Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/707 E. 2022/1000 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :2020/707
KARAR NO :2022/1000

BAŞKAN :… …
ÜYE :… …
ÜYE :… …
KATİP :… …

DAVACI :… – TC Kimlik no-…
VEKİLİ :Av. … –
DAVALILAR :1- … –

VEKİLİ : Av. … –
: 2- …… TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – … Hacı İlyas Mah. Gazcılar
Cad. Beysel İşhanı No:20/B Osmangazi/Bursa
KAYYUM : AHMET DALYAN
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 10/09/2020
KARAR TARİHİ : 21/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12.01.2011 tarih ve 7728 sayılı Türkiye Sicil Gazetesi ile kurulan … Kimya Ambalaj Tekstil Gıda İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin (V.N. 388 064 38 49) kurucu ortakları …(167 294 360 20) ve Remzi Kıllı (168 404 323 90) olduğunu, ancak 08.03.2012 tarihli ve 8022 sayılı Türkiye Sicil Gazetesinde tescili yapılan Bursa 22.Noterliği’nin 27.02.2012 tarih ve 6361 yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi ve Bursa 22. Noterliği’nin 27.02.2012 tarih ve 6354 sayılı sözleşmeleri ile “şirket ortaklarından … Beheri 25 TL olan 3200 adet hissesini 80.000,00 TL bedelle” müvekkiline devrettiğini, ayrıca yine aynı tarihli alınan karar ile “Şirket ortaklarından Remzi Kıllı’nın şirket müdürlüğü yetkisinin 27.02.2012 tarihi itibariyle kaldırılmasına, yerine şirket yeni ortağı olan …’in 5 yıl süreyle şirket müdürü olarak seçilmesine, şirketimizi her zaman ve her yerde, her türlü resmi, özel, hükmi ve hakiki şahıslara karşı temsil ve ilzama şirket müdürü …’in tek başına (münferiden) yetkili kılınmasına..” şeklinde karar alındığını, ancak müvekkili …’in 1996 yılından beri şizofren olup akıl sağlığının yerinde olmadığını, 2003 yılında alınmış raporunda bu durumun tespit edildiğini, ayrıca Bursa Devlet Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu’ndan almış olduğu 30.06.2010 tarihli 2824 numaralı raporunda da %80 oranında şizofreni tanısı konulduğunu, bu sebeple eylemlerinin hukuki sonuç ve mahiyetini kavrayabilecek bir durumda olmadığını, kendisinin sözleşme yapma ve şirket müdürü olabilme yetisi bulunmadığını, eşi …’in sözlü beyanıyla müvekkili …’in sürekli olarak dışarıya kaçtığını ve sık sık nüfus cüzdanını kaybettiğini belirttiğini, müvekkilinin Bursa 4.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 09.05.2018 tarih 2018/853 E.- 2018/1133 K. Sayılı ilamıyla kısıtlandığını ve eşi …’in kendisine vasi olarak atandığını, kötü niyetli kişilerce müvekkilinin akıl hastalığından yararlanıp şirketin tüm borçlarının müvekkili üzerine yıkıldığını, müvekkili üzerine devredilen şirket hisselerinden kendilerine gönderilen SGK ve Vergi Dairesi tarafından gönderilen ödeme emirleri vasıtasıyla haberdar olduklarını, müvekkilinin hisse pay devri sözleşmesinde adına atılmış sahte bir imza ile mi işlem yapıldığı yoksa kendisini kandırıp imzasının hileyle mi alındığı hususu bilinmediğini, imza müvekkiline ait olsa dahi yapılan sözleşme bir hüküm doğurmayacak, Medeni Kanun Md. 15. ;”Kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukukî sonuç doğurmaz.” maddesi uygulama alanı bulacağını, müvekkilinin eylemlerinin hukuki anlam ve mahiyetini kavrayabilecek durumda olmadığı için ilgili pay devri sözleşmesi kesin hükümsüz olduğunu belirterek müvekkilinin devralan sıfatının bulunduğu şirket hisse devri sözleşmesinin kesin hükümsüzlüğünün tespiti ile devredene tekrar tescilinin sağlanmasını, bu hükümsüz sözleşmeye dayanarak şirketin kanuni temsilcisi ilan edilen müvekkilinin şirket müdürlüğü görevinin de hükümsüzlüğünün tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 2018 yılında kısıtlandığının dava dilekçesinde yer aldığını, davacının davalıdan 2012 yılında … Kimya Ambalaj Tekstil Gıda İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin (V.N. 388 064 38 49) şirketinin hisselerini satın aldığını, davacını şirket hisseleri devri esnasında hukuki ve ticari faaliyetlerde bulunan, görüntü, davranış, konuşma vb fiillerde herhangi bir aksilik olmayan bir kişi olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulan heyet/hekim raporlarında da aşikar olduğu üzere davacının ayırt etme gücünden yoksun bir kişi olmadığını, her rahatsızlığı olan kişinin ayırt etme gücünden yoksunluk durumunu kazanmadığını, davacının her ne kadar hekim raporu ile rahatsızlığının olduğu iddia edilse dahi davacı ayırt etme gücüne sahip, şirket hisselerini aldığı 2012 yılından 2020 yılına kadar ticari faaliyetlerine devam eden, şirketle ilgili karar alan sözleşmelere imza atmış bir kişi olduğunu, davacı yanın, dava dilekçesinde hisse devrinde sahte imza iddiasında bulunmasının gerçeği yansıtmadığını, hisse devrine ilişkin imzanın davacının bizzat kendi imzası olduğunu, 2012 yılında şirket hisselerini ayırt etme gücüne sahip bilerek isteyerek alan davacının, 2012-2018 arası basiretli bir tacir olarak ticari faaliyetlerine devam ettiğini ve 2018 yılında kısıtlandığını, 2020 yılında iş bu davanın açıldığını, davacının hukuki dayanaktan yoksun bu davayı tamamen ticari faaliyette başarılı olamaması sebebi ile açtığını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; davacı ile davalı arasında yapılan şirket hisse devir sözleşmesinin hükümsüz olup olmadığının tespiti ve yine davacının şirket müdürlüğü görevinin de hükümsüzlüğünün tespitine ilişkindir.
Mahkememizce BTSO’ya yeniden yazı yazılarak davacı … ile ilgili imza sirküler aslının celbine ve ticaret sicil kayıtlarının ilk tesis ve tüm tedavülleri ile birlikte celbine, davacı … ile ilgili davacı vekilince daha önce tedavi gördüğü, teşhis ve tedavi raporlarını içerir bilgi ve belgelerin bulunduğu sağlık kuruluşları 2 haftalık kesin süre içerisinde bildirildiği taktirde ilgili tedavi evrakı, tüm hasta dosyası, kullanılan ilaçları gösterir belgelerin gönderilmesi konusunda ayrı ayrı yazılar yazılmasına, davacı …’in bir daha ki celsede dinlenmesine, davacı … adına bankalarda şirket veya kendisi adına başvuru ile açılmış çek hesabı var ise bu konuda banka, şube ve hesap numarası bilgileri taraf vekillerince bildirildiğinde var ise GKS asılları, çek hesap açılış başvuru belgeleri, mevduat hesap açılış belgelerinin asıllarının celbi konusunda ayrıca yazılar yazılmasına karar verilmiş, davacı vekilinin müvekkilini rahatsızlığı nedeni ile hazır edemediğini bildirmesi karşısında bir daha ki celseye kadar süre verilerek bir daha ki celsede hazır edildiği taktirde dinlenmesine, davacı vekiline gelen diğer yazı cevaplarına karşı beyanda bulunmak ve yine müvekkilinin hisse devir sözleşmesi ve müdürlük yetkisi verilmesine dair sözleşmelerdeki imzaların aidiyeti yönünden beyanda bulunması için süre verilmesine, davacıya ilişkin imza sirküler aslının celbi yönünden Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan yazının tekidine, davacı vekiline geçen celse 7 nolu ara kararı gereği imza inkarında bulunulduğu taktirde davacı müvekkiline ait çek hesaplarının bulunduğu imza beyannamesi verdiği, GKS düzenlediği bankalar ya da diğer resmi kurumlarda bulunan 27/02/2012 tarihi öncesine ilişkin ıslah imzalı belgelerin bulunduğu yerleri bildirmek üzere süre verilmesine, Bursa 22. Noterliğine yeniden yazı yazılarak hisse devir sözleşmesine ilişkin 6361 yevmiye nolu 27/02/2012 tarihli ve 6354 yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi örneğinin gönderildiği ancak davalının davacıya yaptığı hisse devri ile ilgili sözleşmenin gönderilmediği anlaşıldığından bu sözleşmenin gönderilmesinin istenmesine karar verilmiştir.
Yargılamanın devamında davacı …’in dahili davalı şirketin son yetkilisi olduğu, hali hazırda şirketi temsil eden başka bir yetkilisinin bulunmadığı dosya içerisine celp edilen kayıtlardan anlaşılmakla şirketi bu davada temsil etmek üzere bir temsil kayyumu atanması konusunda gerekli müracaatı yapması konusunda davacı vekiline süre verilmesine, davacı …’in mevcut tıbbi raporları ile (SGK’dan gelen yazı cevapları da eklenerek) birlikte dosyanın bir örneğinin İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevki ile davacının ayırt etme gücüne sahip bulunup bulunmadığı, mevcut rahatsızlıklarının temyiz kudretine ve fiil ehliyetini ortadan kaldırıp kaldırmadığı, yapılacak muayenesi ile mevcut tıbbi tablolarına göre hisse devir sözleşmesinin yapıldığını 27/02/2012 tarihi itibari ile hisse devir sözleşmelerinin geçerliliğini etki edecek şekilde fiil ehliyetine ve ayırt etme gücünü ortadan kaldıracak bir hal bulunup bulunmadığı konularında rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’nun 19/07/2022 tarihli raporunda Mehmet oğlu, 1956 doğumlu …’ in Kurullarınca 16/11/2012, 22/03/2017, 04.07.2022 tarihlerinde yapılan muayeneleri sonucunda elde edilen bilgi ve bulguların yorumlanmasından; halihazırda fiil ehliyetini müessir ve kişide şuur ve harekat serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı veya zeka geriliği tespit edilmediği, dava dosyasının tetkikinde işlem tarihlerinde kişinin hukuki ehliyetini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akli arıza içinde bulunduğunu gösteren tıbbi bulgu ve belgeye de rastlanmadığı; kendisinde mevcut sistemik hastalıkların da tek başına fiil ehliyetini etkilemeyeceği, kişinin işlem tarihlerinde telkinlere mukavim olabileceği, kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak eylem ve işlemlere girişebileceği tıbbi kanaatine varıldığı, bu duruma göre, …’ in işlem tarihi olan 27.02.2012 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde; 12.01.2011 tarihinde kurulan … Kimya Ambalaj Tekstil Gıda İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin kurucu ortakları … ve Remzi Kıllı olduğu, ancak 08.03.2012 tarihli ve 8022 sayılı Türkiye Sicil Gazetesinde tescili yapılan Bursa 22.Noterliği’nin 27.02.2012 tarih ve 6361 yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi ve Bursa 22. Noterliği’nin 27.02.2012 tarih ve 6354 sayılı sözleşmeleri ile “şirket ortaklarından … Beheri 25 TL olan 3200 adet hissesini 80.000,00 TL bedelle” …’e devrettiği, ayrıca yine aynı tarihli alınan karar ile “Şirket ortaklarından Remzi Kıllı’nın şirket müdürlüğü yetkisinin 27.02.2012 tarihi itibariyle kaldırılmasına, yerine şirket yeni ortağı olan …’in 5 yıl süreyle şirket müdürü olarak seçilmesine, şirketimizi her zaman ve her yerde, her türlü resmi, özel, hükmi ve hakiki şahıslara karşı temsil ve ilzama şirket müdürü …’in tek başına (münferiden) yetkili kılınmasına..” şeklinde karar alındığı, ancak davacı …’in 1996 yılından beri şizofren olup akıl sağlığının yerinde olmadığı, 2003 yılında alınmış raporunda bu durumun tespit edildiği, ayrıca Bursa Devlet Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu’ndan almış olduğu 30.06.2010 tarihli 2824 numaralı raporunda da %80 oranında şizofreni tanısı konulduğu, bu sebeple eylemlerinin hukuki sonuç ve mahiyetini kavrayabilecek bir durumda olmadığı, kendisinin sözleşme yapma ve şirket müdürü olabilme yetisi bulunmadığı, eşi …’in sözlü beyanıyla davacı …’in sürekli olarak dışarıya kaçtığı ve sık sık nüfus cüzdanını kaybettiğini belirttiği, davacının Bursa 4.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 09.05.2018 tarih 2018/853 E.- 2018/1133 K. Sayılı ilamıyla kısıtlandığı ve eşi …’in kendisine vasi olarak atandığı, kötü niyetli kişilerce davacının akıl hastalığından yararlanıp şirketin tüm borçlarının davacı üzerine yıkıldığı, davacı üzerine devredilen şirket hisselerinden kendilerine gönderilen SGK ve Vergi Dairesi tarafından gönderilen ödeme emirleri vasıtasıyla haberdar oldukları, davacının hisse pay devri sözleşmesinde adına atılmış sahte bir imza ile mi işlem yapıldığı yoksa kendisini kandırıp imzasının hileyle mi alındığı hususu bilinmediği, imza davacıya ait olsa dahi yapılan sözleşme bir hüküm doğurmayacak, Medeni Kanun Md. 15. ;”Kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukukî sonuç doğurmaz.” maddesi uygulama alanı bulacağı, davacının eylemlerinin hukuki anlam ve mahiyetini kavrayabilecek durumda olmadığı için ilgili pay devri sözleşmesi kesin hükümsüz olduğu belirtilerek davacının devralan sıfatının bulunduğu şirket hisse devri sözleşmesinin kesin hükümsüzlüğünün tespiti ile devredene tekrar tescilinin sağlanması, bu hükümsüz sözleşmeye dayanarak şirketin kanuni temsilcisi ilan edilen davacının şirket müdürlüğü görevinin de hükümsüzlüğünün tespiti istenmiş ise de mahkememizce yapılan yargılama sırasında alınan adli tıp raporunda da belirlendiği üzere halihazırda fiil ehliyetini müessir ve kişide şuur ve harekat serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı veya zeka geriliği tespit edilmediği, dava dosyasının tetkikinde işlem tarihlerinde kişinin hukuki ehliyetini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akli arıza içinde bulunduğunu gösteren tıbbi bulgu ve belgeye de rastlanmadığı; kendisinde mevcut sistemik hastalıkların da tek başına fiil ehliyetini etkilemeyeceği, kişinin işlem tarihlerinde telkinlere mukavim olabileceği, kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak eylem ve işlemlere girişebileceği tıbbi kanaatine varıldığı, bu duruma göre, …’ in işlem tarihi olan 27.02.2012 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunun bildirildiği anlaşıldığından davacının davalı şirket hisselerini devraldığı Bursa 22. Noterliğinin 27/02/2012 tarih 6361 yevmiye sayılı ve Bursa 22. Noterliğinin 27/02/2012 tarih ve 6354 yevmiye nolu sözleşmelerin sahteliği de iddia edilmemiş aynı tarihli şirket ortaklar kurulu kararı ile müdür tayin edilen davacının 5 yıl süre ile davalı şirket müdürü olarak görev ifa etmiş olup, kısıtlanmasının bu tarihten sonrasına ilişkin olarak Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 09/05/2018 tarihli 2018/853 esas ve 2018/1133 karar sayılı kararı önceki tarihli psikiyatrik rahatsızlıklarının ise şirket ortaklığının ve müdürlüğünün başladığı, devam ettiği ve hatta sonlandığı 26/02/2017 tarihine kadar ileri sürülmediği, hatta kısıtlama tarihinden iki yıl kadar sonrasında ileri sürüldüğü, mahkememizce yaptırılan nihai tıbbi inceleme ve değerlendirmesinde şirket ortaklığından kaynaklı ve müdürlük görevini yerine getirebilecek derecede tıbbi ehliyete (fiil ehliyetine) sahip olduğu, İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunca bildirilmiş olmakla davacı …’in 27/02/2012 tarihli hisse devir işleminin ve müteakip işlemlere ilişkin fiil (işlem) ehliyetini kaldıracak bir halinin bulunmadığı bildirilmiş olmakla, davacının yerinde görülmeyen davasının reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 54,40.-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 26,30.-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı şirket kayyumunun yüzünde, diğer davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza