Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/155 E. 2020/732 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/155 Esas
KARAR NO : 2020/732

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/01/2020
KARAR TARİHİ : 17/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin, davalı tarafa matbaacılık hizmeti verdiğini, buna ilişkin olarak da davalı tarafa icra takibine dayanak olarak sunulan faturalardan kaynaklı alacağın tahsilinin sağlanması amacıyla Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı tarafça icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, müvekkil tarafından davalı taraf adına düzenlenen ve takibin dayanağı olan bir takım faturalar ve içerikleri olan işler müvekkil tarafından davalı tarafa teslim edildiğini ve davalı tarafça da bu faturalar ticari defterlerine işlenmişse de, müvekkile ödemelerinin yapılmadığını belirterek davalının Bursa 16. İcra Müdürlüğü 2019/… Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazının iptali ile takibin işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte devamına, davalı aleyhine takip değerinin %20″sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve işbu bedelin davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça malların tesliminin yapılmadığını, davacı taraf dava dilekçesinde davalı müvekkil adına yapılan mal ve hizmetlerin teslim edildiğini ve bunun karşılığında fatura kesildiğini ancak ödemelerini alamadığını beyan ettiğini, faturaların içerdiği mal ve hizmetler davalı tarafından hiçbir zaman teslim alınamadığını, bu nedenle söz konusu faturalar nedeniyle davalı müvekkilin borcunun bulunmadığını, malların teslim edilmediği ise davacı tarafça sunulan irsaliye ve faturalardan anlaşılacağını, söz konusu faturalar incelendiğinde teslim alanın adı soyadı ya da imzasının bulunmadığının açıkça görüleceğini, davaya konu malların teslim edildiğinin ispatı davacı tarafa ait olduğunu ve bunun Yargıtay kararları ile açık olduğunu, ancak davacı tarafça sunulan irsaliyeli faturalar incelendiğinde ise mal teslimine ilişkin herhangi bir imza ve beyan bulunmadığını, davalı müvekkilin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkide davalı müvekkilde aynı zamanda davacıya mal satmış olup davacıdan sipariş ettiği malları alamadığını, davalının alamadığı malların bedellerinin düşülmesi halinde ise davalı sattığı mallar nedeniyle alacaklı duruma geçecek olup davalının borcunun bulunmadığının görüleceği, bu nedenlerle Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası ile yürütülen icra takibinin iptaline, açılan davanın reddine, davacı taraf kötü niyetli olması sebebi ile %20″den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, itirazın iptali davası olup; yasal süresi içinde açılmıştır.
Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı icra takip dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından davalı borçlu aleyhine 08.11.2019 tarihinde, fatura alacağından kaynaklı toplam 97.325,22 TL üzerinden takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki ticari nitelikteki mal ve hizmet alım satım sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağı olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir satım sözleşmesi bulunmamaktadır. Faturaya konu malın ve hizmetin teslim edildiğine dair yazılı bir belge de yoktur. Kural olarak alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerindedir.
Yazılı bir belge bulunmaması sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmelidir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi haline ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır.
Dava dosyası, ibraz edilen deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, tarafların inceleme gününde ticari defter ve dayanağı kayıtları ibraz ettiği görülmüştür.
Yapılan yargılama ve alınan 15/10/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; tarafların ticari defterlerinin sahibi lehline delil teşkil edebileceği, davalı F. Özsan Matbaacılık San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin tek ortağının … olduğu, …’ın ayrıca şahıs işletmesinin mevcut olduğu, şahıs işletmesinin, davalı şirkete devrolunduğu, devir işleminin Bursa Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce 28.12.2018 tarihinde tescilinin olduğunu, … şahıs işletmesi tarafından, davacı …’a 11.05.2018 – 10.12.2018 tarihleri arasında satışların olduğu, davacı … tarafından, davalı şirkete 05.12.2018 – 21.06.2019 tarihleri arasında satışların olduğu, ( icra takibine konu olan faturalar), davalı şirket tarafından , davacı …’a 16.01.2019 – 31.07.2019 tarihleri arasında satışların olduğu, davacı tarafın ticari defterlerine göre; davacı tarafın, davalı taraftan gözüken bakiye alacağının 66.143,42-TL olduğu , davalı tarafın ticari defterlerine göre; davalı tarafın, davacı tarafa gözüken bakiye borcunun 99.577,82-TL olduğu, davacı firma tarafından, davalı şirkete düzenlenen ve icra takibine konu olan irsaliyeli faturalar toplamının 97.325,22-TL olduğu, davalı şirket ile davacı firma arasında mal/hizmet alımına ait yazılı bir sözleşme olmadığı tarafların açık hesap çalıştığı, taraflar arasında uzun süreli ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, davacı firma tarafından, davalı şirkete düzenlenen ve icra takibine konu olan faturaların, davacı ve davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı firma ve davalı şirketin 2018 ve 2019 yılı BA-BS formlarının birbirini teyit ettiği, her ne kadar davalı vekili icra takibine konu irsaliyeli faturalardaki malların teslim edilmediğini belirtmiş ise de; davalı tarafın faturaları ticari defterlerine kaydettiği ve BA formu ile ilgili vergi dairesine bildirimde buluduğu, davalı tarafından faturadaki malların teslim edilmediği yönünde, davacı tarafa gönderilmiş herhangi bir yazılı bildirimin olmadığı, davalı tarafın ticari defter kayıtlarına göre icra takip tarihinde; davalı şirketin, davacı firmaya 99.577,82-TL borçlu gözüktüğü, davacı tarafın ticari defter kayıtlarına göre ise davalı tarafından kesilen ve ödenmeyen faturalar nedeniyle icra takip tarihinde davacı firmanın, davalı şirketten 66.143,42-TL alacaklı gözüktüğü anlaşılmakla bu sebeple mahkememizce dava ve takip talebi dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, icra takibinin 66.143,42 TL asıl alacak tutarı üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, ayrıca alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına da hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı icra takibine itirazının KISMEN İPTALİNE, icra takibinin 66.143,42 TL asıl alacak tutarı üzerinden DEVAMINA, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla asıl alacağın %20 si tutarında hesap edilen 13.228,68- TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 4.518,26-TL harçtan peşin alınan 1.662,08-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.856,18-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
4-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin ret kabul oranı dikkate alınarak 897,08-TL’sinin davalıdan; 422,92-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 1.724,28-TL harç ve 552,00 -TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.276,28-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 1.546,98-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 9.398,64-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 4.677,27-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/12/2020

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı