hatta basılıp basılmadığından dahi haberdar değillerdir. Hal böyleyken davacı şirketin hiçbir hak sahipliği bulunmamasına rağmen mahkemeniz nezdinde dava ikame etmiş olması salt yargılama makamlarını yanıltmaya ve meşgul etmeye yönelik olduğunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda anonim şirketlerin genel kurul toplantıları bakımından toplantı yeter sayısı ve karar yeter sayısı olmak üzere iki farklı nisap öngörülmüş bulunmakta olduğunu, dava konusu 07.12.2019 tarihli genel kurul toplantısı sonucunda; …, … ve …’ın yönetim kurulu üyesi seçilmesi ve görev sürelerinin üç yıl olması oybirliği ile kararlaştırılmış olup işbu karar mevzuatta yer alan toplantı ve karar nisaplarına uygun olarak verildiğinden davacı yanın alınmış bulunan kararların yoklukla malul olduğuna ilişkin açıklamaları kanun hükmü ile açıkça ters düşmekte olduğunu, davacı tarafın dilekçesinde … yetkilisi … ve …’ın veyahut kim olduğu bilinmeyen üçüncü kişilerin, sahte hisselerle ve hissedar olmayan kişilerle hissedar gibi usulsüz işlem yapıldığını ileri sürdüğünü, müvekkil şirket …’nin hisseleri 10.03.2009 Tarih ve 001366 Seri No’lu Hisse Senedi Basımı Faturasında görüleceği üzere hamiline senet şeklinde bastırılmış olup hisse senetleri gerçek olduğunu, davacı yanın dilekçesinde yer vermiş olduğu 2016 yılına ait hissedarlık yapısı mevcut durumda usulüne uygun olarak değişmiş bulunduğunu, zira hamiline yazılı senetlerin, kıymetli evrakın dolaşım yeteneği en yüksek olan türü olması sebebiyle piyasada kolayca işlem görmekte devri gerçekleştirilmekte olduğundan her zaman devri/teslimi sağlanabilecektir. Sayın mahkemenizce malum olunduğu üzere hamiline yazılı hisse senetlerinin devri ciro ile değil, zilyetliğin devri ile gerçekleşmekte olduğunu, olağan hayatta hisse senetlerinin ciro yolu ile devretme usulü yoktur. Kaldı ki hisse senetlerinde devir için ciro yeri de bulunmadığını belirterek hukuka aykırı ve haksız olarak ikame edilen işbu davanın; öncelikle davacı tarafın hisse senetlerinin maliki olmaması ve açıklanan sair sebeplerle husumet bakımından/hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine, haksız davanın açıklanan diğer sebeplerle esas yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava; davalı … AŞ’nin 07/12/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına istinaden alınan 07/12/2019 tarihli ve 14 sayılı yönetim kurulu kararının iptalinin (hükümsüzlüğünün tespitinin) gerekip gerekmediğine ilişkindir.
Mahkememizce İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak Davacı … AŞ’ye ait Ticaret Sicil kayıtlarının ilk tesis ve diğer tüm tescilleri ile birlikte kurucu, temsilci ve ortakları ile yöneticilerini gösterir şekilde çıkartılarak gönderilmesi için Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, davalı vekiline, 07/12/2019 tarihli olağan genel kurula ilişkin toplantıya çağrının ne şekilde yapıldığına dair ilan metinleri, ilanlar ve davetiyelerin ayrıca tüm genel kurul, toplantı ve müzakere defteri, yönetim kurulu karar defteri ve ortaklar pay defterini ibraz etmesi için gelecek celseye kadar süre verilmesine karar verilmiş, akabinde mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı vekilinin beyanında; müvekkil … Yatırım Holding AŞ’ye ait son genel kurul toplantısı 2021 yılı aralık ayı itibari ile yapıldığını ve … yönetim kurulu başkanı olarak seçildiğini, yönetimde başka kişilerde olduğunu bildiğini, toplantıya çağrının ne şekilde yapıldığı ve alınan kararlar hakkında ve daha önce görevlendirilen kayyum heyetinin görevinin son bulması hakkındaki beyanlarını ve buna ilişkin bilgi ve belgeleri sunacağını, süre verilmesini, davalı tarafın halen genel kurula çağrıyı nasıl yaptığına dair bilgi ve belgeleri sunmadığını, bu belgelerin davalı taraftan ihtaratlı şekilde celbi ve yine ticaret sicilinden celbini talep ettiklerini, davalı tarafın şirkete ait hisse senetlerinin bastırıldığı ve müvekkillerine verildiğine dair ve dolayısıyla müvekkil holdingin davalı şirkette hisse sahibi bulunmadığına dair iddia, beyan ve savunmaları Bursa 1 ATM’nin 2019/235 Esas sayılı dosya içerisine sunulan bilirkişi raporu ile çürütüldüğünü, buna ilişkin rapor ibraz ettiği anlaşılmış, daha önce dosyamız içerisine celbedilen İstanbul 4. ATM’nin 2018/827 Esas ve 2019/300 Karar sayılı dosyasının kesinleşme bilgilerinin sorulmasına, İstanbul 10 ATM’nin 2020/430 Esas ve 2020/802 Karar sayılı dosya evrakının incelenmesinde Davacı … AŞ’de açılan davada verilen ihtiyati tedbir kararları nedeni ile yönetim boşluğu oluştuğundan bahisle şirkete kayyum heyeti atandığı anlaşılmakla öncelikle mahkemece verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği, mahkemece daha önce görevlendirilen kayyum heyetinin görevde olup olmadığı, görevine son verilip verilmediği eğer kayyum heyetinin görevi devam ediyor ise kayyum heyetini oluşturan kişilerin açık kimlik ve adreslerinin mahkememize gönderilmesinin istenmesine, Ankara 10. AĞCM’nin 2019/635 Esas sayılı dosyasının akıbetinin sorulmasına, karar verildi ise gerekçeli karar örneğinin istenmesine, İstanbul 15. AĞCM’nin 2019/398 Esas sayılı dosyasının akıbetinin sorulmasına, karar verildi ise gerekçeli karar örneğinin istenmesine, Bursa CBS’nin 2020/15743 Sor. Sayılı evrakının akıbetinin sorulmasına, kamu davası açıldı ise iddianame örneğinin gönderilmesinin istenmesine, (3)Nolu ara kararı gereği İstanbul 10. ATM ilgili dosyasından kayyum heyetinin görevine devam edip etmediği konusunda verilecek yazı cevabına göre davacı … AŞ yönetiminin kayyumda olduğunun anlaşılması halinde açılan davayı takip edip etmeyecekleri konusunda kayyum heyetine ayrı ayrı ihtaratlı davetiye tebliğ hususunda mahkememiz kalemince yazı cevabı dosya ile mahkememiz heyetine sunulup inceleme konusu yapıldıktan sonra celse arasında işlem yapılmasına, davalı şirket tarafından sunulmayan genel kurul toplantısına ilişkin toplantı tutanağı, eki hazirun cetveli, yapılan ilana ilişkin tüm tebliğ belgeleri ve ilan metninin çıkartılarak gönderilmesi için Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazı yazılmasına karar verilmiş, Bursa 1. ATM’nin 2019/235 Esas sayılı dosyası ile davacı … AŞ tarafından davalı şirketteki paylarının tespiti, hamiline yazılı hisse senetlerinin tespiti ile kendilerine teslimi konulu davaya ilişkin olup anılan dava dosyasında yapılacak belirlemeler ve verilecek kararın bu davayı doğrudan etkileyeceği anlaşılmakla dosyanın bilirkişiden döndüğü ve bilirkişi raporunun da dosyamız içerisine aksettirildiği göz önüne alınarak bu dava ile ilgili gerekçeli kararın verilmesinin beklenmesine, bu dosya ile ilgili olarak davalı şirket kayıtlarının da yerinde incelenmek sureti ile mutlak butlan-geçersizlik sebebi sayılacağı iddia olunan hususlar ile ilgili olarak yerinde incelemeler yapılmak sureti ile Genel Kurul kararının geçersizliğine dair iddia ve savunmaların irdelenerek iddia ve savunmalar yönünden rapor tanzim edilmesi konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, yerinde yapılacak bilirkişi incelemesi için bir SMMM ve bir Nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişinin resen seçilip görevlendirilmesine karar verilmiş, bilirkişi kurulunun 09/09/2022 tarihli raporunda; davacı tarafından Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/235 Esas sayılı davası ile ortaklığın ve payların tespiti, hamiline yazılı hisse senetlerinin tespiti ile kendisine teslimi konusunda açılan dava sonucu ile gerçek ortağın kim olduğunun tespitinin yapılacağı, şirketin gerçek ortaklarının davacı olduğunun kabulü ihtimaline binaen değerlendirmelere yer verilmiş olduğu, Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/235 Esas sayılı davası ile aksi yönde değerlendirme yapılması durumunda davacının işbu davayı açma hak ve yetkisinin bulunmadığı, şirketin geçmiş yıllar Genel Kurul tutanakları ile taraflar arasında Mahkemeler önünde görülen davalarda davacı şirket tarafından kendisine ait hamiline hisse senetlerinin devrine ilişkin bir bilgi bulunmadığı, KAP’a yapılmış bildirim görülmediği, dava konusu Genel Kurulun çağrısız olarak toplanmış olduğu dikkate alındığında hamiline hisse senetlerine zilyet olduğunu ileri süren davacı şirketin paylarını alan gerçek kişiler tarafından en geç 1 gün öncesinde davalı şirkete başvurduklarına ve toplantı için giriş kartı aldıklarına dair dosya içerisinde kayıt bulunmadığı gibi bu yönde bir işlem yapılmasının olanaklı olmadığı Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/13599 Soruşturma sayılı dosyası ile … ve … tarafından 15.03.2019 tarihinde vermiş oldukları ifadelerinde yer verilen beyanların davacı şirket yönünden de geçerli olduğunun değerlendirilmesi durumunda gerçek bir iktisaptan bahsedilemeyeceği, Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik m.16/3 uyarınca kendilerine hamiline hisse senedi sahibi tarafından verilen bir yetki bulunmadığı dikkate alındığında Genel Kurul’a katılımın olanaklı sayılamayacağı, İhtilaflı olan hamiline hisse senetlerinin davacı şirkete ait olduğunun kabulü ihtimalinde, davalı şirketin 07.12.2019 tarihli Genel Kurulunda TTK.m.â14 uyarınca usulüne uygun olarak Genel Kurul çağrısı yapılmadığı, pay sahibi olan davacı şirket hazır bulunmaksızın yapılan çağrısız Genel Kurul işleminin usule uygun olmadığı, davacının hamiline hisse senetlerinin gerçek sahibi olduğunun değerlendirilmesi durumunda; çağrısız yapılan genel kurula şirketin % 99,74 oranındaki hakim ortağı katılmadan toplantı yapılmış olması nedeni ile genel kurul toplantı ve karar nisabının sağlanamamış olduğunu, davacı şirket yetkililerinin değiştirilmesi kararının olağan işlem ve kararlardan olduğu, şirketin 07.12.2019 tarih ve 14 sayılı Yönetim Kurulu ile alınan kararların TTK.m.366 kapsamında görev dağılımı niteliğinde olup Genel Kurula ait bir yetkinin gaspı niteliğinde bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Bursa 1.ATM’nin 2019/235 Esas sayılı dosyasının sonuçlanmasının ve kesinleşmesinin bu dava için bekletici mesele yapılmasına karar verilmiş, celse arasında davacı vekilinin bu dosya için bekletici mesele yapılan Bursa 1.ATM’nin 2019/235 Esas sayılı dosyasında lehlerine karar verildiğini ve bir kez daha haklılıklarının ispat edildiğini, bu kapsamda müvekkilinin katılımı olmaksızın yapılan genel kurul toplantısının hukuka aykırı olduğunun da ispat edilmiş bulunduğunu, şirketin halka açık bir şirket olup dava sürecinin uzamasının mağduriyet yarattığını, mevcut durum itibari ile toplanan delillere göre haklı davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini beyan ettiği, Bursa 1.ATM’nin 2019/235 Esas sayılı dosyasına ilişkin gerekçeli kararın yazıldığında mahkememizce de dosyanın yeniden inceleme konusu yapılması hususunun değerlendirilmesine ve dosyanın kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması konusundaki ara kararımızın da bilahare değerlendirilmesine karar verilmiş, her ne kadar mahkememiz önceki celse ara kararları ile pay sahipliğine ilişkin olarak yargılaması sürdürülen Bursa 1. ATM’nin 2019/235 Esas sayılı dosyasının bu dosya için kesinleşmesinin beklenmesine ve bu dava için bekletici mesele yapılmasına karar verilmiş ise de daha önce dosyamız içerisine toplanan deliller ve bu dosyadan yaptırılan bilirkişi incelemesi ve aldırılan bilirkişi raporu ile Bursa 1. ATM’nin 2019/235 Esas sayılı dava dosyası içerisine toplanan deliller ve netice itibari ile oluşturulan gerekçeli karar içeriği ve karar yerinde gösterilen gerekçeler de bu dosyamız delil teşkil etmekle dava yeterince aydınlaşmış bulunduğundan anılan dava dosyasının bekletici mesele yapılması kararından vazgeçilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dosya kapsamında toplanan tüm deliller ve Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/235 esas sayılı dosyasının da incelenmesi ile; davacının davalı şirketin kuruluştan beri ortaklık yapısı hamile yazılı hisse senetlerinin ortaya çıktığı tarihe kadar yapılan genel kurul toplantıları hazirun cetvellerinde aynı kaldığı, dava konusu hisse senetlerinin basıldığı 2009 yılından mahkemece kayyım atanmak suretiyle yapılmasına karar verilen genel kurulun yapıldığı 08/02/2019 tarihine kadar hiçbir şekilde ortaya çıkartılmadığı, şayet ilk hak sahibi olan davacı hissedarlardan hamiline yazılı pay senetlerinin zilyetliğin devri suretiyle davalılar … ve …’e geçmiş olması durumunda bu hisse senetlerinin 2019 yılındaki genel kurula kadar ortaya çıkmış olması ve önceki yapılan genel kurul toplantılarındaki hazirun cetvellerinde de hissedarlık yapısının mevcut paylara göre değil hamiline yazılı hisse senetlerine göre yapılmış olması gerektiği, 2009 yılından 2019 yılına kadar bu hisse senetlerinin hiç ortaya çıkarılmamış olması hisse senetlerinin davacılara basımdan sonra hiç teslim edilmediği sonucunu doğurmakta olduğu, nitekim teslim olgusunun belirlenmesi bakımından şirket kayıtlarında bilirkişi incelemesi yapılmış, kayıtlarda basım sonrası hisselerin davacılara teslim edildiğine dair herhangi bilgi ve veriye ulaşılamadığı, hisse senetlerini basan ve senetlerde imzası bulunan davalı yöneticilerde teslime ilişkin herhangi bir belge sunamadığı, tüm bu hususların dava konusu hisse senetleri basımından sonra davacılara hisseleri oranında teslim edilmediği, davacılara hiç teslim edilmeyen hisse senetlerinin zilyetliğin devri yoluyla geçmesi mümkün olmadığı gibi hisse senetlerini basan ve imza koyan davalı yöneticilerin zilyetlik karinesinden yararlanmaları da mümkün olmadığı, diğer davalılar … ve …’ın bu olaylarla ilgili başlatılan soruşturmalarda hisse senetlerinin emaneten kendilerine teslim edildiğini, teslim edenlerin de … ve … olduğunu ileri sürmüş, Hukuksal problemin çözülmesinden sonra hisse senetlerinin tekrar hak sahibi olan …’a teslim edileceği davalı …’ın ve …’ın soruşturma beyanlarından anlaşılmakta olduğu, bu davalıların ismi Ahmet olan ancak soyadını bilmedikleri ve tanımadıkları bir kimse için bir alacak karşılığında emaneten hisse senetlerini zilyetliklerinde bulundurdukları iddiasının da kabul edilir bir beyan olmadığı, bu davalıların genel kurul toplantısına zilyetliklerinde bulunan senetleri göstermek suretiyle katılmak istediklerinden bu davalılara da husumet yöneltilmesinde bir sakınca bulunmadığı, ancak senetlerin hisse senedini basan yöneticiye ait olduğu bu davalılar tarafından da kabul edilmekte olduğu, diğer davalı … ve …’ın savunmalarında hisse senetlerine ilişkin zilyetliğin mülkiyete karine teşkil ettiğini ve hak sahipleri olduklarını savunma olarak ileri sürmeleri karşısında tüm davalıların davada taraf sıfatı oluşmakta olduğu, yine hisse senetlerine ait mülkiyet durumuna göre davalı şirketteki hissedarlık yapısı değişeceğinden davalı şirketin de davada taraf ehliyeti olduğu, hisse senedini basan ve senede imza koyan yöneticinin bu hisse senedini ilgili pay sahibine teslim etmeden ve teslim yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispat etmeden zilyetlik karinesinden yararlanabilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmış, Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/235 Esas sayılı davası ile aksi yönde değerlendirme yapılması durumunda davacının işbu davayı açma hak ve yetkisinin bulunmadığı, şirketin geçmiş yıllar Genel Kurul tutanakları ile taraflar arasında Mahkemeler önünde görülen davalarda davacı şirket tarafından kendisine ait hamiline hisse senetlerinin devrine ilişkin bir bilgi bulunmadığı, KAP’a yapılmış bildirim görülmediği, Dava konusu Genel Kurulun çağrısız olarak toplanmış olduğu dikkate alındığında hamiline hisse senetlerine zilyet olduğunu ileri süren davacı şirketin paylarını alan gerçek tarafından en geç 1 gün öncesinde davalı şirkete başvurduklarına ve toplantı için giriş kartı aldıklarına dair dosya içerisinde kayıt bulunmadığı gibi bu yönde bir işlem yapılmasının olanaklı olmadığı, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/13599 Soruşturma sayılı dosyası ile … ve … tarafından 15.03.2019 tarihinde vermiş oldukları ifadelerinde yer verilen beyanların davacı şirket yönünden de geçerli olduğunun değerlendirilmesi durumunda gerçek bir iktisaptan bahsedilemeyeceği, Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik m.16/3 hisse senetlerinin tespiti ile kendisine teslimi uyarınca kendilerine hamiline hisse senedi sahibi tarafından verilen bir yetki bulunmadığı dikkate alındığında Genel Kurul’a katılımın olanaklı sayılamayacağı, davalı şirketin 07.12.2019 tarihli Genel Kurulunda TTK.m.â14 uyarınca usulüne uygun olarak Genel Kurul çağrısı yapılmadığı, pay sahibi olan davacı şirket hazır bulunmaksızın yapılan çağrısız Genel Kurul işleminin usule uygun olmadığı, davacının hamiline hisse senetlerinin gerçek sahibi olduğunun değerlendirilmesi durumunda; çağrısız yapılan genel kurula şirketin % 99,74 oranındaki hakim ortağı katılmadan toplantı yapılmış olması nedeni ile genel kurul toplantı ve karar nisabının sağlanamamış olduğunu, davacı şirket yetkililerinin değiştirilmesi kararının olağan işlem ve kararlardan olduğu, şirketin 07.12.2019 tarih ve 14 sayılı Yönetim Kurulu ile alınan kararların TTK.m.366 kapsamında görev dağılımı niteliğinde olup Genel Kurula ait bir yetkinin gaspı niteliğinde olduğu, davacı şirket yetkililerinin değiştirilmesi kararının olağan işlem ve kararlardan olduğu, öncelikle bu davanın konusu olan davalı şirket yönetim kurulunun 07/12/2019 tarih ve 14 sayılı yönetim kurulu kararlarının geçersizliğinin (yok hükmünde olduğunun) tespitine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı şirket yönetim kurulunun 07/12/2019 tarih ve 14 sayılı yönetim kurulu kararlarının geçersizliğinin (yok hükmünde olduğunun) TESPİTİNE,
Karar kesinleştiğinde hükmün Türkiye Ticaret Sicilinde TESCİL VE İLANINA,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 179,90.-TL harçtan peşin olarak alınan 54,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 9.200,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 4.031,62.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/06/2023
Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza
DAVACI TARAFÇA YAPILAN
YARGILAMA GİDERLERİ DÖKÜMÜ.
54,40 TL BVH.
54,40 TL PH.
3.000,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
922,82 TL TEB. VE POSTA GİD.
TOPLAM : 4.031,62.-TL