Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/934 E. 2020/598 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/934 Esas
KARAR NO : 2020/598

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI :… – … …

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2019
KARAR TARİHİ : 12/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket tarafından, davalı şirkete taşımacılık ve araç kiralama gibi hizmetler sağlandığını, ancak davalı şirketin karşılıklı mutabık kalınan borcu ödemekten imtina ettiğini, müvekkil şirket bakiye alacaklarını talep etmiş olmasına rağmen davalı şirket tarafından herhangi bir ödemede bulunulmadığını, müvekkilin, davalının borçlu olduğu Bursa 2. İcra Dairesi’nin 2019…takip numaralı dosyası ile başlatmış olduğumuz icra takibinden gönderilen ödeme emrinin tebliğinin akabinde, davalı; “Alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcu bulunmadığı” belirtildiğini, bu sebeple icra dairesince takibin durdurulmasına karar verildiğini, icra takibine konu yapılan hizmet bedelinin ödendiği iddiasının yazılı belge ile ispatlanması gerekmeksine rağmen, itiraz eden borçlu tarafından dosyaya sunulmuş bir ödeme belgesi de bulunmadığını, itiraz eden borçlu tamamen haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini, davalı tarafından bakiye borcuna ilişkin olarak davacı müvekkil şirket adına … Bankası Heykel/Bursa şubesine 30.000,00 TL bedelli, çek keşide edildiğini, bu çekin karşılıksız çıkması üzerine, söz konusu çekin alacak konusu olduğu Bursa 2. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bu nedenlerle, söz konusu davaya konu icra takibi, 17.07.2019 tarihli cari hesap ekstresinden bahse konu 30.0000,00 TL bedelli çekin mahsubu sonucu oluşan borç bakiyesi üzerinden başlatıldığını, Bursa 2. İcra Dairesi’nin 2019…takip numaralı icra dosyasına yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, müvekkilin ileride telafisi mümkün olmayan zarara uğramaması için UYAP üzerinde yapılacak sorgulama neticesinde davalı şirket adına kayıtlı olduğu tespit edilen menkul ve gayrimenkullerin üzerine dava konusu alacağı karşılayacak miktarda ihtiyati haciz mahiyetidinde ihtiyati tedbir konulmasına, davalının hüküm altına alınan alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere hesaplanacak icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davası olup; yasal süresi içinde açılmıştır.
Bursa 2. İcra Müd. 2019…Esas sayılı icra takip dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından davalı borçlu aleyhine 17.07.2019 tarihinde, cari hesap alacağından kaynaklı 81.998,75 TL asıl alacak (17.07.2019 tarihli cari hesap ekstresinden Bursa 2. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı takibine konu otuz bin TL bedelli 0161837 nolu çekin mahsubu ile oluşan borç bakiyesi) üzerinden takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağı olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir satım sözleşmesi bulunmamaktadır. Cari hesap alacağına konu hizmetin yerine getirildiğine dair yazılı bir belge de yoktur. Kural olarak alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerindedir.
Yazılı bir belge bulunmaması sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmelidir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır.
Dava dosyası, ibraz edilen deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde yerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı defterlerini ibraz ettiği halde davalı tarafa defter incelemesi için çıkarılan davetiyenin TK. 35. Maddeye göre yapıldığı, mahkememizce yerinde inceleme yetkisi verilmesi sebebiyle bilirkişi tarafından davalının adresinin kapalı olması sebebiyle davalı taraf ticari defterleri incelenememiş bu hususta davacı kayıtları dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
09/10/2020 Tarihli Bilirkişi Raporuna göre; davacı şirketin ticari defterlerinde, takip tarihinde; davacı şirketin, davalı şirketten 108.998,75 TL gözüken bakiye alacağı olduğu, ancak davacı tarafından, davalıdan alınan 25.05.2019 vadeli 161837 nolu 30.000 TL bedelli çekin, davacı tarafından Bursa 2.İcra Müdürlüğü 2019/… Esas sayılı dosya ile takibe konulduğu ve davacı tarafından da çek dışında kalan cari hesap alacağının takibe konu edilmesi nedeniyle 30.000,00 TL çek bedelinin bakiye alacak kısmından düşüldüğü, ayrıca davalı şirket tarafından, davacı şirkete banka hesabına 20.12.2017 tarihinde gönderilen 39.877,26 TL tahsilatın, davacı şirket tarafından ticari defterlerine davalı şirkete alacak yazılması gerekirken, usulüne aykırı olarak davalı şirkete borç yazılması nedeniyle bu miktarın da düşülmesi sonucu davacı şirketin takip tarihinde, davalı şirketten 39.121,49 TL cari hesap bakiye alacağı anlaşılmakla, bu sebeple mahkememizce dava ve takip talebi dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, icra takibinin 39.121,49 TL asıl alacak tutarı üzerinden devamına, ayrıca alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla kabul edilen miktarın %20’si oranında icra inkar tazminatına da hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2019…Esas sayılı icra takibine itirazının KISMEN İPTALİNE, icra takibinin 39.121,49-TL asıl alacak tutarı üzerinden talepnamedeki koşullarla birlikte DEVAMINA, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla asıl alacağın %20 si tutarında hesap edilen 7.824,29- TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 2.672,39-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.400,34-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.272,05-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
4-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin ret kabul oranı dikkate alınarak 629,78-TL’sinin davalıdan; 690,22-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 1.451,14-TL harç, 880,50-TL tebligat ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 2.331,64-TL yargılama giderinin ret kabul oranına göre 1.112,42-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 5.868,22-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı taraf yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/11/2020

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı