Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/954 E. 2021/823 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/954 Esas
KARAR NO : 2021/823

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … (TC. …) …
VEKİLİ : Av. … – …. UETS
DAVALI : 1- … A.Ş – … …
VEKİLİ : Av. … -…. UETS
DAVALI : 2- …(TC. …) …
VEKİLİ : Av. … -…. UETS

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2019
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2021

Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019… Esas 2019…Karar sayılı Görevsizlik Kararı üzerine, Bursa Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosunca, mahkememize tevzi edilen Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili 08/07/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili 17/02/2018 tarihinde arkadaş grubu ile birlikte İzmir Yolu üzerinde Bursa’dan Karacabey yönünde bisikletiyle seyir halindeyken, davalının sevk ve idaresindeki 16…4766 plakalı kamyonet ile bisikletin arka kısmından çarpması suretiyle yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkili ve bisikletli arkadaşı …’a çarpan davalının hem bisikletlerde hasara hem de müvekkilin sağ kolundan yaralanmasına sebebiyet verdiğini, Bursa 5. Asliye Ceza Mahkemesi 2018/… Esas 2019… Karar sayılı dosyada alınan bilirkişi raporunda da müvekkili ve arkadaşının kusurunun bulunmadığı, davalının kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kaza tarihinden bu yana tedavisi devam eden müvekkilinin sağ dirseğine platin takıldığını, henüz çıkarılmadığını ve tedavisi hala devam ettiği için de iş göremezlik oranının şimdilik netlik kazanamadığını, hasarın kalıcı olup olmadığının da belirsiz olduğunu, müvekkilinde yaralanmanın sağ kolda meydana gelmesi ve müvekkilinin sağ elini kullanan bir birey olması sebepleri ile kazanın hem ruhsal hem de fiziksel olarak yıpranmaya sebep olduğunu, müvekkilinin yaşadığı kaza ve gördüğü tedavi sebebiyle birtakım ücret kaybı oluştuğunu belirterek kazaya neden olan 16… 4766 plakalı aracın trafik kaydına tedbir konulmasını ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile maddi tazminat kapsamındaki tedavi giderleri için şimdilik 1.000,00-TL, geçici iş göremezlik tazminatı için şimdilik 1.000,00-TL, bundan sonra netlik kazanacak daimi iş göremezlik tazminatı için 1.000,00TL ile 50.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı … … vekilinin 11/02/2020 tarihli cevap dilekçesini özetle; taraflar arasında meydana gelen olayın haksız fiilden kaynaklı tazminat davası olduğu ve ticari bir ilişkinin söz konusu olmadığı, ticari bir alacak söz konusu olmadığı gözetilerek ticaret mahkemelerinin görevli olmadığını, davacının tazminat talebine esas olan haksız fiil 17.02.2018 tarihinde meydana geldiğini, bu nedenle talebine dayanak olan fiile dayalı tazminat talebi için 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduğunu, davanın zamanaşımından dolayı reddine karar verilmesi gerektiğini, arabuluculuk tutanağının mevzuata ve usule uygun bir şekilde düzenlenmediğini, tutanağın dikkate alınmadan dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davacı tarafından sigorta şirketine başvuru da yapılmadığı, mahkemece ihtarat yapıldıktan sonra başvuru yapıldığından, KTK 97 gereği dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak, davanın 3.000,00-TL üzerinden ikame edildiğini ve 50.000,00-TL manevi tazminat talep edilerek davalı müvekkili ve diğer davalı …Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsili talep edildiğini, öncelikle davanın belirsiz alacak davası olarak mı kısmi eda davası olarak mı açıldığının anlaşılamadığını, maddi tazminat talebi açısından her ne kadar sigorta şirketi ve müvekkili sürücü müşterek ve müteselsil olarak sorumlu tutulmuş ise de maddi tazminatın sigorta poliçesi kapsamında sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiğini, bu durumda müşterek müteselsil sorumluluk söz konusu olmayıp taleplerin ayrı ayrı yöneltilmesi gerekmekte iken bu husus da hatalı olduğunu, bu nedenle maddi tazminata ilişkin müvekkili sürücünün herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, maddi tazminat taleplerini kabul etmediklerini, ayrıca davacıya sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığını, meydana gelen kazada müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacı ve beraberindeki bisiklet sürmekte olan arkadaşları otobana ayrılan yolda emniyet şeridini kullanmayarak KTK’ya aykırı hareket edip trafik güvenliğini tehlikeye soktuklarını, davacının kullandığı bisiklette KTK’da sayılan unsurların söz konusu olmadığını, 30 metreden duyulması gereken ses çıkarabilen zil, korna veya benzeri bir alet takılı halde olmadığını, KTK gereği bu durum motorsuz bisikletlerin trafiğe çıkması halinde bulundurulması zorunlu husus olarak sayıldığını, bu ve diğer kural ihlalleri davacı ve arkadaşları tarafından yapıldığını, yine KTK’da sayılan bayrak ve diğer teczihatlarla ilgili sorumlulukları da yerine getirmediklerini, davacı ve beraberindekilerle beraber 3 bisikletli sürücü, otobana ayrılan yolda yolu kapatacak bir şekilde ilerlediklerini, hal böyle olunca müvekkili davalının, davacı ve beraberindeki bisikletlileri çok geç fark etmiş ve hemen hızını düşürmüş olduğunu, hız limitlerine ve takip mesafesine uymasına rağmen bisikletlilere uyarıda bulunmuş, davacı ve beraberindeki bisikletiler yolu işgal etmeye devam ettiklerini, müvekkele frene basmış ancak aracın cinsi de göz önünde bulundurulduğunda durması mümkün olmadığından, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda müvekkili herhangi bir kusuru söz konusu olmadığını, anılan bu sebeplerle; müvekkil aleyhine açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’i vekilinin süresi dışında sunulan 09/06/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; HMK md.6/1 gereği, müvekkil şirketin yerleşim yeri itibariyle İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetkisiz mahkemede açılan işbu davanın yetkili İstanbul Anadolu Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiğini, huzurdaki dava hem yasa hem de sözleşme hükümlerinde öngörülen sürelerin geçmiş olması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, işbu nedenle davacının zamanaşımına uğrayan tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep ettiğini, davanın öncelikle davaya konu tazminat bedelinin ödenmesi olması sebebiyle reddi gerektiğini, davacı tarafından müvekkil şirkete başvurulmuş ve şirket nezdinde 14924453 numaralı hasar dosyası açıldığını, dosya kapsamında yapılan incelemeler sonucunda sigortalı aracın kusur oranı da dikkate alınarak 31/03/2020 tarihinde 186.616,87 TL tazminat tutarı davacıya ödenmiş olduğunu, yapılan ödeme ile müvekkil sigorta şirketinin davaya konu edilen poliçeden doğan sorumluluğunun sona ermiş olması sebebi ile huzurda görülen davanın öncelikle açıklanan sebeple reddi gerektiğini, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğu gözönüne alınarak öncelikle davacı tarafından müvekkil şirket sigortalısı araç sürücüsünün kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün kusurunun belirlenmesinde hayati önemi olan hususların yeniden değerlendirerek Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesini talep ettiğini, ayrıca dava konusu kaza sırasında rücuya ilişkin bir durumun mevcut olup olmadığı hususunun araştırılmasını talep ettiğini, davacının sürekli sakatlık durumu Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınacak rapor ile ispatlanmalı ve maluliyetin tespiti halinde tazminat hesabı aktüer sıfatına sahip bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini, müvekkil Şirketin yaptığı ödeme, bilirkişi incelemesi yapıldığı tarih itibari ile güncellendikten sonra tazminatta indirim sebebi yapılması gerektiğini, tedavi giderleri ve tedavi gideri kapsamındaki geçici iş göremezlik, bakıcı giderlerinden müvekkil şirketin sorumlu olmadığını, zira bu hususta sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumu’na ait olduğunu, sosyal sigortalar kurumu tarafından davacı lehine, herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının (rücuya tabi bir gelir bağlanıp bağlanmadığının) sorulmasını talep ettiğini, SGK tarafından davacıya yapılmış bir ödeme var ise bu tutarın yapılacak tazminat hesabında dikkate alınması gerektiğini, anılan bu sebeplerle; öncelikle usule ilişkin itirazların kabulü ile davanın usulden reddine, aksi halde esasa ilişkin itirazlar kapsamında davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; 17.02.2018 tarihinde meydana gelen yaralanmalı trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi mahkememizce değerlendirilmiş olup, kazaya neden olduğu iddia edilen 16 U 4766 plakalı araç davanını konusu olmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce, Bursa 5. Asliye Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak 2018/… Esas ve 2019… Karar nolu dosyasının UYAP sistem üzerinden mahkememiz dosyasına celbedildiği ve dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu; CBS’nın 2018/… sayılı soruşturma dosyası ile hazırlanan iddianamede 16 … 4766 plaka sayılı araç sürücüsü …’ın İzmir Yolu istikametine seyir halinde iken, Görükle Kavşağında bisikletle aynı yol üzerinde seyir halinde olan müşteki … ve …’a çarparak, müşteki Muhammed’in BTM giderilecek şekilde, müşteki …’nin ise BTM ile giderilmeyecek kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaralanmalarına neden olduğunu, Bursa 5. Asliye Ceza Mahkemesi 2018/… Esas sayılı dosyasında alınan Kusur Bilirkişi Raporunda; 16 …4766 plaka kapalı kasa kamyonet sürücüsü …’ın tamamen kusurlu olduğu, Bisiklet sürücüsü … ve …’ın kusurunun bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, mahkemece 10/04/2019 tarih 2018/… Esas 2019… Karar sayılı kararı ile, sanık … hakkında taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan cezalandırılmasına karar verilerek sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizin tensip zaptı ara kararı ile, davacı vekiline, KTK’nun 97. Maddesi gereğince Sigorta şirketine yazılı yada sözlü başvuru yaptığına ilişkin belge ve evraklarını dosyaya sunmak üzere, 2 haftalık kesin süre verilmesine aksi takdirde, davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verileceği hususunun ihtar edildiği, davacı vekilinin 14/01/2020 tarihli beyan dilekçesi ile, 08/01/2020 tarihinde … Şirketi’ne başvuru yaptığına dair belgeyi mahkememize ibraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizce, davalı … şirketine müzekkere yazılarak poliçe ve hasar dosyasının celbine karar verildiği, 23/06/2020 tarihli yazı cevabında 16 … 4766 Plaka sayılı araca ilişkin T-98816664-0-0 numaralı poliçe ile buna bağlı oluşturulan hasar dosyasının gönderildiği, hasar dosyası kapsamında 31/03/2020 tarihinde … için 186.616,87-TL maluliyet tazminatının ödendiğine ilişkin, Akbank şubesine ait dekont örneğinin gönderildiği görülmüştür.
Mahkememizce, SGK’ya müzekkere yazılarak davacıya ait kayıtlar ile 17/02/2018 tarihinde meydana gelen kaza nedeni ile davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığnıın yapıldı ise buna ilişkin kayıtların mahkememize gönderilmesi istenildiği, 10/01/2020 tarihli yazı cevabı ile; davacı …’ye trafik kazasından dolayı 17/02/2018-26/02/2018 ve 27/02/2018-13/03/2018 tarihli iş göremezlik ödemesi yapıldığını ve buna ilişkin bilgilerin cevap ekinde gönderildiği görülmüştür.
Mahkememizce, SGK’ya müzekkere yazılarak davcıya ait hizmet dökümlerinin gönderilmesinin istendiği, 14/07/2020 tarihli yazı cevabı ile; davacı …’ye ait hizmet dökümü, çalıştığı işyerlerinin unvan listesinin gönderildiği görülmüştür.
Mahkememizce, … hastahanesine müzekkere yazılarak davacıya ait tüm tedavi evrakları, raporları ve belgelerinin fiziki olarak, grafilerinin ise CD-… formatında istenildiği, 22/01/2020 tarihli cevap yazısı ile istenilen bilgi ve belgelerin dosyamıza gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce, tarafların bağlı bulundukları İlçe Emniyet Müdürlükleri’ne müzekkere yazılarak, davacı … ve davalı … hakkında Sosyal ve Ekonomik Durum araştırması yapılarak, istenilen bilgilerin dosyamız arasına celbedildiği görülmüştür.
Mahkememizce; Dosyanın (tedavi evrakı ile birlikte) ve davacının Uludağ Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığına sevki sağlanarak davacıda dava konusu trafik kazası nedeni ile geçici ve sürekli iş göremezlik durumu hakkında rapor aldırılmasına karar verilerek, dosya kül halinde 08/07/2020 tarihinde Uludağ Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na gönderilmiş olduğu görülmüştür.
Bursa Uludağ Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın, davacı … hakkında tanzim edilen 23/07/2020 tarihli maluliyete ilişkin adli tıp raporunda özetle; 17/02/2018 tarihinde trafik kazası geçiren hastada sağ olekranon kırığının 11 Ekim 2008 Tarihinde yayınlanan 27021 Sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre değerlendirilmesinde “fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet oranı tayinine mahal olmadığı, tedavilerinin devam ettiği dönem olan iyileşme süresinin 4 (dört) aya kadar uzayabileceği belirtilmiş olup, bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceği” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı vekilinin adli rapora itirazı üzerine Mahkememizce, dosyanın (tedavi evrakı ile birlikte) İstanbul Adli Tıp İhtisas Kurulu’na gönderilerek davacının mevcut trafik kazası nedeniyle uğradığı maluliyetinin tespiti amacıyla, davaya konu trafik kazası nedeniyle mevcut yaralanması dikkate alınarak davacının kaza sebebiyle bedensel iş gücünde kayıp bulunup bulunmadığı, varsa oranı, geçici ve kalıcı iş göremezlik ve varsa maluliyet oranı yönünden rapor düzenlenilmesi bakımından, dosyanın kül halinde 01/12/2020 tarihinde İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’na gönderildiği görülmüştür.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 23/12/2020 tarihli ön raporu ile raporda belirtilen eksik hususların tamamlanmasından sonra dosyanın rapor düzenlenmek üzere tekrar gönderilmesi gerektiğinden iade edildiği görülmüş, davacı vekiline eksik ön rapor doğrultusunda eksik hususların tamamlanması için süre verildiği, ön rapor doğrultusunda Bursa Uludağ Üniversitesi
Ortopedi ve Travmatoloji
Anabilim Dalının 25/03/2021 tarih ve 22401 sayılı rapor dosyaya celp edilerek dosyanın rapor tanzim edilmesi için tekrar İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu’na gönderildiği anlaşılmıştır.
İstanbul Adlı Tıp 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan adli tıp raporunda özetle; mevcut belgelere göre …’nin 17/02/2018 tarihinden geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere VErilecek Sağlık kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla, kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme (İş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların tanık deliline dayandığı anlaşılmakla, taraflara tanıkların isim ve adreslerini bildirmek üzere süre verilmiş, mahkememizce bildirilen tanıklar dinlenmiştir.
Davacı tanığı …; ” Kaza günü davacı ve … ile birlikte Karacabey’e doğru bisikletle birlikte yol alıyorduk. Görükle ayrımına geldiğimizde ismini bilmediğim bize çarpan Transporter araç arkamızdan kontrolsüz bir şekilde gelerek önce bana sonrasında da …ye çarptı. En önde …, ortada … ve arkada da ben olacak şekilde yolda gidiyorduk. Araç bana çarpınca ben … ile aynı hizaya geldim sonrasında da ona çarptık. Daha sonra polis ve ambulans arandı. Sonrasında hastanede tedavi altına alındık. Sanırım …nin sağ kolunda dirsek bölgesinde parçalı kırıklar oluştu. Platin takıldı. Platinlerini yakın zamanda çıkardı. Takılırken bir ameliyat çıkarırken bir ameliyat geçirdi. Hala spor yaparken kolulnun sızladığını istediği gibi bisiklet direksiyonunu tutamadığını biliyorum. Kaza anı ile birlikte hepimiz çok korkmuştuk. O korkuyla birlikte sürücüye bağırıp çağırdım. Ama arabanın içinde olduğu için herhangi bir fiili müdahalem olmadı. Olay anında bize herhangi bir yardım olmadı. Ya da tedavi sürecinde de herhangi bir yardım olmadı. Bir geçmiş olsun bile demediler. ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı tanığı …; ” Biz olay günü davacı ile birlikte toplam üç kişi bisikletle seyrediyorduk. En önde ben vardım. Arkada …, onun arkasında da … vardı. Görükle ayrımına geldiğimizde biz Karacabey istikametine devam edeceğimiz için düz devam ettik. O sırada Görükle ayrımına dönmek isteyen araç arkadan önce …’a sonra …’ye çarptı. Kaza bu şekilde meydana geldi. Ben en önde olduğum için bana olay sirayet etmedi. Mehmet Bey ciddi şekilde yaralandığı için bağırıyordu. Yol dört şeritli bir yoldu. İkisi Karacabey istikametine, ikisi de Görükle istikametine ayrılıyordu. Biz Karacabey istikametine giden yolun sağ şeridinin en sağında trafik kurallarına göre gidiyorduk. Araç Karacabey yolundan Görükle istikametine sert bir şekilde sağa doğru dönerken bize çarptı. Normal ayrım kurallarına uysa geçebileceği boşluk bulunduğu için davacıya çarpmazdı. Zaten hava açık görüşle ilgili bir sıkıntı yoktu. Bizim üzerimizde fosforlu kıyafetler vardı. Biz geçişin yarısını tamamlamıştık. Arkamızda yeterli boşluk vardı ancak çok hızlı geldiği için arkadaşlarıma çarptı. Kazadan sonra arkadaşlarımı bariyerlerin oraya çektik. Polis geldi. Kazayı yapan şoför gelip özür dahi dilemedi. Biyerlere telefon edip polisleri onlarla görüştürmeye çalıştı. Başka bir diyeceğim yoktur… ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davalı tanığı …;” Ben olay günü …’ın arabasındaydım. İzmir ana yoldan giderken E5 e geçtik. E5 e geçtikten sonra bisikletli olan kişiler önümüze geçti. Hatalı olan onlardı. Daha önce ceza soruşturmasında beyanda bulundum. Aynısını tekrar ediyorum. Kaza olduktan sonra bisikletliler …’ya çok küfür ettiler. Ben kendim bisikletlinin yanına gidip özür diledik suç sendeydi dedik. Onlar bize küfür etti. … … hiç efendiliğini bozmadı. Bisikletliler çok hızlı bir şekilde önümüzden geçti, …. … fren yaptı, … … hızlı değildi. Bisikletlilerin lambası,kornası varmıydı hatırlamıyorum. Yol bisikletlerin geçmesine uygun bir yol değildir. Zaten bisiklet yolu değildir…” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak tarafların kusuruna yönelik rapor tanzim edilmesine karar verilerek keşif yapılmış ve dosyanın Trafik Güvenliği Uzmanı bilirkişi … tevdi edildiği görülmüştür.
09/08/2021 tarihli kusura ilişkin alınan bilirkişi raporunda özetle; 16 … 4766 Plaka Sayılı Kamyonet Sürücüsü Davalı … …’ ın: dava konusu trafik kazasında 2918 Sayılı K.T.K.’ nın ” Trafik Kazalarında Sürücü Kusurlarının Tespiti ve Asli Kusur Sayılan Haller ” başlıklı 84/d ” Arkadan Çarpma ” maddesini ihlal ettiğinden % 100 (Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğuna, bisiklet sürücüsü davacı …’ nin: dava konusu trafik kazasının oluşumunda herhangi bir trafik kural ihlali yaptığı tespit edilemediğinden ”Atfı Kabil Kusuru” olmadığına dair görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı vekili 18.02.2021 tarihli celsede alınan beyanında; “… maddi tazminat talebimiz yönünden tüm davalılar yönünden feragat ediyoruz…” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin 07/06/2021 tarihli dilekçe ile; sigorta şirketine karşı sadece maddi tazminat talebinde bulunulmuş olup, şirket tarafından ödeme yapılması sebebi ile davalı … şirketine karşı açılan davadan feragat ettiğini, diğer davalı … yönünden ise maddi tazminat talebinden vazgeçmekle birlikte, manevi tazminat ve yargılama giderleri talebinin devamını talep ettiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;17.02.2018 tarihinde, davalı sürücü ….. idaresindeki 16 …4766 plaka sayılı kamyoneti ile tek yönlü, üç şeritli D-200/05 Bursa- İzmir Karayolu üzerinde Bursa istikametinden İzmir istikametine yolun sağ şeridi üzerinden seyirle 021+450 Metre’ ye geldiğinde, aynı istikamette yolun sağındaki emniyet şeridi çizgisi üzerinden seyreden sürücü … ve sürücü …’ nin idaresindeki bisikletlerin arka kısımlarına kendi aracının ön kısımları ile çarpması ile sonuçlanan trafik kazası meydana geldiği, mahkememizce hükme esas alınan gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporuna göre, meydana gelen trafik kazasında davalı sürücü ….’ın %100 oranında kusurlu olduğu, davacı bisiklet sürücüsü …’ nin: dava konusu trafik kazasının oluşumunda herhangi bir trafik kural ihlali yaptığı tespit edilemediğinden atfı kabil kusuru olmadığı, davacıda meydana gelen trafik kazasından kaynaklı yaralanmasının, alınan adli raporlara göre, fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet oranı tayinine mahal olmadığı, tedavilerinin devam ettiği dönem olan iyileşme süresinin 4 (dört) aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, dolayısıyla kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere VErilecek Sağlık kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında davacının kaza sebebiyle maluliyetinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin maddi tazminat talebi yönünden tüm davalılar yönünden feragat ettiğinden mahkememizce, maddi tazminat istemine yönelik davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Diğer yandan davacının manevi tazminat talebi yönünden bilindiği üzere Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı asıl olarak ne tazminat ne de bir cezadır. Amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmak ve ruhi ızdırabını dindirmek olması nedeniyle tazminata benzer bir fonksiyonu vardır. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Dolayısıyla yukarıdaki açıklamalar ışığında, taraflar arasında meydana gelen davacının yaralanması ile sonuçlanan kazada, tarafların kusur oranları, olayın meydana geldiği tarih, olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihindeki paranın alım gücü, maluliyet durumu değerlendirilerek davacıda oluşan acı ve elemin kısmende olsa giderilmesi amacıyla 20.000,00-TL manevi tazminat’ ın hak ve nesafet kuralları çerçevesinde takdir edilerek manevi tazminat talebinin davalı sürücü yönünden kaza tarihi itibariyle temerrüdün gerçekleştiğinden kaza tarihi itibariyle faiz işletilerek davanın kısmen kabulune dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat istemine yönelik davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Manevi tazminat istemine yönelik davanın KISMEN KABULÜ ile, 20.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihi olan 08.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ‘dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Harçlar yasası gereği alınması gereken 1.366,20-TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 222,02-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.144,18-TL harcın davalı …’dan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Manevi tazminat yönünden; davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10, 13/1-2 uyarınca belirlenen 4.080,00- TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Manevi tazminat yönünden;Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davanın red edilen yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10, 13/1-2 uyarınca belirlenen 4.080,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya VERİLMESİNE,
6- Maddi tazminat yönünden;davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 6, 13/1-2 uyarınca belirlenen 3.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı …’ne verilmesine,
7-Maddi tazminat yönünden; davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 6, 13/1-2 uyarınca belirlenen 3.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 692,72-TL harç, 500,00-TL bilirkişi ücreti, 250,00-TL keşif araç gideri, 820,00-TL İstanbul adli tıp raporu ücreti, 384,00-TL Uludağ Üniversitesi Adli Tıp Rapor ücreti, ve 525,90-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 3.172,62-TL yargılama giderinin, kabul ve ret oranına göre, 1.269,05-TL’sinin davalı …’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin, 528,00-TL’sinin davalı …’dan, 792,00-TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
10-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı, davalı … A. Ş vekilinin yokluğunda açıkça okundu, usulen anlatıldı. 21/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır