Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/976 E. 2022/803 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/976 Esas – 2022/803
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/976 Esas
KARAR NO : 2022/803

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1-
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2- ….. SİGORTA .A.Ş. –
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVALI : 3-
VEKİLİ : Av.
DAVA İHBAR OLUNAN : 1- ………….. TEKNOLOJİ HİZMETLERİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av.
DAVA İHBAR OLUNAN : 2-
VEKİLİ : Av.

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/12/2019
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa Kestel İlçesi, Bursa yönünden İnegöl ilçesine dğru D200-06 Karayolu üzeri 27 km+500 istikametinde, davalı …hakimiyetindeki 34 PN 6983 plakalı araçla 25/10/2019 tarihinde meydana gelen kazada ilgili aracın, davacı müvekkili yaya olan eşi …’e çarpması sonucu, yaralamalı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen bu elim kaza sonucu, davacı eşi …’in vefat ettiğini, kazanın olduğu yer mezarlık yolu kapısı geçiş alanı olup hemen her gün yüzlerce insanın karşıdan karşıya geçtiği, üst alt geçidin olmadığı, zorunlu yaya geçiş alanı olup bu zorunluluklardan dolayı tüm sürücülerin bu mecburiyete ve yasalarla kendilerine yüklenen sorumluluk bilinciyle dikkat ederek geçiş yapmaları gereken bir alan olduğunu, yaşanan bu elim kazada davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, davacı müvekkili 16/02/1954 doğumlu, vefat eden eşinin ise 24/05/1960 doğumlu olup, çocuklarının olmadığı, davacının yalnız ve geçimsiz kaldığını, ilgili kazada davalı sürücü …’in KYTK uyarınca hız sınırın üstünde seyir halinde olmakla, KYT kan 51-52.m. uymadığını, olay yerinde fren izi de bulunmamakla beraber, hız sınırlarının çok üstünde araç kullandığını, kaza tespit tutanaklarında belirtildiği gibi çarpışma noktası ile merhumun ex olduğu mesafe 38,20-mt olduğunu, aracın hasar durumu da göz önünde alındığı davalının tam kusurlu olduğunu, olay yeri inceleme raporu ve kaza tesp0ut tutanakları içeriklerinden de anlaşılacağı çarpmanın etkisiyle müteveffa plakaya ardından cama ve sonra çarpma noktasının uzağına fırlatıldığını, aracın plakası yerinden sökülmüş, camlarda kan izleri kaldığını, müteveffanın kontrollü geçiş yaptığı, alt üst geçidin olmadığı, müteveffanın alkollü olmadığı, bir yakının cenazesine katılmak için toplu olarak mezarlık girişinde bulunduğu bu kaza alanında, her gün yüzlerce yaya tarafından mecburi kullanılmakta ve davalı sürücünün kontrolsüz yüksek hızı olmasaydı kuşkusuz bu talihsiz kazanın gerçekleşmeyeceğini, bu kaza sonucu ev hanımı olan, çocukları olmayan ve çalışmayan müvekkili vefat eden eşinin kendisine ileride olacağı desteğini kaybettiği, bu sebeple destekten yoksunluk tazminatı için davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, ancak anlaşma sağlanamaması üzerine arabuluculuk bürosuna da başvuru yapıldığını bu başvurunun da olumsuz sonuçlandığını, meydana gelen kazada 34 PN 6983 plakalı araç, davalı … Sigorta şirketinden ZMSSS poliçesi ile sigortalı olduğundan, … sigorta A.Ş’nin destekten yoksun kalma tazminatında üçüncü kişi olduğunu bu nedenle tazminattan sorumlu olduğunu, dosyada davacı müvekkili, ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan kişi sıfatıyla da iş bu davayı açmış olup, ölüm nedeniyle doğrudan davacı müvekkili üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun, davacı müvekkile yansıtılamayacağını, bu nedenlerle; hayattaki maddi ve manevi tek varlığı olan eşini bu elim trafik kazasında kaybeden davacı müvekkili çocukları da olmadığından hem derin bir ıstırap içine girmiş, hem de herhangi bir işte çalışmadığı için eşinin ileride ki maddi desteğinden yoksun kaldığını, davalı sürücü …aleyhine Bursa 15. Asliye Ceza Mahkemesi 2019/880 Esas sayılı dosya açılmış olup, ilgili suçtan yargılamasının devam ettiğini, anılan bu sebeplerle; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile; davacı müvekkili destekten yoksun kaldığının kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının, haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 25/10/2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tüm davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini, davacı müvekkili elem, ızdırap ve tarifsiz üzüntü ve acısını dindirmek için davalılar …ve davalı … Finansal kiralama A.Ş aleyhine 90.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 25/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle her iki davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekaleti ücretin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle;Huzurdaki dava; dava konusu ölümlü trafik kazasına ilişkin soruşturma aşamasında düzenlenmiş raporlara dayanmakta olduğu, öncelikle hali hazırda müvekkili …’in kusur durumu kesin olmadığı, kaldı ki; kabul anlamına gelmemekle birlikte soruşturma evresinde düzenlenen raporlarda dahi müvekkilim … “tali kusurlu” olarak belirtildiği, her ne kadar neticesi arzu edilmese de dava konusu trafik kazasının oluşumunda merhum … kusurlu bulunduğu, yapılacak keşif ve bilirkişi incelemeleri neticesinde bu husus açıkça ortaya konulacağı, Bursa 15.Asliye Ceza Mahkemesi 2019/880 E. Sayılı ceza davası derdest olup, huzurdaki dava ile ilgisi nedeniyle sonucunun beklenmesi gerekmekte olduğu, dava dilekçesi 1nci maddesinde kazanın meydana geldiği yer tarif edilirken “….Kazanın olduğu yer mezarlık yolu-kapısı geçiş alanı olup hemen hergün yüzlerce insanın karşıdan karşıya geçtiği, üst-alt geçidin olmadığı, zorunlu yaya geçiş alanı olup, bu zorunluklarından dolayı tüm sürücülerin………. Sorumluluk bilinciyle geçiş yapmaları beklenen bir alandır….” denildiği, öncelikle kaza yeri 3 şeritli bölünmüş karayolu olduğu, ileri sürüldüğü gibi hergün yüzlerce kişinin geçiş yapmasının zorunlu ve normal olduğu bir bölge olsa idi Karayollarınca bu alanda tedbir alınır, yaya geçişi sağlanır ve hız sınırı da buna göre tanzim edileceği, kaza mahali hız sınırı 110 km/saat olup bu bile kaza yerinden yaya geçişinin beklenmediğinin işareti olduğu, davacı vekilinin belirttiği hususlar geçerli olmadığı, müvekkilimin kaza anında hız sınırını aştığına ilişkin hiçbir delil mevcut olmadığı, buna rağmen tali kusur izafe edilirken hız sınırını aştığı iddia edildiği, yargılama sürecinde müvekkilimin hızının normal olduğu ortaya konulacağı, aracın hasar durumunun kusur değerlendirmesinde bir veri olduğunun ileri sürülmesi tamamen yanıltma amacı taşımakta olduğu, bir aracın hasar durumundan hız tespiti asla mümkün olmadığı, müvekkilinin kusurlu olabilmesi ancak ve ancak hız sınırına uymaması halinde mümkün olabileceği ve aracın hasar durumu bu durum ile ilgisiz olduğu, soruşturma evresinde yapılan hatalı bir değerlendirme üzerinden huzurdaki dava bu bakış açısı ile iddia olunduğu, itiraz dahi edilemeyen bir rapordaki hatalı ifadeler ile itham edilmesi kabul edilebilir olmadığı, talep edilen manevi tazminat tutarı fahiş olduğu, manevi tazminatın zenginleşmeye sebep olacak ölçüde olamayacağı yüksek mahkeme kararları ile de sabit olduğu, kaldı ki, kusur durumu ve kusur oranları ortaya koyacaktır ki böylesine bir tazminat tutarı hakkaniyete de aykırı olduğu belirtilerek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; davalı … Finansal Kiralama A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin 6361 sayılı kanun çerçevesinde faaliyeti gösteren bir finansal kiralama şirketi olduğu, müvekkil şirket ile dava dışı … Turizm Otomotiv San. Ve Tic. A.Ş. Arasında 03/09/2018 tarihli 18002415 sözleşme numaralı Finansal Kurumlar Birliği’ne 186173329-1 tescil numarası ile 04/07/2019 tarihinde tescil edilmiş olan finansal kiralama sözleşmesi akdedilmiş olup sözleşme konusu olan 742 adet araç … Turizm Otomotiv’e teslim edildiği, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 18.maddesi gereğince, kiracının seçimi ve talebi üzerine, 3.şahıslardan veya bizzat kiracıdan satın aldığı veya başka bir suretle temin ettiği veya daha önce mülkiyetine geçirmiş bulunduğu bir malın zilyetliğini, her türlü faydayı sağlamak üzere kira bedeli karşılığında kiracıya bırakmakta ve bu amaçla kiracı ile aralarında finansal kiralama sözleşmesi akdedildiği, davaya konu kazaya karışmış olan 2017 model Renault Symbol Joy 1.5 DCI 34 PN 6983 plakalı aracın zilyetliği sözleşme gereği kiracıya devir ve teslim edildiği, gerek 6361 sayılı Kanun’un 18 ve 24.maddelerindeyer alan hükümler, gerkese müvekkil şirket ile kiracı arasında akdolunan finansal kiralama sözleşmesinin 5.maddesi gereği, kiralama konusu malın zilyedinin kiracı olduğunu, sözleşmenin amacına uygun olmak koşuluyla kiracının kiralanandan her türlü faydayı temin etme hakkını haiz olduğunu, malın her türlü bakımı ve korunmasından kiracının sorumlu olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9. Maddesi gereği Kiralayan’ın “Kiralananın veya onun kullanılmasından ve işletilmesinden Kiracı’ya, üçüncü şahıslara, çevreye ve doğaya vereceği her tür ve kategorideki zararlardan” sorumlu olmayacağı, hasar ve ziyan sorumluluğunun kiracıda olduğu açıkça belirtildiği, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. Maddesinde belirtildiği üzere; “….araç sahibi fiili tasarrufta bulunduğu takdirde işleten sayılır.” demek suretiyle, müvekkil şirketin işbu finansal kiralama sözleşmesinin akdinden hitamına kadar geçecek olan sürede, araç işleten sıfatını haiz olamayacağını açıkça ortaya koymakta olduğu, ayrıca aynı madde hükümlerine göre, uzun süreli kiralama işlemlerinde kiracı araç işleten sıfatını kazanacağından, müvekkil şirketin işleten olarak sorumlu tutulması mümkün olmadığı, yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere finansal kiralama sözleşmesinin akdedildiği tarih itibariyle, dava konusu kazaya ve haksız fiile sebebiyet veren 34 PN 6983 Plakalı araç müvekkil şirket kiracısı … Turizm Otomotiv San. Ve Tic. A.Ş.’nin tasarrufu altında olduğu, 6361 sayılı Finansal Kiralama Şirketleri, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu gerek 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümlerinin yanı sıra Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da, aracın mülkiyeti finansal kiralama şirketine ait olsa da yararlanma ve kullanma hakkının kiracıya ait olduğunu ve malın zilyedinin kiracı olduğu dolayısıyla üçüncü kişilere verilecek zararlardan da kiracının sorumlu olduğu yönünde olduğu, aracın uzun süreli kiralanması durumunda kiracı işleten olduğu, 2918 sayılı yasanın 85. Maddesine göre bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne ya da yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni bu zarardan sorumlu olacağını, bu nedenle; davanın kiracı ve aracın işleteni olan … Turizm’e ihbar edilmesini talep etme zorunluluğu hasıl olduğu belirterek davanın husumet yokluğundan reddine, yargılama giderleri ile gider avansının davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
CEVAP; davalı … Sigorta A.Ş’ye usulüne uygun yapılan tebligata rağmen, yasal süresi içerisinde davaya cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İhbar olunan … Turizm Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi 05/05/2022 tarihli beyan dilekçesinde özetle; 34 PN 6983 plakalı araç, davaya konu kazanın meydana geldiği tarihte … Teknoloji Hizmetleri ve Ticaret A.Ş.’nde uzun dönem için kirada bulunmakta olduğu, bu nedenle huzurdaki davaya konu kazanın gerçekleştiği tarihte araç işleteni … Teknoloji Hizmetleri A.Ş. Olduğu, 34 PN 6983 plakalı araç, müvekkil … Turizm Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. tarafından finansal kiralama yoluyla huzurdaki davada davalı sıfatını haiz olan … Finansal Kiralama A.Ş. ile akdedilen finansal kiralama sözleşmesi neticesinde kiralanmış olmakla beraber; dava konusu araç kazanın gerçekleştiği 25.10.2019 tarihini de kapsar şekilde araç kiralama faaliyetiyle iştigal eden ve sektörde öncü olan müvekkil şirket tarafından … Teknoloji Hizmetleri ve Ticaret A.Ş.’ne kiralanmış bulunmakta olduğunu, zira müvekkil şirket ile … Teknoloji Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. arasında birden fazla araca ilişkin olarak birden fazla sözleşme kapsamında uzun dönem araç kiralama ilişkisi bulunmakta olup davaya konu kazaya karışan 34 PN 6983 plakalı araç 31.07.2017 tarihli araç kiralama sözleşmesi ile dava dışı şirkete kiralandığı, 34 PN 6983 plakalı araç, 25.08.2017 tarihinde kiracı şirkete teslim edilmiş ve … Teknoloji Hizmetleri ve Ticaret A.Ş.’ne sunulan araç kiralama sözleşmesi hükümleri kapsamında 36 ay boyunca kullanmak üzere aracın zilyetliğini devralarak “aracın işleteni” haline geldiği, bu durum göstermektedir ki, taraflar arasında mevcut birden fazla araç kiralama sözleşmesi akdedilmiş olup işbu araç kiralama sözleşmeleri kapsamında ilgili araç işleten sıfatıyla 25.08.2017 tarihinden bu yana kaza tarihini de kapsar şekilde … Teknoloji Hizmetleri ve Ticaret A.Ş.’nde bulunmakta olduğu, ekte sunulu Eylül 2016 tarihli damga vergisi beyannamesinin 408. sırasında görüleceği üzere müvekkil şirket tarafından dava dışı “araç işleteni” kiracı … Teknoloji Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. ile imzalanan araç kiralama sözleşmesine istinaden damga vergisi beyanında bulunulmuş ve buna ilişkin damga vergisi ödendiği, dolayısıyla kaza tarihinde dava konusu araç, işbu şirketin tasarruf alanında olduğu, nitekim dava konusu araç ile ilgili faturalamalar da bu şirket adına yapılmış olup kaza tarihini de kapsar şekilde fatura suretleri dilekçe ekinde sunulmakta olduğu, yine dava dışı araç işleten … Teknoloji Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. ile müvekkil şirket arasındaki kiralama ilişkisini ve buna ilişkin faturalaşmayı gösterir cari hesap ekstresi de işbu beyan dilekçemiz ekinde sunulduğu beyan etmiştir.
İhbar olunan … Teknoloji Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. 22/06/2022 tarihli beyan dilekçesinde özetle;Davaya sebebiyet veren araç müvekkil şirket tarafından ihbar olunan … Turizm Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’yle akdedilen 28/09/2016 tarihli Uzun Dönem Operasyonel Kiralama Sözleşmesi’ne ek 01/08/2017 tarihli Protokol’le kiralandığı, sevk ve idaresindeyken üzücü kazaya sebebiyet veren kiralık araç, müvekkil şirket tarafından davalı …’e görevi nedeniyle tahsis edildiği, davalı …olay tarihinde ve işbu dilekçemizin Sayın Mahkeme’ye ibrazı tarihinde müvekkil şirket nezdinde bordrolu ve tam zamanlı olarak çalışmakta olduğu, ihbar olunan müvekkil şirketin kaza konusu olayda ve davada taraf sıfatı bulunmadığından hakkında hüküm kurulamayacağından davanın reddine, müvekkil şirket hakkında hüküm kurulmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; Kaza tespit tutanağı, poliçe ve hasar dosyası, Bursa 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/880 esas sayılı dosyası, SGK kayıtları, sosyal ve ekonomik durum araştırması, tanık beyanları, keşif, bilirkişi raporları, 03/09/2018 tarihli 18002415 sözleşme numaralı finansal kiralama sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; 25/10/2019 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazası sebebiyle, destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce, Bursa 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/880 Esas sayılı dosyasının uyap sistemi üzerinden celp ve incelenmesinde, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/93925 soruşturma sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda özetle; meydana gelen yaya’ya çarpma trafik kazasında, müteveffa yaya … ‘in taşıt yolundaki yaklaşan araç ile eş zamanlı gerçekleşen çarpma açısı ve çarpma noktasının fiziki oluşumundaki gerçeklik payı baz alındığından bahisle, 2918 sayılı K.Y.Trf. Kanunun 68.nci maddesinde yer alan yaya kusurlarından B bendini, aynı kanunun bağlı yönetmeliğinin 138. maddesmın B bendınm son fıkrasındaki hükümleri ihlal ettiğinden asli yönden ve ağır derecede kusurlu olduğu, diğer 34 PN 6983 plakalı otomobilin sürücüsü …’in ise, 2918 sayılı K.Y.Trf. Kanunun 52.nci maddesinin B bendindeki hükümlerine riayet etmediğinden ötürü, kazanın oluşumunda alt derecede tali yönden kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, Bursa 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/880 Esas sayılı dosyasında alınan 16/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; sürücü …’ in gündüz vakti meskûn mahal dışında sevk ve idaresindeki otomobil ile sol şerit üzerinde kurallara uygun olarak hareket ettiği, seyir şeridine aniden, kontrolsüz ve kural dışı giriş yapan yayaya karşı kazayı önlemek bakımından etkili fren yapma zaman ve mesafesinin olmadığından kazada, atfı kabil kusurunun olmadığı, müteveffa yaya …’ in ise gündüz vakti meskûn mahal dışında karşıya geçerken Dikkatsiz-Tedbirsiz davrandığı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda “Yayaların Uyacakları kurallar” başlığı altında yer alan 68’nci maddesinin (b) bendini ihlal ettiğinden kazada, Asli Derecede Kusurlu olduğu kanaatine varıldığı,Bursa 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/880 Esas sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nin 09/06/2021 tarih ve 53306942-101.02-2021/63793/8633 sayılı raporunda özetle;Mevcut verilere göre; Sanık sürücü …, sevk ve idaresindeki otomobil ile standardı yüksek
devlet kara yolunda seyir halinde iken sağından kaplamaya girerek karşıdan karşıya geçmek
isteyen müteveffa yayanın sağ ilerisindeki plakası belirsiz bir başka aracın önünden geçerek seyir
alanına girmesiyle bu yayaya aracının ön kısmıyla çarptığı olayda, atfı kabil bir kusuru
bulunmadığı, müteveffa yaya …, standardı yüksek devlet kara yoluna girmeden evvel
yolu yeterince kontrol etmediği, solundan gelmekte olan otomobile ilk geçiş hakkını vermediği,
hem taşıt trafiğini hem de kendi can güvenliğini tehlikeye atarak seyir halinde olan araçlara
rağmen karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı, orta şeritte seyir halinde olan aracın önünden geçerek
sol şeride girdiği sırada buradan gelmekte olan sanık sürücü idaresindeki otomobilin çarpmasına
maruz kaldığı olayın gelişimine sebebiyet verdiği anlaşılmakla, meydana gelen olayda dikkat ve
özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile asli kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaate varıldığı görülmüştür.
Tarafların tanık deliline dayandığı anlaşılmakla, mahkememizce tanıkların dinlenmesine karar verilmiştir.
Davacı tanığı … : “Ben olay günü abim olan …’in yanındaydım. Biz olay günü kardeşimle vefat eden komşumuzu defnetmek için belediye aracına binmiştik. Biz abimle yanyana oturuyorduk. Önce arabadan ben indim sonra cemaat kalabalık olduğu için abim daha sonra indi. İndikten sonra yol sakindi ben karşı tarafa geçtim. Yolun karşısındaki mezarlığa vardım. O arada çarpma sesi geldi. Yola çıktığımda abimin yerde yattığını gördüm. Abime vuran araç pert olmuştu. Ben yolda fren izi hiç fark etmedim. Fren izi yoktu vuran araç hiç fren yapmamış. Ben abime araba çarptığı anı görmedim. Ben geçerken yol boştu. Mezarlığa varınca aracın çarpma sesini duydum. Zaten orası mezarlığa giden yaya yolu. Ayrıca abim bariyerin biraz ilerisinde sürüklenmiş vaziyetteydi. Fren izi yoktu. aşağı yukarı 40-50 metre sürüklenmiş vaziyetteydi…”şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı tanığı Cemil Özden :”Ben kazadan hemen sonra olay yerine gittim. Kazayı haber aldığım için olay yerine gittim. Gittiğimde abim yerde yatıyordu. Abime vuran araç pert halindeydi. Abim vefat etmişti. Abimi bırakan otobüs inegöle giden yolun sağındaydı ancak abim karşıya geçerken sol şeritte yatar vaziyetteydi. 45-50 metre sürüklendiği belliydi. Benim hatırladığım kadarıyla yerde fren izi yoktu. Abim karşıya geçerken yaya yolunun orada karşı araç çarpmış. Yolun %90 nını bitirmiş tam sol şeriti bitirirken araç çarpmış. ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davalı tanığı …; ” Davalı …benim iş arkadaşım olur. Olay günü davalıyla birlikte İstanbul dan İnegöl deki şirket ofisimize dönüyorduk. İstanbul dan yola çıktığımızda emniyet kemerimiz bağlıydı. Bursa Ümit Alan rampasına tırmanış kısmına geldiğimizde 3 şeritli yolun en sol şeridinde seyir halindeydik. Orta şeritte bizimle seyir eden başka bir araç vardı. O araçla viraj içerisine beraber girdik o bizim biraz önümüzdeydi. Orta şeritte giden aracın önünden en sol şeride bir anda ismini sonradan öğrendiğim … çıktı. Şoför arkadaşım DAVALI …her nekadar çarpmamak için ani bir fren yapmış olsa da ancak çarpmaktan kurtaramadık. Çarpmadan sonra ölen şahıs aracın ön camına çarptığı için ön cam patladı. Ancak emniyet kemerlerimiz bağlı olduğu için biz yaralanmadık. Kazadan hemen sonra araçtan inerek şahsın yanına gittik 112 ambulansı polisi ve jandarmayı aradık. Daha sonra olay yerine ambulans polis ve jandarma intikal etti. Yaşanan bu üzücü olayda arkadaşımın herhangi bir kusuru olduğunu düşünmüyorum aracın yolcu koltuğunda oturduğum için aracın net hızını görmedim ancak rampanın tırmanış kısmında olduğumuz için çok hızlı olduğumuz söylenemez tahminen 80 km hızla ilerliyorduk…” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, kusur durumlarının ve aynı zamanda davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı tutarının belirlenmesine yönelik rapor tanzimi için, 18/12/2020 günü mahallinde icra edilen keşif sonrası dosya Trafik Güvenliği Bilirkişi Önder Taban ve Sigorta aktüerya uzmanı bilirkişi … Şenyurt’da teslim edilmiştir.
15/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Yaya …’in kazanın oluşumunda Asli Yönden ve Ağır Derecede % 85
(Yüzdeseksenbeş) oranında kusurlu olduğu;
34 PN 6983 plakalı otomobilin sürücüsü …’in ise, Alt Derecede Tali
Yönden % 15 (Yüzdeonbeş) oranında Kusurlu olduğu,
İndirim kalemlerinin tenzilinden sonra, davacı dul eşin destekten yoksun kalma zararı
talep tavanının 33.089,36TL olacağı,
dosyada müteveffaya ait vukuatlı nüfus kayıt örneğinin bulunmadığı, anne babanın
sağ olması halinde davacının destek zararının yeniden hesaplanabileceği,
davalı sigorta şirketinin kaza tarihinde geçerli olan 390.000 TL teminat limiti dahilinde
destek zararından 10.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte
sorumlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna itirazı üzerine, mahkememizce Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak Karoyolları Trafik Fen Heyetinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetine dosya tevdii edilerek dosyadaki bilgi ve belgeler ile adli tıp trafik ihtisas ile trafik güvenliği uzmanı bilirkişiden alınan raporlar arasındaki çelişkinin giderilmek suretiyle kusur oranlarının yüzdesel şekilde gösteren rapor düzenlenmesinin istenilmesine, Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/12/2021 tarih ve 2021/241 Talimat sayılı dosyası ile bilirkişi heyetinin raporu dosyaya ibraz edildiği görülmüştür.
09/12/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Bursa İli, Kestel İlçesi, D-200 nolu Bursa – İnegöl devlet yolunu takiben Bursa istikametinden İnegöl istikametine seyir halinde olan davalı sürücü …yönetimindeki 34 PN 6983 plakalı otomobilin, Ümitalan Mezarlık Mevkiine geldiğinde, seyrine göre yolun sağından taşıt yoluna girip, üç şeritli yolda sol şeride kadar gelen yaya …’e, aracının ön kesimi ile çarptığı, çarpma sonucu yayanın 38,20 metre ileri fırlayarak yolun sol kenarına düştüğü, aracın çarpma noktasından 45,50 metre ileride sol şerit üzerinde durduğu, davacı tanığı …’in ifadesinden olay yerine vefat eden komşularını defnetmek için geldikleri, olay anında vaktin gündüz, havanın açık olduğu, kaza tutanağında yolun düşeyde eğimsiz olduğu, 15.03.2021 günlü raporda ise yolun %10-15 çıkış eğimli olduğunun belirtildiği (internet ortamında yapılan incelemede olay yerinde %3-4 çıkış eğimi bulunduğu belirlenmiştir), anlaşılmakta olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun, yayaların uyacakları kurallar ile ilgili 68. maddesinde;”b) taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır…
Ancak, yüz metre kadar mesafede yaya geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar, taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçebilirler.
c) Yaya yollarında, geçitlerde veya zorunlu hallerde taşıt yolu üzerinde bulunan yayaların, trafiği engelleyecek veya tehlikeye düşürecek şekilde davranışlarda bulunmaları veya buraları saygısızca kullanmaları yasaktır.” hükümlerine, yer verildiği, müteveffa yaya …; azami hızın yüksek olduğu meskun mahal dışındaki bir karayolunun kenarından yolun karşısına geçmek için çok daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, geçiş yaptığı kesimde taşıt yoluna girmeden önce yaklaşmakta olan taşıtların uzaklık ve hızlarını yeterince dikkatle kontrol etmemekle, geçişi sırasında da kontrollü geçişini sürdürmemekle, yaya geçidi bulunmayan bir kesimden yolun karşısına geçmekte olduğundan ilk geçiş hakkını araçlara vermemekle, üzerine doğru yaklaşmakta olan araca rağmen can güvenliği yönünden tedbir almamakla, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 68. maddesi (b) bendi ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 138. maddesi (b) bendi hükümlerine aykırı, dikkatsiz ve tedbirsizce davrandığı, meydana gelen olayda birinci derecede ve yüksek bir oranda kusurlu bulunmakta olduğu, davalı sürücü …; azami hızın yüksek olduğu meskun mahal dışındaki bir karayolunda seyretmekte iken daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, yönetimindeki aracının hızını; aracının yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gereklerine göre ayarlamamakla, ön ilerisine azami dikkatini vermemekle, buna bağlı olarak mezarlığa defin için gelen yayaların varlığını dikkate alıp tedbirli davranmadığı gibi seyrine göre yolun sağından taşıt yoluna girip yolda 8-9 metre yol kat eden yayayı fark edip tedbir almakta oldukça gecikmekle ve yayaya önlemsizce çarpmakla, fren tedbirine başvurmamakla, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52. maddesi (b) bendi hükmüne aykırı, dikkatsiz ve tedbirsizce davranmakla, meydana gelen olayda ikinci derecede düşük bir oranda kusurlu bulunduğu, hava ve görüşün açık olduğu gündüz koşullarında, defin için olay yerine gelip yolun sağ kenarında duran araçtan inen cemaate rağmen hiçbir tedbir almayan, sağdan taşıt yoluna girdikten sonra yolda 8-9 metre yol kat eden yayayı fark edip tedbir almakta geciken araç sürücüsüne kusur atfedilmemesi olayın oluşumuna uygun bulunmadığından Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan 09.06.2021 günlü raporda belirtilen kanaate iştirak edilmemiş, Mahkemenizce alınan 15.03.2021 günlü raporda belirtilen kanaate ise iştirak edildiği, sonuç olarak davalı sürücü …’in olayda %15 (yüzde onbeş) oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya Zeki ÖZDEN’in olayda %85 (yüzde seksenbeş) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce, dosyanın daha önceki Aktüerya bilirkişiye tevdi ile 2022 yılı verileri dikkate alınarak ek rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
15/03/2022 tarihli aktüer bilirkişi ek raporunda özetle; İndirim kalemlerinin tenzilinden sonra, davacı dul eşin destekten yoksun kalma zararı
talep tavanının 58.551,70 TL olacağı, davalı sigorta şirketinin kaza tarihinde geçerli olan 390.000 TL teminat limiti dahilinde
destek zararından 10.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte
sorumlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı vekili 16/03/2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydı ile, toplam 1.000- TL olan destekten yoksun kalma tazminat alacağını 57.551,70-TL arttırılarak 58.551,70-TL olarak ıslahına ve 25.10.2019 kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava dilekçesindeki 90.000-TL manevi tazminat talebinin dava dilekçesi dava konusu kısımdaki talebi gibi davalılar …ve araç işleteninden kaza tarihi 25.10.2019 dan itibaren yasal faiziyle tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılar tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Mahkememizce, 15/03/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda davacının doğum tarihinin yanlış yazılarak hesaplama yapıldığı anlaşılmakla bu konudaki maddi hatanın giderilerek yeniden hesaplama yapılmak için dosyanın daha önceki aktüerya bilirkişiye tevdi ile ek rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
01/06/2022 tarihli aktüer bilirkişi ek raporunda özetle;İşlemiş dönem gelirinin bulunmasında, kazalının ücreti esas alınmış, bulunan miktarlardan
vergi sigorta primi, işsizlik sigorta primi, damga vergisi düşülerek net tutarlar bulunduğu, işleyecek kazanç dönemi gelirinin bulunmasında; kazalının bilinen en son ücretinin
(31.12.2021) her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve her yıl için ayrı ayrı %10 iskontolama esasına
göre hesaplama yapılmış, söz konusu dönem 01.01.2022 tarihinden başlatıldığı, pasif dönem gelirinin bulunmasında; kazalının asgari ücret düzeyindeki emekli aylığının her
yıl için ayrı ayrı %10 artış ve her yıl için ayrı ayrı %10 iskontolama esasına göre hesaplaması
yapıldığı, yapılan hesaplamada ortalama kazanç ve sabit rant yöntemi (%10 artırım ve iskonto değerli
dönem) uygulandığı, Müteveffanın gelirini kanıtlayacak hiçbir belge ve bilginin dava dosyasına sunulmadığı
görülmüş olup, hesaplamamız asgari ücret üzerinden yapılacağı, kazalı …’in 24.05.1960 doğumlu olduğu, kaza tarihi olan 25.10.2019 tarihinde
59 Yıl, 5 Ay, 1 Gün yaşında olduğu, hesap tarihinde bakiye ömrünün 16 Yıl 01 Ay 20 Gün
Gün olacağı, 21.07.2038 tarihinde bakiye ömrünü tamamlayacağı,
davacı eşin 16.02.1954 doğumlu olduğu, hesap tarihindeki bakiye ömrünün 14 Yıl 03 Ay 25
gün olacağı, 26.09.2036 tarihinde bakiye ömrünü tamamlayacağı, kazalının varsayımsal kazancı, kendi bakiye ömrü dikkate alınarak 24.05.2020 Tarihine
değin aktif olarak çalışacağı, 24.05.2020-21.07.2038 Tarihleri arasında emeklilik dönemi
yaşayacağı kabulüyle hesaplandığı, işlemiş dönem gelirinin bulunmasında,
Yüksek Yargıtay Hukuk Dairelerinin bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlarda
dikkate alınarak; Kazalının asgari ücret düzeyindeki işlemiş dönem geliri 25.10.2019 –
01.06.2022 tarihleri için hesaplandığı, aktif çalışma dönemi gelirinin bulunmasında, Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlarda dikkate alınarak,
davacının aktif çalışma dönemini 24.05.2020 tarihinde tamamladığı için anılan dönem için
hesaplama yapılmadığı, pasif dönem gelirinin bulunmasında, Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlarda dikkate alınarak, asgari
ücret düzeyindeki bir emekli maaşı her yıl için ayrı ayrı % 10 artış ve her yıl için ayrı ayrı %
10 iskontolama esasına göre, TRH tablolarından yararlanılarak 02.06.2022 – 26.09.2036
tarihleri arasında hesaplandığı, kazalının varsayımsal kazancının 825.084,89 TL olacağı hesaplandığı, dul eşin destek zararının 412.542,44 TL olacağı hesaplandığı, indirim kalemlerinin tenzilinden sonra, davacı dul eşin destekten yoksun kalma zararı
talep tavanının 61.881,36 TL olacağı, davalı sigorta şirketinin kaza tarihinde geçerli olan 390.000 TL teminat limiti dahilinde
destek zararından 10.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte
sorumlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 25/10/2019 tarihinde, Bursa İli, Kestel İlçesi, D-200 nolu Bursa – İnegöl devlet yolunu takiben Bursa istikametinden İnegöl istikametine seyir halinde olan davalı sürücü …yönetimindeki 34 PN 6983 plakalı otomobilin, Ümitalan Mezarlık Mevkiine geldiğinde, seyrine göre yolun sağından taşıt yoluna girip, üç şeritli yolda sol şeride kadar gelen yaya …’e, aracının ön kesimi ile çarpması sonucu meydana gelen kazada yaya …’in vefat ettiği, mahkememizce alınan gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporuna göre, Müteveffa yaya …; azami hızın yüksek olduğu meskun mahal dışındaki bir karayolunun kenarından yolun karşısına geçmek için çok daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, geçiş yaptığı kesimde taşıt yoluna girmeden önce yaklaşmakta olan taşıtların uzaklık ve hızlarını yeterince dikkatle kontrol etmemekle, geçişi sırasında da kontrollü geçişini sürdürmemekle, yaya geçidi bulunmayan bir kesimden yolun karşısına geçmekte olduğundan ilk geçiş hakkını araçlara vermemekle, üzerine doğru yaklaşmakta olan araca rağmen can güvenliği yönünden tedbir almamakla, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 68. maddesi (b) bendi ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 138. maddesi (b) bendi hükümlerine aykırı, dikkatsiz ve tedbirsizce davrandığından meydana gelen olayda %85 (yüzde seksenbeş) oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü …; azami hızın yüksek olduğu meskun mahal dışındaki bir karayolunda seyretmekte iken daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, yönetimindeki aracının hızını; aracının yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gereklerine göre ayarlamamakla, ön ilerisine azami dikkatini vermemekle, buna bağlı olarak mezarlığa defin için gelen yayaların varlığını dikkate alıp tedbirli davranmadığı gibi seyrine göre yolun sağından taşıt yoluna girip yolda 8-9 metre yol kat eden yayayı fark edip tedbir almakta oldukça gecikmekle ve yayaya önlemsizce çarpmakla, fren tedbirine başvurmamakla, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52. maddesi (b) bendi hükmüne aykırı, dikkatsiz ve tedbirsizce davranmakla, meydana gelen olayda %15 (yüzde onbeş) oranında kusurlu olduğu, raporda da belirtildiği üzere hava ve görüşün açık olduğu gündüz koşullarında, defin için olay yerine gelip yolun sağ kenarında duran araçtan inen cemaate rağmen hiçbir tedbir almayan, sağdan taşıt yoluna girdikten sonra yolda 8-9 metre yol kat eden yayayı fark edip tedbir almakta geciken araç sürücüsüne kusur atfedilmemesi olayın oluşumuna uygun bulunmadığından bu yönde düzenlenen kusur raporlarına Mahkememizce iştirak edilmeyip, mahkememizce alınan bilirkişi raporlarına iştirak edildiği, yapılan hesaplamalara göre, davacı dul eşin destekten yoksun kalma zararının 61.881,36 TL olacağının tespit edildiği, davacı vekilinin maddi tazminat tutarını 58.551,70-TL olarak ıslah ettiği,meydana gelen kazada 34 PN 6983 plakalı araç, davalı … Sigorta şirketinden ZMSSS poliçesi ile sigortalı olduğundan, davalı sigorta şirketinin söz konusu zarardan sigortalının kusuru ve teminat limiti dahilinde davalı araç sürücüsü …ile birlikte sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketine yapılan başvuru tarihi dosya kapsamından
belirlenemediği, ancak davalı sigorta şirketi tarafından dosyaya ibraz edilen hasar
dosyasında 10.12.2019 tarihli aktüer raporunun bulunduğu görüldüğünden bu durumda davalı
sigorta şirketi en geç bu tarihte temerrüde düşeceğinin kabul edildiği anlaşılmakla, Mahkememizce davalılar …ve … Sigorta A.Ş.’ye yönelik maddi tazminat davasının kabulü ile; 58.551,70-TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş yönünden 10/12/2019 temerrüt tarihinden itibaren; diğer davalı yönünden 25/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce davalı … Finansal Kirlama A.Ş’ye yönelik maddi ve manevi tazminat istemine yönelik değerlendirmede, 2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı işleteni kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davaya konu 34 PN 6983 plakalı araç, ihbar olunan … Turizm Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. tarafından finansal kiralama yoluyla davalı … Finansal Kiralama A.Ş. ile akdedilen finansal kiralama sözleşmesi neticesinde kiralanmış olmakla beraber; dava konusu araç kazanın gerçekleştiği 25.10.2019 tarihini de kapsar şekilde, ihbar olunan … Turizm Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. tarafından, ihbar olunan … Teknoloji Hizmetleri ve Ticaret A.Ş.’ne kiralanmış bulunmakta olduğu, söz konusu kiralamalara ilişkin kira sözleşmelerinin ve aracın fiilen teslimine ilişkin belgeler ile damga vergisi beyanı, fatura suretleri ile cari hesap ekstresinin dosyaya sunulduğu bu durumda, uzun süreli ve 3.kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesinin bulunup ekonomik yararlanmanın davalı … Finansal Kiralama A.Ş’ye ait olmadığı, aracın uzun süreli olarak kiraya verildiğinin sabit olması karşısında malikin işleten sıfatının kalmaması nedeniyle davalı Davalı … Finansal Kirlama A.Ş’ye yönünden maddi ve manevi tazminat istemine yönelik davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce davalı …’e yönelik manevi tazminat istemine ilişkin yapılan değerlendirmede, bilindiği üzere Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı asıl olarak ne tazminat ne de bir cezadır. Amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmak ve ruhi ızdırabını dindirmek olması nedeniyle tazminata benzer bir fonksiyonu vardır. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Takdir edilecek manevi tazminatın tutarı her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Dolayısıyla yukarıdaki açıklamalar ışığında, taraflar arasında meydana gelen davacının eşinin ölümü ile sonuçlanan kazada, tarafların kusur oranları, olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihindeki paranın alım gücü, davacıda oluşan acı ve elemin kısmende olsa giderilmesi amacıyla 20.000,00 TL manevi tazminatın hak ve nesafet kuralları çerçevesinde takdir edilerek, davalı …’e yönelik manevi tazminat istemine ilişkin davanın kısmen kabulü ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın 25/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Ayrıca davacının, dava açarken trafik kayıt malikine husumet yöneltmesinde kusuru bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı malik şirket … Finansal Kiralama A.Ş. lehine red vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Finansal Kirlama A.Ş’ye yönelik maddi ve manevi tazminat istemine yönelik davanın pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Davalılar …ve … Sigorta A.Ş.’ye yönelik KABULÜ ile; 58.551,70-TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş yönünden 10/12/2019 temerrüt tarihinden itibaren; diğer davalı yönünden 25/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davalı …’e yönelik manevi tazminat istemine ilişkin davanın KISMEN KABULÜ ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın 25/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 5.365,87-TL harçtan peşin alınan 503,97-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.861,90-TL harcın davalılar Murat Günver ve … Sigorta A.Ş’den (… Sigorta A.Ş. 3.799,68 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Maddi tazminat talebi yönünden; davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 8.411,72 TL vekalet ücretinin davalılar …ve … Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Manevi tazminat talebi yönünden; davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı …kendisi vekil ile temsil ettirdiğinden, manevi tazminat talebi yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen, 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından maddi tazminat talebi yönünden yapılan 943,07 TL harç, 350,00-TL keşif araç gideri, 2.305,00-TL bilirkişi ücreti, 437,00-TL müzekkere ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.035,07-TL yargılama giderinin davalılar …ve … Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Davalı … tarafından maddi tazminat yönünden yapılan 100,00-TL bilirkişi ücretine ilişkin yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … Finansal Kiralama A.Ş tarafından yapılan 50,00-TL bilirkişi ücretine ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
11-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davalılar …ve … Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
12-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalılar …vekili ve … Finansal Kiralama A.Ş vekilinin yüzüne karşı, davalı Sigorta şirketi ile ihbar olunan vekillerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/06/2022
Katip 221345
¸e-imzalıdır

Hakim 150129
¸e-imzalıdır