Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/543 E. 2021/1015 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/543 Esas
KARAR NO : 2021/1015

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …(TC. …)
VEKİLİ : Av. … …. UETS
DAVALI : …(TC. …) …
VEKİLİ : Av. … ….UETS

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/07/2020
KARAR TARİHİ : 17/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekilinin 14/07/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhinde Mudanya İcra Dairesi aracılığıyla 2019/… E. Sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatılmış olduğunu, takip dayanağının 03/05/2019 tanzim tarihli, belirsiz vade tarihli, 250.000,00-TL (ikiyüzellibintürklirası) bedelli senet olduğunu, müvekkili ev hanımı ve ilkokul mezunu olup, herhangi bir ticari faaliyet içerisinde bulunmadığını, müvekkili miras yolu ile maliki olduğu …taşınmazın satışını gerçekleştirmek üzere davalı … ile anlaşmış ve 03/05/2019 tarihinde Mudanya Tapu Müdürlüğüne gerekli başvurular (Başvuru No:…) yapılmış olduğunu, Mudanya Tapu Müdürlüğü’nde yapılan başvuru sırasında davalı tarafından müvekkile imzalaması adına satış ile ilgili birtakım belgeler önüne konulmuş olduğunu, tapu-taşınmaz işlemlerinden anlamayan, ve yetkin denetleme kudretine sahip olmayan müvekkili cahilliğinden, saflığından ve iyiniyetinden de yararlanılarak takibe konu senet müvekkile imzalatılmış olduğunu, ancak daha sonra müvekkile 07/05/2019 tarihinde Tapu Müdürlüğü’nden kendisine harç mesajı gelmesinin akabinde, davalı ile görüştüğünde davalı gerekçesiz bir biçimde bahsi geçen taşınmazı almaktan vazgeçtiğini beyan etmiş olduğunu, davalının müvekkili senet tanzimi ile borçlandırarak yine müvekkili malvarlığını bir şekilde elde etmek ve haksız kazanç sağlamak peşinde olduğunu, öncelikle müvekkili ile davalı arasında hiçbir şekilde hukuki, sosyal bir ilişki mevcut olmadığını, üstelik kendisini gayrimenkul satışı dışında bir kez olsun dahi görmediğini, haliyle müvekkili ile lehtar davalı arasında 250.000,00-TL ‘lik bir borcun mevcut olması, müvekkilin bu kapsamda kendisine senet vermesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava konusu senet müvekkilin iradesi hilafına tanzim edilmiş olduğunu, Tapu müdürlüğüne yapılan başvuru ile senedin tanzim edilme tarihlerinin aynı olması, senedin düzenleniş sebebini açıkça ortaya koymakta olduğunu, fazlaya ilişkin talep, sair hukuk ve ceza davası ile talep hakları saklı kalmak kaydı ile; davacı müvekkili davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davanın kabulüne, öncelikle davacı müvekkile yöneltilen haksız ve kötü niyetli icra takibinin yargılama sonuna kadar teminatsız olarak durdurulması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, bu husus kabul görmediği taktirde; dava süreci boyunca borcu karşılayacak miktarda teminat karşılığında vezneye yatan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, icra dosyasındaki hacizlerin fekkine, müvekkili aleyhine yapılan haksız ve kötüniyetli icra takibi nedeni ile; İcra ve İflas Kanununun 72/4 maddesi gereği toplam alacak üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline, davalının %10dan az olmamak üzere para cezasına mahkum edilmesine, yargılama masrafı ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı vekilinin 07/09/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle bir kişinin evli ve ev hanımı olması, bono düzenleyemeyeceği anlamına gelmediğini, Kambiyo senetleri öyle senetlerdir ki, temeldeki ilişkiden ayrılmış ve hak ona yüklendiğini, bu da demektir ki temelindeki ilişkiden soyut ve bağımsız bir senet olup, davacı yan da müvekkile bir bono tanzim etmek suretiyle borç altına girdiğini, bunu anlayabilecek yetkinlikte ve temyiz kudretine sahip bir kişi olduğunu, bu tür haksız iddialarla borçtan kurtulmaya çalışan davacı yanın beyanlarına sayın mahkeme itibar etmemesi gerektiğini, davacının iş bu davada samimi olmadığını, zira icra takibi başladıktan neredeyse bir yıl sonra huzurdaki davayı ikame etmiş olup, bu husus dahi karşı yanın iddialarını çürütmekte olduğunu, zira davacı yan iddialarında samimi olsa takipten haberdar olur olmaz harekete geçmeleri gerektiğini, davacı yan dilekçesinde, müvekkili ile herhangi bir hukuki, ticari veya sosyal bir ilişkisinin bulunmadığını beyan etmiş ise de, Kambiyo senetleri temeldeki ilişkiden bağımsız, illetten mücerret senetler olup, kıymetli evrakta mücerretlik ilkesi denilen bu ilke gereği, senette yer alan hak ile bu hakkın oluşumuna neden olan temel borç ilişkisi arasındaki bağ ortadan kalkmakta olduğunu, senet temel borç ilişkisinden soyutlanmış, bağımsız bir varlık kazanmış olup, dolayısıyla müvekkili ile davacı arasında hukuki, ticari veya sosyal bir ilişki bulunmadığını, davacı yanın müvekkile bono vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyan etmek abesle iştigal olduğunu, davacı yan dilekçesinin netice -i talep kısmında ” takibin teminatsız olarak durdurulması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, bu husus kabul görmediği taktirde; dava süreci boyunca borcu karşılayacak miktarda teminat karşılığında vezneye yatan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine” karar verilmesini istemiş olduğunu, ancak sayın mahkeme %15 teminat karşılığında vezneye yatan paranın tarafımıza ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı kurmuş olduğunu, %15 teminatla hesaplanan 37.500 TL tutarın, borcu karşılayamayacak miktarda olduğu açık olduğunu, taleple bağlılık ilkesi gereği 250.000 TL tutarın tamamının yatırılması halinde vezneye yatan paranın tarafımıza ödenmemesine dair ihtiyati tedbir kararı kurulması gerekirken, tensipteki gibi tedbir kararı kurulmasının hatalı olduğunu, kararın davacının talebi gibi “dava süreci boyunca borcu karşılayacak miktarda” teminat alınarak ihtiyati tedbir kurulmasını şeklinde düzeltilmesi, aksi halde ise ihtiyati tedbir kararının taleple bağlılık ilkesi gereği reddi gerektiğini, anılan bu sebeplerle; mahkemece re’sen gözetilecek nedenler dolayısıyla öncelikle tensip zaptı ara kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararının düzeltilmesini, bu talep kabul görmezse ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini, davacı yanın haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesini, müvekkili alacağına kavuşmasının geciktirilmesi sebebiyle davacı yanın dava değerinin %20 sinden az olmamak şartıyla tazminat ödemesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE;
Dava; davacının Mudanya İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasında takibe konu, 03/05/2019 tanzim tarihli, belirsiz vade tarihli, 250.000,00-TL bedelli senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davası olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi mahkememizin tensip zaptı ara kararı ile değerlendirilmiş olup; İİK’nun 72/3 maddesi kapsamında, %15 teminat mukabilinde, icra veznesine yatan paranın alacaklısına ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir talebinin kabul edildiği, davacı vekilinin 19/11/2020 tarihinde 37.500,00-TL nakdi teminatı dosyamıza yatırdığı ve mahkememizce kararın infazı için Mudanya İcra Müdürlüğü’ne yazı yazıldığı görülmüştür.
Mudanya İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasının uyap sistemi üzerinden celp ve incelenmesinde; davalı vekili tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile toplam 251.397,71 TL miktarlı takip başlatılmış olduğu, ödeme emrinin 30/05/2019 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Mudanya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/… Soruşturma sayılı dosyasının uyap sistemi üzerinden celp ve incelenmesinde; Müşteki … tarafından, şüpheliler … … aleyhine, Dolandırıcılık suçundan soruşturma başlatıldığı, Mudanya CBS’nın 15/10/2020 tarih, 2020/… Soruşturma no ve 2020/… Karar sayılı kararı ile; müştekinin boş senede imza attırarak kendisini dolandıran şüpheliler …, … olarak bildiği kişiden davacı ve şikayetçi olduğu şeklinde beyanda bulunmuş ise de, müştekinin senede yönelik imza itirazı bulunmadığı, boş imzalattırıldığı hususunda müştekinin soyut iddiası dışında delil bulunmadığı, ayrıca olayın hukuki ihtilaf mahiyetinde olup davaların devam ettiği veya şüpheli lehinde sonuçlandığının görüldüğü, bu aşamada somut olayda dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının bulunmadığı, senet hususundaki takip hakkında Hukuk Mahkemelerinde dava açılması ve icra takibine itiraz edilmesi gerektiği anlaşılmakla, suçun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle şüpheliler üzerine atılı mesnet suçlarından kamu adına kavuşturmaya yer olmadığına” dair karar verilmiştir.
Mahkememizce Mudanya İcra Mahkemesi’nin 2019/…. Esas sayılı dosyasının uyap sistemi üzerinden celp ve incelenmesinde; davacı … tarafından, davalı … aleyhine, İcra takibine itirazın davası ikame edildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucu; Mudanya İcra Hukuk Mahkemesi 13/09/2019 tarih, 2019/… Esas ve 2019/… Karar sayılı gerekçesi karar ile; “Bonoda şekil şartları 6102 Sayılı Kanunun 776. maddesinde sayılmıştır. Bunlar; “Bono” ya da “emre muharrer senet” ibaresi, kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi, vade, ödeme yeri, lehtar, keşide yeri ve tarihi, keşidecinin imzasıdır. Zorunlu şartlardan biri eksik olduğu takdirde, senedin bono niteliği kaybolur. Bunlardan vade ve ödeme yeri esaslı şekil şartlarından değildir. Sayılan zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik şartlar da vardır. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden yada malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir. Somut olayda taraflar arasında düzenlenen takibe konu bono, yukarıda izah edildiği üzere 6102 Sayılı TTK’nun 776. maddesinde sayılan unsurları içermekte olup istemin reddine ” şeklinde karar verilmiştir.
Davacı vekili tanık deliline dayanmış olup, tanıkların Mahkememizin 02/11/2021 tarihli 4 nolu celsede dinlenmesine karar verilmiştir.
TANIK: … Beyanında; Ben…’ın kocası olan …’ın samimi arkadaşıyımdır. Davalı ile davacı arasında yapılacak satım işlemi için … ile satın alacak kişi ile buluştuk. Kendi aralarında anlaştılar. 250.000 TL nakit 210.000 TL vade ile sözlü anlaşma yaptılar. Ertesi gün ne olduysa tapuda işlemler yapılmamış. Anlattığım gün içinde herhangi bir para alışverişi ya da senet alışverişi olmadı, ben olup olmadığını görmedim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
TANIK: … Beyanında; “Ben ….ın eşi … ile arkadaşızdır. …. Mudanya da bulunan taşınmazı satın almak için taşınmazı satın alacak … ile …, … ile Bursa da buluştuk. Anlaşma yaptılar. Anlaşmanın bedeli 460.000 TL idi. O gün sadece sözlü anlaşma yaptılar. Kimse kimseye para ya da başka bir belge vermedi. Pazartesi günü tapuya gitmişler. Satın alacak kişi tapuda rehini bulunan miktarı ödemiş ve rehini kaldırtmış. Ben senet vs. Görmedim” Şeklinde beyanda bulunmuştur.
TANIK: … Beyanında; “Biz babadan kalma eşime ait olan taşınmazın davalıya satacaktık. Bunun için anlaştık. Tapuya gittiğimizde paranın bir kısmını peşin bir kısmını vadeli olarak satmaya anlaştık. Kayınvalidem madem vadeli satıyoruz satılamaz şerhi konulmasını talep etti, davalıda bunu kabul etmedi. Yeri almaktan vazgeçtiğini söyleyip gitti. Davalı satım işlemi yaparken Esnaf Kefalet Kooperatifinine olan kredi borcumuz olan 97.000 TL’yi ödeyip rehini kaldırtmışlardı. Ben satım işlemi gerçekleşmeyince 97.000 TL’yi alıp davalının yanına gittim. Davalıya bunu ödemek için verdiğimde onlar bana senin 250.000 TL borcun var, biz o parayı istiyoruz dediler. Dava konusu senet eşime satım işlemi yapıldığı sırada haberi olmadan imzalatılmış.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın bonodan kaynaklı menfi tespit istemine ilişkin olduğu, HMK 201. maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülecek her türlü iddianın senetle ispat zorunluluğunun bulunduğu, ancak davacının kambiyo senedinin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak bir yazılı belge sunamadığı, davacının takibe konu bonodaki imzaya bir itirazının da bulunmadığı, davacının iddiasının, miras yolu ile maliki olduğu …taşınmazın satışını gerçekleştirmek üzere davalı … ile anlaşıp, Mudanya Tapu Müdürlüğü’nde yapılan başvuru sırasında, davalı tarafından davacının imzalaması adına satış ile ilgili birtakım belgeler önüne konulduğu, tapu-taşınmaz işlemlerinden anlamadığını ve yetkin denetleme kudretine sahip olmadığından bahisle senetin imzalatılarak, kendisi aleyhine haksız takip başlatıldığına ilişkin olduğu, mahkememizce her ne kadar bu konuda tanık beyanına başvurulmuş ise de somut olay bakımından davacı yanın iddialarının aldatma-hile kapsamında kabul edilemeyeceği, Mudanya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/… Soruşturma sayılı dosyasında takibe konu bono nedeniyle, şüpheliler hakkında dolandırıcılık suçundan başlatılan soruşturmada; davacının senede yönelik imza itirazı bulunmadığı, boş imzalattırıldığı hususunda müştekinin soyut iddiası dışında delil bulunmadığı, ayrıca olayın hukuki ihtilaf mahiyetinde olup davaların devam ettiği veya şüpheli lehinde sonuçlandığının görüldüğü, bu aşamada somut olayda dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının bulunmadığı, gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, dava konusu senedin hata hile ya da ikrah yolu ile alındığının ispat edilemediği, davalının kendisine ciro edilmiş bulunan bonoyu aradaki anlaşmaya aykırı biçimde kendi aleyhine takibe koyduğu iddiasının ancak yazılı delille ispatlanabileceği anlaşılmakla davacının kambiyo senedine yönelik iddialarını ispatlayamadığından davasının reddine, ayrıca davacı aleyhine yasal şartlar oluşmadığından kötüniyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE;
3-Davalı vekilinin tedbirin kaldırılması hususundaki talebin REDDİNE;
4-Harçlar yasası gereği alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 4.269,38-TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, arta kalan 4.210,08-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana İADESİNE
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 25.950,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
8-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,

Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır