Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/327 E. 2021/922 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/327
KARAR NO : 2021/922
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – … UETS
DAVALI : … – TC Kimlik no- … …
VEKİLİ : Av. … -….UETS
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/02/2020
KARAR TARİHİ : 17/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkil şirkette 14.05.2015-09.02.2018 tarihleri arasında yönetim kurulu başkan vekilliği
görevini yaptığını; şirket ana sözleşmesinde yöneticilere herhangi bir menfaat sağlanacağı yönünde
bir hüküm bulunmadığını, yöneticilere herhangi bir ücret veya huzur hakkı vb. ödeme yapılacağına dair
bir karar da alınmadığını; ancak davalının, haksız ve kötüniyetli olarak ücret almış olduğunu ve bu
şekilde müvekkil şirket’i zarara uğrattığını; bu hususun tespit edilmesi neticesinde davalı asilin ibra
edilmediğini ve Bakanlıktan inceleme talebinde bulunduklarını; düzenlenmiş olan müfettiş raporunda,
davalı asilin “ 2015 yılında Şirketten huzur hakkı almaya başladıklarını, faaliyetlere ilişkin çalışmalar
yapılmasına rağmen yönetim kurulu karar defterine bir karar yazdırmadıklarını, aslında şirketin
işlemlerini yürüttüklerini, şirket esas sözleşmesinde yöneticilere ücret veya huzur hakkı
ödenebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, ayrıca görev yaptıkları dönemde yöneticilere huzur
hakkı ödenebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, ayrıca görev yaptıkları dönemde yöneticilere
huzur hakkı ödenmesine ilişkin Genel Kurul kararının da bulunmadığını, bu yönde bir karar alınması
gerektiğini bilmediklerini, şirketten hatırladıkları kadarıyla toplam 12 ay fiilen huzur hakkı aldıklarını, 2016 yılının ikinci yarısından itibaren huzur hakkı tahakkuk kayıtlarını yaptırdıkları ancak
mali durumun bozulması nedeniyle fiilen tahsil etmediklerini ifade ettiklerini, … (Yönetim Kurulu Başkanı) ve … (Başkan Vekili) Şirket esas sözleşmesinde hüküm veya genel
kurur kararı bulunmamasına rağmen huzur hakkı aldıklarını/tahakkuk ettirdiklerini kabul
etmişlerdir.” denilerek davalı asilin beyanlarının rapora yansıtılmış olduğunu; raporun sonuç kısımında
“Şirket Yönetim kurulu başkanına ödenen (…) 2015 yılına ilişkin 26.784,97.-TL, 2016 yılına
ilişkin 29.646,00.-TL ve toplam 56.430,97.-TL huzur hakkı ile şirket yönetim kurulu başkan vekiline (Naci
SINAK) ödenen 2015 yılına ilişkin 13.521,23.-TL, 2016 yılına ilişkin 14.823,00.-TL ve toplam 28.344,23.-
TL huzur hakkının adı geçenlerden tahsil edilip edilmeyeceği, adı geçenler hakkında hukuki sorumluluk
davası açılıp açılmayacağı…” yönünde keyfiyet müvekkil şirkette olacak şekilde rapor düzenlendiğini, davalının, belli dönemlerde ücret aldığını ve alamadığı, ancak müvekkil Şirket adına borç tahakkuk
ettirdiği dönemlere ilişkin olarak da icra takibi başlattığını, taraflarınca takibe itiraz edildiğini, itiraz
üzerine açılan Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… E.Sayılı dosyasından alınan bilirkişi
raporunun sonuç kısmında “ gerek 6102 Sayılı TTK’nın 394 maddesi gerekse 5362 sayılı kanunun
56.maddesi gereğince davacının huzur hakkı ücreti alacağının doğmadığı” yönünde rapor
düzenlendiğini ve alacaklarının bulunmadığı ve hatta almış oldukları bedellerin de yasal bir dayanağı
olmadığının belirtildiğini;
yine müvekkil Şirket yönetim kurulu başkanı … tarafından da alacaklı olduğu iddiası ile benzer şekilde tahakkuk ettirilen bedellere ilişkin dava açıldığını; Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin
2018/…E.Sayılı dosyasında yapılan yargılamanın davanın reddi ile sonuçlandığını, anılan dava
dosyasına sunulmuş olan bilirkişi raporunun sonuç kısmında “davalı Şirketin incelenen bu karar
defterinde, şirkette yönetim kurulu başkanı olarak görev yapacak kişilere huzur hakkı ödeneceğine dair alınmış bir karar bulunmadığı gibi davalı şirketin ana sözleşmesinde de, huzur hakkı ile ilgili bir hüküm de bulunmadığından, davacının şirketten huzur hakkı almasının yasal bir dayanağının bulunmadığı” kanaatine varıldığını; müvekkili şirket tarafından 19.09.2019 tarihli Genel Kurul Toplantısında davalı asil aleyhine dava açmak
üzere karar alındığını; arabuluculuk kurumuna başvurduklarını, ancak sonuç alamadıklarını; belirterek,
davanın kabulüne; arabuluculuk başvuru tarihi olan 25.10.2019 tarihi itibarı ile işleyecek faiz ile birlikte
haksız olarak tahsil edilen bedellerin iadesine; mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda dava
tarihi itibariyle işleyecek faizi ile birlikte tahsiline; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa
yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkilinin davacı Şirket’te 2014 Ocak-2018 Ocak döneminde yönetim kurulu başkan yardımcılığı
yaptığını; tüm yönetim kurulu toplantılarına katıldığını, gerek kendi işinden ve gerekse özel
yaşantısından vakit ayırarak, emek ve mesaisini Şirket için kullandığını; kendisine ödenmesi gereken
ücretlerin, davacı Şirket’in bağlı olduğu Esnaf Odası Yönetim Kurulu kararlarında belirlenmiş olduğunu,
buna rağmen kendisine hiçbir ödeme yapılmadığını; davacı Şirket Genel kurulunun çalışma esas ve
usulleri hakkında iç yönergesinin 10. Maddesinde yönetim kurulu üyelerinin huzur hakkının
belirlenmesi de olağan genel kurulun yetkisinde olduğunun belirtildiğini; davacı Şirket Esnaf Odası
iştiraki olduğundan ve tek ortaklı bir şirket olması nedeni ile 30.01.2014 tarihli toplantı tutanağında ve
şirketin yapılan seçimli genel kurulunda bu hususa ilişkin esas ve ücretlerin belirtildiğini; TTK 408/b
md.ile “Yönetim kurulu üyelerinin seçimi, süreleri, ücretleri ve huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi
haklarının belirlenmesi, ibraları hakkında karar verilmesi ve görevden alınmaları” ibaresinin yer
aldığını; buna göre bu hususta Genel Kurul’un yetkilendirilmiş olduğunu; TTK 408/3 fıkrasında “tek pay
sahipli anonim şirketlerde bu pay sahibi genel kurulun tüm yetkilerine sahiptir. Tek pay sahibinin
genel kurul sıfatıyla alacağı kararların geçerlilik kazanabilmeleri için yazılı olmaları şarttır.”
hükmünün yer aldığını; Yargıtay 23.Hukuk D. 2014/10397 E. 2015/7441 K. Sayılı kararında da genel
kurul ya da ana sözleşme ile huzur hakkı belirlenmemiş olsa dahi angarya yasağı çerçevesinde münasip
bir ücret belirlenmesi gerektiğinin açık olduğunu belirterek; davanın reddine; yargılama giderleri ile
vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, davacı şirketin bir süre yönetim kurulu başkan yardımcılığını yapan davalının almaması gereken huzur haklarını tahsil ettiği iddiası ile bu paraların istirdatına ilişkin, davalının huzur hakkı almaya hak kazanıp kazanmadığı, aldığı paraların iadesinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.
Mahkememizce öncelikle davacı vekiline şirketin kuruluşundan itibaren (kuruluş belgeleri de dahil olmak üzere ) tüm genel kurul yönetim kurulu karar defterlerinin ve ilgili evrakları dosyaya sunması için gelecek celseye kadar süre verilmiş ve davacı vekilince anılan defterler ibraz edildiğinden dosyanın kül halinde SMMM bilirkişiye tevdi edilerek incelenmesine karar verilmiş ve bu amaçla bilirkişi …den 16/02/2021 tarihli rapor aldırılmıştır.
Bilirkişi raporunda; davacı Şirket’e ait incelemeye esas yıllar ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile ilgili yıllar
yevmiye defterlerinin kapanış tasdikleri TTK ve VUK ilgili hükümlerinde öngörülen yasal süreler
içerisinde yaptırıldığı, defterleri kayıt nizamına ve usule uygun tutulduğu, basılı
defterleri üzerinde herhangi bir silinti, kazıntı vb. Görülmediği, kayıtları yönünden tüm
defterlerin birbirlerini doğrulayacak şekilde istikrarlı olduğu, davalı …’ın 14.05.2015-09.02.2018 tarih aralığında …
Yönetim Hizmetleri A.Ş.’nde Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptığının tespit edildiğini, Haziran 2015-Aralık 2017 döneminde davalı … adına 31 aylık huzur hakkı tahakkuk
ettirildiği ve toplam tahakkuk tutarının 75.264,70.-TL olduğu; rapor içeriğinde detayı sunulu
olmak üzere 2015 yılında 13.263,76.-TL ve 2016 yılında 14.823,00.-TL olmak üzere toplam
28.086,76 .-TL huzur hakkı ödemesi yapıldığının tespit edildiği, 16.02.2016 tarihli Olağanüstü Genel Kurul’da, “Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan, Şirket
Genel Kurulu çalışma esas ve usulleri hakkındaki iç yönerge” oybirliği ile kabul edildiği, iş bu
iç yönergenin 10.maddesinde Olağan Genel Kurul gündeminde yer alması zorunlu hususlar
düzenlenmiş olup, (d) bendi “Yönetim Kurulu üyelerinin ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve
prim gibi haklarının belirlenmesi” şeklindedir. Bununla birlikte yapılan incelemelerde, huzur
hakkı ödenmesine ilişkin olarak alınmış herhangi bir Genel Kurul kararı tespit edilemediğini, T.C.Bursa Ticaret Sicili Müdürlüğü’nce 14.05.2015 tarihinde tescil edilmiş olan (….ilan sıra no.) Şirket esas sözleşmesinde, huzur hakları ile ilgili bir hüküm yer almadığı, davacının faiz talebinin yerinde görülmesi yönünde kanaat oluşması durumunda,
davalıya ödenmiş olan toplam 28.086,76.-TL’nın 25.10.2019 arabuluculuk son tutanak tarihi ile
25.02.2020 dava tarihi dönemine ilişkin işlemiş yasal faizi 851,84.-TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
Mahkememizce celse arasında davacı vekili tarafından Bursa 2.ASTM sinin emsal kararının dosyaya sunulduğu, mahkememiz dosyasının bilirkişiden döndüğü, taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu anlaşılmış, Bursa 1. ASTM dosyasının istinafta olduğu, dosyanın bekletici mesele yapılmasının talep edildiği, mahkememizce Bursa 1. ASTM nin 2018/… Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin 31/05/2021 tarihli ara kararı ile yöneticiye ödenen huzur hakkı alacağının iadesine ilişkin alacak davası genel olarak şirket ve yöneticiler şirket ve ortakları arasındaki davalar heyetle görülmesi gereken davalardan olup; bu davanın da heyetle görülmesine karar vermek gerekmiş, dosyanın heyete tevdiine karar verilmiş olup bundan sonraki yargılamaya mahkememiz heyetince devam olunmuştur.
Mahkememiz heyetince celbedilen Bursa 2.ATM’nin 2018/…Esas sayılı dosyasının UYAP sistem üzerinden dosyamız içerisine gönderildiği, yine Celbedilen Bursa 1. ATM’nin 2018/… Esas ve 2020/… Karar sayılı dosyasının UYAP sistem üzerinden dosyamız içerisine gönderildiği anlaşılmış, Bursa 1.ATM’nin 2018/… Esas sayılı dosyası ile ilgili bilirkişi incelemesinin daha önce tahkikat hakimliği tarafından yaptırıldığı anlaşılmakla başkaca bir eksiklik kalmadığı taktirde sözlü yargılamanın bir daha ki celse de yapılmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve dosyada alınan bilirkişi raporu da nazara alınarak yapılan tüm incelemelerde davalı şirkette Yönetim Kurulu Başkan ve üyeleri olarak görev yapacak olan kişilere huzur hakkı ücreti ödeneceğine dair alınmış bir karar bulunmadığı gibi davalı şirketin ana sözleşmesinde de huzur hakkı ödenmesi ile ilgili bir düzenleme bulunmadığı, bu nedenle davalı … ve aynı dönem Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapmış dava dışı diğer kişiler hakkında huzur hakkı ücreti tahakkuk ettirilmiş ise de bunun yasal bir dayanağı bulunmadığı,aynı konuda gerek Yönetim Kurulu üyelerinin davacı şirkete açmış olduğu huzur hakkı ücreti bakiye alacakları ile ilgili davaların da reddedildiği, davalı …’ın 14.05.2015-09.02.2018 tarih aralığında…
Yönetim Hizmetleri A.Ş.’nde Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptığının tespit edildiğini, Haziran 2015-Aralık 2017 döneminde davalı … adına 31 aylık huzur hakkı tahakkuk
ettirildiği ve toplam tahakkuk tutarının 75.264,70.-TL olduğu; rapor içeriğinde detayı sunulu
olmak üzere 2015 yılında 13.263,76.-TL ve 2016 yılında 14.823,00.-TL olmak üzere toplam
28.086,76 .-TL huzur hakkı ödemesi yapıldığının tespit edildiği ancak davalının bu tutarları almaya hakkı bulunmayıp bu nedenle de yapılmış bulunan tüm tahakkuklar yerinde olmayıp ödenmiş bulunan tutarların iadesine karar vermek gerektiği anlaşılmakla davanın bu tutar üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve 28.086,76.-TL’nin 25/10/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM:Ayrıntıs ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 28.086,76 TL’nin 25/10/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 1.918,61.-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 484,05.-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.434,56.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
3-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00.-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 4.213,01.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan kısım üzerinden taktir ve tayin olunan 257,47.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafa yapılan aşağıda dökümü yazılı toplam 1.357,45.-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı tarafa yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 sayılı HMK’nun 333. Maddesi uyarınca davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/11/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza

DAVACI TARAFÇA YAPILAN
YARGILAMA GİDELERİ DÖKÜMÜ

54,40.-TL BVH
484,05.- TL PH
750,00-TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
69,00.-TL TEB.VE POSTA GİD.
TOPLAM: 1.357,45.-TL