Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/64 E. 2022/722 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/64 Esas – 2022/722
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/64
KARAR NO : 2022/722
BAŞKAN :….
ÜYE : ….
ÜYE : ….
KATİP : ….
DAVACI : …GIDA TARIM HAYVANCILIK VE ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ -…
VEKİLİ : Av. …. UETS
DAVALI :… TÜRK ANONİM ŞİRKETİ – …. UETS
VEKİLİ : Av. ….UETS
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/01/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilin, 24.05.2017 tarihinde kendi hesabından Ukrayna’daki …
Oil Extraction Plant Ltd şirketine 308.114.12 USD transfer edilmesini istediğini, ertesi gün davalı banka tarafından müvekkiline ABD’deki muhabir … …
Bank’a ait İngilizce e-mail ekli bir mesaj gönderildiği, mesajda “ transferin
ödeme uyum kontrollerine takıldığından gerçekleştirilmediğini, bazı bilgiler
istendiğini bu bilgilerin verilmemesi durumunda ödemenin bloke veya red
edildiği” bildirildiğini, aynı gün Ukrayna’da olan davacı şirket yöneticilerinin
alışverişi yapmaktan vazgeçtiklerini, bankadan paranın bloke edildiği ve transferin yapılmadığı mesajı gelince davalı banka şubesine transferden vazgeçtiklerini talimatın iptal edilmesini istedikleri, banka yetkilisinin ısrarla bilgi istediklerini, bu ısrar üzerine istenen bilgilerle para transferi talimatı iptal ve transfer iadesinin
istendiğini, 01.06.2017 tarihinde davalı bankadan müvekkile gelen e-postada
mesaj gönderilmesine rağmen muhabirin ödemeyi yapmadığı mesajı geldiğini, davalı bankadan gelen 06.06.2017 tarihli e-postada “muhabirden alınan yanıtta
ödemenin lehdar hesabına alacak geçildiği ve iadesi için talepte bulunulduğu
bildirilmiş ve a…” görüşmenin iadeyi sağlayabileceği bildirilmiştir.” Mesajı
geldiğini, davalı bankanın, 15.06.2017 tarihli cevabi yazısında “ Transfer bedeli
lehdar ve aracı bankalar tarafından iade edilmedikçe bankamızca bu bedelin
taraflarına ödenmesi söz konusu olmadığını cevaben ve itirazen bildiririz”
denildiğini, bu kadar da zararın tazmini gerçekleşmediğini, kusurun muhabir bankadan kaynaklandığını, dolayısıyla
muhabir bankanın sorumlu olacağı iddiasının ise kendi aralarında iç ilişki olup
müvekkilin muhatabının davalı taraf olduğu, muhabir bankanın kusuru dahi
kendi aralarındaki vekalet ilişkisi nedeniyle teselsül ilkesi gereği davalıyı
bağladığını, açıklanan hususlar ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla
şimdilik; bu kısmi davanın kabulüne karar verilerek transfer bedelinden 51.000
USD kısmın davacıya ödenmesine, temerrüt tarihi olan 15.06.2017’den itibaren
işleyecek en yüksek faize hükmedilerek alacağın ödenmesine, tüm yargılama
giderleri ile birlikte vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya
ödettirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yükümlülükleri
talimatlar uyarınca eksiksiz yerine getiren müvekkil bankaya kusur izafe
edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından 24.05.2017 tarihli yazılı
talimatı doğrultusunda müvekkil bankaca talimat bilgilerine uygun olarak
24.05.2017 valörlü transfer işlemi gerçekleştirildiğini, mezkur işlemde müvekkil
banka muhabir bankanın … … oduğu, lehdar bankanın ise Marfin Bank
olduğunu, Marfin Bank’ın USD muhabirinin ise Investment Bank Of Greece
olduğunu, transfer işlemi esnasında … (Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi)
tarafından transfer işleminin incelemeye düşmesi nedeniyle muhabir banka olan … … Bank mezkur işlemi durdurarak lehtarın tam adı ve adresine
lehtarın hisse detaylarına
ödemenin mahiyetine, malların/servisi menşei ve
ödemenin Kırım’la bir ilgisi olup olmadığına ilişkin bilgiler talep edildiğini, bilgilerin verilmemesi veya eksik
bildirilmesi halinde transfer işleminin bloke edileceği veya reddedileceğini, talep
edilen bilgiler iletilene kadar ödemenin iptal yada iadesinin yapılamayacağı
bildirildiğini, bu hususların davacı şirkete iletildiğini, davacının 25.05.2017 tarihli
yazılı talimatı ile muhabir bankanın talep ettiği bilgiler yer almakta olup transfer
işleminin iade edilmesi istendiğini, şirketin iade talimatı uyarınca müvekkil banka
tarafından 25.05.2017 tarihinde transfere ilişkin bilgiler ve transfer işleminin
iptal edilerek paranın iadesi talep edildiği, transfer işleminin incelemeye
takılması ile … gereği zorunlu olan bilgiler ve transfer işleminin iptali talebi
muhabir bankaya iletilerek paranın iadesi istendiğini, 29.05.2017 tarihinde
muhabir bankadan gelen swift mesajında lehdarın tam adresi istendiği, gelen
mesajda “istenen detaylar sunulmadığında, ödemenin iptal edilemeyeceği ve
fonların geri verilmeyeceği “ uyarısı tekrarlandığı, mesajın şirkete iletildiği ve
şirket yetkilileri tarafından lehtarın tam adresinin yer aldığı kontratın iptal
edilmesi nedeniyle iade talebine ilişkin mail gönderildiğini, müvekkil banka
tarafından muhabir bankaya lehtar tam adresi ile transfer işleminin iptal edilerek
paranın iade talebi tekrarlandığını, 31.05.2017 tarihinde muhabir banka … … Bank
tarafından ödemenin gerçekleştirildiği bilgisi geldiğini ve bu bilginin davacı şirkete
iletildiğini, mesajlara muhabir banka tarafından 14.06.2017 tarihinde dönüş
yapılarak lehtarın iadeyi kabul etmediğini bildirdiğini, ve amir ile lehtarın
doğrudan görüşmeleri tavsiyesinde bulunulduğunu, konuyla ilgili dosyayı
kapatmak için müşteriden yanıt beklendiğinin iletildiğini, muhabir bankanın paranın
iadesi için tüm imkanlarını kullandığını ve dosyanın artık kapatıp
kapatmayacağını soran mesaj gönderdiğini, … … Bank’a gönderilen
mesajda 29.06.2017 tarihli mesajında “amirin iade talebine rağmen bedelin
ödenmesi nedeniyle müvekkil bankaya dava açmaya hazırlandığı” iletildiğini, “ ödeme emrinin bankanın iade talebine rağmen … … Bank tarafından gerçekleşmesi nedeniyle bu dava sonucunda müvekkilin uğrayacağı tüm zararları … … Bank’a rücu etme hakkının saklı
olduğu” bildirildiğini, muhabir bankanın 19.07.2017 tarihli swift mesajında “
İstanbul ofisleri vasıtasıyla temasa geçildiğini, fakat konun çözümü için yanıt
alamadıklarını, konuyla ilgili yardımcı olabilecekleri bir husus olmadığı”
iletildiğini, müvekkil bankaya gelen mesajların davacı şirkete iletildiğini, davacı
tarafından herhangi bir yanıt verilmemesi nedeniyle muhabir bankaya dönüş
sağlanamadığını, müvekkil bankaya iletilen talimatların eksiksiz bir şekilde
yerine getirildiğini, transfer işleminin … incelemesine takılması
neticesinde kurallar gereği zorunlu olan bilgilerin iletilmesi zorunlu olup
gerçekleştirilmediğini, muhabir bankaca transfere ilişkin bilgilerin
verilmemesi veya eksik bildirilmesi halinde transfer işleminin bloke
edileceği veya reddedileceği talep edilen bilgiler iletilene kadar ödemenin
iptal yada iadesinin yapılamayacağı hususunda bulunulan uyarının mahkememizce öncelikle göz önünde bulundurulmasını talep ettiklerini, havale
talimatının iptal edilmemesi nedeniyle zarar gördüğü iddiası ile huzurdaki
davayı ikame eden davacının iade sürecinin ilerlemesini sağlayacak işbu
hususlarda sessiz kalarak, ileri sürülen iddiaları kabul etmemekle birlikte
herhangi bir zarar meydana geldiği varsayımında buna kendisinin sebebiyet
verdiğini, somut olayın yaklaşık 3 yıl önce gerçekleştiği, davacı şirketin bu kadar
uzun süre herhangi bir süreç başlatmamasının iade sürecin ilişkin sorulara sessiz
kalması ve zararın varlığına lehtar firma tarafından giderilmediğine ilişkin
herhangi bir delil veya emare sunulmamış olmasının karşı tarafın kötü niyet
saiki ile hareket ettiğinin en büyük göstergesi olduğunu, havale işlemi alıcının hesabına alacak kaydedildiği anda
kanunlar gereği gerçekleşmiş olduğu, havalenin hesaba alacak kaydından ve
talimattan sonra artık cayma hakkı kullanamayacağını, Borçlar Kanunu’nun 559.
Maddesine göre havale alıcının bir alacağının ödenmesi amacıyla gönderilmiş
ise havaleden dönülemeyeceğini, müvekkil bankanın, lehtar firma ile davacı
şirket arasında doğan ihtilafın muhatabı olmadığını, transferden sonraki
sürecin müvekkil bankanın sorumluluğu yada tasarrufunda bulunmamakta olup
iade talebinin muhatabı ve sorumlusunun banka olmadığı, izah olunan
nedenlerle, öncelikle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine, mahkeme aksi
kanaatte ise müvekkil bankanın davaya konu edilen hukuki ilişkiye
taraf/muhatap olmaması nedeniyle aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet
ücretine hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa
yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, davacı şirketin davalı banka aracılığı ile yurt dışına yapmış olduğu para gönderiminde uluslararası banka havale işleminin iptali konusunda davalı bankanın kusuru bulunup bulunmadığı, davacı şirketin bu tutarı gönderilmemesi gerektiğinden bahisle davalı bankadan talep etme hakkının bulunup bulunmadığına ilişkin alacak davasıdır.
Mahkememizce davalı banka vekiline sunmak istediği yazılı delilleri tümü ile ve bilirkişi incelemesine esas olacak şekilde tüm banka kayıtları ve yurt dışı banka ile yapılan yazışma içeriklerini, havale gönderim işlemlerini yapılan tüm işlem aşamalarını gösterir şekilde eksiksiz olarak sunması konusunda belge asılları halinde sunmak üzere 1 aylık kesin süre verilmesine karar verilmiş, davalı banka vekili tarafından istenilen belgeler sunulduğunda; dosyanın bütün halinde İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilerek, uluslararası bankacılık standart uygulamaları ve kuralları konusunda uzman 2 bilirkişi ve bir ticaret hukuku konusunda uzman nitelikli hesaplamalar konusunda uzman bilirkişiden oluşacak heyete tevdii ile; para gönderimi işleminde ve işlemin iptalini talep ettiği süre sonrasında davalı bankanın yapmış olduğu işlemlerde kusurunun bulunup bulunmadığı, uluslararası para havalelerine dair bankacılık kurallarını mevzuatının ve teamüllerinin tam olarak uygulanıp uygulanmadığı, işlem detaylarına ilişkin olarak sunulan delil ve belgeler kapsamında davacının bu tutarı davalı bankadan talep edip edemeyeceği konularında rapor tanzim edilmesi istenmiş, bu itibarla alınan bilirkişi kurulu raporunda; davalı akreditif bankasının kural olarak malın sözleşmeye uygun olmaması, malın evsaf ve miktar yönünden eksik olması gibi temel ilişkiye dair bir husustan sorumlu olmayacağı gibi, ilgili düzenlemelerde akreditif işleminde vermiş olduğu bir talimatın yardımcı bankalar tarafından yerine getirilmemesinden de sorumlu tutulmadığı, olayda yurtdışında mukim akreditif lehtarına ödenmemesi iddia olunan paranın talimatlara aykırı olarak Amerikan … … Bankası tarafından ödenmesinde, … … Bank çalışanlarının önemli büyük bir hatası ile paranın geri iadesi istenmiş olmasına karşılık transfer yapılmış olduğu, asıl kusurun … … Bank’ta talebin ilgili bankaya da yapılması gerekeceği, bununla birlikte, akreditif amiri davacının transfer talimatını takiben davalı akreditif bankasına yaptığı ilk iptal talebinde bankanın, “MT 192 Reguest for Centellation” kodunu kullanarak işlem yapması gerekirken, MT 192 kodunu kullanmamış olduğu, bu kod kullanılmış olsa idi transfer işlemini otomatik olarak durduracağı ve hatayı önleyeceği, oysa davalı bankaca bunun yapılmadığı, bu bakımdan zararın meydana gelmesinde davalı bankanın da zincirleme kusuru söz konusu olduğu; dava konusu hata ödeme işleminin iptalinin gerçekleşmemesine yol açtığından, basiretli tacir ve konunun uzmanı olan davalı bankanın da bu konuda zincirleme (müteselsil) sorumlu olduğu, bu yönde ciddi anlamda zararın meydana gelmesine yol açan davalı bankanın % 70 kusurlu olduğu, olayda davalı bankanın meydana gelen zarardan bu oranda sorumlu olduğu, bununla birlikte, ithal edilecek malın transfer talimatından önce kontrolünü yapmaması ve sorulan sorulara cevap konusunda geciken davacı firmanın da % 30 oranında müterafik kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Daha sonra mahkememizce dosyanın yeniden talimat mahkemesine gönderilerek taraf vekillerinin itirazları yönünden itirazların tamamını madde madde irdeleyerek tamamen giderecek şekilde bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi kurulunun 18/10/2021 tarihli ek raporunda; davalı akreditif bankasının kural olarak malın sözleşmeye uygun olmaması, malın evsaf ve miktar yönünden eksik olması gibi temel ilişkiye dair bir husustan sorumlu olmayacağı gibi, ilgili düzenlemelerde akreditif işleminde vermiş olduğu bir talimatın yardımcı bankalar tarafından yerine getirilmemesinden de sorumlu tutulmadığı, olayda yurtdışında mukim akreditif lehtarına ödenmemesi iddia olunan paranın talimatlara aykırı olarak Amerikan … … Bankası tarafından ödenmesinde, … … Bank çalışanlarının önemli büyük bir hatası ile paranın geri iadesi istenmiş olmasına karşılık transfer yapılmış olduğu, asıl kusurun … … Bank’ta talebin ilgili bankaya da yapılması gerekeceği, bununla birlikte, akreditif amiri davacının transfer talimatını takiben davalı akreditif bankasına yaptığı ilk iptal talebinde bankanın, “MT 192 Reguest for Centellation” kodunu kullanarak işlem yapması gerekirken, MT 192 kodunu kullanmamış olduğu, bu kadun kulfanılmış olsa idi transfer işlemini otomatik olarak durduracağı ve hatayı önleyeceği, oysa davalı bankaca bunun yapılmadığı, bu bakımdan zararın meydana gelmesinde davalı bankanın da zincirleme kusurunun söz konusu olduğunu; dava konusu hata ödeme işleminin iptalinin gerçekleşmemesine yol açtığından, basiretli tacir ve konunun uzmanı olan davalı bankanın da bu konuda zincirleme (müteselsil) sorumlu olduğunu, bu yönde ciddi anlamda zararın meydana gelmesine yol açan davalı bankanın % 70 kusurlu olduğu, olayda davalı bankanın meydana gelen zarardan bu oranda sorumlu olduğu, bununla birlikte, ithal edilecek malın transfer talimatından önce kontrolünü yapmaması ve sorulan sorulara cevap konusunda geciken davacı firmanın da % 30 oranında müterafik kusurlu olduğu, bu çerçevede kök rapordaki tespitlerinde değişiklik veya tadilat yapılabilecek bir hususun bulunmadığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını dosyaya ibraz etmelerinden sonra mahkememizce dosyanın yeniden İstanbul Nöbetçi ATM’ye gönderilerek dosya içerisine ibraz edilen bilirkişi raporunun dosya kapsamına göre hüküm kurmaya elverişli bulunmadığı, kesin kanaat bildirir nitelikte olmadığı, mahkememizce taktir edilmekle taraf vekillerinin itirazlarının dosya kapsamına göre irdelenerek kusur durumlarının belirlendikten sonra davacının var ise alacaklı olduğu tutarın dava tarihi itibari ile ne olacağı hususunda rapor aldırılmasına, 3 kişilik bankacı bilirkişi heyetinin önceki bilirkişi heyeti dışında İstanbul Bölge Bilirkişi Kurulu listelerinden seçilmesine karar verilmiş, yeni bilirkişi kurulunun 07/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda; iptal talebinde bankanın, “MT 192 Request for Centellation”
kodunu kullanarak işlem yapması gerektiği, MT 192 kodunu kullanmamış olduğu, bu kodun kullanılmasının öneminin oldukça fazla olduğu, bu kod
kullanıldığında bilgisayarda transfer işlemi otomatik olarak durdurulacağı ve hatayı
önleyeceği, oysa bunun yapılmadığı, bu durumda söz konusu hata ödeme işleminin iptalinin gerçekleşmemesine yol açtığından, davalı bankanın sorumlu olduğu
sonucuna varıldığı, davacı firmanın da kusurunun
bulunduğu, transfer talimatı ithal edilecek malın yerinde kontrolü yapılmadan
verilmiş olduğu, eğer … tarafından ek bilgi talep edilmemiş olsa idi paranın
transferinin ilk yazışma olan 24.05.2017 tarihindeki 103 kodlu mesaj ile yapılmış
olacağından transferi durdurma imkanı olmayacağı tespit edildiği,
birden fazla kere paranın iadesinin bildirilmesine
karşılık transferini engellemeye yönelik kodu kullanmayan davalı banka ile ithal edilecek malın transfer talimatından önce kontrolünü yapmaması ve
sorulan sorulara cevap konusunda geciken davacı firmanın kusurlu
bulundukları,
Adalet Bakanlığı’nın 03.08.2017 tarih ve 30143 sayılı
Resmi Gazetede yayımlanan Bilirkişilik Yönetmeliğinin 55/4 maddesinde “
Bilirkişi, raporunda ve sözlü açıklamaları sırasında hukuki nitelendirme ve
değerlendirmelerde bulunamaz.” hükmüne göre, bilirkişi düzenleyeceği
raporunda, “asli/tali kusurlu, kusursuz, yüzdelik kusur oranları konusunda herhangi
bir değerlendirme yapamayacağı anlaşıldığı, bilirkişi, hazırlayacağı raporda özel ve
teknik bilgisini kullanarak ulaştığı sonuçların gerekçesini açıklamakla yükümlü
olduğu, bu nedenlerle, dava konusu olayda tarafların kusurluluk oranlarının tespitinin mahkemenin takdirinde olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ve dosya kapsamında alınan bilirkişi kök ve ek raporları da nazara alındığında iptal talebinde bankanın, “MT 192 Request for Centellation”
kodunu kullanarak işlem yapması gerektiği, MT 192 kodunu kullanmamış olduğu, bu kodun kullanılmasının öneminin oldukça fazla olduğu, bu kod
kullanıldığında bilgisayarda transfer işleminin otomatik olarak durdurulacağı ve hatayı
önleyeceği, oysa bunun yapılmadığı, bu durumda söz konusu hata ödeme işleminin iptalinin gerçekleşmemesine yol açtığından, davalı bankanın sorumlu olduğu
sonucuna varıldığı, davacı firmanın da kusurunun
bulunduğu, transfer talimatı ithal edilecek malın yerinde kontrolü yapılmadan
verilmiş olduğu, eğer … tarafından ek bilgi talep edilmemiş olsa idi paranın
transferinin ilk yazışma olan 24.05.2017 tarihindeki 103 kodlu mesaj ile yapılmış
olacağından transferi durdurma imkanı olmayacağı tespit edildiği,
birden fazla kere paranın iadesinin bildirilmesine
karşılık transferini engellemeye yönelik kodu kullanmayan davalı banka ile ithal edilecek malın transfer talimatından önce kontrolünü yapmaması ve
sorulan sorulara cevap konusunda geciken davacı firmanın kusurlu
bulundukları anlaşıldığından, tarafların kusur durumları yaptırılan bilirkişi incelemesi ile aldırılan bilirkişi raporunda yer alan teknik detaylara göre davalı banka ile kusurlu işlem yapan müşterisine %50 %50 oranında kusurun paylaştırılması ile talebin bu oran üzerinden kısmen karşılanması gerektiği sonucuna varılmış, mahkememiz kısa kararı hükmün tefhimi sonrasında her ne kadar “25.500 USD tutarın 15/06/2017 temerrüt tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine” şeklinde kısa karar açıklanmışsa da; davacı vekilinin davasını fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 51 000 USD üzerinden açtığı, ancak daha sonra bilirkişi raporu sonunda dava değeri 308.114,12 USD’ye arttırdığı, (davacı vekilinin 09/02/2021 uyap sistem tarihli dilekçesi ile) mahkememizce sehven artırım talep dilekçesinin dikkate alınmayarak ilk tutarın %50’si üzerinden hüküm oluşturulduğu, oysa ki artırılan dava değerine göre 308.114,12 USD’nin %50’si tutarı olan 154.057,06 USD’ye hüküm kurulması gerektiği anlaşılmış ve bilahare davacı vekili tarafından HMK 305/a maddesi uyarınca hükmün tamamlanması talep olunmuş ise de hüküm fıkrasının tefhimden sonra bu şekilde değiştirilmesi mümkün bulunmayıp, ancak istinaf yolu ile düzeltilebileceğinden davacı vekilinin bu konudaki talebinin reddine karar verilerek hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 25.500 USD tutarın 15/06/2017 temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a Maddesi uyarınca işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 10.411,02.-TL nispi harçtan peşin alınan 5.205,51.-TL harç ile 31.075,04.-TL ıslah harcının mahsubu ile fazla alınan 25.869,53.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00.-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin taraflarca eşit olarak KARŞILANMASINA,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 18.428,80.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan kısım üzerinden taktir ve tayin olunan 18.428,80.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça yapılan aşağıda dökümü yazılı toplam 41.806,55.-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre (% 50 kabul, % 50 red) 20.903,27.-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 sayılı HMK’nun 333. Maddesi uyarınca taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/06/2022

Başkan …
e-imza
Üye ….
e-imza
Üye …
e-imza
Katip ….
e-imza
DAVACI TARAFÇA YAPILAN
YARGILAMA GİDERLERİ DÖKÜMÜ
54,40 TL BVH.
5.205,51 TL PH.
31.075,04 TL ISLAH HARCI
221,60 TL TEB. VE POSTA GİD.
5.250,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
TOPLAM : 41.806,55.-TL