Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/964 E. 2020/411 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/964 Esas
KARAR NO : 2020/411

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … (TCN: …) …

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 17/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 30/12/2019 tarihli dava dilekçesini özetle; müvekkil şirketi tarafından Kasko Sigorta Poliçesi ile sigorta edilen 16 … 5080 plakalı aracın, davalı yanın sürücüsü bulunduğu 16 … 26 plakalı aracın 06/02/2019 tarihinde çarpması neticesi ağır şekilde hasar aldığını, kaza sonrası düzenlenen Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı ile sabit olduğu üzere mezkur kazanın meydana gelmesinde 16 … 26 plaka sayılı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle sigortalı 16 … 5080 plaka sayılı araç üzerinde yapılan ekspertiz raporu ile belirlenen toplam 16.198,54 -TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, kusur ile kazaya sebebiyet veren 16 … 5080 plakalı aracın kaza tarihi itibariyle Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı konumunda bulunan … Sigorta A.Ş’ye yapılan başvuru sonucu ödeme yapıldığını, borçlu davalının bu borcunu ödememesi nedeniyle aleyhine Bursa 5. İcra Müdürlüğü’nün 2019… Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, davalı yanın itirazı sonucu takibin durdurulduğunu, arabuluculuğa başvuru sonucu anlaşılamadığını, bu nedenlerle HMK’a göre teminatsız olarak 16 … 26 plaka sayılı aracın ve varsa davalı yanın TC kimlik numarası üzerinden yapılacak araştırma ile dava ve takip konusu borca yetecek kadar başkaca araçların ve gayrimenkullerin kaydına 3. Şahıslara devrinin önlenmesi için ihtiyati haciz vasfında icrai satışa da engel olacak şeklide ihtiyati tedbir konulmasını, davalı yanın yapmış olduğu itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı tarafın aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligata rağmen yasal süresi içerisinde davaya cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, kasko sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22/03/1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03/07/1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olaya bakıldığında; davacı … şirketinin sigortalısı gerçek kişi olup, kazaya karışan 16 … 26 plakalı araç da (hasar bedeli ve değer kaybı bedeline konu edilen araç) özel araç niteliğinde bulunmakta olup, davalı ile aralarındaki hukuki ilişki de haksız fiilden doğmuştur. Bu durum karşısında, haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasında da Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek; mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dosyanın Görevli BURSA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır