Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/161 E. 2023/683 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR

ESAS NO :2020/161 Esas
KARAR NO :2023/683
HAKİM :… …
KATİP :… …
DAVACI/BİRLEŞEN DOSYA DAVALISI
:… ELEKTRİK ELEKTRONİK PAZARLAMA ANONİM ŞİRKETİ –
… 100.Yıl Mahallesi Gölgeli Sk. Gölgeli Apt. Apt. No: 27/22 Çankaya/Ankara Çankaya/ ANKARA
VEKİLİ :Av. … – [16534-35957-..] UETS
DAVALI /BİRLEŞEN DOSYA DAVACISI
:… – … …
VEKİLİ :Av. … – [16835-38283-..] UETS
DAVA :Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2020
KARAR TARİHİ :11/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :11/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı birleşen dosya davalısı vekilinin 21/01/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında 27.07.2018 tarihinde
“Kontrat” olarak anılan bölge bayii sözleşmesi imzalanmış olduğunu ve davalı tarafından davacıya Ankara
ili ve çevresi için bölge bayiliği verildiğini,
Müvekkilin bölge bayisi olduğu ve bölgesinde ürünlerin satış ve pazarlamasına yönelik münhasır yetkili
olduğu kabul edildiğini, müvekkilin yapılan satışlardan kar elde edeceğini, Ürünleri iskontolu alma hakkının
bulunduğunun kabul edilmiş olduğunu, Ancak tüm bu hükümlere ve davalı şirket tarafından müvekkilin
münhasır yetkili olduğu bölgede satış yapılmasına rağmen müvekkilinin karı korunmamış olduğunu ve
alacaklarının kendisine ödenmediğini,
-Bunun üzerine müvekkilin alacaklarının ödenmesi ve zararın karşılanması amacıyla yapılan şifahi taleplerden sonuç alınamamış ve davalıya zararın tazmini için Ankara 24. Noterliğinin 02.07.2019 tarih ve 24874 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkil şirketle mutabakat sağlanması için iletişim kurulması ve neticesinde alacaklarının ödenmesini ihtar edilmiş olduğunu, -Davalı taraf ihtarnamenin kendisine tebliğ edilmesi üzerine müvekkile ” Bölge Bayii Sözleşmesinin Tek Taraflı Fesih Bildirimi” başlıklı ve tarihsiz bir yazı göndererek müvekkil şirketin satış yapamadığı, sözleşmenin 8.1.,8.3 ve 8.4 maddelerini çiğnediğini ve ” Bölge Bayiinin haksız talepleri ve insani ilişkilerin daha fazla yara almaması” gerekçesi ile sözleşmenin 10.3 maddesine dayanarak müvekkilin hiçbir isim ve gerekçe ile herhangi bir tazminat talep etme hakkı olmadığı iddiasıyla sözleşmeyi tek taraflı olarak 09.07.2019 tarihinde feshettiğini bildirmiş olduğunu, davalı yan hukuki olmayan ve ispattan yoksun gerekçelerle sözleşmeyi feshederek müvekkilin alacaklarını ödemekten kaçınmaya çalışmakta ise de alacaklarının ödenmemesinin ve sözleşmesinin feshedilmesinin sözleşmesel ve yasal hiçbir dayanağı bulunmadığını, davalı yanın fesih bildirimine karşılık taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca müvekkilin alacaklarını ödememek için haklı bir nedeni bulunmadığı Ankara 30. Noterliğinin 29.07.2019 tarih ve 7663 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirilmiş ve sözleşmenin haksız feshinden doğan zararı talep etme hakkı saklı tutularak, sözleşmenin yürürlüğü girdiği tarihten bu yana müvekkilin Bölge Bayii olarak çalıştığı Ankara ili ve çevresi bölgesinde yapılan tüm satışlar için ilgili sözleşme maddeleri gereğince satışlar üzerinden karının ve diğer alacaklarımızın vade tarihlerinden itibaren hesaplanacak reeskont faizi ile birlikte ödenmesi talep edildiğini, tüm bu nedenlerle; 27.07.2018 tarihli bölge bayilik sözleşmesinin davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı feshedildiğinin tespitine, sözleşme süresince ödenmeyen alacakları ve karşılanmayan zararları için şimdilik 2000 TL ile, yoksun kalınan kar nedeniyle uğranılan müspet zararlar için şimdilik 1000 TL ile olmak üzere
fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik toplam 3000 TL nin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Elektrik Paz. A.Ş. vekilinin 05.03.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “müvekkili firma elektrik endüstrisinde devrim yapmış bir buluşa imza atan ve bu ürünlerin imal ve ticareti ile iştigal eden bir firma olup, üretimini yaptığı mamulleri vasfı itibariyle aslında herhangi bir ticari ortaklığa ihtiyacı bulunmayan bir firma olduğunu, davacı firma daha önceden davacı firma ortakları ile müvekkil firma ortaklarında Evren Yurttaş arasındaki süregelen hukuka istinaden kurulmuş olup, unvanındaki E harfi dahi müvekkil firma ortaklarından …..’ ın isminden hareketle davacı firma unvanını oluşturmuş olduğunu, Davacı firma kurucu ortaklarından …… ….. ile babası …’ in müvekkil firma ortaklarından …. …….’ a gelerek, insani ikili ilişkiler ve davacı firma diğer ortaklarından …… ….. ile babası…’ın TOKİ ile ticari ilişkilerinin yoğun olduğunun belirtilmesi ve kuruma yönelik yapılacak satışlara özgülenerek taraflar arasında yapılacak bir bayilik sözleşmesi ile kuruma etkili satış yapılabileceği düşüncesi çerçevesinde davacı firma ile müvekkil firma arasında davaya konu edilen bayilik sözleşmesinin akdedilmiş olduğunu, ancak sözleşmenin akdedilmesinden sonraki süreçte, davacı firmadan bu konuda herhangi bir taahhüt de alınmamış olmasına rağmen, davacı firmanın tam bir başarısızlığı ile devam etmiş olduğunu, davalı firma davacı firmanın kendi satışları dışında, taraflar arasındaki sözleşmenin akdinin sebebi ve amacını oluşturan, Toki’ ye davacı firma kanalı ile müvekkil firmaca bilinen herhangi bir yapmadığını, yapmışsa dahi
bu satışları davacı firmanın kendisinin gerçekleştirmiş olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 3.2.maddesinde sözleşme konusu ürünlerin satış pazarlama her türlü yetkisinin bölge dahilinde davalı bölge firmada olduğu belirtilerek, genel bir münhasır yetkilendirmede bulunmadığını da düzenlenmiş olup, devamında 3.4. maddesinde; sözleşme imza tarihinden tüm projeler
kapsamında TOKİ’ ye ya da proje yüklenicilerine yapılacak satışların davalı firma tarafından gerçekleştirileceği, müvekkil firmanın TOKİ’ ye ya da proje yüklenicilerine yaptığı direkt satışlardan ya da başka bir bayi tarafından gerçekleştirilen satışlardan davacı firmaya yapılan satış üzerinden %20 komisyon ödeneceği, anılan hususta münhasır yetkinin davacı firmaya ait olduğunun taraflarca kabul edildiğini belirterek taraflar arasındaki sözleşmenin çerçevesinin düzenlendiğini, sözleşmenin devamındaki 3.5 ve 3.6
maddelerinde de, davacı firmanın müvekkil firmaca imal olunan ürünlerin pazarlamasına sınırlı olarak yetkilendirildiğini,
ancak sözleşmenin yürürlükte olduğu müddette, müvekkil firma davacı firmanın kendi satışları dışında, Toki’ ye davacı firma kanalı ile hiçbir satış yapamadığını, öte yandan yine taraflar arasındaki sözleşmenin 3.1 maddesinde, bölge bayii olarak adlandırılan davacı firmanın, müvekkil firmadan aldığı ürünleri satışında görevlendirmek üzere en az bir satış personeli istihdam edeceği de düzenlendiğini, Ancak davacı firma sözleşmenin akdinden sonra bu madde gereğince istihdam ettiği bu personeli daha 25/02/2019 tarihinde işten çıkardığını, bu husus davacı firmanın sözleşme ile yükümlendiği müvekkil firmaya olan edim borcunu
yerine getirmekte gönülsüz olduğunu gösterdiğini, Ayrıca, davacı firma taraflar arasındaki sözleşmenin 8.1, 8.2 ve 8.3 maddeleri gereğince de aykırı davranışta bulunduğunu, 18/06/2018 ile 8/11/2018 tarihleri arasında davacı firma müvekkil firmadan toplam
43.866,50 TL tutarında alışveriş yapmasına rağmen, iade ve davacı firmanın çalışma yaptığı firmaya sehven yapılan satış bedelinin mahsubu ile beraber bu miktarın sadece 21.981 TL tutarındaki kısmını ödemiş ve kalan 21.885,50 TL tutarındaki cari borcunu ödemediğini, belirtilen sebeplere istinaden, müvekkil firma sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmeyen
davacı firma ile arasındaki sözleşmeyi, davacı firma tarafından keşide edilen haksız ihtarnameye cevaben keşide ettiği cevabi ihtarname ile, taraflar arasındaki sözleşmenin 9.2, 9.3, 10.1, 10.2 ve 10.3 maddelerindeki hükümler dairesinde yasal haklarının saklı tutulduğu da belirtilerek tek taraflı olarak fesh etmiş olduğunu,
Müvekkil firma taraflar arasındaki sözleşmeyi fesihte haklı bulunduğu ve bu nedenle davacı firmanın haksız feshe dayalı olarak müvekkilden talepte bulunmasının hukuki bir dayanağı bulunmadığı gibi, fesih beyanında da belirtildiği üzere, taraflar arsındaki sözleşmenin 10.3 maddesinde, “Bu kontratın sonlandırılması sebebiyle bölge bayi(davacı) hiçbir isim, nam ve gerekçe ile herhangi bir tazminat talep edemez” hükmü uyarınca davacı firmanın davaya konu taleplerinin kabule şayan hiçbir hukuki mesnedi de
bulunmadığını, ayrıca taraf ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde, davacı firmanın mahrum kalınan kar kapsamında kalan talebinin maddi herhangi bir dayanağının bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davranan davacı firmaya karşı, gerek cari hesap borcundan ve gerekse de taraflar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklana diğer sebeplerden ötürü ayrıca yasal yollara başvuru hakkının saklı bulunduğunu beyanla; Tüm bu nedenlerle; davacı tarafça müvekkil firma hakkında ikame olunan haksız ve mesnetsiz bulunan davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/437 esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil firma ile karşı taraf firma arasında,müvekkil firma tarafından karşı tarafa yapılan faturalı ticari mal satımlarına dayalı,bir cari hesap ilişkisi bulunduğunu, ancak, bu cari hesaptan yapılan ödemeler sonrası kalan 21.885,50TL tutarındaki bakiye tüm çağrılara rağmen karşı tarafça ödenmediğinden karşı taraf hakkında Bursa 9.İcra md.2020/… esas nolu dosyası ile icra takibi yapılmış olup,icra takibi karşı tarafın yasal sürede yaptığı yetkiye ve ayrıca takibe konu asıl alacak, asıl alacağa işleyecek faiz ve diğer ferilerin tamamına yönelik itirazı üzerine durduğunu, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu sebeplerle davalının takibe yönelik haksız itirazının iptali ile takibin,takibe konu asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte devamına, davalının takibe konu asıl alacağın %20’inden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine,yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/437 esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı yan müvekkilin kendisinden alacaklı olduğu bilmesine rağmen kötüniyetli olarak müvekkil şirkete karşı takip başlattığını, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ilişkisi nedeniyle müvekkilin davacıya hiçbir borcu bulunmamakta, aksine davacıdan tahsil edemediği alacakları bulunmadığını, davacı tarafın müvekkil şirket tarafından alacaklarının tahsili amacıyla dava açmasının ardından icra takibi başlatması ve dava açmasında kötüniyetli olduğunu, Bununla beraber icra takip talebinde takibe konu borcun dayanağı olarak faturalı satıma dayalı cari hesap bakiyesi denilmiş, ancak ödeme emri ekinde tarafımıza cari hesap dökümü tebliğ edilmediği gibi takip talebinden de bahsedilen cari hesabın ne olduğu, hangi döneme veya faturaya dayalı olduğu anlaşılamadığını, davacı dava dilekçesi ile de bu hususta hiçbir açıklamada bulunmamış olup yalnızca cari hesap bakiyesine dayanarak takip başlatıldığını iddia ettiğini, bu durumda davacı tarafça takibe konu borcun dayanağı ispatlanamadığını, müvekkil tarafından dayanağının hangi cari ilişki olduğu bilinmeyen bir alacağın kabul edilmesi mümkün olmayacağını, bu nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddi ile, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı Birleşen Dosya Davalısı … Elektronik Pazarlama A.Ş. Vekili ıslah dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL tutarında dava açtıklarını, dosyamıza kazandırılan bilirkişi raporu doğrultusunda dava değerini bilirkişi raporunda tespit edilen tutarlara ıslah etme zaruretimiz hasıl olduğunu,
bu kapsamda sözleşme süresince ödenmeyen alacaklarımız ve karşılanmayan zararlar için dava dilekçesindeki 2.000,00 TL olarak talep edilen uyuşmazlık tutarını bilirkişi raporu doğrultusunda ISLAH ederek, dilekçede ki talebi 150.026,87 TL artırıp 152.026,87 TL’nin sözleşmenin haksız fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faiz olarak ödenmesi şeklinde Islah ettiklerini, dava dilekçesi kapsamında yoksun kalınan kar nedeniyle uğranılan müspet zarar için talebin aynı olduğunu belirterek bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah talebimiz dikkate alınarak, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, sözleşme süresince ödenmeyen alacaklarımız ve karşılanmayan zararlarımız için 152.026,87 TL’nin ve Yoksun kalınan kar nedeniyle uğranılan müspet zararımız için 1.000,00 TL’nin yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan sözleşmenin haksız fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faiz olarak ödenmesine
– Islah dilekçemizin karşı tarafa tebliğe çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.02.06.2023
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
SGK’ya yazılan müzekkere cevabında özetle …’in 02/05/2018-12/02/2020 tarihleri arasında çalıştığı 4 nolu kod ile işverence haklı neden bildirilmeden feshedildiği görülmüştür.
Bilirkişi 10/08/2021 Tarihli Raporunda Özetle;asıl davada, davacı talepleri ile ilgili görüş bildirebilmek uzmanlık alanımda olmaması nedeniyle değerlendirme yapılamayacağı, davacı/birleşen davalı şirket ticari defterlerinde, davalı/birleşen davacı şirket 21.885,52 TL alacaklı gözüktüğü, Burs 9.İcra Dairesi 2020/… E.sayılı dosyası dava dosyası içerisinde yer almaması nedeniyle, anılan icra dosyası ile ilgili inceleme yapılabilmesinin mümkün olamadığı yönünde görüş bildirmiştir.
Bilirkişi 15/10/2021
Tarihli Raporunda Özetle;davalı/birleşen davacı …Ş.’nin 2018-2019 yılı ticari defter ve belgeleri ile dava dosyası ve ekleri üzerinde yapılan inceleme ve tespitlere göre; a) Taraflar arasında yazılı sözleşmeye dayanan ticari bir ilişkinin olduğu, b)İcra inkar Tazminatı hususunda Takdirin Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, c) Davalı/birleşen davacının cari hesap ve yevmiye defter kayıtları incelendiğinde; 2018 ve 2019 yılında düzenlenen faturalar ve ödemelere ilişkin kayıtların usulüne uygun olarak kayıt altında alındığı, davalı/birleşen davacı …Ş.’ nin, Davacı/birleşen davalı … Elektrik Elektronik Pazarlama A.Ş.’ den cari hesap karşılığı 21.885,50 TL alacağının mevcut olduğu görülmüştür. d)10.08.2021 tarihli ve SMMM … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda da davalı/birleşen davacı …Ş.’ nin 21.885,52 TL alacaklı göründüğü tespit edildiği, e) Mutabakat formunda “… Elektrik Elektronik Paz. A.Ş. 31.12.2019 tarihi itibariyle cari hesabınız(21.885,50 TL) borç bakiye göstermektedir” yazılı formda … Elektrik Elektronik Pazarlama A.Ş. kaşesi ve muhasebe elemanı … adı ve imzasının mevcut olduğu, f) Tarafların BA-BS formlarının birbiriyle uyuşmadığı, Davalı/birleşen davacı … Elektrik Pazarlama A.Ş.’ nin 2018 yılı BS Formları incelendiğinde bildirilen rakamın 3 adet ve 21.300,00 TL olduğu, buna karşılık … Elektrik Elektronik Paz. A.Ş’ nin 2018 yılı BA Formları incelendiğinde bildirilen rakamın 4 adet ve 31.175,00 TL olduğu, davacı/birleşen davalı … Elektrik Elektronik Pazarlama A.Ş.’ nin 2018 yılı BS Formları incelendiğinde bildirilen rakamın 4 adet ve 44.072,00 TL olduğu, buna karşılık Davalı/birleşen davacı …Ş.’ nin 2018 yılı BA Formları incelendiğinde … Elektrik Elektronik Pazarlama A.Ş’ den mal ve hizmet alımına ilişkin bildiriminin mevcut olmadığı,
g) Davalı/birleşen davacı …Ş.’ nin 2018-2019 yılına ait tutmuş olduğu Ticari Defterlerin TTK’nın 64.cü maddesine göre yasal süresi içerisinde noter açılış onayının yapıldığı, yine yasal süresi içinde Yevmiye defterlerinin noter kapanış onayının yapıldığı, Tek Düzen Hesap planına uygun olarak düzenli bir şekilde tutulduğu, Kanunlara uygun olarak tutulan Ticari defterlerin bu davada delil teşkil edebileceği görüş ve kanaatine varıldığı, h) Asıl davada (2020/161 Esas) hukuka aykırı fesih konulu talepler ile ilgili hukuk bilirkişisi olmamam nedeniyle tarafımdan görüş bildirilemediği görülmüştür.Bilirkişi 10.02.2022 Tarihli Raporunda Özetle;Davacı/Birleşen Davalının Alacak Talepleri Yönünden Değerlendirme/ Hesaplama; dosyada bulunan ve mali müşavir bilirkişiler tarafından hazırlanmış olan raporlarda, sadece davacı/ birleşen davalı ile davalı/ birleşen davacı şirket arasında olan alış veriş ve ödemelerle ilgili inceleme ve değerlendirme/ hesaplama yapılmış olduğu, davalı/ birleşen davacı şirketin Ankara ili ve çevresinde TOKİye ya da proje yüklenicilerine yaptığı direkt satışlar ya da başka bir bayi tarafından gerçekleştirilen satışlar bulunup bulunmadığı, keza davacı/ birleşen davalının gerçekleştirdiği tanıtım neticesinde kamu kuruluşuna yapılan satışlar var ise satış bedellerinin ne kadar olduğu ve satışlar üzerinden 20 oranda komisyon alacağı bulunup bulunmadığı hususunda bir inceleme/ değerlendirme /hesaplama yapılmamış olduğu, davacı/ birleşen davalının muhtemel alacağı ile ilgili olarak yapılan inceleme/ hesaplamanın yeterli olup olmadığının mahkemenin takdirinde olacağı, mahkemece, incelemenin/ hesaplamanın yeterli olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacı/ birleşen davalının, davalı/ birleşen davacıdan herhangi bir hak ve alacağı bulunmayacağı, davacı/Birleşen Davalının Haksız Fesih Dolayısıyla Uğranılan Zararın Tazmini (mahrum Kalınan Kar) Talebi Yönünden Değerlendirme/ Hesaplama;mahkemece, davalı/ birleşen davacı tarafından yapılan feshin haklı olduğunun kabulü halinde davacı/ birleşen davalının bu sebepten kaynaklı zarar tazmin talebi söz konusu olamayacağı, mahkemece, feshin haksız olduğunun kabulü halinde ise davacı/ birleşen davalının bu sebepten kaynaklı zarar tazmin talebi söz konusu olup olamayacağının öncelikle sözleşme kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği, taraflar arasında aktedilmiş olan sözleşmenin 10.3 maddesinde yer alan hüküm gereğince davacı/ birleşen davalı, her ne ad altında olursa olsun tazminat talebinde bulunmayacağı, mahkemece, her hangi bir ad altında tazminat talep edilemeyeceği yönündeki sözleşme hükmünün dikkate alınamayacağının kabul edilmesi halinde ise davacı/ birleşen davalının sözleşmenin haksız feshi sebebi ile fesih tarihi (09.07.2019) ile sözleşmenin süre bitim tarihi olan 27.07.2021 arası olan dönem için mahrum kaldığı kar miktarının, konusunda uzman mali müşavir bilirkişiler tarafından tespit edilmesi gerekeceği, davalı/Birleşen Davacının Alacak/İtirazın İptali Talebi Yönünden Değerlendirme/ Hesaplama;dosyada mevcut mali müşavir bilirkişiler tarafından hazırlanmış olan raporlarda, davalı/ birleşen davacının davacı/ birleşen davalıdan 21.885,50 (52) TL alacağı bulunduğunun tespit edilmiş olduğu, mahkemece, davacı/ birleşen davalının alacağının olup olmadığı hususunda yeninde inceleme yapılması gerektiğinin kabulü ve tespitler sonucunda davacı/ birleşen davalının alacağının bulunduğunun tespit edilmesi halinde, tespit edilecek miktardan sözkonusu alacak mahsup edilerek davalı/ birleşen davalının bakiye alacağı bulunup bulunmadığı tespit edilebileceği, mahkemece, yeni bir inceleme/ tespite gerek görülmemesi durumunda ise davalı/ birleşen davacının alacaklı olduğu miktar 21.885,50 (52) TL olacağı, icra takibi öncesinde borçlunun temerrüde düşürüldüğüne dair ihtarname vs belgeye dosya kapsamında rastlanılmadığından takip öncesi dönem için işlemiş faiz miktarı hesaplaması yapılması mümkün olamadığı yönünde görüş bildirmiştir. Bilirkişi 18.01.2023 Tarihli Raporunda Özetle; Mevcut dava dosyasının, … Elektrik Paz. A.Ş.’ne ait 2018-2019-2020-2021 yıllarına ait ticari (yevmiye ve kebir) defterlerinin ve satış faturalarının incelenmesi sonucu; Faaliyet Kârı Oranı, işletmenin faaliyet kârlılığını gösteren bir oran olduğu, faaliyet kârının net satışlara bölünmesiyle bulunur ve net satışlardan yüzde kaçının faaliyet kârına gittiğini gösteren bir oran olduğu, oran değerlendirilirken,
işletmenin geçmiş yıl oranları ve sektördeki diğer firma oranlarıyla karşılaştırma yapıldığı, Faaliyet Kârı Oranı= Faaliyet Kârı / Net Satışlar; … şirketinin Ankara bölgesine yaptığı (27.07.2018-27.07.2021) tarihleri arasında satışlar
toplamı 760.134,36 TL olup %20 komisyon = 152.026,87 TL olduğu, … Şirketinin, … şirketinden aldığı ürünlerle ilgili olarak ne kadar faaliyet karı elde ettiği ile ilgili olarak dava dosyasında … şirketine ait belgeler olmadığı, … Şirketinin Ankara bölgesine yaptığı 09.07.2019-27.07.2021 tarihleri arasındaki satışlar toplamı 602.651,27 TL olup ortalama faaliyet karı olarak %7 hesaplanması sonucu; 602.651,27 TL* %7 = 42.185,59 TL kar kaybının olacağı yönünde kanaat bildirmiştir. Bilirkişi 27.02.2023 Tarihli Ek Raporunda Özetle; rimbox şirketinin Ankara bölgesine yaptığı (27.07.2018-09.07.2019) tarihleri arasında satışlar toplamı 146.597,79 TL olup 9020 komisyon – 29.319,55 TL olduğu, … şirketinin Ankara bölgesine yaptığı (27.07.2018-21.01.2020) tarihleri arasında satışlar toplamı 305.727,08 TL olup 9020 komisyon — 61.145,41 TL olduğu; … şirketinin Ankara bölgesine yaptığı (27.07.2018-27.07.2021) tarihleri arasında satışlar toplamı 760.134,36 TL olup 9020 komisyon — 152.026,87 TL olduğu; … şirketinin Ankara bölgesine yaptığı (09.07.2019-27.07.2021) tarihleri arasında satışlar toplamı ; 602.651,27 TL olup 9020 komisyon – 120.530,25 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür. Birleşen Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/437 Esas sayılı dosyasında; taraflar arasındaki uyuşmazlığın da dava dilekçesinde gösterilen ve cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine dayalı itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesine ilişkin olduğu noktasında toplandığı görülmüştür. Tarafların tacir olduğu ve birleşen dosya davacısının ticari defterlere dayandığı görülmekle her iki tarafın ticari defterleri incelenmiş, HMK 222/3 maddesinde “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmü gereğince defter kayıtları incelendiğinde her iki tarafın ticari defterlerinde birleşen dosya davalısının, birleşen dosya davacısına 21.885,52 TL borçlu olduğunun kayıtlı olduğu, her iki tarafın tacir olduğu, birleşen dosya açısından davacının alacağını kesin delil ile ispat ettiği değerlendirildiğinde davanın kabulü ile Bursa 9. İcra Dairesi’nin 2020/… esas sayılı takibe yapılan itirazın kısmen iptali ile 21.885,52 TL’nin TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, alacağın likit olduğu ve yasal şartları taşıdığı değerlendirilmekle dava konusu asıl alacak miktarı olan 21.885,52 TL’nin % 20 si oranında hesaplanan 4.377,10 TL icra inkar tazminatının birleşen davanın davalısından alınarak birleşen davanın davacısına verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Mahkememiz asıl dosyasında taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında akdedilen ve her iki tarafça kabul edilen sözleşmeye istinaden davalının ürünlerinin Ankara bölgesinde davacı tarafından satışının yapılmasına ilişkin sözleşmenin haksız şekilde fesh edildiği iddiasının yerinde olup olmadığı, sözleşme süresince ödenmediği iddia edilen bedel ve yoksun kalınan karın davacı tarafından talep edilip edilemeyeceği noktasında toplandığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi temelinde kurulduğu görülmektedir. Tek satıcı üretici ya da ana dağıtıcının ürünlerinin tamamını ya da bir kısmını bedeli karşılığında satın alıp, bunları tekel olarak belirli bir yer ve coğrafi bölgede devamlı olarak kendi nam ve hesabına satan kişidir. Mevcut dosyada davacı davalıdan ücret karşılığında aldığı davalıya ait ürünleri, kendi nam ve hesabına Ankara çevresinde tanıtıp satacağı kararlaştırılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 3.4 maddesi incelendiğinde davalının davacının bölgesinde doğrudan satış yapması halinde bu satışlardan da komisyon alacağı belirlenmiştir.
Mevcut uyuşmazlığın çözümü için öncelikle sözleşmenin süresine ve fesih şartlarına ilişkin hükümlerin irdelenmesi gerekmektedir.Kontratın süresinin düzenlendiği 9.1 inci maddesinde “Kontrat 27/07/2018 tarihinde yürürlüğe girecek ve 27/07/2021 tarihini içeren bir dönem için geçerli olacaktır. Kontratın bitim tarihinden 1 ay önce taraflardan herhangi birisinin kontratı sonlandırma talebi olmaması halinde kontrat bir takvim yılını kapsayan süreler halinde otomatik olarak uzatılacaktır.” hükmü bulunmaktadır. İlgili metin incelendiğinde sözleşmenin belirli süreli olarak düzenlendiği, belirli süreden sonra belirsiz süreli olarak sözleşmenin devam edeceğinin belirtildiği görülmüştür. Kontratın 9.2 inci maddesinde “”Bölge Bayi” veya Şirket herhangi bir sebeple işinin tamamını veya önemli bir bölümünü sonlandırırsa bu kontrat otomatik olarak fesih olur ancak; iş aktivitelerinin durmasının tam veya öngörülen süresi en az 4 hafta olmalıdır.” hükmünün bulunduğu görülmektedir.Kontratın 3.4 üncü maddesinde “Sözleşme imza tarihinden tüm projeler kapsamında TOKİ’ye ya da proje yüklenicilerine yapılacak satışlar … Elektrik Elektronik Pazarlama A.Ş tarafından gerçekleştirilecektir. Şirket’in TOKİ’ye ya da proje yüklenicilerine yaptığı direkt satışlardan ya da başka bir bayi tarafından gerçekleştirilen satışlardan … Elektrik Elektronik Pazarlama A.Ş.’ye yapılan satış üzerinden %20 komisyon ödenecektir. Anılan hususta münhasır yetkinin … Elektrik Elektronik Pazarlama A.Ş. de olduğu taraflarca kabul edilmiştir.”
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde birleşen dosyada belirtildiği üzere davalının davacıdan alacaklı olduğu, bu hususta davalının davacıya bildirimde bulunduğu, buna rağmen ödemenin davalıya belirtilen sürede yapılmadığı, davacının satış miktarları, tek satıcılık ilişkisine istinaden istihdam edilen personelin çalışanın işten çıkarılması göz önüne alındığında davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğinin kabulünün gerekeceği, ancak feshin ileriye dönük olduğu, fesih tarihi olan 09.07.2019 tarihine kadar davalı tarafından yapılan satışlardan davacının kontratın 3.4 maddesi uyarınca %20 komisyon almaya hakkının bulunduğu göz önüne alındığında belirtilen tarihler arasında bilirkişice hesaplanan 29.319,55 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
A.Birleşen Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/437 Esas sayılı dosyası hakkında,
1-Davanın KABULÜ ile Bursa 9. İcra Dairesi’nin 2020/… esas sayılı takibe yapılan itirazın kısmen iptali ile 21.885,52 TL’nin TL asıl alacak üzerinden takibin DEVAMINA,
2-Alacağın likit olduğu ve yasal şartları taşıdığı değerlendirilmekle dava konusu asıl alacak miktarı olan 21.885,52 TL’nin % 20 si oranında hesaplanan 4.377,10 TL icra inkar tazminatının birleşen davanın davalısından alınarak birleşen davanın davacısına VERİLMESİNE,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 1.495,00 TL karar harcının, peşin olarak alınan 214,96- TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.280,04- TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvuru harcı 214,96-TL harç, 52,00-TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 321,36-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-6325 Sayılı Kanun 18/A-11-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
7-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
B. Mahkememiz 2020/161 esas sayılı dosyası açısından;
1-Davanın Kısmen Kabulü Kısmen REDDİ ile 29.319,55 TL’nin asıl dava davalısından alınarak davacıya verilmesine, sair taleplerin reddine,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 2.002,82-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40-TL harç ile 2.600,00-TL ıslah harcının mahsubu ile fazladan yatan bakiye 651,58-TL harcın talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 19.406,10-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5- Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 3.750,00-TL bilirkişi ücreti ve 294,75-TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.099,15-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 790,73-TL’nin ve davacıdan başlangıçta alınan peşin harç ve ıslah harcının toplamı olan 2.002,82-TL ‘nin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-6325 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin kabul ret oranına göre 254,63-TL’sinin davalıdan, 1.065,37-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
7-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/07/2023

Katip – … Hakim – …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır