Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/63 E. 2021/485 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :2020/63
KARAR NO :2021/485

BAŞKAN :… …
ÜYE :… …
ÜYE :… …
KATİP :… …

DAVACI :… – TC Kimlik no-…-

VEKİLİ :Av. … – … UETS
DAVALI :… – … …
VEKİLİ : Av. ……UETS
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 29/11/2019
KARAR TARİHİ : 02/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/08/2021
Mahkememize görülmekte olan 2019/657 esas sayılı dosyasından tefrik edilen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dilekçesi ile, davacı müvekkili … ile dava dışı …Mekanik Enerji İnşaat San. Ve Tic.AŞ yetkilisi …tarafından iki ortaklı … Bilişim Teknolojileri AŞ.nin kurulduğu ve halen iki ortaklı olarak devam ettiğini, Ticaret sicilinde 30.05.2018 tarihinde tescil edilen şirketin sermayesinin her biri 200,00 TL değerinde 250 adet paya ayrıldığını, müvekkili …’in hissesinin de her biri 200,00.-TL değerinde 100 adet paya karşılık gelen 20.000,00.-TL nakit olduğunu, şirketin ikinci kurucu ortağı …AŞ.nin ise şirketteki hissesinin ise her biri 200,00 TL değerinde 150 adet hisseye tekabül eden 30.000,00.-TL nakdi taahhüt olduğunu, şirketin ana sözleşmede yazılı olan konusunun ise her türlü bilgisayar donanımı içine işlenmiş yazılımların, işletim sistemi yazılımlarının, multimedya çoklu ortam yazılım ürününü ve benzeri sair yazılımın üretimi, geliştirilmesi, işlenmesi, çoğaltılması, her türlü fiziki ortamda yayılması işlemleri ile ilgili faaliyette bulunmak üzere kurulmuş bulunduğunu, müvekkilinin şirketin diğer ortağı ile bir araya gelip ortaklık hakkında karar alabilmesinin mobbing, ekonomik olgular, muhasebe ve finansal kayıtlardaki karışıklıklar sebebiyle imkansız olduğunu, bu durumun İnegöl 6. Noterliği’nin 17.09.2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle ihtar edildiğini, davalı yan tarafından usulüne uygun olmayan ve hatta hatalı eksik evrak ile tek başına yapmış olduğu Olağan Genel Kurul toplantısı ile şirket yönetimine tek başına hakim olmak istemesi sebebiyle Genel Kurula çağrı duyurusunun müvekkilinin askerlikte olduğu 26.10.2019- 11.11.2019 tarihleri arasındaki döneme denk getirdiğini ve müvekkilinin toplantıdan haberdar edilme ve toplantıya katılma hakkının engellendiğini, yapılacak olan toplantının toplantının yapılacağı yerdeki tirajı yüksek gazetelerde dahi ilan edilmediğini ve duyurulmadığını, müvekkili tarafından şirketin resmi defterleri ve anlık bilanço kayıtları davalı yandan istendiğinde dahi bu kayıtların hazır olmadığını, ileri tarihte gelmesi müvekkiline söylenerek şirket hakkında bilgi almasının engellendiğini ve bu konuda kendilerince yapılan girişimlerden de olumlu bir netice alınamadığını, tutulan muhasebe kayıtlarının bu şekilde müvekkili ile paylaşılmadığı gibi bazı kayıtların eksik girildiğinin farkedildiğini, örneğin şirket tarafından alınan 02.08.2019 tarihli 52.500,00 TL, 02.10.2019 tarihli 21.000,00 TL, 02.12.2019 tarihli 31.500,00 TL olmak üzere toplam 105.000,00 TL olan nakit ödemelerin şirket kayıtlarında yer almadığını, alınan meblağlara ilişkin dekontların ellerinde olup bu tahsilatların ticari defterlere işlenmediğini, müvekkilinin şirket kayıtları hakkında bilgi edinmesi ve itiraz hakları bu şekilde elinden alınmış olup ayrıca Genel Kurula katılma ve her türlü karar katılma hakkının da bu şekilde elinden alındığını, 06.06.2018 tarihli Ticaret sicil gazetesine göre müvekkilinin …ile beraber davalı şirkette Yönetim Kurulu yetkileri bulunmakla beraber mobbing ve ekonomik olgular nedeniyle şirketten dışlanan ve hatta şirkete dahi alınmayan müvekkilinin bu yetkilerinin fiilen elinden alınmış olup diğer ortak …Mekanik AŞ. Yetkilii …tarafından şirketi Yönetim yetkilerinin bus üre zarfında kanuna aykırı şekilde tek başına kullanıldığını, dava dışı ortağın bu süre zarfında yapmış olduğu usulsüz işlemler ile kendi lehine menfaat temin ettiğini, müvekkilinin usulüne uygun şekilde çağrılmadığı ve bu nedenle yok hükmünde olan Genel Kurul toplantısının da davalı şirket ortağı … AŞ. Yetkilisi …’nun tek başına kararlar alarak fiilen kendi kendisini Yönetim Kurulu Başkanı ilan ettiğini, TTK.nun 410. Maddesinin emredici hükmüne göre Genel Kurul toplantsına çağrının Yönetim Kurulu tarafından yapılması gerektiğini, eğer Yönetim Kurulunun devamlı şekilde toplanmasının mümkün olmaması ya da toplantı nisabının oluşmaması gibi bir durum söz konusu ise bu durumda tek bir pay sahibinin mahkemenin izniyle Genel Kurulu toplantıya çağırabileceğinin düzenlendiğini, 07.11.2019 tarihli Genel Kurul Toplantısının 2018 yılına ilşkin olup 2018 yılı hesap döneminin sona ermesinden itibaren 3 ay içerisinde yapılması gerekirken bu kanuni zorunluluğa uyulmaması sebebiyle toplantının olağan Genel Kurul olarak nitelendirilmesinin mümkün olmayacağını, toplantıya çağrıyı yapan davalı şirketin diğer ortağı …AŞ yetkilisi …’nun 06.06.2019 tarihinden sonrası için Yönetim Kurulu Başkanı olarak yetkilendirilmediğiinden bu yetkiyi kullanmasının da mümkün olmadığını, yapılacak olan Genel Kurul toplantısının TTK.nun 410. Maddesi gereği mahkemeden izin alınmak suretiyle yapılması gerektiğini, aksi şekilde yapılan toplantının yok hükmünde sayılacağını, kanuna, esas sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırı Genel Kurul toplantılarının iptal edilmesi gerektiğini, fiilen davalı tarafça yönetilen şirketin işleyişinde hileli işlemler kullanan ve müvekkilinin bu şekilde denetim haklarını elinden alan davalı tarafın müvekkilinin ortaklıktan herhangi bir ayrılma payı alacağı almaksızın ayrılmasını sağlamaya çalıştığını, yukarıda sayılan ve uzman bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacak diğer nedenlerle davalı … Şirketin 07.11.2019 tarihli hukuka aykırı toplantısının ve alınan kararların iptali ile haklı nedenlerle müvekkilinin hissedarı bulunduğu şirketin feshine , bu taleplerin kabul edilmemesi halinde müvekkilinin şirketteki paylarının gerçek değeri ödenmek koşuluyla şirketten çıkmasına veya uygun ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verilmesi için mahkeme tarafından esas hakkında bir karar verilinceye kadar davalı şirkete tedbiren bir kayyum atanması ile şirketin borçlandırılmaması, aktiflerinin azaltılmasına yönelik satışların durdurulması ve vadeli satışların engellenmesi hususunda ihtiyati tedbire karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili davaya cevap dilekçesi ile, davanın kanunen öngörülen hak düşürücü süre içinde açılmadığını, bu nedenle öncelikle davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığından reddine karar verilmesini, davacı …’in 07.08.2019 tarihinde iş yerine gelerek ortaklığını sonlandırdığını beyan ettiği ve şirketin tüm verilerini kopya ederek şirketin devamı için gerekli şifreleri uhdesinde götürerek şirketi adeta kilitlediği, tüm iletişim araçlarından da müvekkili şirket yetkililerini engelleyerek ulaşılması imkansız hale getirdiğini, ve 17.09.2019 tarihli ihtarnameyi çekerek ortaklıktan ayrılma iradesi olduğunu beyan ettiği, müvekkili şirketin dava dışı …ve davacı … ile birlikte yönetildiğinden bu ihtarnameye cevap dahi veremediğini, davacının bırakıp gitmesi sonucunda müvekkili şirketin resmi makamalar nezdinde temsilinin imkansız hale geldiği, bu nedenle şirketin olağan genel kurulunun bir an önce yapılması ihtiyacının doğduğu , tüm bu sebeple müvekkili şirketin tek başına Genel Kurul çağrısı yapma yetkisi de olmaması üzerine Bursa 3. ATM.’nin 2019… esas ve 2019/…karar sayılı ilamıyla 17.10.2019 tarihinde mahkemeden izin alınmak suretiyle 07.11.2019 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısının yapıldığı, iş bu çağrı kapsamında toplantı davet metninin davacı tarafa …posta numarasıyla 01.11.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı tarafın bizzat katılamayacağı durumda da vekil ile kendisini temsil ettirmesi nin kendisine ihtar edildiği, yine toplantı davetinin T. Ticaret Sicil Gazetesinin 23.10.2019 tarih ve 9936 sayılı ilanıyla ilan edildiği, ancak dosya içerisinde mevcut hazirun cetvelinden de anlaşılacağı üzere davacının toplantıya da bizzat katılmadığı gibi kendisini bir vekil aracılığı ile de temsil ettirmediği, davacının bu şek,ilde toplantıya katılmayıp , toplantı öncesinde de her hangi bir mazeret sunmadığı, bu şekilde toplantı yeter sayısı ile toplanan Genel Kurulun şirketin iş ve işleyişi için gerekli kararları aldığı, toplantıda alınan kararlar incelendiğinde yalnızca şirketin Yönetim Kurulu Başkanı değişmiş ve davacı taraf şirketin temsili noktasında gerekli vazifelerini yerine getirmediğinden ve 1 yıllık süresi de sona erdiğinden onun yerine şirketin diğer ortaklarından…’nin şirketi müşterek imza ile temsile yetkili kılındığı, ve davacının iddia ettiği gibi kendisinin aleyhine herhangi bir karar alınmadığını, Genel Kurulun kasıtlı olarak davacının askerde olduğu döneme denk getirildiği iddiasının kötüniyetli olduğunu, Genel Kurula izin davasının ilk kez 12.09.2019 tarihinde başlatılmış olup Genel Kurul sürecine girildiğinde davcını askerde olduğunu bilmediklerini, davacı tarafın yönetim yetkisi kendisinde iken şirketi terk edip müşterek yönetim yetkisine sahip …’nun telefonlarına çıkmadığı, bu nedenle şirketin temsilinin imkansız hale geldiğini, bu nedenle Genel Kurul sürecinin başlatılmasının zorunlu olduğunu, davacı tarafın şirket yönetimini bizzat kendisinin terk ettiğini, şirket ana sözleşmesinin 11. Maddesi ile Genel Kurul çağrısının T.Ticaret Sicil gazetesinde ilanın yeterli görüldüğü, yapılan ilanların bu şekilde usulüne uygun bulunduğu anılan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLER VE GEREKÇE:
Davacı yanca iş bu dava ile müvekkilinin haklı nedenle davalı şirket ortaklığından çıkartılarak payının gerçek değerinin ayrılma akçesi olarak kendisine ödenmesi, bu mümkün olmadığı taktirde şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi ya da mahkemece uygun görülecek diğer başka bir çözüme hükmedilmesine karar verilmesi talep olunmaktadır.
Fesih ve tasfiyesi talep olunan …. AŞ.şirketine ait ticaret sicil kayıtları dosyamız içerisine getirtilmiş, davacı … ile dava dışı …. Teknolojileri AŞ. Şirketinin kurucu ortağı bulunduğu şirketin sermaye yapısının her biri, 200,00 TL değerinde 250 adet paya ayrılmış toplam 50.000,00 TL değerli şirket olup davacı …’in bu paylardan 20.000,00 TL değerli 100 adet paya yani şirketin % 40 hisselerine sahip olduğu, diğer kısmı itibariyle de yetkilisi …olan diğer ortak …. AŞ.’nin şirketin 30.000,00 TL değerinde 200 adet payına karşılık gelen % 60 hisselerine sahip bulunduğu iptali istenen 07.11.2019 tarihli 2018 yılı Olağan Genel Kurul toplantısına kadar davacı ve dava dışı şirket ortağı …AŞ. Yetkilisi …’nun şirketi 30.05.2021 tarihine kadar müştereken atacakları imzalar ile temsile yetkili bulundukları anlaşılmıştır.
2018 yılı Olağan Genel Kurulunun yapılması öncesinde davacı şirket ortağı ile diğer ortak … AŞ. Yetkilisi …arasında çıkan yönetimsel anlaşmazlıklar her iki ortağın da kabulünde olup davacı ortak … tarafından diğer ortak …AŞ yetkilisi ve dahi şirket Yönetim Kurulu Başkanı …tarafından şirkete alınmadığı, mobbing ve ekonomik baskılar uygulayarak şirket yönetiminden uzaklaştırıldığı, şirket hesaplarının denetimine açılmadığı, iş bu nedenle şirkete ve muhatabına yönelik olarak keşide ettiği İnegöl 6. Noterliği’nin 17.09.2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edilerek ortaklıktan ayrılma iradesinin karşı tarafa bildirildiği, sonrasında da diğer yönetim kurulu üyesi ortağın kendisinin askerde olduğu sırada Genel Kurul toplantısı yapılması konusundaki işlemleri tek başına yetkisiz şekilde başlatarak kendisine de usulsüz şekilde yapılan bildirimle toplantıdan haberdar olması ve toplantıya katılması sağlanmaksızın yapılan Genel Kurul toplantısı ile kendisini usulsüz şekilde Yönetim Kuruluna seçerek kendisini yönetim işlerinden hukuken de uzaklaştırdığı, ortaklığın bir arada yürütülmesinin mümkün olmayıp kendisi lehine gerçekleşen haklı sebepler dikkate alınarak öncelikle ortaklıktan çıkartılmasına ve şirketin gerçek pay değeri üzerinden ayrılma payı alacağının hesaplanarak kendisine ödenmesine karar verilmesini talep etmiş olup öncelikle bu davanın görülebilmesi, için haklı neden kavramı üzerinde durulması gerekecektir.
Anonim Şirketlerin sermaye ağırlıklı ve kişilere bağlı olmayan yapısı itibariyle esasen haklı nedenle ortaklıktan çıkma istemi limited şirketler gibi ayrı bir düzenlemeye bağlanmamış olup haklı nedenle fesih TTK.nun 531. Maddesinde düzenlemesini bulmuştur. TTK.nun 531/2 maddesi ile ise mahkeme fesih yerine davacı pay sahiplerine paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebileceği hüküm altına alınmıştır. O halde gerek mahkemece şirketin feshine gerek ise davacı yanın ortaklıktan çıkartılmasına ya da kanunen uygun görülecek duruma uygun başka bir çözüme karar verilebilmesi için öncelikle mahkemece yapılacak iş haklı nedenin gerçekleşip gerçekleşmediğini tespit etmek olacaktır. İş bu halde de yani haklı nedenin gerçekleştiğinin tespit edilmesi ve şirketin feshi yerine davacının şirket ortaklığından çıkartılmasın karar verilmesi halinde ise şirketin karar tarihine en yakın tarih itibariyle değerinin ve dolayısıyla davacı paylarının gerçek değerinin tespit edilerek talep var ise ayrılma payı alacağının belirlenmesi şeklinde olacaktır.
Davacı tarafça şirket işlerinden uzaklaştırıldığı, şirkete alınmadığı, şirket hesaplarının kendi denetimine açılmadığı, şirketin fiilen diğer ortak ve Yönetim Kurulu Başkanı …Mekanik AŞ. Yetkilisi …tarafından yönetildiği ve son kez de Olağan Genel Kurul toplantısına çağrının usulsüz yapılarak usulsüz toplantıda alınan kararlar ile diğer ortağın yönetim yetkilerine tek başına sahip olduğu iddia olunmuş, diğer ortak tarafından da şirklet yönetiminin her iki ortak tarafından beraberce yürütülüyorken davacı ortak tarafından şirket işlerinin terk edildiği, giderken de şirkete ait hesapların kilitlenerek beraberinde götürüldüğü, davacı yanın şirket ortaklığını sürdürme iradesinin bulunmadığının Genel Kurul öncesi 17.09.2019 tarihli ihtarname ile kendilerine bildirildiği, Genel Kurulun yapılmasının şirket iş ve işleyişinin devamı için zorunlu olup, yöneticilerin yönetim yetki ve süreleri bittiğinden toplantısının yapılması zorunlu olup davcı ile bir araya gelmelerinin mümkün olmaması sebebiyle mahkemeye müracaat etmek suretiyle çağrıya izin almak suretiyle ve Genel Kurul toplantısına çağrının usulüne uygun şekilde yapılmak suretiyle gerçekleştirildiği, beyanında bulunduğu anlaşılmış, netice itibariyle yönetim yetkisi ve pay yapısı itibariyle iki ortak tarafından yürütülen bu şirket davacı ve dava dışı ortağın ileri sürdüğü hukuki ve fiili durumlara ilişkin mahkememize de yansıyan dava süreci ile anlaşılan durumları itibariyle davacının ortaklıktan ayrılma konusundaki iradesinin de gerçekleştiği görülmekle haklı sebebin her iki ortak bakımından da oluştuğu, iş bu durumda TTK.nun 531/2 maddesinin uygulanması ile şirketin feshi yerine davacı ortağın ortaklıktan çıkarılmasına karar vermenin uygun bir çözüm olduğu mahkememizce takdir edilerek davacının ayrılma payı alacağının hesaplanması yönünden dosya bilirkişiye tevdi edilerek rapor ve ek raporlar aldırılmıştır.
Yapılan yargılama ve inceleme neticesinde şirket kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesine göre şirketin rapor tarihine en yakın mali bilgilere göre aktif ve pasif değerlerinin tespitinde şirketin 30.06.2020 tarihli ayrıntılı Gelir Tablosuna göre 2020 yılı Haziran sonu faaliyet zararının 30.139,43 TL olup, 30.06.2019- 30.06.2020 karşılaştırmalı bilançosuna göre ve önceki yıllar karlılığı ve zararı da göz önüne alınarak öz varlıklarının hesabında şirketin başlangiçtaki sermayesi 50.000,00 TL olup ödenmemiş sermayesinin 15.000,00 TL olduğu, dolayısıyla ödenmiş sermayesinin 35.000,00 TL olduğu, şirketin 2018 yılı zararı 57.271,12 TL, 2019 yılı zararı 42.686,48 TL, 30 Haziran 2020 yılı zararı 30.139,43 TL olmak üzere toplam zararı 130.097,03 TL olup kasasına ödenmiş sermaye olarak 35.000,00 TL girmiş olan şirketin zarar olarak kasasından çıkan miktar 130.097,03 TL olunca borca batık bir şirket olarak öz varlıklarının -95.097,06 TL ‘ye düştüğü, şirketin en büyük alacaklısının şirket ortağı …Mekanik Teknolojileri AŞ olup, yönet,icilere ayrıca huzur hakkı ücreti ödemesi yapıldığı, şirkette ortakların yakınlarının çalıştığı ve bordroda gösterildiği, ayrıca şirketin araç kiralama giderleri yapılmış olup, 2019 yılında 31.000,00 TL araç kiralama gideri yapıldığı, 2020 yılında ise kiralama yapılmadığı,şirketin ise kayıtlı bilançosuna göre tüm bu giderleri karşılayacak gelir getirici faaliyeti ve karı bulunmadığı, şirketin sermayesinin kaybolmuş ve öz sermayenin -95.097,06 TL’ye düşerek şirketin borca batık hale geldiği, TTK.nun 376. Maddesi kapsamında şirketin iflasını isteme koşullarının oluştuğu, davacının şirket kayıtlarına yansıtılmadığını belirttiği havalelerden 02.08.2019 tarihli 52.500,00 TL tutarlı havalenin şirket kayıtlarında yer aldığı, 02.10.2019 tarihli 21.000,00 TL ve 02.12.2019 tarihli 31.500,00 TL tutarlı havalelerin ise kayıtlarda yer almadığı ve buna ilişkin belge de sunulmadığı, davacı vekilince bilahare bu ödemelere ilişkin davalı şirket tarafından yapılmış 02.08.2019 tarihli bir yazılım hizmet sözleşmesi sunulmuş ise de bu sözleşme gereği hizmetin tam olarak verilip verilmediği ve sözleşme bedellerin tam olarak alınıp alınmadığının mahkememizce bilinmesi olanaklı olmayıp bu konuda şirket kayıtlarına giren her hangi bir para havalesi bulunmayıp böyle bir hizmet verilmiş ve bedeli alınmış ise kimin tarafından ne şekilde alındığı şirket kayıtlarına ne şekilde yansıtılmadığının iş bu davada tespiti mümkün bulunmayıp davacı tarafça bu tutarlara ilişkin olarak dava dışı şirket yöneticisi aleyhine açılmış bir sorumluluk davası da bulunmamaktadır. Aynı şekilde davacı tarafça bilirkişi raporlarının aldırılması aşamasından sonra davalı şirketin vermiş olduğu hizmet karşılığı alınan …Bankası Manavgat Şubesi’ne ait 15.03.2019 keşide tarihli 30.000,00 TL bedelli, 15.07.2019 keşide tarihli ve 60.000,00 TL bedelli ve 15.12.2019 keşide tarihli ve 60.000,00 TL bedelli çeklerle davalı şirkete ödeme yapıldığı, tahsil edilen çek tutarlarının da yine aynı şekilde kayıtlara yansıtılmadığı belirtilmiş olup mahkememizce bu konuda da araştırmalar yapılmış ise de şirket kayıtlarına yansıtılmayan ancak davalı şirket tarafından tahsil edildiği anlaşılan çeklerin kim tarafından tahsil edildiği ve kayıtlara ne şekilde yansıtılmadığı konusunun inceleme yeri burası olmayıp davacı tarafça bir kısmı kendisinin de yönetimde olduğu dönemlerde keşide edilen çek tutarlarının şirket kayıtlarında yer almamasındaki kusurun kime ait olacağının inceleme yeri burası olmayıp, açılacak bir sorumluluk davası ile sorumluluğu bulunan yöneticinin kusurlu davranışları nedeniyle verdiği zarardan dolayı sorumluluğu yoluna gidilerek şirket kayıtları gerçeğe uygun hale getirilebilecek iken bu aşamada mahkemece resen şirket kayıtlarına intikal ettirilmeyen çekin kayıtlara işlenmek suretiyle bilançonun düzelttirilmesi ise mahkememizce olanaklı görülmemektedir. Aynı şekilde yöneticiye huzur hakkı ücreti ödenmesine dair kayıtlar hususunda da geçerli olup, daha önce ödemesi yapılan 82.915,00 TL huzur hakkı ücretinin aslında ödenmemesi gereken bir tutar olduğunun değerlendirilmesi hali için bilirkişinin itirazen düzenlediği ek raporuna göre de bu tutarın dahi zarardan düşülmesi halinde şirket sermayesinin bu kez de -12.910,56 TL olacağı belirlenmiş her halukarda şirketin kayden zararda olduğu gözlenmiş olup öte yandan davacı yanın kuruluştaki 20.000,00 TL olan sermaye koyma borcunun 1/4’ü olan 5.000,00 TL tutar ödenmekle birlik kalan 3/4’üne tekabül eden 15.000,00 TL tutarın ödenmediği ve dava süresince dahi ödenmediği gözlenmekle esasen şirkete sermaye koyma borcunu dahi yerine getirmeyen davacı yanın ayrılma payı alacağını istemesi dürüstlük kurallarına uygun görülmemiştir…Şirket tarafından da davacının sermaye koyma taahhüdünün yerine getirilmemesi konusunda bugüne değin yapılmış bir işlem bulunmadığı gözlenmiştir.
Yapılan tüm bu inceleme ve mahkememizce de itibar olunan bilirkişi değerlendirmeleri kapsamında davacının haklı nedenle davalı şirket ortaklığından çıkartılmasına ancak ayrılma payı alacağı olarak ödenecek bir tutar bulunmadığından bu konudaki talebinin ise reddine karar vermek gerekmiş, mahkemede oluşan vicdani kanı ile hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacının Bursa Ticaret Sicil Müdürlüğünün…Sicil numarasında kayıtlı … BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ AŞ’nin ortaklığından çıkartılmasına,
Ayrılma payı alacağı ödenmesi taleplerinin REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 59,30-TL maktu harcın davalıdan TAHSİLİNE,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan kısım üzerinden taktir ve tayin olunan 4.080,00.-TL.vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 02/06/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza