Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/963 E. 2020/466 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/963 Esas – 2020/466
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/963 Esas
KARAR NO : 2020/466

HAKİM :….
KATİP :….

DAVACI : … A.Ş. –
VEKİLİ : Av. …. UETS
DAVALI : 1- … ŞİRKETİ – ….UETS
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : 2- …. ANONİM ŞİRKETİ – …. UETS
VEKİLİ : Av. …. UETS
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilinin şirketi tarafından Dahili Su teminatını havi Yangın Sigorta poliçesi ile sigorta edilen kiracı … San ve Tic Ltd.Şti.”nin faaliyet gösterdiği iş yeri , davalı … San AŞ’nin mal sahibi olarak bulunduğu işyerinden, 25.05.2018 tarihinde sızan sular nedeniyle dahili su haşarına maruz kaldığını ve neticesinde sigortalı işyerinde demirbaş, dekorasyon ve emtialarda hasar meydana geldiğini, diğer davalı … Sigorta AŞ ; … San AŞ’nin sigortacısı olduğunu, meydana gelen maddi hasardan dolayı sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin şirketçe yaptırılan ekspertiz incelemesi neticesi ; “… İplik üretim tesisindeki binaların firmanın imalatı durdurması sonrasında sigortalımıza kiraya verildiğinin belirlendiğini, eski tesisin bitişik olan binaları içinden yağmur suyu hatlarının taban altından geçtiğini ve önce arsa alt yapısına sonrasında ise cadde hatlarına ulaştığının gözlemlendiği, sigortalının da yer aldığı bina tabanındaki çatı yağmur suyunun tahliye hattının gerek çap yetersizliği sonrasında çatı yağmur iniş suyunun bina içi iniş bölgelerinden bina içi kanala şevkinden yetersiz kalması sonrasında oluşan geri tepmenin fabrika içine yayılarak hasara yol açtığını, gerçekleştirilen ekspertiz çalışmalarından anlaşıldığı “belirtildiğinin, mezkur olay neticesi sigortalı işyerinde meydana gelen zarar ve ziyandan , davalı … San.Tic. A.Ş. gerek kusur sorumluluğu gerekse de eser sahibinin kusursuz sorumluluğu gereği tamamen sorumlu olduğunu, yine ödenen hasar tazminatından diğer davalı … Sigorta A.Ş , diğer davalıya ait işyeri için düzenlenen 02/06/2017-2018 tarih ve 246272520/0 nolu işyeri sigorta poliçesi gereğince tamamen sorumlu olduğunu, mezkur olay nedeniyle sigortalı işyerinde yapılan eksper incelemesi neticesi hazırlanan ekspertiz raporu ile belirlenen 214.592,00-TL hasar bedeli 19.07.2018 tarihinde sigortalımıza ödenmiş olduğunu, iş bu davadan önce sigortalımıza ödenen hasar tazminatının rücuen tahsili hususunda davalı yana başvurulmuşsa da bu başvurularının sonuçsuz kaldığını, davaIı borçlu yanın, Bursa 5. İcra Müdürlüğü’nün 2019/…E sayılı dosyasına ileri sürdüğü borca itirazının iptaline ve duran icra takibinin devamına, davalının %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür
Davalı … Sanayi A.ş. Cevap Dilekçesinde Özetle; Müvekkilinin bina sahibi olması gerekçesi ile sorumluluğu bulunduğu iddiasını kabul etmediğini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise, Sigorta Ekspertiz raporunda; kiracı tarafından yapılan çatıdaki tamiratın, su sızmasına etkisinin olup olmadığını, bina içi rogar tıkanıklığı sonucu meydana gelen hasarın kiracının kullanımı ve kullanma sırasındaki bakımsızlığı gibi kiracıya atfı kabil bir kusurdan kaynaklanıp kaynaklanmadığını, su baskınının ani bir şekilde gerçekleşip gerçekleşmediğini, kiracının bu baskına karşı zararı azaltmak için bir çaba sarf edip etmediğini, kiracının neden baskı kağıtlarını yerle temas eder halde bulundurduğunu, vs gibi bir çok husus belirsiz bırakılmış olduğundan öncelikle bu hususların tespiti gerekmediğini, olay günü yağış miktarının yıl içindeki önceki yağışlara göre durumu, önceki 2 sene içinde hiç aynı miktarda yağış düşüp düşmediğinin tespiti gerektiğini, ayrıca olay günü yağış miktarının yıl içindeki önceki yağışlara göre durumu , önceki 2 sene içinde hiç aynı miktarda yağış düşüp düşmediğinin tespiti gerektiğini, dava konusu alacak yargılamayı gerektirdiğinden likit bir alacak olmadığını, alacak likit olmadığı gibi , sigorta poliçesindeki hesaplama da anlaşılır nitelikte olmadığını, dava konusu sigorta poliçesinin geçerli poliçenin şartlarını taşıyıp taşımadığını, yapılan hesaplamada ve ödemede bir usulsüzlük olup olmadığını yargılamayı gerektirdiğini, bu sebeple davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı yanın davalı kiracıdan talep etmiş olduğu faizin isteminin başlangıç tarihinin ve talep edilen faiz türünün kabulüne imkan bulunmadığını, Görev itirazımızın kabulüne karar verilmesini, Davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, zaman aşımı itirazımızın kabulüne, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddi ile, kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … Sigorta A.Ş. Cevap Dilekçesinde Özetle; Davacı tarafça ileri sürülen taleplerinin reddi gerektiğini, davacı tarafça talep edilen tazminatının taraflarca kabulü mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkilinin, poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere sorumlu tutulabileceği izahten vares olduğunu, kabul anlamına gelmemek suretiyle, müvekkilinin şirket aleyhine hesaplama yapılacak olması halinde iş bu zarar kalemlerinin poliçe teminat kapsamında kalıp kalmadığını, poliçe teminat limitleri gibi hususlarda sigorta hukuku bilirkişisi’nden görüş alınması zaruri olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber, bir an için davanın haklı olduğunu varsayılsa bile, müvekkilinin şirket faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, aleyhimize hüküm kurulması halinde müvekkilinin şirketinin dava tarihinden itibaren ve yasal faizle sınırlı olarak sorumlu tutulabildiğini, nitekim davacı tarafça müvekkilinin şirketine yapılan hasar başvurusuna binaen gerekli tüm ödemeler yapılmak suretiyle sorumluluk yerine getirildiğini, dolayısı ile müvekkilinin şirketinin dava açılmasına sebebiyet verilmediği aşikar olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkilinin şirketinin ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile sınırlı olmak üzere sorumlu tutulabileceğini, öncelikle teminat kapsamında olmayan taleplerin reddi ile davanın reddine karar verilmesini, kabul anlamına gelmemek suretiyle hasar ve zarar tespiti açısından dosyanın uzman bilirkişi heyetine tevdi edilmesine, şirket aleyhine hesaplama yapılacak olması halinde, poliçe teminat limiti ve muafiyet tenzilinin gözetildiğini, teminat kapsamının değerlendirilebilmesi açısından dosyanın sigorta hukuku bilirkişisine tevdi edilmesine, davanın açılmasına sebep olunmadığını, aleyhe faiz, vekalet ücreti, yargılama gideri ve sair hiçbir gidere hükmedilmemesine, ilgili kalemlerin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Mevcut dava dava dışı kiracı …’in davalı malik … San Aş’ye ait binada yağmur tahliye borularının dar olması sebebiyle su basması sonucu iş yerinin zarar görmesi iddiası kapsamında davacı …’nın sigortalısı …’e yaptığı ödeme sonrası halefiyet ilkesi gereği, davalılara rücu kapsamında Bursa 5.İcra Müdürlüğü’nün 2019/…sayılı dosyasında yapılan takibe itirazın iptaline ilişkin olduğu,
“Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2019/813 Esas, 2020/3324 Karar sayılı kararında “Dava konut sigortası poliçesi kapsamındaki konutta meydana gelen yangın sebebi ile dava dışı sigortalısına ödenen tazminat bedelinin rücuen tahsili talebine ilişkindir, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, davacı sigorta şirketi olup davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni, davalı malik ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlük tarihinden sonra açıldığı ve yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde belirtildiği, yukarıdaki karar ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları göz önüne alındığında mevcut davada da davacının, halef olarak dava açtığı, davanın nitelendirilmesi yapılırken sigorta ile zarara neden olan kişi arasındaki hukuki ilişkiye bakmak gerektiği, bu hali ile, davacı … A.Ş ile davalı … Sigorta A.Ş ve … San. A.Ş arasındaki ilişkinin sigorta poliçesinden kaynaklanmadığı, dava dışı … San ve Tic Ltd. Şti ile … San. A.Ş arasındaki kira sözleşmesi dikkate alındığında rücü ilişkisinin kira ilişkisi kapsamında bulunduğu, kira ilişkisine ilişkin davanın Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir.
KARAR:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
3-Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme SULH HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde Görevli SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
4-Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair davalı ve davacı vekillerinin yüzüne karşı davalı … A.Ş. Vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere yapılan inceleme sonunda karar verildi. 07/10/2020

Katip …..
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır