Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/206 E. 2020/807 K. 31.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/206 Esas
KARAR NO : 2020/807

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/01/2020
KARAR TARİHİ : 31/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şti ve davalı …Su ve Meşrubat Sanayi Ticaret A.Ş arasında 15.03.2017 başlangıç tarihli Kestirimci Bakım Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre tarafların sözleşmeyi, 60 gün öncesinden yazılı olarak bildirmek koşuluyla tazminatsız olarak feshedebileceklerini, davalı şirket yetkilisinin 21.11.2018 tarihinde sözleşmeyi fesih iradesine ilişkin beyanlarını e-mail ile davacı şirkete ilettiğini, bunun üzerine davacı şirketin, davalı şirkete iş bu sözleşmenin 5. Maddesi gereği sözleşmeyi 60gün öncesinde feshedebileceklerini ve buna müteakip sözleşmenin 60 gün sonra geçersiz olacağını bildirdiğini, davacı şirket sözleşme uyarınca 2019 yılının Ocak ayına ait faturayı tanzim ederek davalı şirkete gönderdiğini ve buna karşın davalı şirket işbu faturanın otuz günlük hizmet bedeli kısmına karşılık gelen ücreti ödediğini, geri kalan otuz günlük kısmını ödemediğini, her nekadar tarafımızca 11.01.2019 tarih ve …. seri numaralı faturanın sözleşme gereğince ödenmesi gerektiği bildirilmişse de davalı şirket sözleşmeye aykırı davranarak ödeme yapmadığını, bu nedenle dava konusu taraflar arasında yapılan sözleşme uyarınca düzenlenen faturadan doğan 2.655,00-TL alacağın vade tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı yandan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafından ileri sürülen iddiaları kabul etmediğini, dosya kapsamında sabit olduğu üzere davacı tarafça usulüne uygun olarak arabuluculuğa başvurulmadığını, davet mektubu davalı şirkete tebliğ edilmediğini ve arabuluculuk süreci usul ve yasaya göre tamamlanmadığını, bu nedenle davacı tarafından dosyaya sunulan arabuluculuk tutanağının hükme esas alınmaması gerektiğini, müvekkil şirketin, davacı ile arasında imzalamış olduğu … Spektrum Kestirimci Bakım Sözleşmesi’ni usulüne uygun olarak feshettiğini ve fesih tarihi itibari ile müvekkil şirketin, davacı şirketten hiçbir şekilde hizmet almadığını, davacı şirket dava dilekçesinde, müvekkil şirket ile aralarında imzalamış oldukları … Spektrum Kestirimci Bakım Sözleşmesi’nin feshedildiğini kabul ettiğini, Sözleşme hükümlerince ölçümler 2 aylık periyotlarla müvekkil şirket personeli refakatinde yapılacak olup ölçüme müteakip 5 gün içinde alarm seviyesinin müvekkil şirkete raporlanması gerektiğini, söz konusu fesih bildiriminden sonra davacı tarafından herhangi bir hizmet verilmediği gibi kötü niyetli olarak bu döneme istinaden hizmet faturası kesilmediğini, davacı tarafından müvekkil şirkete gönderilen servis formu en son 2018 yılı Eylül ve Ekim aylarına istinaden olduğunu, ve işbu davaya konu fatura karşısında herhangi bir hizmet alınmamış olduğunu ve bu nedenle haksız olarak açılmış olan davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, konusu alacağın taraflar arasındaki ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağı olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında imzalanan, 15.03.2017 başlangıç tarihli ve 12 ay süreli … Spektrum Kestirici Bakım Sözleşmesi bulunmaktadır. Sözleşmeye göre ilk seneden sonra otomatik yenilenen sözleşmeyi tarafların 60 gün önceden yazılı bildirmek koşuluyla tazminatsız feshedebileceği, ölçümlerin 2 aylık periyotlarla müşteri personeli refakatinde yapılacağı, fiyatlara KDV’nin dahil olmadığı, ödemelerin vadeleri 30 gün olup banka hesabına havale edileceği yazılıdır.
Davacı taraf davalının 21.11.2018 tarihinde sözleşmeyi fesih iradesine ilişkin beyanları e-mail ile müvekkiline ilettiğini, ancak davalı şirkete iş bu sözleşmenin 5. Maddesi gereği sözleşmeyi 60 gün öncesinde feshedebileceklerini ve buna müteakip sözleşmenin 60 gün sonra geçersiz olacağını bildirdiğini, davacı şirket sözleşme uyarınca 2019 yılının Ocak ayına ait faturayı tanzim ederek davalı şirkete gönderdiğini ve buna karşın davalı şirket işbu faturanın otuz günlük hizmet bedeli kısmına karşılık gelen ücreti ödediğini, geri kalan otuz günlük kısmını ödemediğini belirterek sözleşme uyarınca düzenlenen faturadan doğan 2.655,00-TL alacağın tahsilini talep etmiştir.
Davalı taraf söz konusu fesih bildiriminden sonra davacı tarafından herhangi bir hizmet verilmediği gibi bu döneme istinaden hizmet faturası kesilmediğini, davacı tarafından müvekkil şirkete gönderilen servis formu en son 2018 yılı Eylül ve Ekim aylarına istinaden olduğunu ve işbu davaya konu fatura karşısında herhangi bir hizmet alınmamış olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Faturaya konu hizmetin yerine getirildiğine dair yazılı bir belge de yoktur. Kural olarak alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerindedir.
Yazılı bir belge bulunmaması sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmelidir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi haline ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır.
Dava dosyası, ibraz edilen deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, tarafların inceleme gününde ticari defter ve dayanağı kayıtları ibraz ettiği görülmüştür.
Yapılan yargılama ve alınan 04/11/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; tarafların ticari defterlerinin sahibi lehline delil teşkil edebileceği, davacı taraf ticari defterlerine göre, davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen ve dava konusu olan 11.01.2019 tarih, 5.310,00 TL toplam bedelli, makina bakımı açıklamalı faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafın iddiası gereği davalı tarafından fatura ile ilgili herhangi bir kısmi tahsilatın kayıtlı olmadığı, davacı şirket kayıtlarında fatura tutarı kadar davalı şirketten alacaklı gözüktüğü,her ne kadar davacı taraf, taraflar arasındaki sözleşmenin 5 maddesi gereğince davalının 21.11.2018 tarihli fesih bildirimine müteakip sözleşmenin 60 gün sonra geçersiz olacağını belirterek Ocak 2019 yılına ait fatura tanzim etmiş ise de, davalı taraf ticari defter ve kayıtlarına göre, makina bakımına ilişkin davaya konu faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu gözükmediği, ayrıca davacı şirket tarafından davalı şirkete en son 02.10.2018 tarihinde Eylül 2018 ayı hizmeti verildiği, bu tarihten sonra davacı şirket tarafından davalı şirkete herhangi bir hizmet verilmediği, davacı tarafından, davaya konu fatura içeriği hizmetin yerine getirildiği ispat edilemediği anlaşılmakla mahkememizce davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 2.655,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/12/2020

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı