Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/502 E. 2021/14 K. 08.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/502 Esas
KARAR NO : 2021/14

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…UETS
DAVALI : … – ……
VEKİLİ : Av. … -…

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2020
KARAR TARİHİ : 08/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Müvekkilinin 22.11.2016 tarihli limited şirket hisse devir vaadi sözleşmesiyle … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine % 50 pay ile ortak olduğunu ve 28.12.2016 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nden de anlaşılacağı üzere adı geçen … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi 5 yıl süreyle müdür olarak yönetmekle yetkilendirildiğini, şirketin diğer ortağı Bursa 18. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… numaralı icra takip dosyasının alacaklısı olarak görünen … olduğunu, … müvekkilinden aldığı vekaletle de bir süre şirketi idare ettiğini ancak taraflar arasında yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle müvekkilinin davalıyı azlettirdiğini, müvekkilinin şirket ortağı olduğu dönemde şirketin SGK’ya olan prim ve ceza borçları ile vergi borçlarını ödemek zorunda kaldığını, bizzat müvekkilinin yaptığı ödemelerin temin edebildikleri dekontlarını 3. Asliye Ticaret Mahkemesine sunduklarını, diğer ödeme dekontları SGK’dan ve vergi idaresinden 3. Asliye Ticaret Mahkemesince temin edilebileceğini ve yapılacak olan yargılama sonucunda müvekkilinin ödediği miktarın yüz binlerce TL tuttuğunun açıkça görüleceğini, davalının Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/… E. Numaralı dosyasına sunmuş olduğu 21.01.2019 tarihli cevap dilekçesinde varlığını belirttiği ve dilekçe ekinde delil olarak sunduğu 22.11.2016 tarihli limited şirket hisse devir vaadi sözleşmesinde müvekkiline atfen ”Devir bedelinin yarın nakden 60.000 ödeyeceğim” şeklinde yazmakta olduğunu ve dosyaya sundukları bizzat davalının imzasının olduğu evrakta müvekkilinin davalıya hisse devir vaadi sözleşmesi ile uyumlu olacak şekilde 23.11.2016 tarihinde 60.000,00 TL ödediği yazdığını, müvekkilinin davalıya 5.000,00 TL, 15.000,00 TL ve 30.000,00 TL daha ödeme yaptığını, bu tutarların da dava konusu senetten mahsubunun gerektiğini, bizzat davalının tuttuğu notlarda da müvekkilinin davalıya 21/10/2017 tarihi itibari ile 493.547,00 TL ödeme yaptığının belli olduğunu, bu ödemelerin de icra takibine konu senetten mahsubunun gerektiğini, iş bu davaya konu senede atıfta bulunan adi yazılı hisse devir sözleşmesinin düzenleme tarihi 22/11/2016 olduğunu, takibe konulan senedin düzenleme tarihi de 22/11/2016 olduğunu, müvekkilinin davalıya elden verdiği paralar dışında banka aracılığıyla da oldukça yüklü ödemeler yapmış olduğunu, müvekkili ile davalı arasındaki alacak verecek ilişkisinin sadece şirket hisse devir bedelinden kaynaklandığını, ve dava konusu senedin de bu nedenle verildiğinin kabul edilmesi gerekliliği karşısında müvekkilinin banka aracılığıyla da davalıya yapmış olduğu ödemelerin senet bedelinden mahsubunun gerektiği açıkça ortada olduğunu, müvekkilinin ihtiyati haciz kararı nedeniyle mağdur olmaması için ivedi olarak gösterilecek teminat karşılığında icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde tedbir kararı verilmesini, yargılama sonrasında müvekkilinin Bursa 18. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… numaralı icra takip dosyasına konu edilen 22.11.2016 düzenleme tarihli, 22.12.2016 vade tarihli 216.000,00 tl bedelli senetten ötürü davalıya borçlu olmadığının tespitini, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine girişen davalının % 20 oranında tazminatla sorumlu tutulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılması talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekilinin 01/09/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı konusu sebebi ve tarafları aynı olan ikinci bir menfi tespit davası açtığını aynı konuda daha önce Bursa 2.Asliye Tİcaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas ve 2020/… Karar sayılı kararı ile karar verildiği, davacının şirkete ait SGK borçlarını ve cezalarını ödediği iddiası bakımından; davacı tarafın sunmuş olduğu dava dilekçesinde hasmın yanlış gösterilmesi sebebiyle husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacı taraf dilekçesinde, müvekkili … ve babası…’ nın kendilerine ait olan … sanayi ve ticaret limited şirketine ait % 50 lik paylarını şirket hisse devir vaadi sözleşmesi ile devretmeleri sonucu davacı tarafın şirkete ortak olduğundan ve hisseleri devraldıktan sonra şirkete ait SGK’ ya olan prim ve ceza borçlarını ödemek zorunda kaldığından bahsettiğini, davacı yan dilekçesinde 22.11.2016 tarihli limited şirket hisse devir vaadi sözleşmesinde yer alan ifadeye göre hisse devri için ödenmesi gereken 60.000,00 liralık kısmı ödediğini ve Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/… e. ve 2020/… k. sayılı dosyasında taraflarınca bunun ikrar edildiğinden bahsettiklerini, davacı hisse devri vaadi sözleşmesi ile aynı tarihli olması sebebine bağlı olarak 216.000,00 bedelli senedin oluşturulduğunu ve bunun da bedelinin ödendiği iddiasında bulunulduğunu, davacı yan, senedin hisse devrinden kaynaklanan borç olduğunu iddia ederek borçlarından kurtulmaya çalışmaktığını, dilekçesinde davacı tarafça banka aracılığıyla yapılan ödemelerin mahsubunu talep ettiğini, ancak buna dair bir delil sunmadığını, davacı yanın dilekçesinde yer alan tüm iddialarda ödenmediği halde borçları ödenmiş gösterdiğini ve üstüne bir de mahsup talep ederek hukuka aykırı hareket edildiğini, davacı yan limited şirket pay devri sözleşmesine dayanarak hisse devrinin davacı tarafından ödendiğini iddia ettiğini, bu sebeplerle davacının haksız davasının reddine karar verilmesini, derdestlik itirazımızın kabulüne, dava değerinin %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 72. Maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkin olup, derdestlik hususunda yapılan incelemede UYAP üzerinden yapılan incelemede aynı konuda aynı taraflar arasında Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, 2020/… Karar sayılı kararı ile de karar verildiği dosyanın Bursa Bam Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesi’nin 2020/… Esas, 2020/…sayılı kararı ile kaldırılarak mahkemesine iade edildiği görülmüştür.
HMK 114/1-I fıkrasında “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması”nın dava şartı olduğu, HMK 115 inci maddesinde “1-Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. 2- Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” hükmü gereğince Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyası ile talep soncunun, konusunun, ve taraflarının aynı olduğu anlaşılmakla davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Derdest olarak açılan davanın HMK 114/1-I maddesi ile 115/2 Maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 59,30- TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.688,74-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.629,44- TL harcın, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana İADESİNE,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT Mad. 7 uyarınca belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL arabuluculuk masrafının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,

Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır