Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/266 E. 2022/755 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/266
KARAR NO : 2022/755

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [1 UETS

DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – [ UETS
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 21/03/2012
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2022
Öncesinde Bursa 7. İş Mahkemesinin 17/12/2019 tarihli 2019/783 esas 2019/788 sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dilekçesi ile,
davacının, davalı işyerinde 17.10.2005 ve 14.01.2012 tarihleri arasında çalıştığını, davacıya mobbing uygulanılarak çalışma koşullarının ortadan kaldırıldığını, davalı şirket yetkilisi …’ın, davacıya ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı hareket ederek hakaret mailleri attığını, davacı üzerinde manevi cebir uyguladığını, sonuç olarak davacının manen yıprandığını ve davalı işyerinde çalışamayacak duruma geldiğini, davalı şirket yetkililerinin davacının çalışmaları esnasında yürüttükleri hüsümetin halen devam ettiğini, davacıya yönelik ağır itham ve hakaretler nedeni ile davalı ortaklarının savcılığa şikayet edildiğini, bunun yanında işverenin davacının çıkışını verdiğini ve savcılığa şikayet ettiğini, iş akdinin işverenin başkı ve tahakkümü ile sonlandırıldığını, iş akdinin davacı tarafından sonlandırıldığının kabulü halinde ise mobbing ve bıktırıcı eylemlerle davacıyı bu duruma zorladıklarından dolayı sözleşmenin işçi açısından haklı nedenle feshedildiğinin kabulü gerekeceğini, davacının çalıştığı süre boyunca her hafta beş gün 08:30-19:30 saatleri arasında çalıştığını, cumartesileri 08:30-15:00 saatleri arasında çalıştığını, şirket işlerinin özel durumu nedeniyle çalışmaların ayda 3 gün 22:00-22:30 a kadar sürdüğünü, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, son aylık ücretinin net 4.500,00 TL olduğunu, 220,00 TL yemek ve 150,00 TL yol sosyal haklarından faydalarıdığını, şahsi alacaklarına ilişkin ayrıca dava yoluna gidileceği belirtilerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, genel tatil ve Iizin tatili ücreti ile ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;; tanık olarak gösterilen kişilerin tamamının bir dönem davalı-k.davacı firmada çalıştığını, davacı-k.davalınım telkin ve yönlendirmeleriyle aynı avukata vekalet verdikleri ve iş güvencesi sağlanarak işteri çıkışlarının sağladığım işten ayrıldıktan sonra da davacı-k.davalırırı çalışmakta olduğu yeni Vodafone kurumsal işbaşı yaptırılan kişiler olduklarını, davacı-k.davalının çalıştığı süre boyunca hiçbir şekilde şirket yetkililerinin bilgisine başvurmadan tamamen şahsi kararları ile şirketi zarara sokucu işlemler yaptığını, şirketin yeni ortaklarından … tarafından imza yetkileri devralındıktan sonra şirketin kasasından davacı-k.davalı tarafından yapılan harcamaların mesnedi sorulduğunda davacı-k.davalının bilgi vermekten kaçındığını ve bu soruları mobbing olarak algıladığını dava dilekçesinde belirttiğini, iddia edildiği gibi bir baskı yapılmadığını, davacı-k.davalının sistemli bir şekilde iş yeri çıkışını planladığını ve şirketin içini boşalttığını, bu nedenle tazminat talebinde bulunmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini ve 10.000,00 TL munzamı zarar ile 190.000,00 TL maddi tazminatın davacı-k.davalıdan tahsilini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, davalının davacı şirkette müdürlük görevi yaptığı dönemdeki işlemlerinden dolayı şirketi zarara soktuğu iddiası ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL munzam zarar ile 190.000,00-TL maddi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.
Bursa 7. İş Mahkemesinin 17/12/2019 tarihli 2019/783 esas 2019/788 sayılı kararı eldeki davada uyuşmazlığın davalının müdürlük görevi yaptığı dönemlerdeki işlemlerinden dolayı şirketi zarara soktuğu iddia edilerek 10.000,00,-TL munzam zarar ile 190.000,00.-TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile ilgili olduğu, iş mahkemesinin iş hukuku uyuşmazlıklarından kaynaklanan alacak, tazminat, tespit vb.iş davalarına bakmakla görevli hukuk mahkemesi olduğu, dolayısıyla davacı tarafından ileri sürülen ve bu davaya konu edilen maddi zarar ile munzam zarar talebinin İş Mahkemesinin görev alanı dışında kaldığı, dava konusu talep hakkında görevli ve yetkili Mahkemenin Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi olması sebebiyle görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2012/3678 Esas sayılı icra dosyasının uyap sistemi üzerinden celbine, … Altıparmak şubesine, Garanti Bankası Fomara şubesine ve … Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak, davacı şirketin 2006 yılından 2013 yılına kadar banka hesap dökümlerinin celbine, …Hastanesi Başhekimliğine müzekkere yazılarak, davalı adına açılmış hasta kayıtlarını, var ise ödemelerinin kime fatura edildiğine dair bilgi ve belgelerin celbine, Bursa Cumhuriyet Başsavcığılı’nın, 2012/soruşturma sayılı dosyasının uyaptan celbine, … Bursa şubesine müzekkere yazılarak, davalının hesap dökümlerinin celbine karar verildiği, Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2012/3678 Esas sayılı icra dosyasının uyap sistemi üzerinden gönderildiği, … Altıparmak şubesine,… Bankası Fomara şubesine, … Bursa şubesine ve … Genel Müdürlüğü’ne yazılan müzekkerelere cevap verildiği,…Hastanesi Başhekimliğine yazılan müzekkereye cevap verildiği, Bursa Cumhuriyet Başsavcığılı’nın, 2012/13654 soruşturma sayılı dosyasının Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/460 Esas sayılı dosyasına kaydedildiği, dosyanın uyap sistem üzerinden gönderildiği ve akabinde de davanın konusu itibariyle dosyanın heyete tevdiine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz heyetince Bursa Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacı şirkete ait kayıtların kuruluşundan itibaren celbine, davacı vekiline davalının müdürlük yaptığı döneme ilişkin genel kurul toplantı ve müzakere defteri ile yönetim kurulu karar defteri pay defterini ibraz etmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, Bursa 7. İş Mahkemesinin 2012/637 Esas sayılı dosyasının kesinleşip kesinleşmediğinin sorulmasına karar verilmiş, Ticaret Sicil kayıtlarının dosyamız içerisine geldiği, Bursa 7.İş Mahkemesinin 2012/637 Esas sayılı dosyasına yazılan yazıya cevap verildiği, davacı şirket vekilinin davacı şirkete ait bir kısım ticari defterleri daha önce 29/12/2020 tarihli dilekçesi ekinde mahkememiz kalemine sunduğu, mahkeme yazı işleri kasasına alındığı görüldüğünden dosyanın SMMM bilirkişiye tevdii ile şirket kayıtları üzerinde ve gerekir ise dosya içerisine celbedilen banka kayıtları ile ilgili yazı cevaplarının detayları konusunda olmak üzere şirkete ait hesaplar ile ilgili banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılarak (Mahkememize ibraz edilen şirkete ait bir kısım ticari defterlerin de tutanak ile bilirkişi teslim edilmek sureti ile) davalının müdürlük yaptığı dönemde sorumluluğunu gerektiren eylem ve işlemleri var ise neden ibaret olduğu, tutarının ve tarihlerinin kayıtlara dayalı olarak incelenmek sureti ile dosya içerisine raporlandırılmasının istenmesine karar verilmiş, bilirkişinin 09/08/2021 tarihli raporunda;
Bursa Cumhuriyet Savcılığı 2012/13654 esas sayılı soruşturma dosyası incelendiğinde;
Bursa 10.Asliye Ceza Mahkemesinden, Bursa Cumhuriyet Savcılığı soruşturma sayılı
dosyasının Mahkemenin 2012/460 esasına kayıt edildiği, ilgili dosyada; davacının … İletişim Telekom Elekt.San. ve Tic. Ltd.Şti., davalının … olduğu, dava konusunun, Hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanmak
olduğu, Bursa 10.Asliye Ceza Mahkemesince 27/11/2013 tarihli gerekçeli kararında;
“Gerekçeli kararda açıklandığı üzere; Sanık …’e yüklenen hizmet nedeni
ile güveni kötüye kullanma suçunu işlediği sabit olmadığından CMK’nın 223/2.e maddesi
gereğince BERAATİNE,” karar verdiği, kararın 16/02/2017 tarihinde kesinleştiği,
yine aynı dosyada iddiaların bilirkişi marifetiyle incelendiği, incelenen iddia konusu sanığa
yüklenen suç unsurları ile Mahkemeniz dosyasındaki iddiaların bazılarının örtüştüğü, bu sebeple örtüşen maddelerin YMM Zeki Teker’in incelemeleri baz
alınarak davalı …’in 13.05.2009-16.01.2012 tarihleri arasında şirket ortağı ve
şirketi temsile yetkili şirket müdürü olduğu, bu süreler içerisinde ortaklık payının; %95’ine
…’ın ve %5’ine …’in sahip olduğu, şirkette büyük hisse
sahibi olan …’ın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olduğu,
davacı vekilinin 11.12.2019 tarihinde dosyaya sunmuş olduğu beyan dilekçesi
5.maddesinde;”izah edilen nedenlerle, müvekkil şirket defter ve kayıtları ile davalının banka
kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile davalı tarafın, müvekkil şirketi zarara
uğratan ve müvekkilin ticari itibarını zedeleyen faaliyetleri tespit edilecektir.” ifadelerindeki
hususlar incelendiğinde netice olarak; davalı …’in
banka hesapları, şirket banka hesapları ve şirket ticari defter kayıtlarına göre, bahse
faturalar ve ödemelerin şirket kayıtlarına işlendiği, davalı …
…n şirket hesaplarında tutulan cari muavinine göre; davalıya ait kredi kartı
ödemelerinin şirket hesabından yapılarak karşılığında davalının borçlandırıldığı, davaya konu
telefon, giyim, otel faturaları gibi giderler karşısında da davalının alacaklandırıldığı, …’e bankadan yapılan ödeme kayıtlarında, …’in şirkete
borçlandırıldığı kaydının yapıldığı, … tarafından şirketin banka hesabına
yatırılan para kayıtlarında da, …’in şirketten alacaklandırıldığı kaydının
yapıldığı, yani bahse konu tüm işlemlerde davalının ticari defterlerde borçlandırıldığı ya da
alacaklandırıldığı anlaşılmış, bu faturaların şirkete ait harcamalar mı yoksa davalının şahsi harcamaları mı olduğu
hususunda takdirin mahkemeye ait olacağı, davacı şirketin incelenen 2011 yılı defter kayıtlarına göre davalı …’in tüm kayıtlarla 31.12.2011 tarihi itibariyle davacıya 165.591,21 TL borçlu
göründüğü, 2012 yılı defterleri İstanbul Mahkemelerinde incelemede olduğunun beyanı ile
incelenemediği, 02/01/2012 tarihi itibariyle şirketin sunduğu cari muavine göre davalının
169.731,21 TL borçlu göründüğü, 2012 yılında görülen borç bakiyesi ile ilgili takdirin mahkemeye ait olacağı,
bilirkişi YMM …’in 10. Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği 24.10.2013 tarihli
raporunda, “şirket büyük ortağı …’ın SM Mali Müşavir olması nedeniyle,
mesleği gereği, hem kendi şirketinin ticari defterlerini tutmasından dolayı ve hem de şirketin
kayıtlarını en küçük detayına kadar inceleme ve olabilecek olumsuzluk ve yolsuzlukları tespit
etmek imkanı ve bilgisine sahip olduğu, şirkette yedi yıl çalışmış ve şirket müdürü görevinde
bulunan bir kişinin yapmış olduğu olumsuzlukların ve yolsuzlukların, mesleği gereği şirket
sahibi … tarafından tespit edilememesinin mümkün olmadığı”
değerlendirmesine aynı şekilde katılarak, davacının, davalının hizmet akdini ve iş kanununun iyi niyete ilişkin hükümlerini, TTK’nın
şirket müdürlerine yüklediği hukuki sorumlulukları hiçe saymak suretiyle davacı şirket
yetkililerinin bilgisi dışında işlemler yaparak davacı şirketi zarara uğrattığı iddiası hususunda takdirin mahkemeye ait olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1119 esas sayılı dosyasında bulunan 2012 yılına ait ticari kayıtlar celp edildikten sonra dosyanın yeniden aynı bilirkişiye tevdii ile taraf vekillerinin itirazları, toplanan tüm deliller ve davacı şirkete ait 2012 yılı ticari defterleri kapsamında incelemenin tamamlanarak davalı tarafça yönetimde olduğu dönemde yapmış olduğu şahsi otel, hastane, kredi kartı ödemelerinin şirket hesabına yansıtıldığı iddialarının detaylı şekilde incelenerek ayrıca 2009 yılı öncesinde de aynı tür harcamaların diğer ortak tarafında yapılıp yapılmadığı, şirket tarafından karşılanıp karşılanmadığı hususlarında da ek rapor tanzim edilmesinin istenmesine karar verilmiş, bilirkişi ek raporunda; davacının itirazları doğrultusunda, 2012 yılına ticari defterleri incelendiğinde; 27.01.2012-
31.01.2012 tarih aralığı ticari defter ve aylık mizanlarda yapılan incelemede 27.01.2012 tarihinde
24.000,00 TL bedelin çekildiğine dair bir kayda rastlanmadığı, aynı zamanda şirketin …
BANKASI ekstresi de incelenmiş böyle bir para çekimine rastlanmadığı, kaldı ki; davalı …
…’in 16.01.2012 tarihinde şirket müdürlüğünün sona erdiğinin bilinmesi ile 27.01.2012
tarihinde kendi adına işlem yaptırmasının mümkün olamayacağının açık olduğu, kök raporda; davalının … hesabı incelendiğinde;
mahkemenin talebi üzerine 20.04.2020 tarih YSB 4149 sayılı … A.Ş. cevap
yazısında; “ ..araştırılmasını talep ettiğiniz şahsın nezdimizde herhangi bir hesap kaydı
bulunmamaktadır. Sadece, Bankamız bireysel bankacılık işkolunun 01.07.2013 tarihinde Denizbank
A.Ş.’ye devrinden önce araştırılan bu isimler Bankamızın kredi kartı müşterisi olmuşlardır. Talep
edilmesi halimde bu kredi kartlarıyla ilgili olarak gerekli araştırmalar yapılıp makamınıza derhal
bilgi verilecektir” diye bildirdikleri görüldüğü, bahse konu kredi kartı ödemelerine ilişkin şirket kayıtlarında; 6.madde de değinildiği gibi
“02.05.2011 tarihinde Davacı şirket … Bankası hesabından 16.700,00 TL’nin Fatma Kaçar’a
talimata istinaden ödendiği, aynı tarihte aynı kişi tarafından … … Visa-TL
kart hesabına 16.700,00 TL olarak yatırıldığı, 02.05.2011 tarih 1965 yevmiye no ile şirketin ticari
defterlerinde 336.90.02- …’in borçlandırıldığının görüldüğü, yani şirketin
hesaplarından alınıp …’in hesabına yatırılan para kadar … şirkete
borçlandırıldığı, bu bağlamda tekrar …bank hesaplarına ihtiyaç olup olmadığının takdirinin mahkemeye ait denilerek beyan edildiği, …bank hesap ekstresi talep edilmiş ve incelendiğinde; …’e ait kredi kartının
16.01.2012-16.07.2013 arasındaki ekstre sunulmuş olup, gelen ektre ilgili işlemin yapıldığı tarihi
içermediğinden, söz konusu 16.700,00 TL’lik ödemenin tespitinin yapılamadığı, 2009 yılı öncesinde de aynı tür harcamaların diğer ortak tarafında yapılıp yapılmadığı,
şirket tarafından karşılanıp karşılanmadığı hususlarında da ek rapor tanzim edilmesi
istendiği, söz konusu talebe ilişkin inceleme amacıyla davacıdan 2008, 2007, 2006 yıllarına ilişkin ticari
defterler talep edilmiş, davacı tarafından “10 yıllık inceleme süresi dolduğu için fiziki olarak imha

etmiştik. Fakat kayıt olarak dijital ortamda bulunmaktadır.” diye beyan edildiği, ancak e-mail ile
gönderilen dijital dökümler üzerinde sağlıklı bir tespit yapılamadığı, davacının itirazları doğrultusunda, 2012 yılına ticari defterleri incelendiğinde;
27.01.2012-31.01.2012 tarih aralığı ticari defter ve aylık mizanlarda yapılan incelemede
27.01.2012 tarihinde 24.000,00 TL bedelin çekildiğine dair bir kayda rastlanmadığı, aynı
zamanda şirketin … BANKASI Ekstresi de incelenmiş böyle bir para çekimine
rastlanmadığı, kaldı ki; Davalı …’in 16.01.2012 tarihinde şirket
müdürlüğünün sona erdiğinin bilinmesi ile 27.01.2012 tarihinde kendi adına işlem
yaptırmasının mümkün olamayacağı açık olduğu, …bank hesap ekstresi talep edilmiş ve incelendiğinde; …’e ait kredi
kartının 16.01.2012-16.07.2013 arasındaki ekstre sunulmuş olup, gelen ektre ilgili işlemin
yapıldığı tarihi içermediğinden, söz konusu 16.700,00 TL’lik ödemenin tespiti
yapılamadığı, 2009 yılı öncesinde de aynı tür harcamaların diğer ortak tarafında yapılıp yapılmadığı, şirket
tarafından karşılanıp karşılanmadığı hususlarında da ek rapor tanzim edilmesi istendiği, söz konusu konusu talebe ilişkin inceleme amacıyla davacıdan 2008, 2007, 2006 yıllarına ilişkin ticari
defterlerin talep edildiği, davacı tarafından “10 yıllık inceleme süresi dolduğu için fiziki olarak
imha etmiştik. Fakat kayıt olarak dijital ortamda bulunmaktadır.” diye beyan edildiği, ancak
e-mail ile gönderilen dijital dökümler üzerinde sağlıklı bir tespit yapılamadığı, 24.03.2011 tarihinde 42.500,00 TL talimatla çektiği, 24.03.2011 tarih 1271 yevmiye no ile
şirketin ticari defterlerinde 135 20 F002 hesap kodu ile…hesabına senetsiz
alacaklar olarak kaydedildiği, yani …’ın bu para ile şirkete borçlandırıldığı,
görülmüş olup, aynı zamanda Bursa 5. İş Mahkemesinin 2012/343 Esas sayılı dosyasında söz
konusu 42.500,00 TL’nin dava yolu ile …dan talep edildiği, mahkemenin
2013/348 gerekçeli kararında, Davacı ……’ın borçlu olmadığının tespit edildiği,
sonrası işbu davaya konu edildiğinin görüldüğü, davacının, davalı tarafından alındığı iddia
edilen 42.500,00 TL’nin davalı … ile ilgisi olmadığı, anlaşılmış, davalı itirazları ve beyanları kül halinde değerlendirildiğinde; davacı şirketin muhasebe
kaydına ilişkin banka ekstresinde “ KK Ödeme …” diye yazılı olan ödemelerin görüldüğü,
kredi kartının şirkete mi ortağamı ait olduğunun açık olmadığı, ancak muhasebe kaydında
davalıya borç yazıldığı, davalının borcu olduğuna dair oluşturulan muhasebe kayıtlarında
özellikle davalıya kasadan nakit ödeme kayıtlarında mahsup fişleri ekine davalının imzasını
taşıyan Kasa Tediye Makbuzlarını sunamadığı, muhasebe kayıtlarının tekdüzen muhasebe
ilke ve kurallarına uygun olmadığını tespit edildiği, bu haliyle davacının davalıdan alacağı
olup olmadığı varsa miktarının ispatlanamadığı, keza kök raporda da değinildiği gibi;
şirket büyük ortağı …’ın SM Mali Müşavir olması nedeniyle, mesleği
gereği, hem kendi şirketinin ticari defterlerini tutmasından dolayı ve hem de şirketin
kayıtlarını en küçük detayına kadar inceleme ve olabilecek olumsuzluk ve yolsuzlukları tespit
etmek imkanı ve bilgisine sahip olduğu, şirkette yedi yıl çalışmış ve şirket müdürü görevinde
bulunan bir kişinin yapmış olduğu olumsuzlukların ve yolsuzlukların, mesleği gereği şirket
sahibi … tarafından tespit edilememesinin mümkün olmadığı, davacının, davalının hizmet akdini ve iş kanununun iyi niyete ilişkin hükümlerini, TTK’nın
şirket müdürlerine yüklediği hukuki sorumlulukları hiçe saymak suretiyle davacı şirket
yetkililerinin bilgisi dışında işlemler yaparak davacı şirketi zarara uğrattığı iddiası hususunda takdirin mahkemeye ait olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede; davalı …’in işine son verilmeden önce de 2010 ve 2011 yılı muavin defterlerine göre alacak-borç ilişkisinin olmadığı, ancak davalının işine son verildiği düşünüldüğünde ve muavin defterlerinin içeriği değiştirilerek davalı aleyhinde kayıtlar yapılarak gerçeği aykırı bir şekilde davalı işten ayrıldıktan sonra tasdiklerinin yapıldığı anlaşılmış, şirketin büyük ortağı …’ın serbest muhasebeci mali müşavir olması nedeniyle, mesleği gereği, hem kendi şirketinin ticari defterlerini tutmasından dolayı ve hem de şirketin kayıtlarını en küçük detayına kadar inceleme ve olabilecek olumsuzluk ve yolsuzlukları tespit etme imkanı ve bilgisine sahip olduğu, şirkette yedi yıl çalıştığı ve şirket müdürü görevinde bulunan bir kişinin yapmış olduğu olumsuzlukların ve yolsuzlukların, mesleği gereği şirket sahibi … tarafından tespit edilememesinin mümkün olmadığı, Bursa 10. asliye ceza mahkemesi’nin dosyasında dinlenen tanık beyanlarında da müşterilere ödeme yapılacağı zaman önce …’e gidildiği, …dan sonra … beye gidildiği, her ikisinin onayından sonra ya …nun kredi kartından ya da …’ın kredi kartından yada şirket kredi kartından ödeme yapıldığı, şirkette gerçek patronun… olduğu, ayrıca kendisinin yeminli mali müşavir olduğu, ebrunun özel harcamalarına tanık olmadıkları, ancak …’nun kartlarının ödemelerde kullanıldığı, ödemelerde düzenlenen makbuzları …Bey’in paraflamadığı, sadece sözlü onay verdiği, bazılarını Yiğiter Kurban’ın onayladığı, ödemelerin farklı bir firmadan geldiği, Vodafone’nin genel merkezinden sertifikasyon adı altında geldiği ve o ödemelerin kendilerine geç yapıldığını beyan ettikleri anlaşılmış, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda davacı … şti’nin büyük ortağı ( (%95 sahibi) olan ve muhasebesini takip etmesi nedeniyle kayıtların en küçük detayına kadar inceleme ve olabilecek olumsuzluk ve yolsuzlukları tespit etme imkanı ve bilgisine sahip olduğu, şirkette 7 yıl çalışmış ve şirket müdürü görevinde bulunan bir kişinin yapmış olduğu olumsuzlukları tespit edilmemesinin mümkün olmadığı şeklinde beyanının bulunduğu anlaşıldığından ceza dosyasında rapora ve tanık beyanlarına istinadan hakkında beraat kararı verildiği, davacının dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu iddialarındaki ticari defterlerin usulsüz olması ve haberdar olmamasının mümkün olmadığından, davacının iddialarının haksız olduğu ve yerinde olmadığı, muavin defterindeki kayıtların usulsüz olduğunun ortaya konulduğu anlaşıldığından hem ceza dosyasında alınan bilirkişi raporu hem de eldeki davada alınan bilirkişi kök ve ek raporları da nazara alınarak muhasebe kayıtlarının tekdüzen muhasebe ilke ve kurallarına uygun olmadığının tespit edildiği, bu haliyle davacının davalıdan alacağı olup olmadığı varsa miktarının ispatlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70.-TL maktu harcın davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Asgari Avukatluk Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 22.450,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça aşağıda dökümü yapılan 1.933,90.-TL yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/06/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza

DAVACI TARAFÇA YAPILAN
YARGILAMA GİDERLERİ DÖKÜMÜ.
933,90.-TL …. VE POSTA GİD.
1.000,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
TOPLAM : 1.933,90.-TL