Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/979 E. 2023/634 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/979
KARAR NO : 2023/634

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16831-38057-…] UETS

DAVALI : … – … …

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 31/12/2019
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ile …’ın 14/02/2013 tarihinde tescil edilen … Otelcilik Sosyal Tesisler Turizm Organizasyon San ve Tic. AŞ’nin pay sahibi olup, müvekkili …’ın %39, …’ın %61 oranında pay sahibi olduğunu, aynı zamanda …’ın tek yönetim kurulu üyesi olduğunu, 08/08/2019 tarihinde gerçekleştirilen olağan genel kurulunda alınan kararlarda mali bilançolara ret oyu kullandırıldığını, ayrıca TTK’nun 438.maddesi uyarınca özel denetçi tayini istenmiş olup, bu istemin genel kurulda oy çokluğuyla reddedildiğini, bu nedenle Bursa 3.ATM’nin 2019/207 esas sayılı dosyası ile özel denetçi tayini talepli olarak dava açıldığını, genel kurulun 5.maddesinde yönetim kurulunun ibrası için yapılan oylamada 146.400 pay kabul oranına karşılık 93.600 pay ret oyu kullanıldığı ve oyçokluğu ile kabul edildiğini, müvekkilin vekili … tarafından söz konusu ibraya muhalefet şerhi düşüldüğünü, yönetim kurulunda tek ortak ve çoğunluk pay sahibi olan …’ın kendi lehine oy kullanarak adeta kendini aklama gayesiyle ibra ettiği, genel kurulun 6.maddesinde yönetim kurulu üyeliğine 3 yıl süre ile görev yapmak üzere …’ın seçilmesine yine aynı pay, oy oranları ve oy çokluğu ile karar verildiği, müvekkilin vekili … tarafından söz konusu yönetim kurulu seçilme maddesine de muhalefet şerhi düşüldüğünü, işbu genel kurul kararlarının iptali için Bursa 3.ATM’nin 2019/225 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, belirtilen olayların akabinde şirket yönetim kurulu tarafından olağanüstü genel kurula çağrıldığını, 04/10/2019 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda şirket aktifindeki ayıplı emtia, demirbaş ve benzeri malların satışı ve yine şirketin Bursa Akademik Odalar Yerleşkesi Yönetimi ile 20/12/2017 tarihli kira sözleşmesinden doğan haklarını …’ün devredilmesi ve karşılığında bedel olarak gayrimenkul alımının gündemde görüşüldüğünü, müvekkili tarafından önceki genel kurulda mali tablolar, azınlık hissesine sahip müvekkiline sunulmamış ve şirketin finansal durumu hakkında bilgi verilmemiş olduğundan, işbu genel kurulun ertelenmesi talep edilmiş ise de, erteleme talebinin reddedildiğini, şirket aktifinde kayıtlı emtia, demirbaş vb.malların satışı ve yine şirketin Bursa Akademik Odalar Yerleşkesi Yönetimi ile 20/12/2017 tarihli kira sözleşmesinden doğan haklarını …’ün devredilmesi ve karşılığında bedel olarak gayrimenkul alımı kararı oy çokluğuyla kabul edildiğini, bilahare edinilen bilgilerde söz konusu gayrimenkulün … Makine San ve Tic. Ltd. Şti’ne devredildiğini, bu şirketin hakim pay sahibinin de yine … olduğunu, … tarafından yapılan hukuka aykırı işlemler neticesinde … Otelcilik Şti adına İş Bankasından alınan kredilerin ödenemez hale geldiğini, şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, diğer ortak ve yönetim kurulu başkanı …’ın şirket çıkarlarını gözetmediğini, şirket adına alınan gayrimenkulün gelirleriyle kredi borçlarını ödemediğini, şirketi kendi yararına hasrettiğini, halen de müvekkiline mali tablolar hakkında ve şirket hesabına alınan gayrimenkul hakkında bilgi verilmediğini, azınlık pay sahibi müvekkilinin çıkarlarının yapılan usulsüz işlemler nedeniyle zedelendiği nedeniyle müvekkilinin davalı şirket ortaklığından çıkartılmasına veya şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafa usulüne uygun tebliğe rağmen cevap verilmediği anlaşıldı.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, davacının davalı şirket ortaklığından haklı sebeple ayrılması koşullarının oluşup oluşmadığı, oluşuyor ise ayrılma payı alacağının neden ibaret olacağı, fesih ve tasfiye koşullarının değerlendirilmesine ilişkindir.
Mahkememizce ön inceleme duruşmasında davacı vekilinin beyanında; dava dilekçe içeriğinde müvekkilin pay defterinin tespiti ile ortaklıktan çıkarılmasına veya mahkeme aksi kanaatte olacak ise şirketin feshine karar verilmesi istemi belirtilmiş olduğunu, sonuç ve istem kısmında sehven ayrılma payı alacağının ödenmesi hususunun belirtilmediğini, bu hususu bu şekilde düzelttiklerini, müvekkilinin ortaklıktan çıkarılmasını ve ayrılma payı alacağının ödenmesine karar verilmesini, bu mümkün olmadığı takdirde şirketin feshine karar verilmesini talep ettiklerini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosyanın SMMM Bilirkişisi …’e tevdi edilerek, iddia ve savunmalar irdelenerek, şirketin mali yapısı, bilançoları, kamu ve özel sektör borçları, kullandırılan krediler, kar payının dağıtılıp dağıtılmadığı, şirket kayıtlarında usulsüzlük yapılıp yapılmadığı, borca batıklık durumunun bulunup bulunmadığı, şirketin maddi duran varlıkları ve öz sermayesinin neden ibaret olduğu, şirkete ait emtia ve demirbaşlar ile benzeri malların şirkete ait 04/10/2019 tarihli olağanüstü genel kurulu kararı doğrultusunda satışının yapılıp yapılmadığı hususlarının da araştırılarak netice itibari ile davacının şirket ortaklığından çıkarılması halinde ayrılma payı alacağının neden ibaret olacağı konularında rapor tanzim edilmesinin istenilmesine, özel denetçi olarak mahkememiz 2019/207 esas sayııl dosyası üzerinden SMMM …’ın özel denetim raporunun dosya arasına alınmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Bilirkişinin 13/07/2021 tarihli raporunda; davalı tarafın incelemeye 2018-2019 ve 2020 yıllarına ait yevmiye kebir ve envanter defterlerini ibraz ettiği, ibraz edilen defterlerin açılış tasdiklerinin yasal sürelerinde yaptırıldığı yevmiye defterlerinden 2020 yılına ait kapanış tasdiklerinin inceleme sırasında devam ediyor olması nedeniyle yaptırılmadığının tespit edildiği, diğer yıllar kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, defterlerin birbirleri ile uyumlu olduğunu, Bursa 3. Asliye ticaret mahkemesi 2019/223 E. sayılı dosyası ile davacısının … davalının … otelcilik olduğu davanın konusu şirketin 08/08/2019 tarihinde yapılan genel kurulda alınan kararların iptaline karar verilmesi ile ilgili olduğunu, ilgili davada mahkemenin 26.02.2020 tarihinde davanın kısmen kabulü ile olağan genel kurul toplantısında alınan yönetim kurulunun ibrasına ilişkin 5. Maddesinin iptaline fazlaya ilişkin istemin reddine karar verdiğini, son mizanda bankalara herhangi bir borç görünmediğini, bunun gerçek olup olmadığının netleşmesi için bankadan ekstre istenmesinde yarar bulunmakta olduğunu, şirketin kurulduğu ilk yıllarda kar elde etmiş gibi görünse de bunun aslında stokların yüksek gösterilmesinden kaynaklandığı 2019 yılı gelir tablosundan net bir şekilde görülmekte olduğunu, şirketin 2014-2015-2016 ve 2017 yıllarında maliyeye bildirdiği net kar toplamı 99.583.54-TL olduğunu, şirketin sonraki yıllarda sürekli büyük miktarlarda zarar etmiş olup toplam net zarar 2,431,747,55-TL olduğunu, dolayısıyla şirkette herhangi bir kar dağıtımı yapılmadığını, şirketin son defter kayıtları ve mizana göre stokları sıfır olup piyasadan herhangi bir alacağı bulunmadığını, maddi duran varlık olarak 34,020,39-TL defter değerinde taşıt aracı bulunmakta olup başka bir maddi duran varlık bulunmadığını, defter kayıtlarında son 4 yılda hiç hareket görmeyen gelecek yıllara ait giderler hesabında 247,625,95.-TL varlık görünmekteyse de bu hesap gerçek bir hesap olmadığını, aynı şekilde 180 gelecek aylara ait peşin ödenen giderler hesabındaki 5,456,20-TL de gerçek olmayan bir varlık hesabı olduğunu, bu iki hesaptaki tutarların bilançodan çıkarılması geçmiş yıllar zararlarına eklenmesi gerektiğini, şirketin defter kayıtları ve 31/03/2021 tarihli son ayrıntılı mizan incelendiğinde ödenmiş sermaye:240,000.00-TL olmakla beraber şirket öz sermayesinin 2,844,760,71.-TL olduğunu, yani borca batık olduğunu, sermayesinin tamamını yitirdiğini, davalı şirket ortağının şirketten olan alacak rakamının borç rakamlarından düşülmesi halinde şirket Öz sermayesinin 2.844.760,71-2.381.413.79.-TL= – 463,346,92-TL olarak borca batık görülmekte olduğunu, kısaca şirket ortağı …’ın alacaklı olduğu varsayıldığında şirket Öz sermayesinin -2,844,760,71-TL olduğunu, …’ın alacağı hesaplama dışında bırakıldığında öz varlıklar – 463,346,92.-TL olduğunu, her iki halde de şirketin borca batık olduğunu, kayıtlarda usulsüzlük yapılıp yapılmadığı konusunda; şirket kayıtlarında usulsüzlükler mevcut olduğunu, öncelikle stoklar fiktif olarak yüksek gösterildiğini, şirketin zararları ilk yılarda kamufle edilip kar yapılmış gibi bilançolar düzenlendiğini, bu nedenle yıllar itibari ile biriken fiktif stokların bilançodan ve defter kayıtlarından son yıl bilançosundan düşülmesi neticesinde o yıl içinde büyük bir zarar ortaya çıktığını, 2018 yılı sonu bilançosunda 1.325,020.-TL stok rakamı görülmekte olduğunu, bunun fiktif bir rakam olduğu 2020 gelir tablosunda 640.125.-TL tutarında satışa karşılık satış maliyetinin 1.787.067.91-TL gibi mantık dışı bir rakamın gelir tablosunda gösterilmesinden kaynaklanmakta olduğunu, bunun da nedeninin geçmiş yıllarda stokların yüksek gösterilmesi olduğunu bildirdiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı vekilinin beyanında; bu dava ile netice itibari ile müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması veya şirketin feshini talep ettiklerini, ancak bilirkişi raporunda da görüldüğü üzere ve öncesinde de mahkememizde açmış oldukları 2019/207 Esas sayılı dava dosyasında konu edildiği üzere şirkete özel denetçi tayin edilmesini gerektirir, mahkememizce de kabul edilir tarzda bir çok fiktif usulsüz kaytıları bulunduğu ve şirketin zarara uğratıldığı özel denetçi raporu ve bu dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporu ile anlaşıldığını, bu nedenle biz davalı şirket yöneticisi hakkında sorumluluk davası açmak üzere hazırlıkları bulunmakta olduğunu bilahare verilecek karar ile sorumluluğa hükmedilmesi halinde şirkete dönebilecek olan zarar tutarının da fesih ve tasfiye de değerlendirilmesinin müvekkilinin lehine olduğundan bu dava için bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini beyan ettiği, mahkememizce davacı vekiline bahsettiği konuda şirket yöneticisine karşı sorumluluk davası açacağını belirtmekle 1 aylık süre içerisinde davasını açmak ve belgelerini dosyamıza ibraz etmek üzere süre verilmesine, sorumluluk davasının bu dava için bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı konusunda daha sonra karar oluşturulmasına karar verilmiş, akabinde davacı vekilinin geçen celse ara kararı gereğince şirket yöneticisine karşı sorumluluk davası yönünden arabuluculuğa başvuru yaptığına dair beyan dilekçesi ile dilekçe ekinde arabuluculuk başvuru formunu ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin dilekçesi ile Bursa 1. ATM’nin 2021/985 Esas sayılı dosyası ile sorumluluk davası açtığını bildirdiği, Bursa ATM’nin 2021/985 Esas sayılı dosyasının incelenmek üzere celbine, bekletici mesele talepleri konusunda bir daha ki celse de karar oluşturulmasına karar verilmiş, Bursa 1. ATM’nin 2021/985 Esas sayılı yöneticinin sorumluluğuna ilişkin dava dosyasında verilecek kararın bu davanın sonucunu şirket mal varlığına dönebilecek tutarın belirlenmesi bakımından etkileyeceği nedeni ile (tasfiye halinde tasfiye payının belirlenmesi, ayrılma halinde ayrılma payı alacağının belirlenmesi yönünden) bu dava için bekletici mesele yapılmasına, akıbetinin sorulması için yazı yazılmasına karar verilmiş, yöneticinin sorumluluğuna ilişkin Bursa 1.ATM’nin 2021/985 Esas sayılı dosyasının bu dosya için bekletici mesele yapıldığı anlaşılmakla sonucunun ve kesinleşmesinin beklenmesine karar verilmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı vekilinin Bursa 1.ATM’nin 2021/985 esasında kayıtlı sorumluluk davasının devam etmekte olduğunu, bu aşamada feshi ve tasfiye koşulları oluştuğundan ve bu durum bilirkişi raporu ile de tespit edilmiş olduğundan tasfiye aşamasında her halükarda sorumluluk davasının sonuçlanması da bekleneceğinden dosyanın daha fazla sürüncemede kalmaması için fesih ve tasfiyeye karar verilmesini talep ettiklerini, daha doğrusu öncelikle dava dilekçesindeki taleplerinden müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması, bu mümkün bulunmadığı taktirde şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ettiklerini, ancak tasfiye konusunda görevlendirilerek tasfiye memuru ücreti zaten mağdur olan müvekkil tarafından karşılanamayacak olup haklılık durumuna göre şirket tarafından karşılanmasını talep ettiklerini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davalı şirket bir Anonim Şirket olup, TTK.nun 643. Maddesi ile hükme bağlanmış olup ilgili maddenin atfı ile değerlendirme Anonim Şirketlerin fesih ve tasfiyesine ilişkin TTK.nun 531. Maddesi hükümleri uygulanacaktır.
TTK.nun 531. Maddesi hükmü ile” Haklı sebeplerin varlığında sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilir.Mahkeme fesih yerine davacı pay sahiplerine paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda; davalı şirketin 2018 yılında dönem net zararının (-585.908,04 TL) gerçekleşmesinin ve buna bağlı olarak şirket öz kaynaklarının (-244.800,41 TL) negatif olarak gerçekleşmesinin ana nedeninin satışların maliyetinden kaynaklandığı 2018 yılında 2017 yılına göre satılan mamuller maliyetinde ( 87.000.00 TL’den 466.307,00 TL’ye yükseldiği) %434 artış olduğu, davalı firmada maliyetlendirmeye ilişkin yıl sonunda hazırlanmış stok sayım ve maliyet listesi mevcut olmadığından maliyet yansıtmalarının uygunluğunun teyit edilemediği, ortaklık ve nevi-tür değişikliği sonrası 23.06.2016 tarihinde düzenlenen açılış fişinde şirket envanterinde görünen 939.328,76 TL ilk madde malzeme stok fiyatını yansıtmadığı, gerçekte böyle bir stokun bulunmadığı, buna göre şirketin 23.06.2016 tarihli açılış fişinden itibaren gerçekte şirkette bulunmayan fiktif bir stok tutarının bulunduğu, bu duruma ilişkin olarak açılıştan gelen fakat fiilen bulunmayan stoklara ilişkin stok sayım noksanlığına ilişkin bir kayıt düzenlenmediği, ayrıca bu duruma ilişkin ortaklar ve şirket müdürü tarafından tutanak tutulmadığı, stokların ne kadarının fiilen firma uhdesinde yer aldığı dolayısıyla aktifi ne kadar çoğalttığı bilinmediğinden davalı şirketin öz kaynaklarının 2016-2017 yıllarında da (-) olabileceği, bilanço ve konsolide tabloları stoklar göz önüne alındığında fiili durumuna uygun olmadığı, envanterde kayden yer almasına rağmen fiilen bulunmayan stokların fiktif kayıtlara sebep olduğu, ayrıca şirketin 2016-2017-2018 dönemleri kasa hesap muavinleri incelenmiş olup, kasa hesabının dönem içerisinde çoğunlukla alacak (-) olarak göründüğü, buna göre kasa hesabının da fiktif kayıtlar içerdiği, 2016 yılı sonu itibariyle şirketin bankalara 385.837,82 TL kredi borcu göründüğü, 2017 yılı sonu itibariyle şirketin bankalara 1.259.641,00.-TL kredi borcu göründüğü, şirketin 2018 yılında kredi kullanmadığı, 2018 yılı sonu itibariyle şirketin bankalara 1.040.832,08 TL kredi borcu göründüğü, şirketin 2019 yılında kredi kullanmadığı, şirketin bankalara 859.168,56 TL kredi borcu göründüğü, şirket ortağı … adına ödenmiş olmasına rağmen ortak hesabına borç kaydedilmemiş banka kredi ödemelerinin bulunduğu, … ile davalı şirket arasında çok fazla miktar ve adette borç alma ve ödeme işlemi gerçekleştiği, ayrıca banka ekstrelerinde ortaktan borçlanma ve ortağa borç ödeme olmasına rağmen şirket kayıtlarına yansıtılmayan ve tespit edilemeyen işlemlerin bulunduğu, gelir tabloları karşılaştırmalı olarak incelendiğinde son dört senede 3.129,671 TL net satışa karşılık şirketin net 2.388,177 TL zarar etmesinin olağandışı bir durum olduğu, 2019 senesinde satılan 640.125 TL ‘nin karşılığında satılan mal bedelinin 1.387,349 TL olması geçmiş yıl bilançolarında görünen stokların gerçekte o miktarda olmadığını fiktif gerçek dışı bir stok rakamı olduğunu göstermekte olduğu, kasadan ödemeler adı altında bankadan geçmemiş yaklaşık 1.200.000 TL kayıt bulunmakta olduğu, son mizanda bankalara herhangi bir borç görünmediği, sürekli büyük miktarlarda zarar etmiş olup toplam net zararın 2.431.747,55 TL olduğu, dolayısıyla şirkette herhangi bir kar dağıtımı yapılmadığı, defter kayıtlarında son dört yılda hiç hareket görmeyen gelecek yıllara ait giderler hesabında 247.625,95 TL varlık görünmekteyse de bu hesap gerçek bir hesap olmadığı, aynı şekilde 180 gelecek aylara peşin ödenen giderler hesabındaki 5.456,20 TL gerçek olmayan bir varlık hesabı olduğu, şirketin defter kayıtları ve 31.03.2021 tarihli son ayrıntılı mizan incelendiğinde ödenmiş sermaye 240.000,00 TL olmakla beraber şirketin öz sermayesi -2.844.760,71 TL olduğu, yani borca batık olup, sermayesinin tamamını yitirdiği, şirket kayıtlarında usulsüzlükler mevcut olduğu, özellikle stokların fiktif olarak yüksek gösterildiği, şirketin zararlarının ilk yıllarda kamufle edilip kar yapılmış gibi bilançolar düzenlendiği, bu nedenle yıllar itibari ile biriken fiktif stokların bilançodan ve defter kayıtlarından son yıl bilançosundan düşülmesi neticesinde o yıl içerisinde büyük bir zarar ortaya çıktığı, 2018 yılı sonu bilançosunda 1.325,020 TL stok rakamı görülmekte olduğu, bunun fiktif bir rakam olduğunun 2020 gelir tablosunda 640.125 TL tutarında satışa karşılık satış maliyetinin 1.787.067,91 TL gibi mantık dışı bir rakamın gelir tablosunda gösterilmesinden kaynaklanmakta olduğu, bunun da nedeninin geçmiş yıllarda stokların yüksek gösterilmesi olduğu, şirketin borca batık olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 376. Maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmış, diğer Ortak …’ın yönetim ve idaresindeki davalı şirkette yapılmış olan tüm bu hukuka aykırı işlem ve eylemler neticesinde davacının çıkarlarının ciddi zarar gördüğü, söz konusu usulsüzlükler ve pay çoğunluğuna sahip ortağın hukuka aykırı eylemleri neticesinde ciddi zarar gördüğünün ortada olduğu anlaşılmış, gelinen noktada tasfiye sürecinin zorunlu hale geldiği dosya kapsamında alınan rapor ile de sabitlenmiş olup, şirketin borca batık olduğu da düşünüldüğünde iş bu hal ve şartlar altında da şirketin devamında bir fayda bulunmayıp bir an önce tasfiye edilerek sonlandırılması tasfiye süreci yürütülürken muhtemel dava sürecinin de beklenerek şirketin tasfiye halinde devam edebileceği ortak ve yönetici olan taraflar hakkında mevcut davalar sonuçlanıp şirket malvarlığına dönüşü beklenen muhtemel değerler şirket malvarlığına kazandırıldıktan sonra ise şirketin belirlenecek gerçek malvarlığı değeri üzerinden tasfiye sürecinin tamamlanabileceği düşünülerek şirketin devamında bir fayda görülmediğinden TTK 530 ve 531 maddeleri uyarınca şirketin feshi koşullarının oluştuğu kanaatine varılarak açılan davanın kabulü ile şirketin fesih ve tasfiyesine karar vermek gerekmiş hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, Bursa Ticaret Sicil Müdürlüğünün 80332 Sicil nosunda kayıtlı … otelcilik Sosyal Tesisler turizm. Org. San. Ve Tic. AŞ’nin TTK’nun 331.Maddesi uyarınca haklı nedenle FESİH VE TASFİYESİNE,
Tasfiye memuru olarak SMMM …’in aylık 2.500,00 TL ücret ile görevlendirilmesine,
Giderin davalı şirket bünyesinden karşılanmasına,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 179,90.-TL harcın peşin olarak alınan 44,40.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 135,50.-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan aşağıda dökümü yazılı toplam 987,80.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 sayılı HMK’nun 333. Maddesi uyarınca taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/06/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza

DAVACI TARAFÇA YAPILAN
YARGILAMA GİDERLERİ DÖKÜMÜ.
44,40 TL BVH.
44,40 TL PH.
750,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
149,00 TL TEB. VE POSTA GİD.
TOPLAM :987,80.-TL