Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/239 E. 2020/665 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/239 Esas – 2020/665
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/239
KARAR NO : 2020/665

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI : ….. TARIM VE HAYVANCILIK SAN TİC A Ş –
VEKİLİ : Av.
DAVALI : ….. FİDAN ÜRETİM VE PAZARLAMA SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 31/01/2020
KARAR TARİHİ : 25/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkil şirket tarafından 2013 yılından itibaren Bergama’da Çam tepe Köyü mevkiinde ve sonrasında Kaleardı mevkiinde meyve bahçesi olarak 1200 dönümlük alana yatırım çalışmalarına başlandığını, bu çalışmalara başlanması ile birlikte fidan yetiştiriciliği ve tarım yatırım danışmanlığı yapmakta olan davalı şirketten 1200 dönümlük bahçenin tesisi için etap etap danışmanlık hizmeti ve fidan alımı gerçekleştirildiğini, bu kapsamda davalıdan sertifikalı olarak erik, kiraz, kayısı, nektarin fidanları alındığını, halihazırda davalıdan alınan erik fidanlarından yaklaşık 14.216 adedi arazide dikili olup erik fidanlarının 2782 adet olarak faturalandırıldığını, bahse konu faturalar ile satın alınan erik fidanlarının aradan geçen süreye vc gereken tüm bakımlarının yapılmasına rağmen vermesi gereken verimi veremediğini, yapılan araştırmalar ve çalışmalar çerçevesinde konu ile ilgili olarak Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Faküllesi Bitki Koruma Bölüm Başkanlığından analiz yapılması istenildiğini, bahçelerin farklı yerlerinden sondajlama usulü alınan numuneler (örnekler) üzerinden yapılan laboratuvar analizi neticesinde erik ağaçlarının %26,37’sindc fitoplazma hastalığına rastlanıldığı yönünde 18.11.2019 tarih vc 66687 sayılı rapor verildiğini, söz konusu bilimsel raporda, hastalığın enfekteli fidanlarla bahçeye giriş yaptığı, fitoplazma hastalığı ile mücadele için herhangi bir ruhsatlı ilacın bulunmadığı, bu nedenle tüm erik parselinin derhal sökülerek bahçeden uzaklaştırılması ve bahçe dışında yakılması gerektiği seklinde görüş bildirildiğini, raporun kendilerine 22.11.2019 tarihinde tebliği üzerine aynı gün davalıya Ankara 69. Noterlİği’nin 22.11.2019 tarih ve 20162 yev.sayılı ayıp ihbarı keşide edilerek ayıp ihbarımız yapıldığını ve taleplerimiz bildirildiğini, iş bu ihtarnamenin davalıya 26.11.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak zararın karşılanmadığını belirterek fazlaya dair her urlu hakkımız saklı katmak kaydı ile davalıya ödenen satış bedeli olan 133.555,90 TL’nin ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Meyve Fidanı ile ilgili satışlardan doğan hukuki ihtilafların TTK. ve TBK.’nun ayıplı mal satışı ile ilgili bükümlerine göre değil, özel kanun niteliğinde olan 5553 sayılı tohumculuk yasası kapsamına göre çözümlenmesi gerekir. 5553 sayılı Tohumculuk Kamınu’nun “Tazminat” başlıklı 11/2. maddesine göre ‘dava, zarara uğrayanın zarara uğradığının tespit edilmesinden îtıraren altı ay içinde, her halde zararın meydana gelmesinden itibaren iki yıl içinde açılabilir maddesinin yer aldığını, davanın davalıdan yaklaşık 5 yıl önce satın alınan meyve fidanlarına ilişkin olduğunu, davacı tarafın, meyve fidanların fitoplazma etmeni ile bulaşık (gizli ayıplı) olarak kendilerine satıldığı iddiasında olduğunu, hatta daha da ileri giderek müvekkili şirketin fidanlardaki gizli ayıbı bilerek sattığını ileri sürdüğünü, dava konusu fidanların davacı şirkete fitoplazma etmeni ile birlikte satılmışsa bile uzun bir süre boyunca fidanların/ağaçların hastalıklı olduklarını tespit etmeyen, yada tespit etmiş olduğu halde gerekli tedbirleri almayan, ayıp ihbarında bulunmayan davalı şirketin dava açmak hakkının Tohumculuk Kanunu’nun 11/2.maddesinin açık hükmü karşında 6 ay ve iki yıllık zamanaşını ve hak düşürücü süre içerisinde sona ermiş ve dava süresinde açılmadığını, zamanaşımı ve hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın esasına dahi girilmeden reddine karar verilmesini gerektiğini savunmuştur.
Davacı vekilinin davadan feragat ettiğine dair 24/11/2020 tarihli beyan dilekçesini uyap sistemi üzerinden dosyamız içerisine göndermiş olduğu anlaşıldı.
Mahkememizin 25/11/2020 tarihli oturumunda hazır bulunan davalı vekilinin davacının feragat beyanına karşı bir diyecekleri olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin devam ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde, davadan feragat eden davacı vekili Av.Ahmet Kirkin’in vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu anlaşıldı.
6100 sayılı HMK’nın 307. ve devamı maddeleri uyarınca feragat; davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olup karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan, kayıtsız ve şartsız hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilen, kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğuran ve davaya son veren tek taraflı bir taraf işlemidir.
Bu nedenlerle; mahkememizce vaki feragat nedeni ile davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL harcın başlangıçta alınan 5.259,87.-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 5.205,47.-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 6/1 maddesine göre belirlenen 15.005,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
4-Davalı tarafça yapıldığı anlaşılan 43,85.-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 sayılı HMK’nın 333. Maddesi uyarınca taraflara İADESİNE,
Dair, davalı vekilinin yüzünde, davacı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2020

Başkan 37332
e-imza
Üye 150129
e-imza
Üye 153211
e-imza
Katip 104191
e-imza