Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/509 E. 2021/180 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/509 Esas
KARAR NO : 2021/180
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -… UETS
DAVALI : … – …

VEKİLİ : Av. … -…UETS

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : Fri Jul 03 00:00:00 TRT 2020
KARAR TARİHİ : 25/02/2021
Mahkememizde açılan davanın açık muhakemesi sonunda ;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVACININ TALEBİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında kredili satış ve cari hesap sözleşmesine dayalı ilişki bulunmakta olup , davalı taraf müvekkili olduğu firmadan aldığı ürün bedellerinin ödemesini yapmadığını bu sebeple cari hesap ekstresi, faturalar ve fişler gereğince aleyhine Bursa 20. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… sayılı icra takibi başlatılmış ve 10.300.00 tl asıl alacak , 5.695.76 tl işlemiş faizi ile birlikte işleyecek faizi, icra masrafları harçları ve vekil ücreti talep edildiğini, ancak karşı taraf icra takibindeki faiz oranına ve faize kısmen itiraz ettiğini ve takibi bu miktar yönünden durdurduğunu bu sebeple davalı tarafın müvekkilimize, aldığı ürünlerin bedellerine ilişkin işlemiş faizini , takipten itibaren işleyecek faizini, icra masraflarını, harçlarını ve vekil ücretini ödemesi gerektiğini belirterek davalının Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2020/… sayılı İCRA DOSYASINA ,yaptığı itirazının iptaline, takibin icra harçları, ferileri, faizi ve vekalet ücretiyle birlikte kaldığı yerden devamına haksız yere takibe itiraz eden davalı aleyhine takip miktarının %20 den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ CEVABI: Davalı vekilinin 20/08/2020 tarihli dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, icra takibine ve faiz alacağı yönünden itiraz edildiğini, bu itirazın iptali davasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu müvekkilinin tacir sıfatını taşımadığını müvekkili ile davacı tarafın arasındaki alacak ilişkisinin fatura alacağına dayandığını belirtmiştir. Bu ilişkide tüketici sıfatını taşıyan müvekkilinin davacı ile arasında ticari ilişki bulunmadığından davacı yanın müşterisi olduğundan görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu belirterek görevsizlik kararı verilmesini usul yönünden ise harca esas değer gözetilerek parasal sınır altında bulunduğundan hakem heyetine yönlendirilmesi gerektiğini belirterek dosyanın öncelikle tüketici mahkemesine gönderilerek davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep ettiği görülmüştür.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
6502 Sayılı Yasanın 3/1. Maddesi’nin (k) bendi, tüketicinin kim olduğunu açıklamış olup, buna göre “Tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade eder, düzenlemesini getirmiş olup, davacı taraf gerçek kişidir.
Tüketici işlemi, tüketici ve satıcı/sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlemi ifade eder. Ancak her türlü hukuki işlem, tüketim sonucunu doğurmaz. Görülmektedir ki, 6502 sayılı Kanun, ticari dağıtım zincirinin nihai halkasını oluşturan ve ekonominin nihai hedefi olan tüketicinin, satıcı/sağlayıcı karşısında daha etkin olarak korunması gereğinden hareketle düzenlenmiş ve bu koruma anlayışı tüketici hukukunun temelini oluşturmuştur. Tüketici, üretilip piyasaya sürülen ve üretim sürecinin hiçbir aşamasında bilgi sahibi olmadığı ürün veya sunulan hizmeti satın aldığı bir ilişkide zayıf olan taraf olarak kabul edilmiş; yasa koyucu, bu kabulden yola çıkarak iradesini tüketiciyi korumak şeklinde ortaya koymuştur. Giderek 6502 sayılı Kanun ile de bu koruma olgusunu yasal düzenleme altına alıp; üretim aşamasında bilgi sahibi olmadığı malları veya sunulan hizmetleri satın alan ve sözleşmede satıcıya/sağlayıcıya karşı zayıf durumda olduğu kabul edilen tüketicinin, sonradan bu mal veya hizmetlerin ayıplı çıkması sonucu uğradığı zararın tazminini sağlama yoluna gitmiştir.
Ticaret Mahkemelerinin görevi 6102 sayılı TTK’nun 5/1. Maddesi ile ” tüm ticari davalar ” olarak belirlendikten sonra ticari davaların nelerden ibaret olduğunu düzenleyen aynı yasanın 4. Maddesi ile ise ” her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda düzenlenen hususlar ile maddenin b, c, d, e, f bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır düzenlemesini getirmiş olup, eldeki davada davacı tacir değildir.Her ne kadar bonoya dayalı olarak menfi tespit istenmiş ise de yapılan eser sözleşmesi konuta yönelik olduğundan ve davacı tacir olmadığından TTK 5.madde ilk cümlesi uyarınca 6502 Sayılı yasadan kaynaklı tüketici uyuşmazlıklarına bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda davalının aldığı ürünleri giymek amacıyla hareket eden tüketici gerçek kişi olduğu görülmektedir. İlgili satım sözleşmesinin alıcı tarafı olan davalı tüketicidir. Zaten mali müşavir olarak çalışmakta ve beyanından anlaşıldığı üzere malları da tüketmek için almaktadır. Dolayısıyla dava ticari dava değil, tüketici hukukunu ilgilendiren bir davadır.
Açıklanan nedenlerle davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu anlaşıldığından, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜK Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde Görevli TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine dair “2 hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu”açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okundu, anlatıldı. 25/02/2021

İş bu kararın gerekçesi 19/03/2021 tarihinde yazılmıştır.

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı