Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/681 E. 2022/133 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/681 Esas – 2022/133
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/681
KARAR NO : 2022/133
HAKİM :….
KATİP :….
DAVACI : …. SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – ….
VEKİLİ : Av. …. UETS
DAVALI : …SANAYİ VE TİC. ANONİM ŞİRKETİ (ESKİ UNVAN: ….. ANONİM ŞİRKETİ )- 0…. UETS
VEKİLİ : Av. …. UETS
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/2020
KARAR TARİHİ : 08/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili 01/09/2020 Tarihli Dava Dilekçesinde Özetle; Davalı şirket hakkında, Bursa 15. İcra
Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyası ile 20.02.2020 tarihli fatura gereği ödenmeyen bedelin taksili
amacıyla icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlunun itiraz ettiğini, davalı/borçlunun itirazlarının kötü
niyetli olduğunu,
taraflar arasında yapılan sözleşmenin vadeli satış şartı maddesinde görüleceği üzere TL cari hesaplarda
geciken ödemelerde aylık %10 vade farkı uygulaması kararlaştırıldığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin uzun süredir devam ettiğini, davalının 4 ay vadeli çekile ödeme yapması
hususunda tarafların mutabık kaldığını, ancak davalı tarafın son ödemeyi 6 ay vadeli çek ile yaptığını, bu
durum üzerine davacının davalı taraf il iletişime geçerek vade farkı uygulanacağını beyan ettiğini, ancak
davalı tarafın kabul etmediğini, davacı tarafa vade tarihi 6 ay olarak verilen çek ödemesinin, davalı tarafla yapılan anlaşmaya uymadığını, taraflar arasında yapılan sözleşme gereği aylık %10’luk bir vade farkı düzenlemesi olduğunu, bu nedenle
aylık %10’luk bir vade farkı bedeli olan 15.278,20 TL vade farkı faturası düzenlendiğini, davalı tarafın kötü
niyetli olarak itiraz ettiğini,
tüm bu nedenlerle; davanın kabulü ile borçlunun Bursa 15. İcra Dairesi 2020/… esas sayılı dosyasına
yapmış olduğu itirazın iptali ile asıl alacak miktarı üzerinden takibin devamını, asıl alacağa takip tarihinden
itibaren avans faizi işletilmesini, kötü niyetle takibe itiraz edildiğinden takip çıkış miktarının %20 sinden
aşağı olmamak üzere davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunmasını, yargılama giderleri ve vekillik
ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bursa 15. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı dosyası incelendiğinde; Alacaklı olarak … Metal San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin, borçlu olarak …Sanayi Ve Tic. Anonim Şirketi (Eski Unvan: … Makine san. Tic. A.Ş.)’nin görüldüğünü, takibin 04/06/2020 tarihinde başlatıldığını, takip konusunun cari hesaptan kaynaklanmış olduğunu, takip tutarının 15.278,20-TL asıl alacak olduğu anlaşılmıştır.
CEVAP; Davalı Vekili 21/09/2020 Tarihli Dilekçesinde Özetle; Açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davayı kabul etmediklerini, tarafla arasında düzenlenmiş bir sözleşme bulunmadığını, iddia edildiği gibi
geciken ödemelerde %10 vade farkı alınacak diye bir cezai şart ya da böyle bir uygulama bulunmadığını, davacı tarafın %10’luk gecikme farkı adı altında düzenlemiş olduğu 20.02.2020 tarih 15.272,20 TL meblağlı
faturanın davalı şirket tarafından kabul edilmeyip iade edildiğini, bu defa karşı(davacı) tarafın bu faturayı dayanak göstererek Bursa 15. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas
sayılı dosyası üzerinden açtığı icra takibine davalı şirketin haklı olarak itiraz ettiğini, tüm bu nedenlerle; haksız açılan davanın reddi ile davacı tarafın %20’ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına
karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi 17/09/2021 Tarihli Raporunda Özetle; Davacı ve davalı tarafın ticari defterlerindeki kayıtlara göre taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğunu, davacının cari hesap ve yevmiye defter kayıtları incelendiğinde, 2020 yılında davaya konu alacağı
oluşturan vade farkı faturasının 1(bir)adet ve toplamda 15.278,20 – TL olduğunu, bu rakama karşılık davalı
tarafından davacıya herhangi bir ödemenin yapılmadığını, davacının davalıdan olan yıl sonu alacak
bakiyesinin 15.278,20 TL olduğunu, tüm bu kayıtların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalının cari hesap ve yevmiye defter kayıtları incelendiğinde ise 2020 yılında davaya konu alacağı
oluşturan 15.278,20 – TL’lik vade farkı faturasının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, davalının
davacıya olan herhangi bir borç bakiyesinin mevcut olmadığının, davacı tarafın, davaya konu alacağı oluşturan faturaya ilişkin bildirimini yasal süresi içerisinde Gelir
İdaresi Başkanlığına BS Formu ile bildirildiğini, davalı tarafın, BA formunu yasal süresi içerisinde Gelir İdaresi Başkanlığına bildirdiğini ancak davaya konu alacağı oluşturan faturaya ilişkin bildirimin BA formu içerisinde mevcut olmadığını, dosya içerisine sunulan taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşmenin mevcut olmadığını ancak davacı
tarafından sunulan “Fiyat Teklifinin” sağ alt köşesinde Sipariş Onayı kısmında “Uygundur” yazılıp, Arif
ÖZÇELİK adı ve imzasının bulunduğunu ve bu fiyat teklifinde “TL cari hesaplarda geciken ödemlerde aylık
%10 vade farkı uygulanacaktır” ibaresinin mevcut olduğunu, taraflar arasındaki e-posta yazışmalarında ise davalı tarafın, vade farkını kabul etmediğini, hukuki değerlendirme mahkememize ait olduğunu ve geciken ödemelerde aylık %10 vade farkı
uygulanacağı kanaatine varıldığı takdirde davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 15.278,20-TL vade
farkı faturası karşılığı ve işlemiş faiz tutarı olan 604,33 TL ile birlikte toplam 15.882,53 TL alacaklı olacağını, icra takibinin de bu tutar üzerinden başlatıldığını, davacı şirketin 2020 yılına ait tutmuş olduğu yevmiye defterlerin TTK’nın 64.cü maddesine göre yasal
süresi içerisinde noter açılış onayının yapıldığını, ancak yasal süresi içinde yevmiye defterinin noter kapanış
onayının yapılmadığını, Tek Düzen Hesap planına uygun olarak düzenli bir şekilde tutulduğunu,
davalı şirketin 2020 yılına ait tutmuş olduğu yevmiye defterlerin TTK’nın 64.cü maddesine göre yasal
süresi içerisinde noter açılış onayının yapıldığını, yine yasal süresi içinde yevmiye defterinin noter kapanış
onayının yapıldığını, Tek Düzen Hesap planına uygun olarak düzenli bir şekilde tutulduğunu, Kanunlara uygun
olarak tutulan Ticari defterlerin bu davada delil teşkil edebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
Bilirkişi 22/12/2021 Tarihli Ek Raporunda Özetle; Davalının malzeme tesliminden 2 ay geçtikten sonra 120 gün vadeli çek ile ödeme yapması neticesinde
120 gün olan vadenin 180 güne yükselmesi ve bunun neticesinde ilaveten 60 gün yani 2 aylık vade farkı
talebi ile;
17804 Nolu, 36.391,50 TL bedelli çeke ilişkin iki aylık vade farkı bedeli 7.278,04 TL (36.391,50x%20) (aylık
%10 – iki aylık %20)
15415 Nolu 40.000,00 TL bedelli çeke ilişkin iki aylık vade farkı bedeli 8.000,00 TL (40.000,00x%20) (aylık
%10 – iki aylık %20) olmak üzere;
toplamda 15.278,20 TL vade farkı faturası düzenlenip davalıdan ödenmesi istendiğini,
davalı taraf ise bu vade farkı talebine, düzenlenen vade farkı faturasına itiraz ettiğini, sipariş maillerinde
%10’ luk vade farkının yer almadığını, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, siparişlere
karşılık çek verildiğini ve çeklerin vadesinde ödendiğini beyan ettiğini, taraflar arasındaki e-posta
yazışmalarında davalı tarafın vade farkını kabul etmediğini,
bu durumda davacı tarafın 4 aylık vadeyi kabul etmesi durumunda vade farkı alacağı doğmayacağı ve cari
hesap karşılığı da başkaca bir borç olmadığından davacı tarafın herhangi bir alacağı olmayacağı yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
Mahkememizce 08/02/2022 tarih ve 5 nolu celse ara kararı ile; davacı vekilinin yemin deliline dayandığı ve yemin hakkı hatırlatıldığı, davacı vekilince yemin deliline başvurmayacaklarına dair beyanda bulunduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava taraflar arasındaki bulunan ticari satım ilişkisine istinaden çek ile yapılan ödemler sebebiyle vade farkı alacağının tahsiline ilişkin Bursa 15.İcra Dairesi’nin 2020/… esas sayılı dosyasında yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-199 Esas ve 2013/1418 Karar sayılı kararında “Vade farkı istenebileceğine ilişkin şart, sözleşme ilişkisi kurulurken ya da daha sonradan tarafların ortak iradeleri ile kararlaştırılabileceği gibi sözleşme ilişkisinin devamı sırasında ticari teamül biçiminde de ortaya çıkabilir” (HGK., 02.10.2013 gün ve 2013/19-199 E., 2013/1418 K.) ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da ifade edildiği üzere vade farkının talep edilebilmesi için taraflar arasında sözleşme ile ya da sözleşmeden sonra teamül ile ortak bir iradeye varmalarının gerekiği, dosya kapsamında taraflar arasında vade farkının talep edilebileceğine ilişkin herhangi bir sözleşmenin ya da teamülün bulunmadığı, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporuna göre vade farkı alacağına ilişkin düzenlenen faturanın davalının ticari defterlerinde bulunmadığı, taraflarca inkar edilmeyen yazışmalarda vade farkının davalı tarafından kabul edilmediği, dosyaya sunulan teklif formlarının fotokopi niteliğinde olduğu, tarihlerinin dava konusu vade farkı faturasına konu satışlardan kaynaklandığı ispat etmediği, fiyat teklif formlarının davalı tarafından kabul edilmediği, kabul edilse dahi dosyaya sunulan 3 adet fiyat teklif formunun bedelinin 6.000 TL’den az olduğu, bu miktarın vade farkı talep edilen satış bedelinin çok azına tekabül edeceği, dosya kapsamından davacının vade farkı talep edemeyeceği değerlendirilmekle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 260,92-TL peşin harçtan mahsubu ile arta kalan 180,22-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana İADESİNE
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL arabuluculuk masrafının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,

Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/02/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır