Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/371 E. 2020/692 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/371 Esas – 2020/692
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/371
KARAR NO : 2020/692

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : GÜVENCE HESABI –
VEKİLİ : Av. M
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av.
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/03/2020
KARAR TARİHİ : 01/12/2020
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı …’nın, tescilsiz plakalı aracın işleteni ve aracın 15.01.2017 tarihinde karıştığı trafik kazası sırasında sürücü olduğunu, 15/01/2017 tarihinde 18.15 sıralarında tescilsiz motosiklet sürücüsü …’nın askerlik şubesi istikametinden ilçe merkezine doğru Fevzipaşa caddesini takiple seyir halinde iken seyrine göre yolun sağındaki … Market önünden karşıya koşarak geçmek isteyen 10 yaşındaki yaya…’e aracının ön kısmı ile çarpması neticesinde yaralamalı kaza şeklinde meydana gelen ve davalı sürücü …’nın tali kusuru ile sebebiyet verdiği trafik kazası neticesinde dava dışı… yaralandığını ve malul kaldığını, bahse konu aracın kaza tarihinde geçerli Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigortası bulunmadığı için zarar gören 3.şahıs konumundaki Sigortacılık Kanunu ile Güvence Hesabı Yönetmeliği uyarınca müvekkiline başvurduğunu, müvekkil Güvence Hesabı tarafından dava dışı zarar görene 19/07/2017 tarihinde 112.099,00- TL maluliyet tazminatı ödendiğini, Sigortacılık Kanunu 14.maddesi ve Güvence Hesabı Yönetmeliği 16.maddesi ile, yapılan ödemeler için Güvence Hesabı’nın zarara neden olan aracın kusurlu sürücüsüne, işletenine ve sorumlulara rücu etme hakkı tanındığını, bu haktan hareketle öncelikle zarara sebep olan aracın işleteni ve sürücüsünün davalılara ihtarname keşide edildiğini, ihtarnameye karşın ödeme yapılmadığı için de Bursa 6.İcra Müdürlüğü’nün 2017/10421 esas sayılı dosyası ile 112.099,00-TL’lik ödemenin, ödeme tarihi olan 19.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili için icra takibine başlandığını, davalılar tarafından yapılan itiraz neticesinde takibin durduğunu, müvekkil tarafından yapılan tüm işlemlerin usul, yasa ve mevzuat hükümlerine uygun olduğundan davalının Bursa 6.İcra Müdürlüğü’nün 2017/10421 E.Sayılı dosyasına yaptıkları itirazların iptali ile takibin devamına, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE: İtirazın iptali davasının itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren bir sene içerisinde açılması gerekir. Takip itiraz üzerine 14/12/2017 tarihinde durdurulmuştur. Bursa 6. İcra Müdürlüğü’nün 2017/….. sayılı dosyası içerisinde takip talebinin 13/09/2017 tarihinde 112.099,00.-TL asıl alacak ile 1.676,88.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 113.775,88.-TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya 15/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra 16/11/2017 tarihinde takip konusu borcun tamamına, işlemiş ve işleyecek faiz ve fer’ilerine ve avukatlık ücretine itiraz ettikleri, Bursa 6.İcra Müdürlüğünün 2017/….. esas sayılı dosyasında 14/12/2017 tarihinde durdurulmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin 05/04/2018 tarihinde takip yapılan icra dairesinden icra inkar belgesi alınmış ve eldeki davanın 10/03/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Hukuk Genel Kurulu’nunu 2018/13-602 Esas, 2019/218 Karar sayılı kararında, icra takibinde borçlunun ödeme emrine itirazı kendisine tebliğ edilmemiş olan davacı alacaklının, aynı itirazın kaldırılması yönünde açtığı davanın İİK’nın 67. maddesinde itirazın iptali davaları için öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamasını sağlayıp sağlamayacağı hususunda verdiği kararda,
“Hem itirazın iptali davası, hem de itirazın kaldırılmasında kanun koyucu hak düşürücü süreler öngörmüş olup, bu süre itirazın kaldırılması için altı ay (m.68, 68-a), itirazın iptali davası için bir yıldır (m. 67). Her ikisinde de süre ödeme emrine itirazın alacaklıya veya vekiline Kanun’un 62/2. maddesi çerçevesinde tebliğinden itibaren başlar ve tebliğ yukarıda açıklandığı üzere Tebligat Kanunu hükümleri çerçevesinde sağlanır.
Yerleşik uygulamada da bu sebeple ödeme emrine itiraz Tebligat Kanunu’nun düzenlediği şekilde alacaklı veya vekiline tebliğ edilmemişse, sair suretlerle itirazdan haberdar olunduğu ileri sürülse dahi hak düşürücü sürenin başlamayacağı kabul edilmektedir (Hukuk Genel Kurulunun 21.10.2015 tarihli, 2013/19-2415 E., 2015/2335 K. sayılı kararı).
Ne var ki, bu yönde tebligat kendisine yapılmamış olsa bile alacaklının ödeme emrine itirazın hükümden düşürülmesi için öngörülen kanuni yollara başvurabilir ve bu hâlde salt ödeme emrine itiraz alacaklıya henüz tebliğ edilmediği gerekçesiyle erken dava açıldığından bahsedilemeyeceği açıktır. Alacaklı, bu şekilde itirazın kaldırılması yönünde icra hukuk mahkemesine başvurduğunda, başka bir anlatımla, ödeme emrine itirazın tüm hukuki anlam ve sonuçlarına vakıf olduğunu ve hükümden düşürülmesi gerektiğini mahkemeye verdiği dava dilekçesiyle bildirdiğinde, tebliğ ile aranan öğrenme ve belgelendirme unsurları aynı anda tümüyle gerçekleşmiş olacağından, itirazın kaldırılması dilekçesinin verilmesi ödeme emrine itirazın tebliği hükmünde sayılmalı ve hak düşürücü sürenin de bu tarihten itibaren işleyeceği kabul edilmelidir.” şeklinde belirtildiği,
Her ne kadar yukarıdaki kararda alacaklının itirazın kaldırılması için başvurunun tebliğin öğrenme ve belgelendirme unsurunu ifade ettiği, bu nedenle de mevcut davadan farklı olduğu düşünülebilinecekse de davamızda Mahkemeye Sunulmak Üzere ifadesi ile alınan İcra İnkar Belgesi ile alacaklının itirazı öğrendiğini, açacağı davada sunacağı bu belge ile öğrenme olgusunu belgelendirdiğinin kabulünün gerekeceği, yukarıdaki kararda belirtilen sair suretlerle öğrenmeye ilişkin örnek gösterilen (Hukuk Genel Kurulunun 21.10.2015 tarihli, 2013/19-2415 E., 2015/2335 K. sayılı kararı) incelendiğinde itirazın kısmen kaldırılması durumu ile alacaklının bir kısım borçlular hakkında araç ve taşınmaz haczi istemesinin alacaklının itirazı öğrendiğini gösterdiği, bu durumda alacaklının itirazı öğrendiğinin kabulüne karşın tebligatın unsuru olan belgelendirmeyi sağlamadığı, mevcut davamızda alınan Mahkemeye Sunulmak Üzere ibaresi bulunan İcra İnkar Belgesi’nin alacaklının itirazı ve mevcut durumu öğrendiğini, aynı zamanda dava açmak için bu durumu belgelendirdiğinin kabulünün gerektiği kanaatiyle davacı vekilinin icra inkar belgesini aldığı tarih olan 05/04/2018 tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine, 6325 sayılı Kanunun 18/A-11. Maddesi uyarınca arabuluculuk toplantısına katılmadığından yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmasına ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-İtirazın iptali davası açmak için hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu görülmekle davanın usulden REDDİNE,
2- Alınması gereken 54,40.-TL harcın peşin yatırılan 1.374,13.-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.319,73.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A-11. maddesi uyarınca, 54,40 TL.başvuru harcı, 54,40 TL.peşin harç,70,00 TL. tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 178,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A-11. maddesi uyarınca davalı tarafın arabuluculuk toplantısına katılmaması sebebiyle davalı lehine vekalet ücretine karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/12/2020

Katip 104191
e-imza

Hakim 153211
e-imza

Gerekçeli karar 24/12/2020 tarihinde yazılmıştır.