Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/399 E. 2023/907 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2020/399
KARAR NO : 2023/907
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16073-70460-…] UETS
DAVALI : … – …
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2023
Mahkememizde açılan davanın açık muhakemesi sonunda ;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin Bursa ilinde Özel Ahmet Çelebi Anadolu Sağlık Meslek Lisesini işlettiğini. 2014 yılı Haziran ayında davacının başta sözlü olarak davalı şirket adına servis işletmeciliği yapmaya başladığını. Daha sonra 2015 yılında yazılı sözleşme ile çalışmaya devam edildiği. Taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca; okulun servis ihtiyacını karşılamak için dört adet Servis minibüsü satın alınması, araçların bedelinin davacı tarafından ödenmesi, okulun servis işlerinin yürütülmesi, servis araçlarının işletme ve bakım masrafları ve vergilerini karşılaması, öğrenciler tarafından aylık yapılacak hizmet bedeli ödemelerinin şoför vasıtasıyla toplanarak okulun muhasebesine teslim edilmesi, bir süre sonra davacı tarafından verilen hizmetin, ödenen masraflar ile araç kredisinin karşılığı olarak araçların mülkiyetinin davacıya devredilmesini. Davacının S plaka almak için gereken maddi külfete katlanmak zorunda olmadan iş yapabilmek maksadıyla davalı okul ile güven ilişkisine dayalı anlaşma yapmayı kabul ettiğini. Davalı şirket okulun davacıya araç alım satım hususunda vekâletname vererek davacının güvenini kazandığını. Davacının … plakalı aracı 24.06.2015 tarihinde davalı şirketin vekili olarak 38.000,00 TL bedelle noterde düzenlenen satış sözleşmesi ile satın aldığını, araç bedelinin 20.000,00 TL’lik kısmı peşin olarak satıcı …’a makbuz karşılığı ödemesi olan 18.000,00 TL’nin ise bilahare davalı şirkete ödendiğini. Davacının … plakalı aracı 18.10.2016 tarihinde davalı şirket adına 30.000,00 TL bedelle noterde düzenlenen satış sözleşmesi ile satın aldığını, araç bedelinin 15.000,00 TL’lik kısmının nakit olarak satıcı …’e ödediğini, bakiye ödemesi olan 15.000,00 TL için davacının …’e senet verdiğini ve bedelini taksitler halinde ödediğini, davacı tarafından düzenlenen ve ödeme sonrasında teslim alındığını. Davacının yukarıda belirtilen servis araçlarının haricinde toplam 60.000,00 TL bedelinde bir adet Servis aracını aynı yöntemlerle satın alarak okul adına tescil ettirdiğini, bu araçların bedeli ile Şaban Altınsaoy’dan alınan … plakalı aracın bakiye bedeli olan 18.000,00 TL’nin ödenmesi için davalı şirkete 35.000,00 TL nakit ödeme yaptığını. Davalı şirkete yapılan ödemelerin servis çalışanı… aracılığı ile okula teslim edildiğini. Bakiye 43.000,00 TL’yi nakit olarak ödeme durumu olmayan davacının adına davalı şirketin 01.07.2015 tarihinde TEB Bankasından kredi çekildiği ve davacının iş bu kredi borcunu aylık 1.526 TL olarak davalı şirket okulun muhasebe birimine ödediğini, davalı okul çalışanı …’ın davacının şikâyeti üzerine Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/95121 Soruşturma dosyasına vermiş olduğu ifadesinde davacı iddiasını doğrular nitelikte beyanda bulunduğunu. 2017 Kasım ayında araçların ruhsat devrinin yapılmasının davalıdan talep edildiği, ancak davalı şirket yetkilisi …’ın şirketin ekonomik sorunlar yaşadığını, araçlar üzerinde haciz işlemi yapıldığını, bu şartlar altında araçları devredemeyeceğini belirttiği, davacının araçların devri mümkün değil ise yaptığı harcamaların ve hizmet alacağının karşılanması ya da bir ödeme planı sunulmasını talep ettiği davalı firmanın bu talepleri reddettiği, çeşitli bahaneler öne sürerek edim yükümlülüğünü ertelediğini, davalı ile anlaşma olanağı kalmadığını. Bu nedenle davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, taraflar arasında düzenlendiği iddia olunan “taşımacılık” isimli sözleşmeden kaynaklı, sözleşme bitiminde araçların davacıya devredilmemesi sebebi ile kısmi olarak 1.000,00 TL lik müspet zararın davalıdan tahsiline ilişkindir.
Davaya konu uyuşmazlığın çözümü için öncelikle inançlı temlik kavramının açıklanması gerekmektedir.
Hukukumuzda inançlı temliki düzenleyen bir hukuk normu bulunmamakla birlikte, 05.02.1947 Tarihli İçtihadı Birleştirme kararı ile inançlı temliğin varlığı kabul edilmiş ve bir kısım kuralları hukukumuzda yer edinmiştir. İnançlı işlem, Yargıtay’ca “inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, tarafların hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır” şeklinde tanımlanmıştır.
Muvazaa ile sıklıkla karıştırılan inançlı işlemde; tarafların iradesinin gizlenmesi amaçlanmaz ve dışa karşı da aynı irade yansıtılır. Muvazaada ise dışarıyı yanıltma kastı mevcuttur. Muvazaada gizli işlemi yapan ve görünürdeki işlemi yapan taraflar aynıdır. Ancak inançlı işlemlerde inanılan kişinin üçüncü kişi ile yaptığı bir sözleşme de bulunabilir.
Tüm bu açıklamalar ışığında hukuki tavsifin hakime ait olduğu da gözetildiğinde; taraflar arasında kanunların elverişsiz hükümlerinden kaçınmak amacıyla akdedilmiş, davacının S plakalı servis araçlarının üçüncü kişilerden davalı adına satın alınıp tescili ve davalı tarafından çekilen kredilerin davacı tarafça ödenmesi koşuluyla sözleşme sona erdiğinde bu araçların davacı adına tescilinin yapılması, davalının öğrencilerinin ise bu servis araçları ile taşınması borçlarını havi karma nitelikte, her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme mevcuttur.
Davacı tarafından dosyaya okunabilir bir sözleşme sunulmamakla birlikte bila tarihli sözleşmenin 6. Maddesinde “İşveren adına kayıtlı kayıtlı minibüslerin kredi ödemeleri taşıyıcıya aittir. Ödemeler bittiğinde işveren, taşıyıcıya minibüslerin satışı verilecektir.” şeklinde yazılı olduğu bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Yargıtay inançlı temlik sözleşmelerinin taşınmazlar ve taşınırlar yönünden ayrı şartlara tabi olduğunu kabul etmiş ve taşınmazlar yönünden yazılı şekil koşulu aramıştır. Nitekim taşınır olsa da , özel bir sicili bulunan taşıtlar yönünden yapılan alacağın temliki muameleleri de yazılı şekilde tabi olmalıdır. Fakat davacı hem sözleşmenin aslını dosyaya sunmamış, hem de dinlettiği tanıklar, beyanlarında bu yönde bir sözleşmenin olduğunu doğrulamamışlardır. Nitekim yazılı delil başlangıcı niteliğindeki fotokopi ve dinlenen tanık beyanlarından taraflar arasında yukarıdaki vasıfta bir sözleşmenin mevcudiyeti ispatlanmıştır. Fakat sözleşmede ilgili kredi bedellerinin davacı tarafından ödenmesi gerektiği yazılı olmakla, inançlı temlik sözleşmesinin koşula bağlı yapıldığı görülmektedir.
Davacının bu ödemeleri yapıp yapmadığının tespiti amacıyla dosya bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere bir adet makine mühendisi, bir adet SMMM bilirkişisinden oluşan heyete tevdi edilmiştir. Bilirkişi heyetinin 17/08/2022 tarihli raporunda özetle;
“1) Mahkeme Hakimliği tarafından belirlenen 05.04.2022 tarihli inceleme gününde incelemeye davacı taraf katılmış ancak davalı taraf katılmamıştır.
2) Davacı taraf ticari defter tutmadığını bu nedenle defter sunmayacağını beyan etmiştir.
3) Davacı tarafından dava dosyasına sunulmuş olan Servis Taşımacılığı Öğrenci Taşıma ve Servis Sözleşmesi’nin okunaklı olmadığı ancak sözleşmenin okunduğu kısımlarından yapılan inceleme neticesinde;
– Sözleşmenin 6. Maddesinin “İşveren adına kayıtlı n islerin kredi ödemeleri taşıyıcıya aittir. Ödemeler bittiğinde işveren taşıyıcıya minibüslerin satışı verilecektir.” Şeklinde belirlenmiş olduğu,
-Bu madde içeriğinden her ne kadar taşıtlar davalı şirket üzerine kayıtlı ise de taşıtlar üzerinde kullanılan – kredilerin davacı tarafından ödenmesi şartı ile araçların davacıya devrinin kararlaştırıldığı,
-Ancak dava dosyası kapsamında sözleşme içeriğinde anlaşılan kredilerin ödenip ödenmediği konularında her hangi bir tespit yapılamamıştır.
4) Dava dosyasına sunulu vekalet ve noter araç satış sözleşmelerinin incelenmesi sonucunda davalı şirket tarafından davacıya taşıt alım ve satışları konularında vekalet verilmiş olduğu, söz konusu vekalete istinaden davacı tarafından davalı şirket adına araç alışlarının yapılmış olduğu,
5)… plakalı araç ile ilgili davacı tarafından vekaleten aracı satan …’a 20.000,00 TL ödeme yapmış olduğu,
6)… plakalı aracın noter satış sözleşmesinde satış bedelinin taraflarca 6.000,00 TL olarak belirlenmiş olduğu ancak aynı plakalı araca ait taraflar arasında yapılan araç satış sözleşmesi içeriğinde araç bedelinin 30.000,00 TL olduğu, 15.000,00 TL’lik kısmının peşin kalan kısmının 10 taksit olarak senet karşılığı satışının taraflarca kararlaştırıldığı, senetlerdeki borçlunun davacı … olduğu,
7)Diğer taraftan davacı tarafından dava dosyasına sunulu olan … imzalı evrakların incelenmesi sonucunda; …’in davacının davalı şirkete borçlarını ödemediği takdirde kefil olduğuna dair davalı şirket kaşe imzasının da yer aldığı belge düzenlendiği, tahsilat makbuzları düzenlendiği, Sayın Mahkeme Hakimliği tarafından tüm bu belgelerin davacı adına davalı şirkete yapılan ödeme olarak kabul edilmesi durumunda, … tarafından davacı … adına Hekim Özel Eğitim Sağlık Hiz. İnş. Teks. Turizm Gıda San. Tic. Ltd. Şti. firmasına toplam 35.000,00 TL ödeme yapılmış olduğu hesaplanmıştır.
8)Dava dosyasına sunulu araç satış sözleşmeleri ve bu satışlara ait ödeme belgelerinin incelenmesi sonucunda … plakalı araç için 20.000,00 TL ve … plakalı araç için 30.000,00 TL’nin davacı … tarafından vekâleten olmak üzere toplam 50.000,00 TL ödeme yapmış olduğu, ayrıca … tarafından da davalı şirkete 35.000,00 TL ödeme yapılmış olduğu hesaplanmıştır
9)Davacı iddiasında yer alan kredi ödemeleri için davalı şirket muhasebesine düzenli olarak ödeme yapıldığına dair bir belge mevcut olmadığından ya da kredilerin bankaya düzenli ödendiğine dair dava dosyasında bir belge yer almadığından değerlendirme yapılamayacağı,
10) Teknik yönden yapılan incelemeler neticesinde … plakalı aracın dava tarihi itibari ile piyasa rayiç değeri 103.000,00 TL olacağı, … plakalı aracın dava tarihi itibariyle piyasa rayiç değerinin 38.000,00 TL olacağı hesaplandığını” bildirmiştir.
Sözleşmenin varlığını ispatın yanında koşulun gerçekleştiğini ispat yükü de bundan menfaati olduğunu beyan eden davacı üzerindedir, nitekim bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere davacı ilgili kredilerin taksitlerini kendisinin ödediğini ispatlayamamıştır. Davacı ispat yükü yerine getirmek için yemin deliline dayanmıştır.
Davalı duruşma sırasında Hekim Özel Eğitim şirketinin yetkilisi olduğunu, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını ve aralarında servis araçlarının kullanımı ve devrine ilişkin herhangi bir sözleşmesinin bulunmadığını beyan ederek yemini icra etmiş, dolayısıyla kesin delil olan yemin delili ile borcun var olmadığını, taraflar arasında böyle bir sözleşme dahi bulunmadığı hususunda namusu, şerefi ve kutsal saydığı tüm değerler adına yemin etmiş ve davacı davasını ispatlayamamış kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 269,85-TL harç ile arabuluculuk masrafı olan 1.320,00-TL’nin toplamı 1.589,85-TL’den peşin olarak alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.535,45-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, bu hususta harç tahsil tezkeresi düzenlenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının HMK 333. Md. uyarınca karar kesinleştikten sonra yatıranlara iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı açıkça okundu, usulen anlatıldı. 19/10/2023

İş bu kararın gerekçesi 30/10/2023 tarihinde yazılmıştır.

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı